Logo

Oktay Aydın: Dershanelersiz de Mümkün!

Kategori: Oktay Aydın - TÜRKPDR Yön.Kur.Üy.
Salı, 27 Mart 2012 10:57 tarihinde oluşturuldu



Bugünlerde eğitim sisteminde tartışma konumuz Dershaneler. Okul dışı bu kurumların varlığı sorgulanıyor. Neden varlar? Olmazlarsa ne olur? Onlarsız bir eğitim sistemi olamaz mı?

Dershanelersiz de Mümkün

Dershaneleri üç (3) kategoride ele almak lazım

1-         Mesleki ya da ilgi kursları (Yabancı Dil-Bilişim-Sanat-Spor-El Becerileri vb.)

2-         Okul derslerine takviye kursları ya da etüt merkezleri

3-         Eleme-Sıralama-Yarış gerektiren sınavlara (SBS-YGS-LYS-DGS-ALES-TUS-KPSS vb.) hazırlık dershaneleri

Birincisi dünyada hemen her ülkede ve Türkiye’de hep vardı, var ve var olacak. Bu, temel bir ihtiyaç. Okul dışı beceri edinme arayışı. Sürekli eğitim olgusu.

İkincisi de hep var olan ve var olacak olan bir kurum. Okulda verilen sürede dersleri bir nedenle (kendinden-sistemden vb.) algılayamayan öğrencilerin öğrenmek (ya da sınıf geçmek) için aldıkları takviye ihtiyacı.

Üçüncüsü ise birçok ülkede (farklı düzey ve derecede de olsa) var. Bizde de var.

Neden var? Kalksa olmaz mı?

Kalkması var olma nedenine bağlı. O neden kalkar (ya da minimize edilirse) sınav hazırlık dershaneleri de kalkar ya da minimize olur, marjinalleşir.

Dershanelerin var olma nedeni, yarış, eleme, sıralama olgusundadır.

SBS’de 1.100.000 adayın % 70’i 9000 lise arasından bir liseye yerleşiyor. Ancak yarış kamuoyunda “en iyi” diye konumlandırılan (resmi bir iyi kötü skoru tablosu yok aslında) en fazla 100-200 okuldaki 25-50.000 kontenjan için. Bu ilk 50 bini hedefleyen de dershaneye gidiyor, hedeflemeyen de (puan durumu itibariyle hedeflememesi gereken de) gidiyor.

YGS/LYS’de 1.900.000 aday’ın %50’si bir üniversiteye (MYO-AÖF dahil) yerleşiyor. Ama esas yarış 400.000 lisansa, hatta onun içinde de kamuoyunda “en iyi” diye konumlandırılan (resmi bir iyi kötü skoru tablosu yok aslında) en fazla 10-20 üniversitedeki  25-50.000 kontenjan için. Yani yarışta ilk % 1-3’e girebilmek amaç.

DGS-ALES-TUS-KPSS’de de sorun hep aynı.

Yarışma eleme sıralama sınavlarında başvuran isteyen adaylar arasından ilk % 1-10’a girebilmek.

Arz-talep sorunu.

İşte dershaneler burada devreye giriyor.

Her okulun öğretmesi gereken bir “müfredatı” yapması gereken etkinlikleri (yabancı dil-sanat-spor-bireysel gelişim vb.) var. Bu tür sınavlara ayıracak zamanları da kadroları da içerikleri de yayınları da yok.

Sınava hazırlık zamanını kadrosunu içeriğini yayını işte dershaneler oluşturuyor ve bu ihtiyaç boşluğunu dolduruyor.

İşlerini de çok iyi yapıyorlar. Sınava yönelik soru hazırlama, test tekniği ve taktiği öğretme konusunda son derece profesyoneller. Bunu yalnız, okullarında müfredatı iyi öğrenmiş öğrencilere yapıyor ve başarılı oluyorlar. Okullarında müfredatı öğrenememiş öğrencilere yapacak bir şeyleri olamıyor.

Bir de bu dershaneler yasadışı kurumlar değil açılışı kuruluşu işleyişi MEB, SGK ve Maliye’ce onaylı, denetli gerçekleşiyor.  Kayıt dışı her sektörde olduğu gibi burada da mutlaka vardır. O ayrı tartışma konusu.

Dershanelerin eğitim sistemine zararı ne? Niye kalkmaları gerekiyor?

1-         Dershanelerde yapılan öğretim olmadığı sadece sınava hazırlık olduğu için eğitsel anlamda öğretmen için de öğrenci için de boşa giden zaman

2-         Boşa giden ekonomi

3-         Çocukluğunu yaşayamayan çocuklar, gençliklerini yaşayamayan gençler. Psikolojik sorunlar.

4-         Okullardaki eğitimin, öğretmenlerin derslerin  önemsizleştirilmesi. Özellikle son sınıflarda okulların fiili olarak da boşalması.

5-         Ümit tacirliği (kazanmayacağı belli olan öğrencilerin bile gidiyor olması). Kamuoyu onlara “dershane finansörü” diyor.

6-         Olanağı olmayanların gidememesi nedeniyle eğitimde “fırsat eşitsizliği”

7-         Tam ve kalıcı öğrenme yerine kolay ve geçici öğrenme becerisini pekiştirmesi

8-         Okullarda yabancı dil-sanat-spor-bireysel gelişime zaman ayrılmasına ket vurması (sınavda çıkmayan hiçbir şeyle ilgilenmeme eğilimi)

Dershanelersiz de Mümkün mü?

Dershaneler yukarıda anlatmaya çalıştığım, yarış, eleme,  sıralama ya da arz-talep sorununun neden olduğu ihtiyaçtan doğmuştur.

Bu ihtiyaç giderilir ya da minimize edilirse dershaneler ya kapanır ya da minimize olur. Yani marjinalleşir. Yani sadece az sayıda öğrencinin gittiği, sistemin içinde göz ardı edilebilecek boyuta düşer.

Bu nasıl yapılabilir?

1-         Üniversite kontenjanlarını artırarak

2-         Üniversiteler arası uçurumu kapanamasa da hiç değilse azaltmak

3-         “iyi” denilebilecek üniversite sayısını artırmak

4-         Vakıf üniversite sayısını artırmak, öğrenim ücreti skalasının orta sınıfa da uygun olanlarının açılmasını sağlamak, vakıfları burs konusunda teşvik etmek.

5-         Sınavı son yılda değil önceden ve çok kere yaparak önemini hafifletmek

6-         Sınav öncesi grubu daha önceden mesleki olarak sağlıklı yönlendirerek iş yaşamına katmak.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.