Logo

Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitim müfredatında yer almalı

Kategori: Gündem
Cuma, 18 Mart 2022 15:59 tarihinde oluşturuldu



Kadınlarda eğitim düzeyi yükseldikçe daha çok kadının çalışma yaşamına katıldığını belirten TÜSİAD Genel Sekreteri Ebru Dicle, “Kız çocuklarının eğitimde devamlılığını sağlamak, kamu politikalarıyla ve STK’ların desteğiyle kesintisiz çaba gösterilmesi gereken bir alan. Bu fırsat eşitliği, zorunlu olması gereken okul öncesi eğitimden itibaren başlamalı.” diye konuştu. Dicle, iş yaşamında kadınların yaşadığı sorunları ve çözüm önerilerini artı eğitim’e anlattı.

ebru_dicle_tüsiadKariyer yolculuğunuzda eğitimin rolü ve yeri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Eğitim bireyi güçlendiren ve kariyerinde de destek olan en önemli faktör. Örgün eğitimin yanı sıra yaşam boyu öğrenme anlayışını içselleştirmek gerekiyor. Dünyada ekonomiden küresel ilişkilere, sosyal politikadan teknolojiye, çevreden eğitime kadar pek çok alanda baş döndürücü değişimler söz konusu. Görev yaptığım TÜSİAD, tüm bu alanlarda çalışmalar yapan bir sivil toplum örgütü. Kurumumuzda entelektüel derinlik, sürekli öğrenme ve bilgiyi paylaşma ortamının yirmi yılı aşkın süredir kariyer yolculuğumda itici güç olduğunu söyleyebilirim.

TÜSİAD’ın ilk kadın genel sekreteri oldunuz. Bu kurumda nasıl bir değişimi ifade ediyor? Bu görevin size yüklediği sorumluluk hakkında neler düşünüyorsunuz?
Kadın erkek eşitliği TÜSİAD’ın tüzüğünde yer alan değerlerden. TÜSİAD iş dünyasının gönüllü bir temsil örgütü olarak, toplumsal cinsiyet eşitliğini demokratik gelişmişlik, kapsayıcı büyüme ve sürdürülebilir kalkınmanın vazgeçilmez bir unsuru olarak konumluyor. Geçmiş dönem TÜSİAD Yönetim Kurulu başkanları arasında üç kadın lider yer aldı. Genel Sekreterlik yapısında da kadın yönetici ve uzmanların oranı daha yüksek. Bu çerçevede TÜSİAD’ın ilk kadın genel sekreteri olmanın getirdiği en önemli sorumluluk, kurumsal hafızayı canlı tutarak bu anlayışı gelecek kadrolara taşımak olacak.

KADIN GİRİŞİMCİ ORANI YÜZDE 16 -18 ARASINDA DEĞİŞİYOR
Türkiye’de kadın girişimci sayısının az olmasını hangi nedenlere bağlıyorsunuz?
Aslında Türkiye’de kadınlar genel olarak çalışma hayatında erkeklerden çok daha düşük oranda yer alıyor, bu durum girişimci kadınların sayısının daha az olması olarak da yansıma buluyor. Fakat son yıllarda kadın girişimci sayımız artış gösteriyor. Kadınların sahip oldukları yetenekleri ürüne dönüştürebilecekleri şekilde kendi işlerini kurmalarına yönelik teşvikler bu artışta önemli bir role sahip. Kriz dönemlerinde de daralan aile gelirleri sebebiyle kadınların girişimci olmaya yöneldiği de biliniyor. Kadınların ekonomik bağımsızlık, esnek çalışma saatleri ve iş-özel yaşam dengesi için kendi kendinin patronu olmayı tercih etmeleri asıl etkili faktör. Öte yandan bugünkü veriler elbette tatminkar değil: Girişimlerdeki kadın girişimci oranı son 5 yıldır %16 ile %18 arasında değişiyor. 2021 yılında kadın girişimcilerin olduğu girişimlere yapılan yatırımlar ise toplam yatırımların sadece %4’ü. Bu oranları yukarı çekmemiz gerekiyor.

