Logo

2030 Yılının Çalışanları Okullu Oluyor…

Kategori: Kayhan Karlı - Yenilikçi Öğrenme ve Öğretme Merkezi Kurucusu
Perşembe, 20 Eylül 2012 14:17 tarihinde oluşturuldu



Bu yıl 4+4+4'le okula ilk adımını atan minikler 2030 yılına gelindiğinde toplumda çalışan bireyler olacak

Yeni bir eğitim ve öğretim yılına pek çok tartışmayla başlıyoruz. Bu tartışmalar bazen beraberinde yeni çözümleri getirebilir ancak bunun için taraflar bağımsız bir düşünceyle ve tüm yönleriyle meseleyi ele alabilmeliler. Özellikle kamuoyunun bir bölümü ve Milli Eğitim Bakanlığı, sanki kaygı üretmek için fikir üretiyor gibiler. Eğitimciler ise 21. yüzyılın beklentilerine uygun öğrenciler yetiştirmek için gerekli zihinsel dönüşümleri gerçekleştirmek amacıyla ihtiyaç duydukları enerjiyi, sistemin getirdiği sorunlara harcadıklarından, okulların niteliksel dönüşümü pek mümkün görünmüyor. Oysa tüm süreçler içinden en büyük faydayı veya zararı görecek olan çocuklarımız, okula hazırlandıkları bugünlerde gelecekleri konusunda ihtiyaçlarının farkındalar ve biz yetişkinlerden onları yarına hazırlayacak ortamı talep ediyorlar.

Bugünlerde okullara yeni kayıt edilen 1. sınıf öğrencilerinin yaşı üzerinden değil de alacakları eğitimin kalitesi üzerinden bir hesaplama yapalım. Bu yıl 1. sınıf olan Ali, Ayşe ve diğer akranları;

Yıl 2012                 6 yaşında, okula başladı

Yıl 2024                 18 yaşında, liseyi bitirdi

Yıl 2028                 22 yaşında, üniversiteden mezun oldu

Yıl 2030                 24 yaşında, yüksek lisansını tamamladı ve iş aramaya başladı

Şimdi bu çocuklarımızın geleceğine bir göz atalım. Bu yıl 1. sınıf olan çocuklarımız, 2030’lu yıllarda iş aramaya başlayacaklar. O yıllarda nasıl bir dünyada yaşayacağımızı veya hangi mesleklerin olacağını kaç kişi öngörebilir? Bu çocuklara neyi, nasıl öğretelim ki onlar 2030’lu yıllarda iyi bir vatandaş ve iş sahibi olabilsin?

Kalkınma Bakanlığı tarafından oluşturulan 10. Kalkınma Planı hazırlıkları için, Eğitim Özel İhtisas Komisyonu’na davet edildim. Ancak, devletin resmi vizyonu ve kalkınma planı çalışmaları Cumhuriyetin 100. yılını, yani 2023’ü hedefliyor. Bir diğer deyişle bu yıl okula başlayacak çocuklarımızın geleceği, resmi devlet vizyonumuzun içinde bile değil! Eğitim sistemimiz, nitelik ve nicelik olarak çocuklarımızı geleceğe yönlendirebilmek için hazır olmadığı gibi, hazırlanmıyor da...

20. yüzyılın başlarında ilk gökdelen fikrinin ortaya çıkmasıyla birlikte, en önemli işe yarama kriteri olan asansörler ortaya çıktı. Çok yüksek olan binalarda hızlı asansörlerin güvenle çalışmasını sağlamak, en büyük problem olarak ortada duruyordu. İlk yapılan gökdelenlerden birisindeki çalışan asansörü kullanan binadaki çalışanlar, asansörün çok yavaş olduğunu söyleyerek sitem ediyorlardı. Bunun üzerine bina yetkilileri, asansörü yapan mühendisleri çağırıp hızlandırmak için çalışmaları talimatını verdi. Ne yazık ki, mühendisler bunun için yöntem bulamıyorlar ve problem gittikçe büyüyor, bina çalışanları da şikayetlerini artırıyorlardı. Bu sırada genç bir mühendis, problemi çözdü. Önce problemi tersten tanımladı, yani asansör yavaş değil, insanlar asansör içinde beklemekten sıkılıyorlar. Sonra asansörlerin içine ayna yerleştirdiler. Böylelikle bekleme sırasında aynada kendilerine bakarken, bekleme süresinin farkına varmıyorlardı.

Belki de eğitim sistemimizdeki problemleri çözebilmek için, belki de problemleri tersten tanımlamalı ve hiç düşünmediğimiz çözümleri aramaya çalışmalıyız. Yeni eğitim yılının başta öğrenciler ve eğitimciler olmak üzere herkes için öğrenme dolu geçmesini dilerim.

Eğitimtercihi

Kayhan Karlı

Öğrenme Yoldaşı

www.ogrenmeyoldasi.com

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.