Logo

Dershaneler ve Şehir Efsaneleri

Kategori: Oktay Aydın - TÜRKPDR Yön.Kur.Üy.
Pazar, 16 Eylül 2012 12:58 tarihinde oluşturuldu



 

Dershaneler ve Şehir Efsaneleri 

  1. Üniversite Giriş Sınavlarında Kazandıran Okul Değil Dershanedir.!

Üniversite giriş sınav soruları, liselerde verilen 9-10-11 ve 12. sınıf içeriklerinden oluşur. Lisede iyi öğrenim almış olan adaylar daha başarılı olur. Dershaneler, ancak lise altyapısı iyi olan öğrencilere, sınava özel hazırlık konusunda, çoktan seçmeli sınavda başarı konusunda işlevsel olabilir.

Lise akademik altyapısı olmayan adaylara, dershane katkısı yok denecek kadar azdır. 2012-LYS puan ortalamalarının lise türlerine göre dağılımı da bunu çok açık ortaya koymaktadır. En başarılı liseler, SBS ile seçilerek gelen zaten başarılı olan öğrencilerden oluşan daha nitelikli ve akademik düzeyi daha yüksek, başarılı liselerdir.

2012 – LYS Puan Ortalamalarının Lise Türlerine Göre Dağılımı:

LİSE TÜRÜ

MF

TM

TS

ORT.*

ADAY

ORT.

ADAY

ORT.

ADAY

FEN LİSESİ

404,353

7.536

379,817

3.007

372,237

306

ÖZEL FEN LİSESİ

380,217

2.883

360,801

1.613

356,963

395

ANADOLU LİSESİ

314,594

85.639

304,639

82.843

303,532

24.406

Y. DİL ÖZEL LİSE

293,442

12.218

274,647

17.598

270,129

7.323

SOS. BİL. LİSESİ

276,684

25

354,128

732

360,662

445

ÖZEL LİSE

243,822

2.418

235,43

3.817

239,058

1.742

YDA LİSE

236,027

1.729

248,036

1.885

257,347

1.265

GENEL LİSE

220,813

120.231

231,181

236.993

243,514

235.091

*Tam puan 500’dür.

Ayrıca, dershaneler, aday öğrencileri,  düzey belirleme sınavlarına alarak, kendilerinden önce elde etmiş oldukları lise akademik düzeylerine göre sıralamakta ve sınıfları homojen oluşturmaktadırlar. Üniversite giriş sınavlarında başarı oranlarının “iyi” sınıflarda yüksek olduğu, “orta” ve “düşük düzey” sınıflarda ya çok az olduğu ya da hiç olmadığı da yadsınamaz bir gerçektir.

Üniversite giriş sınavlarına hazırlık yapan dershanelerin çoğunun SBS Hazırlık kursları da vardır. Genel slogan da şudur: “İyi bir lise üniversiteye girişte garantidir.”. Üniversite giriş sınavlarında okul değil de dershane tek etken olsaydı, SBS’ye hazırlık da, “iyi” bir liseye gitmek de, üniversite giriş sınavları bağlamında anlamsız olmalıydı. Sınavları kazandıran dershane olsaydı, hangi liseye gidiyor olmanın bir önemi kalmamalıydı. Öyle olmadığı, “iyi” bir lise öğreniminin bireysel gelişim, yabancı dil, sosyal beceriler gibi birçok konudaki katkısı yanında, üniversite giriş sınavlarında başarıda da önemli bir etken olduğu tartışmasız bir gerçektir. Böyle olması da çok doğaldır, çünkü sınav lise içeriğinin ölçüldüğü bir sınavdır.

  1.  Dershaneler sadece sınava hazırlık yapılan yerler değildir, neredeyse lisenin yerini almaya başlayan birer eğitim-öğretim kurumlarıdır.!

Doğrudur, üniversite giriş sınavlarına hazırlık için gidilen dershanelerde yapılan işin tanımı da eğitimdir, “sınavlara hazırlık eğitimi”dir. Sonuçta davranışta (bilgi ya da uygulama düzeyinde) değişiklik meydana getirmenin genel tanımı “eğitim”dir. Ancak, çok emek ve özveri barındırmasına ve amacına uygun çok da etkin yapılıyor olmasına karşın, dershanelerde yapılan eğitime, bütüncül (bireysel, sosyal, bilişsel, akademik ve mesleki gelişim) bir eğitim etkinliği demek, hem tanım gereği hem de dershanelerin esas işleri ve işlevleri açısından çok da doğru olmaz.

Dershanelerde temel olarak yapılan şudur:

4 yıllık bir lise içeriğinden oluşan bir sınav var. Farklı düzeylerde ve hedeflerde adaylar var. 600-1300 saat derste, hem ciddi emek, çaba, hazırlık, çalışma, mesai gerektiren sınava hazırlık yapılması hem de aynı anda sınava hazırlık dışında kalan diğer eğitim-öğretim etkinliklerinin yapılması teorik olarak da matematiksel olarak da zaten olası değildir.

Dershaneler sınavlara hazırlık işinde odaklıdır ve çok başarılıdır. Ancak bu yapılan etkinliğin bütüncül olarak bir eğitim-öğretim etkinliği olduğu sonucuna ulaştırmaz.

Ayrıca dershane ortamlarının okul olabilecek nitelikleri (koridor, öğrenci tuvaletleri, bahçe, uygulama alanları vb.) taşımadığı da bir gerçektir. MEB’e göre dershanelerin en fazla %1’i okula dönüşmeye uygun.

  1. Dershaneler kapatılınca eğitimin sorunları bitecek mi? Eğitimin tüm sorunları bitti de dershane mi kaldı?

Tüm tartışmalara bu açıdan bakılırsa, hiçbir şeyin tartışılmaması, ya da sadece öncelikler sırasına göre tartışılması gerekir. Doğrudur, eğitimin

gibi bir çok konuda sorunumuz var. Bunların ivedilikle ele alınması gerekiyor. Tartışma ve uygulama boyutunda ele alınıyor da zaten. Başka sorunlar olması, dershaneler konusunu ele almaya engel değil, olmamalı da. Zaten var olan eğitim sorunlarına, öğrencilerin zihinsel olarak ve lise 11 ve 12. sınıfta fiilen okullarını yok saymalarının eklenmesi gerekmiyor. Bunu irdelemek ve çözüm aramak yanlış olmayacaktır. Ancak, dershanelerin varlık nedeni olan ve acımasız bir rekabet içeren sıralama-eleme sınavları kitlesellikten uç bir noktaya alınmadan kapansın demekle kapanmayacağı, yasa ile kapatılsa bile gerçekte kapanmayacağı sadece kayıt dışında gideceği de bir gerçektir.

Biz eğitimcilere düşen, 2 milyona yakın adayı, 200’e yakın üniversitede 1 milyona yakın kontenjana, sınavsız (ya da en az sınavla) en adil, en etkin nasıl yerleştirebileceğimizi tartışmak olmalıdır. Bu mümkün müdür? Uygulayabilen ülkeler var. Mota mot aynısını almasak da, esinlenebilir, bize uygun bir model geliştirebiliriz. Yine de dershaneler olacaktır. Ancak, eğitimi bu denli etkileyen bir boyutta olmayacaktır. Devlete düşen de,  devlete güvenerek bu kurumlara yatırım yapan ve kayıt içinde kalarak vergisini veren eğitim girişimcilerini ve hafta sonlarını çalışarak geçiren eğitim emekçisi dershane öğretmenlerini mağdur etmeyecek bir çözüm bulmaktır.

Oktay Aydın

Psikolojik Danışman

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.