Logo

Yeni yüzyılda sürdürülebilir eğitim girişimciliği

Kategori: Gündem
Cuma, 20 Ocak 2023 14:25 tarihinde oluşturuldu



Ümit Kalko – Eğitim Girişimcisi

umit_kalko_ocak_2023Yeni dünya düzeninde eğitim kurumlarının rekabet gücünü büyük oranda “öğrenme hızları” belirlemektedir. Bir bilgiyi işleme ve kullanma süresini ifade eden öğrenme hızı, eğitim kurumlarının öğretim programları uygulamalarının niteliğini arttırır. Yeniliğe açık, öngörülü, vizyoner bakış açısıyla gelecekteki eğitim öğretim planlamaları ve yol haritasını şimdiden belirlemek önemlidir. Geleceği konuşmak, geleceği düşünmek kadar değerlidir. Bulunduğumuz yüzyılda “yenilikleri keşfetmek” ve “yeniliklere anlam yüklemek” kavramları öne çıkıyor. 20.yüzyılda yaklaşık 20 yıllık periyotlar ile ele alınan kuşaklar yerine artık günümüzde ara kuşaklar var. Dünyada bilgiye ulaşmak her gün bir öncekinden daha kolay. Bilgiye çok hızlı ulaştığımız bugünlerde bilgiyi daha etkin kullanabilmeyi ele almamız gerekir. Uluslararası değerlendirme ölçütü olarak kabul edilen OECD Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü tarafından yapılan eğitim araştırmalarına yer vermesini “bilginin gücü” olarak ifade edebiliriz.

ÖZGEÇMİŞ YERİNE ÖZGELECEK
Eğitim kurumlarımızda bir neslin; akademik, sosyal ve spor alanlarında yeteneklerini keşfederek ve potansiyellerini fark ederek yetişmelerini sağlıyoruz. Yeni nesil olarak da ifade edebileceğimiz öğrencilerimiz için zenginleştirilmiş eğitim ortamlarında “öğrenme alanları” oluşturuyoruz. Yeteneklerin keşfedilmesi kadar geliştirilmesi de çok önemlidir. Belirli programlar yürütülerek geliştirilen ve desteklenen yetenekler, gelecekteki başarılı çalışmaların temelini oluşturmaktadır. Yeni nesil artık özgeçmişleri yerine “özgeleceklerini” hazırlıyor. Tasarladığımız eğitim sistemlerindeki tüm çalışmalar geleceği referans almaktadır. Eğitimde her zaman rotamız “yenilikçi yaklaşımlar” olup dünya ölçeğindeki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Bu açıdan öğrencilerimizi hedeflerine ulaştıracak akademik çalışmaları, geleceğin teknolojileri ile destekleyen çalışmaları önemsiyoruz.
Akıllı bir şehirde, akıllı bir evde yaşanacak yıllar artık yakındır. “Topraksız tarım” uygulamalarının yaygınlaştığı günümüzde tüm ezberlerimiz bozulmaya başladı. Avrupada bazı şehirlere benzin ile çalışan araçların girişlerine izin verilmiyor. Alternatif enerji kaynaklarından son yıllarda solar enerji ile güneş enerjisinden elektrik üretimi her geçen gün artıyor. Doğal kaynaklardan elde edilen “yeşil enerji” ile artık enerji tükenmiyor. Fiziksel açıdan paraya dokunmadan artık dijital varlık olarak ifade edilen kripto paralar var. Her zaman gündemimizde olan “geleceğin teknolojileri” farklı bakış açıları ile desteklendiğinde çok daha kullanılabilir hale gelecektir. Dünyada düşünülmemiş kavram az, hayata geçirilmemiş proje çoktur. Dolayısıyla etkili eğitim öğretim çalışmalarında düşünmenin ötesinde “projelendirme” öne çıkıyor. Bu da ancak geçmiş ve günümüz ile sınırlı kalmadan, sınırları aşarak dünya ölçeğinde yapılan araştırmaların desteklenmesi ile mümkündür.

