Logo

2022’de eğitimin parametreleri neler olacak?

Kategori: Gündem
Çarşamba, 19 Ocak 2022 16:35 tarihinde oluşturuldu



Hami Koç – Eğitimci – Sosyolog / ÖZKURBİR Yönetim Kurulu Üyesi


hami_kocPandemi maalesef eğitim gündemini kısırlaştırdı. Tam biz 2023 vizyon belgesine çalışırken, birden belgeyi kapatıp okulları sürekli açıp - kapattığımız bir döneme girdik. En büyük imtihanı 2020 yılında verdik. Her güne yeni haberler ve gelişmelerle uyandık. Hızlı karar alma ihtiyacı belirginleşti. Karar almakta geç kalanlar, dinamik yapıya ayak uyduramayanlar maalesef geride kaldı. Bakanlık bu anlamda iyi bir sınav verdi diyebiliriz. 

2021 yılı da özel okullar ve kurslar açısından çok kolay geçmedi ama bir önceki yıla kıyasla taşların yerine oturmuş olduğu ve çok fazla sürprizin yaşanmadığı bir yıldı. Özellikle 2021-2022 öğretim yılının ilk dönemini değerlendirecek olursak, okullar hiç kapanmadı ve bu da öğrenci, öğretmen ve velilere rahat bir nefes aldırdı. Tabii nefesi en çok rahatlayan kesim de özel öğretim kurumları kurucuları ve yöneticileriydi. Çünkü okulların ve bütün kursların sık sık açılıp kapanması bütün eğitim camiasını birçok farklı şekilde etkilemiş olsa da en çok etkilenenler şüphesiz yöneticilerdi. Çünkü bir yandan uzaktan eğitimi etkin şekilde sürdürmeye çalışmak, bir yandan velilerin beklentilerini ve taleplerini karşılamak ve bir yandan da maddi şartları dengelemeye çalışmak hiç kolay bir iş değildi. Ama çok şükür birçok özel kurum bu güçlü şartlarda mücadele ettiler ve yeni öğretim yılına sağlam ve ümit dolu girmeyi başardılar. 

2021 yılında aklımızda en net kalan şey, uzaktan eğitimde kaybedilen akademik bilgiler ve bazı sosyal becerilerin öğrencilere tekrar kazandırılması için verilen çabadır diyebiliriz. Çünkü yapılan birçok araştırma, pandemi sürecinin öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimlerine olumsuz yansıdığını ortaya çıkardı. Biz bu süreçte aynı şeyleri söylemeye devam ettik. Okulların kapalı olmasının akademik alandan çok öğrencilerin sosyal gelişimlerine zarar verdiğini yorulmadan tekrarladık. 

2021 yılında öğretmen toplantılarında en çok konuşulan konulardan birisi de şu oldu; Veliler uzaktan eğitimden dolayı çocuklarının tablet ve diğer akıllı cihazlarla olan ilişkilerini denetlemeyi bıraktılar. Bu denetimsizlik de öğrencilerin dijital dünyada kaybolmalarına ve daha önce hiç yaşamadıkları bazı kötü tecrübeleri yaşamalarına sebep oldu. Bunun sonuçları da okulun açıldığı günlerde bizzat öğretmenler tarafından tecrübe edildi. Evet, sanal alışveriş hızlandı. Dijitalleşme hiç olmadığı kadar hayatımıza dahil oldu. Ama bu arada çocuklarımızın üzerindeki kontrolü de biraz kaybettik ve hala da durumu toparlayabilmiş değiliz. 

 

PANDEMİDEN KİMLER, NE ŞEKİLDE ETKİLENDİ?

Dünyada 1,5 milyardan fazla öğrenci, 63 milyon öğretmen ve milyonlarca eğitim destek personeli Covid-19 salgınından etkilenmiştir. Teknolojik altyapısı güçlü olan ülkelerde uzaktan eğitimle durum telafi edilmeye çalışılmış ama birçok ülkede dijital sınıflar oluşturulamadığı için kayıplar çok daha büyük olmuştur. Alternatif olarak üretilen televizyon yayınları veya uzaktan eğitim modelleri maalesef yüz yüze eğitimin yerini dolduramamıştır ve bu boşluk hala hissedilmektedir. Ayrıca okulların kapanması küresel olarak öğrenme kaybına, yüksek okul terk oranlarına ve eğitimde yüksek eşitsizliğe yol açmıştır. 

Öğrenme yoksulluğundaki artış, toplumun geneline yansıyan bir olumsuzluk olarak önümüzde durmaktadır. Özellikle dezavantajlı gruplar için eşitsizlik artmış ve toplumda risk teşkil eden grupların oranı da buna bağlı olarak  yükselmiştir. Yüksek öğretim düzeyinde uzaktan yapılan ölçme değerlendirme faaliyetleri ölçüm hatalarını artırmış ve bu da mezun olan öğrencilerin niteliğine dair bazı şüpheler ortaya çıkarmıştır. 

