banner

AB ülkelerinde okullar açık, biz neden kapalı?




Hami Koç - Eğitimci Sosyolog / Doğru Cevap Eğitim Kurumları CEO’su / ÖZKURBİR Yönetim Kurulu Başkanı

 hami_kocPANDEMİ VE EĞİTİMDE SON DURUM

Kasım ayından itibaren tam zamanlı veya hibrit uygulamasıyla okulların bütün sınıf seviyelerinde öğrencileriyle yüz yüze eğitimle buluşmasını bekliyorduk. 

Maalesef, salgının yakın coğrafyamız ve Türkiye’de tekrar çıkışa geçmesiyle sağlık kurulunun teklifi sonucunda kabinenin aldığı kararla bu beklenti şimdilik 4 Ocak 2021 tarihine uzatıldı. Bu karar, beklenenden daha radikal oldu ve çok azı hariç eğitim kurumları online eğitime geçmiş oldu. Okullar ve kurslar 4 Ocağa kadar yüz yüze eğitim yapamayacaktır. Beklentimiz ve duamız 4 Ocak'ta, en azından bundan 1.5 ay öncesine dönmektir.

Okullara ve kurslara dönüş, aylardır ifade edilen 3 temel prensibe uyarak ve bulunacak tesirli aşıları kullandıktan sonra olabilecektir. Bunun için herkese görev düşmektedir.

HER BİR VATANDAŞIMIZA DÜŞEN GÖREVLER

Bundan tam 460 sene önce yaşamış Amasyalı tabip Sabuncuzade Şerafeddin Efendi 83 yaşında yazdığı Türkçe meşhur tıp eserinde diyor ki:

1-      Salgın hastalık olduğunda ellerini ovarak yıka (şimdi 15-20 saniye süre ile sabunla iyice ovarak yıkama tavsiye ediliyor

2-      Kalabalığa girme (fiziki mesafeye de işaret var)

3-      Selamı uzaktan ver (Tokalaşmadan, sarılmadan selamlaşmaya, fiziki mesafeye dikkat çekiliyor) 

4-      İyi ye iyi iç (temiz ve gerekli gıdalar öneriliyor)

5-      Hasta isen yat (istirahat öneriliyor)

6-      Taşraya çıkma (mümkün mertebe evde kal, muhit ve şehir dışına çıkma)

7-      Taşrada yüzünü ört (dışarı çıkınca maske tak)

8-      Bu tedbirleri alınca bi iznillah hastalık zarar vermez.

Bizim inancımızda gerekli tedbirlere uymak esastır, sonrasında tevekkül edilir.
Ömür, rızık bitince son bulur. Ne uzar ne kısalır. Ancak konforlu ve huzurlu bir hayat yaşamak herkesin hakkıdır. Bu da gerekli tedbirleri almakla mümkündür.
Aylardır sağlık bakanımız ve milli eğitim bakanımız  "Kurallara uyalım, okullarımızı açalım" diye çağrılar yapıyorlar.

Soru şu; Toplum olarak bu kurallara tam manası ile uyuyor muyuz?
Bu soruya görevini yapan insanlarımızı istisna tutarak dürüstçe cevap vermek gerekirse;  "Ülke olarak sınıfta kaldık".

AVRUPA ÜLKELERİNDE OKULLAR İÇİN SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?

Defalarca söyledik, yazdık.  Geçtiğimiz aylarda  bizden daha ağır vakaların yaşanmasına rağmen, Avrupa ülkeleri ya tam zamanlı veya hibrit eğitimle eğitim-öğretim kurumlarını Nisan’dan beri açık tuttu. Hala okulları açık. Bu durumu kabine üyelerimiz bilmiyorlar mı? Tabi ki biliyorlar.

İngiltere de gerekçe göstermeden öğrencisini okula göndermeyen veliye ceza uygulanmaktadır. Niçin ?!

Vatandaşlarımızın en çok yaşadığı ülke olan, AB’nin mali sponsoru Almanya’da neredeyse haftanın beş günü öğrenciler okula gidiyor. Alman tv ve basınına konuşan yetkililerin “Her yeri kapatsak bile, okullar açık olacak, her yer kapansa da en son okullara sıra gelir. Eğitim ve öğretime ara vermeyeceğiz...” şeklindeki demeçlerine ne dersiniz!?

Okullar-Kurslar sokaktan daha güvenlidir   

Eğitim almamada eşitlik” anlayışı bizi doğruya götürmez.

