---

---

Yeşilköy 2001 Koleji öğrencileri sordu Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen yanıtladı

Yeşilköy 2001 Koleji öğrencileri, belediyelerin eğitime yönelik hizmetlerini öğrenmek amacıyla Bakırköy Belediyesi’ndeydi. Belediye başkanı Ateş Ünal Erzen’in konuğu olan öğrenciler, belediyelerin eğitime katkılarını tüm yönleri ile sorguladı ve yaşadıkları ilçeye dair farkındalıklarını arttırdı.

YEŞİLKÖY 2001 KOLEJİ ÖĞRENCİLERİ SORDU BAKIRKÖY BELEDİYE BAŞKANI ATEŞ ÜNAL ERZEN YANITLADI

Yeşilköy 2001 Koleji öğrencilerinin hazırladıkları soruları, arkadaşlarını temsilen röportaja gelen Burak Erensoy, Alara Dinçbaylı, Alpcan Köprü ve Selen Ezgi Genç sordu. Öğrencilerin Ana Dil Bölüm Başkanı Pelin Karakurt’un liderliğinde yürüttükleri röportajda, Bakırköy Belediyesi’nin eğitim hizmetleri konuşuldu.

Selen Ezgi Genç: Sayın Erzen, sizce belediyelerin eğitime katkısı ne düzeyde olmalı? Belediyelerin bu alandaki çalışmalarını kısıtlayan unsurlar var mı, varsa neler bunlar? Anlatabilir misiniz?

Batı dünyasında belediyelerin eğitimle iç içe olduğunu görüyoruz. Öğretmenler bile maaşlarını belediyeden alıyor. Ancak ülkemizde merkezi eğitim sistemi olduğu için, biz belediyeler de yasanın verdiği yetkiler çerçevesinde okullara yardım yapıyoruz.

Selen Ezgi Genç: “Kitabınız Kapınızda” projenizi bize anlatır mısınız? Bu proje hangi ihtiyaçtan doğdu? Genellikle bu projeye kimler katılıp hizmet alıyor?

Kütüphane dediğimizde artık çocukluğumuzdaki nostaljik kütüphaneleri anlamıyoruz. Eskiden kütüphaneler sessiz, eski binalarda yerleşmiş çok güzel mekanlardı. Canımız sıkıldığında hemen kütüphanelere koşardık. Kitabımızı okur, çıkarken de bırakırdık. İstersek ufak ücret karşılığı kayıt olur, kitabımızı sonra getirmek üzere eve götürürdük. Belediyemizin iki kütüphanesi, bir de bilgisayarlı kütüphanesi var. Ancak günümüz ihtiyaçlarına yönelik iki farklı proje yaptık. Bunlardan biri sokak kütüphanesi; binlerce kitabı sokağa bıraktık. Parklara bahçelere, çay bahçelerine bıraktık, kitaplarımızı alın okuyun, siz de başka bir yere bırakın dedik.

ÜLKEMİZİN EN BÜYÜK OPERA TİYATRO BİNASI YAKINDA HİZMETE GİRECEK

Selen Ezgi Genç: Bakırköy Belediyesi 17 yıldır Kültür Sanat Festivali düzenliyor. Öncelikle kültür ve sanata olan desteğinize teşekkür ediyoruz.  Belediye olarak, sanat eğitimine yönelik çalışmalarınız var mı?

Kültür etkinliklerimiz çok fazla, sadece festivalle sınırlı kalmıyoruz. Bakırköy’de sanat ve sanat eğitimi çok önemseniyor. Kapalı gişe oynayan bir tiyatromuz var. Klasik Batı Müziği orkestramız, Klasik Türk Sanat Müziği koromuz ve Türk Halk Müziği koromuz var. Hem Yunus Emre Kültür Merkezi’nde hem de İspitohane’de resim, müzik, heykel eğitimlerimiz var. Şimdi de İstanbul’un en büyük opera ve tiyatro binasını yapıyoruz. İçinde uluslararası konferansların verilebilmesi için simultane tercüme odaları bile bulunacak. Binamızın temelini attık. Gerçek anlamda en büyük opera tiyatro binası olacak olan bu yapıyı, önümüzdeki Eylül ayında halkımızın hizmetine sunacağız.

Burak Erensoy: Osmaniye kütüphanesinde “Abla Kardeş Projesi” adı altında ilk ve ortaöğretim öğrencilerine derslerinde destek amaçlı yeni bir hizmet başlatmışsınız. Biz bu hizmeti çok merak ettik. Anlatır mısınız?

Bu hizmeti yerinde görmeniz lazım. Yurtlarımızda okuyan ağabey ve ablalarınız, daha ufak öğrencilere ders çalışırken rehberlik yapıyor, yardımcı oluyorlar. Öğrencilerimiz çok memnunlar bu çalışmalardan.

Alara Dinçbaylı: Bakırköy’deki okullarımızda 2005 yılından bu yana öğrencilerimizin Bakırköy Belediyesinin su arıtma cihazlarıyla temiz su içebildiğini biliyor. Bu projenin nasıl hayata geçtiğinden bizlere bahsedebilir misiniz?

Bizim için en önemli konulardan biri, çocuklarımızın sağlığı ve hijyen. Çocukluğumuzdaki gibi musluktan su içemiyoruz artık. Anne babalar çocuklarının yanına su veriyor ama çocuklar o suyu hızla bitiriyor, hatta bazen oyunda kullanıyor. Yanlarındaki harçlığı da su almak için değil, kantinden gofret almak için harcıyorlar. Öyleyse biz de velilerimizi bu ciddi masraftan kurtaralım dedik. Böylece okullarımıza su arıtma cihazı taktık. O günden beri cihazlarımızın her türlü tamir ve bakım ihtiyaçları da belediyemiz tarafından karşılanıyor.