KADIN GİRİŞİMCİLERE MENTORLUK YAPACAĞIZ
Kadın girişimci sayısının artması için neler yapılabilir? TÜSİAD’ın bu alanda çalışmalarından bahsedebilir misiniz?
Kadın girişimcilere ve girişimci adaylarına danışmanlık ve eğitim sağlanması, inkübasyon merkezlerinin artırılması, kadın girişimciler için ağ grupları oluşturarak deneyimlerini paylaşabilecekleri platformların yaratılması gerekiyor. Kadın girişimciler için finansal kaynaklara erişim konusunda desteklerin sunulması da önem taşıyor. Bu alanda farkındalık çalışmaları ve kadın girişimcileri destekleyen düzenlemelerin güçlendirilmesi de bir o kadar kıymetli.

Teknoloji yoğun katma değeri yüksek iş alanlarında da daha çok kadın girişimci görmeye ihtiyacımız var. Türkiye’nin en yaygın erken aşama girişimcilik programı olan TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! programını toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetecek şekilde uyguluyoruz. 2019 yılında %32 olan kadın katılımcı oranımız 2021 yılında %49’a yükseldi. Dönüşümü Başlat! platformumuz ile genç girişimcilere çevrim içi erken ve ileri aşama girişimcilik eğitimleri ile mentorluk destekleri sunacağız. Platformumuz tüm girişimcilere ve girişimci adaylarına açık olmakla birlikte özellikle kadın girişimcilerimizi platformumuzdan yararlanmaya bekliyoruz.

Kadın yönetici olmanın kolay ve zor yanları neler? Kadınların kariyer yolculuğunda “cam tavan” kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kadını belirli rollere sınırlandıran geleneksel kalıp yargılar, bakım sorumluluğunun kadından beklenmesi, esnek çalışma düzenlemelerindeki uygulama sorunları gibi pek çok faktör kadınların yönetim kademelerine gelmelerinin önünde engel oluşturuyor. Şirketlerimizin tüm departmanlarında ve seviyelerinde eşitlik hedefiyle düzenli veri toplamak, takip etmek ve eyleme geçmek kritik önemde. Üst yönetime hazırlık için kadınlara eğitim programları ve mentorluklar sağlanması, kadınların iş ağı geliştirmelerinin desteklenmesi, terfi sisteminin düzenlenmesi gibi araçlar kullanılabilir. Çözüm, cinsiyet eşitliğini kurumun önceliklerinden biri yapmak ve bütünsel bir program uygulamaktan geçiyor.Kadınların iş hayatında lider rollerde yer almasını kolaylaştıracak bir ortam yaratılmalı.

FIRSAT EŞİTLİĞİ OKUL ÖNCESİNDEN BAŞLAMALI
Kız çocuklarının eğitim ve kariyer yolculuklarında Türkiye’deki koşulları nasıl değerlendiriyorsunuz? Fırsat eşitliği için hangi adımlar atılmalı?
Fırsat eşitliği sağlanması yolunda önemli gelişmeler oldu ancak özellikle ortaöğretimde bölgesel olarak cinsiyete dayalı farklar devam ediyor. Kadınlarda eğitim düzeyi yükseldikçe daha çok kadının çalışma yaşamına katıldığını biliyoruz. Kız çocuklarının eğitimde devamlılığını sağlamak, kamu politikalarıyla ve STK’ların desteğiyle kesintisiz çaba gösterilmesi gereken bir alan. Bu fırsat eşitliği, zorunlu olması gereken okul öncesi eğitimden itibaren başlamalı.
Eğitim müfredatında toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışının içselleştirilmesi de gerekiyor. Örneğin erken yaşlarda kadın işi-erkek işi ayrımı algısının yerleşmesi bizi ileride ücret eşitsizliğine kadar götürebiliyor. Kız çocuklarının bilim-teknoloji alanlarına yönelmesinin teşvik edilmesi, geleceğin işlerine hazırlanmak için kritik önem taşıyor. Dijital dönüşüm ve yeşil dönüşümle beraber, işlerin dönüşümünü de konuşuyoruz. Mevcut çalışanların becerilerinin gelişen teknolojiler doğrultusunda yükseltilmesi de nitelikli iş gücünü korumak için gerekli.

Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz?
Hemen her alanda değişimin hızı arttı, pandeminin yarattığı koşullar, ard arda gelen krizler de bireyler üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Böyle bir ortamda bir kurumda huzurlu, değer yaratmaya odaklı ve verimli çalışabilmek için güven duygusunu pekiştirmenin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Yöneticilere ciddi sorumluluk düşüyor. Açık olmak, profesyonellik ve duygudaşlık el ele yürümeli.

Girişimci ve yönetici olmak isteyen kadınlara neler tavsiye edersiniz?
Toplumsal, ekonomik vb pek çok engel var olsa da bu engelleri aşmak için yolların da olduğunu unutmamak gerekiyor. TÜSİAD olarak düzenlediğimiz sayısız etkinlikte gerek genç gerekse daha ileri yaşta, çok farklı sosyo ekonomik geçmişe sahip kadınların girişimci ya da yönetici konumuna gelme hikayelerine şahit olduk. Beni etkileyen ortak özellikleri araştırmaktan ve denemekten asla vazgeçmemeleri, çok çalışmaları ve destek alabilecekleri ilişki ağlarını genişletmeleri oldu.

TÜSİAD’ın toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili çalışmalarından bahsedebilir misiniz?
TÜSİAD kadınların eğitim, çalışma yaşamı ve karar alma mekanizmalarına eşit katılımı ve şiddetten korunmasına yönelik rapor, görüş yayınlama ve kamu kurumları nezdinde savunu çalışmaları yürütüyor. Ayrıca şirketlerin toplumsal cinsiyet eşitliğini kurumsal politikalarının öncelikleri arasına almaları için teşvik edici rol oynuyor. Son dönem çalışmalar arasında, kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi”ne destek oluyoruz. Yaklaşık 90 şirket bu sorunla mücadele için politika ve eylem planları oluşturdu. Her yıl yeni şirketler katılmakta.

İletişim, toplumsal dönüşümde etkili bir faktör. “TV Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” projemiz ve Koç Holding katkısıyla yayınladığımız “İletişimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Rehberi”yle, ilgili sektör paydaşlarının konuyu sahiplenmelerine destek olduk.
TÜSİAD geçen yıl 50.yılını kutlarken, ülkemizin geleceğine yönelik “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa: İnsan, Bilim, Kurumlar” raporunu yayınladı. Raporun ana mesajlarından birisi de gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye hedefini ancak toplumun yarısını oluşturan kadınların güçlenmesiyle başarabileceğimizdir. Sürdürülebilir kalkınmayı ve gelişmiş bir demokrasi olmayı toplumun yarısını geride bırakarak başaramayız; “tek kanatla geleceğe uçamayız”.

KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIMINDA OECD’DE SON SIRADAYIZ
Kadınların toplumdaki konumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Koşulların iyileştirilmesi için neler önerirsiniz?
Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Uçurumu sıralamasında 156 ülke içinde 133’üncüyüz. Kadınların iş gücüne katılım oranında OECD içinde en son sıradayız. Siyaset, yerel yönetimler ve özel sektör yönetim kademelerinde kadın temsili düşük oranlarda. Kadına yönelik erkek şiddeti ise yaşamsal bir sorun olmaya devam ediyor. Bu tablonun değişmesi için zihniyet dönüşümü şart. Kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplum örgütlerinin iş birliği, etki alanını genişletmek için zorunlu.
Kadınların üzerindeki bakım yükünü dengelemek amacıyla kreşlerin ve okul öncesi eğitim kurumlarının yaygınlaştırılması gerekiyor. Erkeklerin de bakım sorumluluklarını paylaşmaları için bilinçlendirilmesi, çalışanların iş-özel yaşam dengesini sağlayacak şekilde teknolojiden de yararlanarak esnek çözümler geliştirilmesi önemli.
Seçim ve atama ile oluşan karar organlarında kadın-erkek temsilini dengelemek için ise geçici özel önlemlerden yararlanarak Anayasa’da ve ilgili yasalarda gerekli düzenlemelerin yapılması süreci hızlandıracaktır.
Kadına yönelik erkek şiddetine sıfır tolerans anlayışının yerleşmesi için toplumda bilinçlenme çalışmalarının yanı sıra Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönmesi, bu sözleşmenin ve 6284 sayılı Kanunun etkili şekilde uygulanması gerekiyor.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.