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Önümüzdeki dönemde bir yandan pandeminin zararlı etkilerini gidermeye çalışacağız. Bir yandan da eğitim teknolojileri alanında yeniliklerle tanışmaya devam edeceğiz. Bu yeniliklerden en önemli olanı şüphesiz yapay zeka olacak. Birçok farklı sektörde ezberleri bozan yapay zeka teknolojileri, eğitimde de artık gündem maddelerinden biri haline gelecek. Özellikle bireysel öğrenme performansının önemini düşündüğümüzde, yapay zeka teknolojilerinin eğitim dünyasına yansımaları büyük çığır açacak gibi gözüküyor. Her öğrenciye kendi potansiyeli sınırları içinde bir yol haritası sunmak, öğrenme stili ve ihtiyaçlar doğrultusunda müfredatı esnek bir hale getirmek yapay zeka sayesinde çok daha kolay olacak. Ayrıca ülke genelinde müfredatın ve kazanımların değerlendirilmesi ve yol haritasının buna uygun olarak güncellenmesi de, biriktirdiğimiz verilerin doğru bir şekilde analiziyle çok daha kolay olacak. 

Bunun dışında okullarda eğitim teknolojileri çok daha etkin kullanılacak. Bundan şüphemiz yok. Uzaktan eğitimi istemiyoruz ama öğrencilerin evde kendi kendilerine çalışabilecekleri dijital platformları çok daha verimli bir şekilde kullanmak zorundayız. Bazı okullar etüt ve birebir programlarını uzaktan yapmaya başladılar. Zaman ve enerji tasarrufu sağlayan bu tür uygulamaların yaygınlaşması gerekiyor. Hatta veli toplantılarının da canlı platformlarda yapılması önümüzdeki dönemde yaygınlaşabilir. 

Bu arada yeni dönemde en çok ihtiyaç duyacağımız şey, eğitim yönetimi alanında daha esnek ve dinamik bir yaklaşıma sahip olmaktır. 

Dünyadaki bütün sistemlerin mutlaka bir amacı vardır. Sisteme verilebilecek en güzel ve ideal örnek insan vücudu olabilir. Vücudun bir amacı vardır ve o da hayatta kalmaktır. Bu amaç doğrultusunda vücutta bulunan bütün parçalar birbiriyle ve çevreyle ilişki halinde, bir bütün olarak çalışır. Vücudun herhangi bir bölümünde meydana gelebilecek bir hastalık, diğer bütün bölümler etkiler. Benzer şekilde örgütlerde de sistemi oluşturan parçalarda bir sıkıntı yaşandığında, ilişkili olduğu bütün parçalar bundan etkilenir.  Bu bölümler tıpkı vücutta olduğu gibi birbiriyle ilişkili olarak ve bir amaç doğrultusunda çalışır. Pandemi döneminde bu işleyişin bazı bölümleri hasar almış ve genel akış buna bağlı olarak bozulmuştur. 

Özel okul yöneticileri pandemi sürecinde neo-klasik ve sistem yaklaşımlarından sonra gelen ve bütün bu kuramları kapsayan durumsallık yaklaşımını daha yakından tanıma fırsatı bulmuşlardır. Durumsallık yaklaşımının sınırları geniştir ve adından da anlaşılacağı gibi içinde bulunduğu şartlara uygun olarak esneyebilir. 2021 yılı şartların olabildiğince esnediği, her gün yeni bir durumun ortaya çıktığı bir zaman dilimi olarak hafızalara kazınmıştır. 

Sonuç olarak yönetim biliminde ortaya çıkan bütün yaklaşımlar, durumsallık yaklaşımı başlığı altında yeni bir anlama kavuşmuş ve bir öncekini reddederek ortaya çıkan birçok kuram bu yaklaşım sayesinde önemini korumuştur. Bilgiyi sadece taşımayan, analiz ve sentez yeteneğine sahip yöneticiler, içinde bulundukları duruma en uygun yönetim yaklaşımını aktif hale getirerek en verimli sonuçları alabilirler. Ancak bilgiyi işleme yeteneğine sahip olmayan zihinler, durumlardan bağımsız bir şekilde çeşitli yaklaşımlara saplanır kalırlarsa, örgütte biriken problemleri çözmeye yönetim tarihinde geliştirilen hiçbir kuram yeterli olmayacaktır. Önemli olan doğru bilgiye sahip olmak değil, mevcut bilgileri kullanarak doğru çözüme gidebilmektir.

Yeni dönemde eğitim yöneticilerinin daha esnek bir yaklaşımla hareket etmesi ve mevcut riskleri hızlı bir şekilde değerlendirip aksiyon alması kaçınılmaz olacaktır.

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.