Bütün eğitim kurumlarının aynı oranda pandemiye hazır olamayacağını düşünerek tamamını yüz yüze eğitime kapatmak ne kadar doğrudur? Acaba resmî ve özel eğitim-öğretim kurumlarımızda bütün öğrencilerimiz eşit kazanımlara sahip olarak mı dönemi bitiriyorlar? Eğitim ordumuz toplumumuzun en aydın kesiminin içinde yer almaktadır. Bilhassa özel okullar-kurslar ve pek çok resmi okul pandemi tedbirlerini oldukça iyi seviyede almaktadırlar. Gerektiğinde, hemen her şartta, yeni durumlara karşı her türlü tedbiri alacak kabiliyetleri de vardır.

Öte yandan birkaç aydır görüştüğümüz öğrenciler okullarına, kurslarına gitmek istediklerini ısrarla ifade etmektedirler. Veliler de benzer görüşler ifade etmektedirler.

Hekimlikte koruyucu hekimliğin yeri çok önemlidir. Psikolojik tedavinin en verimli, tesirli uygulaması da bu şekilde gerçekleşir.  Öğrencilerin yaşı ve gelişim dönemleri gereği sosyalleşmeye çok ihtiyaçları vardır. Bu dönemde özellikle kendisinde ve yaşadığı ortamda sorunlar olan öğrencilerin öğretmenleri ile yüz yüze dersliklerde buluşmaları daha da önem kazanmaktadır. Bu husus asla göz ardı edilmemelidir. Aksi takdirde bu günlerde ortaya çıkan problemlerin, hastalıkların tedavisi ya mümkün olmaz veya tedavi edilse de kalıcı izler bırakabilir. Bu süreçte haftanın her günü veya bazı günlerinde öğrenciler öğretmenleri ile kurumlarında buluşmalıdırlar.

Netice itibarı ile bu süreçte öğrencinin kurumuna gelmesi, yüz yüze eğitim alması veli tercihine bırakılmalıdır.

EĞİTİMCİLER OLARAK TEKLİFİMİZ

Türkiye’de özel ve resmî kurumlar veli ile mutabık kalmak şartıyla öğrencileriyle yüz yüze eğitime geçebilmelidir. 

1-      Okul öncesi kurumlar, ilkokul 1, 2. sınıflar, 8, 12. sınıflar tam gün olarak haftada 5 gün okullarına-kurslarına gidebilmelidir.

2-      Diğer sınıflar hibrit uygulamayla haftada en az iki gün olmak üzere gerekirse Cumartesi dahil kurumlarına gidebilmelidir.

3-      Bütün öğretim kursları ve sair kurslar, gerekli tedbirleri alarak, beyan esas olmak üzere, isteğe bağlı olarak haftanın beş veya altı gün öğrenci kabul edebilmelidir. Buralarda yoğun öğrenci olmadığı için gerekli tedbirleri almak her açıdan kolay olmaktadır. Hele özel kurumlarda yeterli personel de bulunduğu için temizlik ve hijyen tedbirleri üst seviyede  alınabilmektedir ve alınmıştır.

4-      Özel eğitim kurumları gerekli tedbirleri alarak istediği bütün günlerde öğrenci kabul edebilmelidir. Bu kurumların öğrencileri özel bakıma ve ilgiye çok ihtiyacı olduğu için, uzun süre bütün gün ev içinde olmalarında çeşitli problemler meydana gelmekte veya var olan  problemleri artmaktadır.

Nisan’dan beri diğer STK başkanları ve yetkilisi arkadaşlarımla dile getirdiğimiz bu hususların gerçekliği aşikar değil mi?! Edirne’den Van’a, Samsun’dan Antalya’ya ülkemizin her yerinden insanlarımızla her gün irtibat halindeyiz. Yukarıda AB ülkelerinden bilgi ve örnekleri kısaca belirttik. Teklifimiz olan  bu düşüncelerimizin uygulanmasını, gözbebeğimiz evlatlarımızın geleceği için ve ülkemizin aydınlık geleceği için zaruri görüyoruz. Bunun dışındaki uygulamalar bizim tespit ve düşüncelerimize göre, ileride telafisi zor veya mümkün olmayan kalıcı problemler oluşturabilecektir. 

Gençlerimizin iyiliği için, ülkemizin menfaati için, eğitim kurumları, okulları ve bütün kursları ile hiç olmazsa 4 Ocak itibarıyla öğrencileri ile yüz yüze buluşması beklentisi/müjdesiyle okuyucularıma saygılarımı sunuyorum.

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.