Logo

Ülkemizin kalkınmasını istiyorsak önce kadınlarımızı eğitmeliyiz

Kategori: EĞİTİM Dosyası
Salı, 18 Mart 2014 09:05 tarihinde oluşturuldu



Emine Örnek Eğitim Kurumları Kurucu Müdürü Emine Örnek, “İyi eğitilmiş kadınlarımız hem çocuklarımızı iyi yetiştirecekler, hem de iş yaşamındaki başarı ve katkılarıyla ülkemize büyük değerler kazandıracaklardır” diyor.

emine örnekEmine Örnek Eğitim Kurumları Kurucu Müdürü Emine Örnek, tutkuyla bağlı olduğu öğretmenlik mesleğini uzun süre yaptıktan sonra, çalıştığı okulun iki girişimci kadınını kendine rol model almasıyla girişimcilik serüveninin başladığını söylüyor.  Kadınların başarılı olmasının önündeki engellerin eğitimle aşılacağını vurgulayan Örnek, “İyi eğitilmiş kadınlarımız hem çocuklarımızı iyi yetiştirecekler, hem de iş yaşamındaki başarı ve katkılarıyla ülkemize büyük değerler kazandıracaklardır” diyor.

Öncelikle eğitim hayatınızdan bahsedebilir misiniz? Nasıl bir öğrenciydiniz?

Bursa’ya gelişimizle okul hayatıma Süleyman Çelebi İlköğretim Okulu’nda başladım. Benden küçük 4 kardeşim  de aynı okulda okuyordu. Sınıf öğretmenimin eşi de kardeşim Kemal’in öğretmeni idi, öğretmenim bazen beni kardeşimin sınıfına öğretmenlik yapmam için gönderirdi. Başkalarına bir şey öğretebilme isteği o yaşlarda başladı diyebilirim. Daha sonra Bursa Kız Lisesi’nde okudum. Öğretmen olma isteği giderek büyüyen bir tutkuya dönüştü. Ailemden habersiz öğretmen okulu sınavlarına girdim ve Bursa Kız Öğretmen Okulu’nu dereceyle kazandım. Her zaman çalışkan ve sosyal bir öğrenci oldum ve okulumun izci başkanlığı görevini de yürüttüm. Anadolu Üniversitesi’nde lisans eğitimimi tamamladım.

16 yıl boyunca Özel İnal-Ertekin Okulları’nda hizmet verdim. Bu süre içerisinde kendilerinden çok şey öğrendiğim iki duayen öğretmeni her zaman saygıyla anarım.

Şu an bulunduğunuz konuma nasıl geldiniz? Kariyer basamaklarında nasıl yükseldiniz?

Uzun yıllar çalıştığım özel okulun sahibi iki girişimci kadın, benim rol modelim oldu, onlar başarmıştı, bende başarabilirim dedim ve  1988 senesinde ortak dostlarımız aracılığı ile tanıştığım eşim Dr. Mahmut Nedim Örnek ile evlendim. Artık hayatıma bir çok değer katan özel okuldan ayrılmam ve kendi işimi kurmam gerekiyordu. Bir yıl evde oturdum, evde oturmanın bana göre olmadığına karar verdim. Yılların bana kazandırdığı birikimle eşimin ve ailemin de desteğini alarak o günkü şartlarda bir özel okul yerine bir dershane açmak olanaklarımıza daha uygundu. 8 yıl sonra özel okul atılımımızı gerçekleştirdik.

1990 yılında ilk kurumumuz Emine Örnek Dershanesi’ni Çakırhamam’da açtık. Öğretmenlikle, eğitim işletmeciliği arasında tabiki farklar var. Ama ben daha çok yöneticilik ve öğretmenlik yönümü öne çıkarırken, destek görevlerle eşim ve kardeşlerim ilgilendi. Çok özverili ve işinde profesyonel öğretmenlerle çalıştım. Özel okul tecrübemin yanı sıra öğretimdeki hız ve organizasyon, yönetim yetenek ve bilgi deneyimlerimi dershanemde kazandım. 1995 yılında Nilüfer ilçesinde de dershane şubesini ilk açan biz olduk. O zamanlar Anadolu Liselerine giriş sınavları ilköğretimin 5. sınıfının sonunda oluyordu. Haftada 45 saate yakın Matematik derslerine giriyordum. Eğer siz iyi hizmet veriyorsanız zaten fark ediliyorsunuz ve velilerin tercih ettiği kurum oluyorsunuz. Dershanecilik, özel okulumuzu açmam için basamak oldu. Önce şehir gürültüsünden uzak, egzoz gazının az olduğu, oksijeni bol bir yer olan Bademli’de arsamızı satın aldık. O zamanlar arsanın etrafı ıssız bir yoldu. Çok geçmeden bölge villalarla doldu ve 1998 yılı Eylül ayında Özel Emine Örnek Koleji’nin ilköğretim bölümünde eğitim başladı. Her geçen yıl öğrenci sayısı artarken, başarılara yeni başarılar eklendi. Eğitim kampüsümüzü 60 dönüme çıkardık, kampüs içinde 2004 yılında yeni bina yaparak Emine Örnek Anadolu Lisesini açtık. Eğitimden kazandığımız eğitime yatırdık ve Nilüfer ilçesinde 2006 yılında Emine Örnek Dershanesi’ni kendi binamıza taşıdık. 2008 yılında tam donanımlı 3-6 yaşlar için Emine Örnek Ataevler Anaokulumuzu hizmete sunduk.

