Cem Kaçmaz / artı eğitim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
Türkiye genciyle yaşlısıyla, sağcısıyla solcusuyla, muhalefetiyle iktidarıyla 7’den 70’e 15 Temmuz darbe girişimine karşı tek yürek olarak karşı koydu.
Birliğe, bütünlüğe çok ihtiyaç duyduğumuz bu zamanlarda Türk halkı olgunluğunun zirvesinde olduğunu göstererek tarihin onurlu sayfalarına adını bir kez daha yazdırdı.
Bu gurur tüm Türkiye’nindir, bunun değerini bilmek ve görmek hepimizin vatan borcudur…
Tabi bu darbe girişimi toplumda derin yaralar açmıştır.
Şimdi bu yaraların sarılma ve demokratik, özgür bir Türkiye’nin inşa edilme zamanıdır.
Sorgusuz sualsiz, körü körüne bir itaat kültürünün nelere mal olduğu bu darbe girişimiyle apaçık ortaya çıkmıştır.
Burada özgürlükçü bir eğitim sisteminin ne kadar hayati bir konu olduğunun, darbelere ve otoriter sistemlere heves edenlere karşı nasıl bir emniyet sübabı işlevi gördüğünün anlaşılması gerekir.
Eğitimde yeniden yapılanma artık kaçınılmazdır.
Her zaman ifade ettiğimiz gibi toplumun tüm kesimlerinin yer alacağı eğitimde bir dönüşümün zorunluluğu darbe girişimi sonrası aciliyet kazanmıştır.
Merkezin her şeyi belirlediği ve dikte ettiği bir sistemin kimseye fayda sağlamadığı gün gibi ortadadır.
Bine yakın okul ve 15 üniversite kapatılmıştır.
40 binin üzerinde eğitim çalışanı açığa alınmış, birçoğu ise görevden uzaklaştırılmıştır.
Daha önce belirli aidiyetler gözetilerek yapılan atamaların sistemi nasıl tek tipleştirdiği ve bu tutumun ülkeye verdiği zararların nelere mal olduğu ortadadır.
Eğitimde liyakatın ön plana çıktığı, çalışanın, hak edenin önünün açıldığı bir sisteme evrilmek zorunda olduğumuz aşikardır.
Türkiye bu günlerde geleceğini yeniden tayin edecek süreçleri tanzim edecek bir döneme girmiştir.
Bu dönemde eğitimde gerçekleştirilecek dönüşümlerin ilkelerini belirleyecek, çerçevesini oluşturacak, tüm toplumsal kesimlerinin temsil edildiği Eğitim Şura’sının acilen gerçekleştirilmesi en doğru adım olacaktır.
Eğitimde yeni bir soluk oluşturmanın, yenilenmenin ilk adımı düzenlenecek bir Eğitim Şurası ile atılmalıdır.
Bundan önce yakın dönemlerde gerçekleştirilen Şura’lar siyasi mecralar haline gelmiş ve iktidarla muhalefetin güç çekişmesine sahne olmuştur.
İktidar ve muhalefetin Türkiye’nin birliği için ortak hareket ettiği bu siyasal ve soyal ortamda gerçekleştirilecek Eğitim Şurası, eğitimde gerçekçi bir dönüşümün oluşturulması için fırsattır…
Ve bu fırsat acilen değerlendirilmelidir…
Atatürk Sakarya cephesinde savaşırken, 1. Maarif Kongresi’nin toplanmasını istemiş, cepheden ayrılarak Kongre’nin açılış konuşmasını gerçekleştirmiş ve bu Kongre’de Cumhuriyetin eğitim ilkeleri belilrlenmiştir.
Bu örnek iktidar için yol gösterici olmalıdır.
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.