Burak Erensoy: Sizce Bakırköy’deki okullarımızın fiziki yapısı engellilere uygun mu? Engelli öğrencilere yönelik ne gibi projeleriniz var?

Tüm devlet okullarına yazı yazıp, engelli rampası yapmak istediğimizi belirttik. Birkaç okul dışında bizden rampa isteyen olmadı. Bu, ülkemizin acı tarafıdır. Bunlara rağmen çok adım attık. Yeşilköy’deki bir okulumuzda tek bir öğrenci için asansör yaptık. Anne her sabah çocuğu sırtında taşıyordu. Ders aralarında yine geliyor katları çıkarıyordu. Rampanın da bu öğrenci için yetersiz olduğunu gördük. Bu yürek acısı durumu ortadan kaldırmak için asansör planladık. Asansörümüz haftaya açılacak.

BAKGEM’DE ÜCRETSİZ ÜNİVERSİTE HAZIRLIK EĞİTİMİ

Alara Dinçbaylı: 2009-2010 eğitim yılında başlattığınız BAKGEM projenizde önde gelen dershanelerden bile daha başarılı sonuçlar almışsınız. Bize bu projenizden söz eder misiniz? BAKGEM nasıl doğdu?  

Birkaç sene önce gazetede bir haber okuduk; Denizli’de çok başarılı bir öğrenci intihar etti. İntiharının nedeni, annesinin dershane paralarını ödeyememesi sebebiyle eve haciz gelmesiydi. Öğrencimiz haciz sırasında eve gelip eşyaların alındığına şahit olunca ölümü seçmişti. Bu benim çok ağırıma gitti. İlçemizde maddi sebeplerden dolayı dershaneye gidemeyen öğrencilere yönelik böyle bir hizmet vermek istedik. Hızla BAKGEM projesini hayata geçirdik. 140 çocukla başladık. Öğrencilerin her türlü malzemesi ücretsiz temin edildi. Dediğiniz gibi, son derece iyi sonuçlar aldık. Sonuçlar böyle iyi olunca da yeni ve daha büyük bir binaya geçtik. Birkaç yeniliğimiz daha var ki Türkiye’de başka örneği yok. Mesela BAKGEM’e ait dersliklerden bazılarını işitme engelli öğrencilere ayırdık. İşitme engelli öğrencilerimiz üniversiteye girişte yüzde 80’in üzerinde başarı elde etti. Onlardan cesaret alarak, Omurilik Felçlileri Derneği’ndeki öğrencilere yönelik hizmet vermeye de başladık. Görme engellilerin üniversiteye hazırlanmasına yönelik projelerimizi de hayata geçirmek üzereyiz.

Selen Ezgi Genç: Bakırköy’de birçok üniversitenin yerleşkesi var. Başka illerden okumak için gelen üniversite öğrencilerine yönelik hizmetleriniz var mı?

Kız öğrenci misafirhanemiz var ve 390 kız öğrenci misafir edebiliyoruz. Niye kız öğrenci derseniz, kız öğrencilerin korunmaya daha fazla ihtiyacı olduğunu düşündük. İstanbul çok tehlikeli bir kent aynı zamanda. Erkek öğrenciler bir araya gelerek ev tutabiliyorlar. Daha O nedenle ücretsiz kız öğrenci konuk evi yaptık. Bilgi işlem odalarından, çamaşırhanesine, psikologuna kadar aklınıza gelecek her türlü imkanı sunduk. Bulaşıkları yıkanıyor, yemekleri yapılıyor. Ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmuyoruz. Kızlarımız okusun yeter ki!

Alara Dinçbaylı: Belediyenizin çeşitli eğitim bursları verdiğini biliyoruz. Ne gibi kriterleriniz var burs verirken?

Eskiden üniversite öğrencilerine de burs veriyorduk ancak bu bir yasa ile yasaklandı. Şimdi ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine burs veriyoruz. Burs başvuruları için aileler geliyor. Maddi durum ve yaşam şartlarını inceliyor ona göre bir değerlendirme yapıyoruz.

YATILI OKULLARDA HERKES KARDEŞTİR

Pelin Karakurt: Sayın Erzen, ülkemizin en seçkin okullarından biri olan Galatasaray Lisesi mezunu olduğunuzu öğrendik. Öğrencilerimizin hayallerini süsleyen bu okulda okumak size neler kattı?

Çok şeyler kattı tabi ki… Koridorlarında dolaşırken orada okuyan bütün şahsiyetleri hissedersiniz, onların sorumluluğunu taşırsınız. Koridorlarda soluduğunuz hava etkiler sizi. Galatasaray, düşüncenizi geliştiren bir okuldur. Sosyal tarafı yüksek öğrenciler yetiştirir. Felsefi görüşünüz çok gelişir. Galatasaray Lisesi bana bunları da sağladı. Eğer orada okursanız kesinlikle yatılı okuyun derim. Ben hayatımda hep yatılı okudum. Orada birey değil, ekip anlayışını tanırsınız. Kardeşleriniz sizin iradeniz dışında belirlenmiştir. Böyle bir yatılı okulda ise bütün yatılılarla kardeş olursunuz. Bu iradeniz doğrultusunda bir kardeşliktir, bütün hayatınız boyunca hissedersiniz ve çok önemlidir.