Kariyer basamaklarında yükselmek isteyen kadınların önüne hangi engeller çıkıyor?

Başlangıçta belli zorluklarla karşılaşıyor olsa da kadınlar bir süre sonra bu ortama uyum sağlayabiliyor, erkekler de kadınlarla birlikte çalışmaya, zaman zaman üst düzeyde kadınları görmeye alışabiliyorlar.

Yönetici konumundaki kadınların oldukça başarılı oldukları hem kadın hem de erkeklerin üzerinde ortak kararlar verdikleri bir konu. Kadınlar yönetici konumunda, genelllikle, sorunlarla ilgilenebilen, anlayışlı davranma becerisi gösterebilen bir profil sergilemekteler. Ancak kadınların, yönetici konumuna gelebilmek için verdikleri mücadele erkeklere göre daha uzun zaman alıyor. Kadınlarımız çalışma yaşamı ile aile yaşamınını dengelemek zorunda. 1970’lerden sonra kadınlar çalışma yaşamında daha aktif roller almaya başladılar. Türkiye; yönetici konumuna gelebilmeleri konusunda kadınların fırsat eşitliği açısından oldukça ön sıralarda gelen ülkelerden biri.

Üst düzey yöneticisi konumundaki kadınların bazı ortak özelliklerini sıralamak gerekirse; işlerine çok bağlı olmaları, özgüvenleri yüksek, kafalarına koyduklarını yapmaları ve karalı olmaları diyebilirim.

Kadın olmanın sınırlarını biz kendimiz belirlemeliyiz. Birey olmanın şartı da budur. İyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir iş kadını olalım. Bunu onlar istediği için değil kendimiz istediğimiz için yapalım.

Kurumunuzu yönetirken nelere dikkat ediyorsunuz? Nasıl bir yönetim modelini benimsiyorsunuz?

Ekip olmak, paylaşmak çok önemli. Ben hep yatay yönetimden yanayım. Her pazartesi akşamı yönetim toplantısı vardır, zümre başkanlarıyla, idarecilerimle beraber haftanın değerlendirmesini yaparız, önümüzdeki haftaya ışık tutması için. OGYE (Okul Gelişim Yönetim Ekibi), Ar-Ge çalışmalarımızdan biridir. Amacı da, planlama yapmak, sorun çözümü, analizi ve inovasyona odaklanmaktır. Ayrıca Ar-Ge bölümümüz yenilikleri sürekli izler, araştırır ve yönetim kurumumuzla paylaşır.

Eğitim sektörü dahil, tüm sektörlerde başarının anahtarı doğru insanlarla doğru hedefe odaklanmaktadır. Başarının özü sevgidir. Sevgisiz başarı olmaz.

Kurumsal felsefemizde “İyiden Mükemmele” gidiş ve başarıya odaklanmak için eğitim öğretim çalışanları ve tüm personel, hassasiyetle seçilirler. Elinizde disiplinli insanlar varsa, hiyerarşiye ihtiyacınız yoktur. Elinizde disiplinli düşünce varsa bürokrasiye ihtiyacınız yoktur. Elinizde disiplinli eylem varsa, aşırı kontrole ihtiyacınız yoktur. Disiplin kültürüyle girişimcilik ruhunu birleştirebilirseniz, mükemmel performansın simyasını yakalamış olursunuz. Kurumlarda “Başarının anahtarı doğru insanlarla, doğru hedefe odaklanmaktır.”

CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ ORTADAN KALKMALI

Kadın Girişimciler Kurulu’ndan bahsedelim biraz da. Bu kurul nasıl oluştu, biraz anlatır mısınız?

TOBB bünyesinde kurulan en büyük kadın örgütü. Bursa’da BTSO bünyesinde Kadın Girişimciler Kurulu İl Başkanlığı görevini yürütüyordum. 21 Aralık 2012 günü seçilen İl İcra Komitesi tarafından tekrar başkan seçildim. Şimdiye kadar 50 kadın girişimci olan sayımız yeni seçimlerle birlikte ilçeler dahil 303 oldu. Her konuda rol model olmaya çalışıyoruz. Okullara gidiyor, başarı öykülerimizi anlatıyoruz. Girişimciliğe özendirmek için girişimcilik eğitimleri, seminer ve paneller düzenliyoruz. Türkiye’nin değişik illerinde başarılı kadın girişimcileri getirip, dinletiyoruz. Eğitimci olarak, Girişimcilik, derslerinin MEB müfredatına konulması  gerektiğini düşünüyorum.

Peki, ülkemizde kadın girişimci sayısı ne kadar?

Ülkemizde 1 milyon 200 bin erkek girişimciye karşılık sadece 80 bin kadın girişimci bulunmaktadır.

Kadınların eğitim dünyasında ve toplumdaki konumlarını nasıl görüyorsunuz?

Bir toplumun başarılı olması için, cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kalkması gerekir. Toplumun kadınlar üzerindeki algısının değişmesi gerekir. Ülkemizin kalkınmasını istiyorsak önce kadınlarımızı eğitmeliyiz.

Sosyalleşme ve eğitim önce ailede başlar. İyi eğitilmiş kadınlarımız hem çocuklarımızı iyi yetiştirecekler, hem de iş yaşamındaki başarı ve katkılarıyla ülkemize büyük değerler kazandıracaklardır.

Sizin konumunuza gelmek isteyen kadınlara tavsiyeleriniz ne olur?

Her şeyden önce işinizi çok sevmelisiniz. İletişim, empati kurma ve detaycı olma güçlerinizi kullanınız. Araştırmacı olunuz. Her zaman yapıcı ve katılımcı olunuz. Zorluklar karşısında yılmayınız. Hız çağındayız aslında büyükler değil bizden daha hızlı olanlar bizi tehdit eder. Vizyon sahibi olunuz, çevrenizde her zaman rol model olarak hareket ediniz.

ÖZEL OKULLARA DESTEK, ÜLKEMİZİN GELECEĞİNE DESTEKTİR

Ülkemizdeki eğitim sorunlarına ilişkin sizin çözüm önerileriniz nelerdir?

Özel okulların eğitim sistemimiz içerisindeki  önemi büyük olmasına rağmen diğer ülkelerle kıyaslandığında yeterli seviyede olmadığı bir gerçektir. Ülkemizde eğitimin yüzde 3’lük bir özel sektör payına sahip olması düşündürücüdür. Eğitim hizmetinin özel sektör tarafından verilmesi, devletin üzerindeki mali yükün hafifletilmesi anlamına gelmektedir. Bu bilincin kamuoyunda gelişmesi gerekmektedir. Devlet, özel sektöre okul yapımı için arazi tahsisi yapması, hizmet satın alması, devlet okullarına uygulanan genel giderlerin maddi kolaylıkların özel öğretim kurumlarına da sağlanması, yüzde 8’lik KDV’nin yüzde 1’e indirilmesiyle katkı sağlamalıdır. Türkiye, bir eğitim üssü olacaksa, gelişmesinin odağına eğitimi koyacaksa ve 2023 yılında dünyanın en gelişmiş ilk 10 ekonomisinden biri olacaksa özel sektörün gücünü eğitim alanına taşıması gerekmektedir.

Özel okullar eğitime hem kalite hem rekabet getirmektedir. Özel okullara destek, ülkemizin geleceğine destektir. Kamu okullarında öğrenci sayısı daha nitelikli hale getirilmesi demektir, eğitimin çağdaş standartlara ulaşmasına destektir.

21. YÜZYIL KADINLARIN DÖNEMİ OLACAK

Kadın yönetici sayısının ülkemizde az olmasının sebepleri nelerdir?

Ülkemizde kadın yöneticilerin az olması geçmişten gelen alışkanlıklara bağlıyorum. Artık kadın yöneticilerin özellikleri çok daha önemli anlam kazanıyor. Antropologların araştırmaları, erkeklerin düşünme biçimlerinin daha doğrusal olduğunu ve tek bir hedefe yönelip atak hareket ettiklerini ortaya koyuyor. Kadınlar ise daha ağsal düşünüyorlar. Evi toplamak, çocuklarla ilgilenmek, diğer kadınlarla işbirliği halinde yaşam alanını yönetmek… Yani aynı anda farklı işleri koordinasyon halinde yürütebilmek ve sürdürülebilir yapılar kurmak kadınların genetik özellikleri. Ve şimdi iş hayatı hiç olmadığı kadar bu özelliklere ihtiyaç duyuyor. 21. yüzyıl kadınların dönemi olacaktır. İleri ülkeler buna inanıyor. Biz de inanalım. Kadınlar bir hazinedir. Bu hazineyi meydana çıkarma görevi yine biz kadınlara düşmektedir. Girişimciliğin gerektirdiği dayanıklılık ve duygusal zeka kadında bulunmaktadır.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.