TÜKETEN DEĞİL ÜRETEN ÖĞRENCİLER
Birleşmiş Milletler 2030 yılı Kalkınma hedefleri arasında nitelikli eğitim, sorumlu üretim ve tüketim yer alıyor. Tüm dünyada enerji sistemlerinin karbonsuzlaştırılması adına ülkelerin yeni stratejiler geliştirmesini sağlayan “Avrupa Yeşil Anlaşması”nı ilk gününden beri destekliyoruz. İklim değişikliğine karşı küresel çapta verilen mücadeleyi temsil eden, daha istikrarlı, daha sağlıklı bir gezegen, daha adil toplumlar ve daha canlı ekonomilerin olduğu bir dünya bırakmayı amaçlayan “Paris İklim Anlaşması”nı destekliyoruz. 20 yıl sonra bugünden tüketmeye başladığımız kaynaklar yerine alternatif doğal kaynaklara dönüş sağlanacak. Günümüzdeki gibi su ve elektriği istediğimiz kadar kullanamayacağız. Gelecekte fosil kaynaklardan beslenen modeller öne çıkacak ve insan iş gücü azalacak. Öğrencilerimizin “tüketen değil üreten” olmalarını hedefliyoruz. Gelecekte insan iş gücünün yerini alacak makine ve robotların yazılımını yapacak öğrencileri, “kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen ve kendi kendine yetebilen” nesil olarak yetiştiriyoruz.
Eğitimi “nicelik” olarak ele aldığımızda, ölçülebilir olması, hedeflerin doğru belirlenmesi ve hayata geçen her bir verinin değerlendirilmesi gerekir. Diğer bir yandan “nitelik” olarak ele aldığımızda eğitim, amacına ulaşmalı, yaygın etki göstermeli ve toplumlara fayda sağlamalıdır. Bu yüzden eğitimi öğretim kavramı ile birlikte ele alıyoruz. Eğitim öğretim çalışmalarının teorikten pratiğe, A’dan Z’ye tüm detayları ile ölçme değerlendirme süreçlerinin yürütülmesi gerekmektedir. Bu noktada “beceri” öne çıkmaktadır. Eğitimin öğretim ile desteklendiği süreçte yatkınlık bulunan alanlarda ustalık veya sonuçlandırma yeteneği olarak da ifade edilebilecek beceriler, başarının anahtarıdır. Hedef davranış olarak öğrencilerimizin her bilgi düzeyinde desteklenerek çalışmalarını beceriye dönüştürerek başarılara ulaşmalarının çok değerli olduğuna inanıyoruz.
Öğrencilerimizin dünya genelindeki global çalışmaları anlık takip edebilmeleri için International Education Office ile yurt dışı eğitim çalışmalarımızı yaygınlaştırıp nitelikli çalışmalarımız ile ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğiz. Hedefimiz “yurt dışındaki saygın eğitim ödülleri”ni almaktır. Bunun için eğitim öğretim çalışmalarımızı global ölçekte ele alıyor, uygulanabilir ve sürdürülebilir kriterlerine dikkat ediyoruz. Yurt dışından farklı eğitim kurumları ile uluslararası projelerimiz, müfredat çalışmalarımız, öğrenci değişim programları iş birliklerimiz olacak. Böylece öğrencilerimiz; New York, Londra, Toronto gibi farklı şehirlerde kurulacak çok sayıda International Education Office ile dünyadaki network öğrenme ağına dahil olacak.
Farklı sektörlerde olduğu gibi eğitim sektöründe de fark oluşturan çalışmalar ancak “girişimcilik” ile mümkün. Ekonomik fırsatların yeni değerlere dönüştürüldüğü girişimcilikte, gelecekte başarılı olacağına inanılan bir projeleri günümüzde simülasyon çalışmaları ile deneyimlemek öne çıkıyor. Meslekî deneyimler, profesyonel saha araştırmaları, risk analizleri, akademik kadrolar, araştırma ve geliştirme çalışmaları (ar-ge), entelektüel bakışlar, güçlü iş birlikleri, vizyon projeler ve elde ettiğimiz ulusal-uluslararası başarılar ile ülkemizde “sürdürülebilir eğitim girişimciliği”nin tanımını oluşturuyoruz. Eğitim öğretimden uzun yıllardır elde ettiğimiz tecrübelerle eğitim öğretime yapılan yatırımların ülkemiz geleceği için çok kıymetli olduğuna inanıyoruz.
Eğitim ve sosyo-ekonomik kalkınma arasındaki ilişkiye bakıldığında; eğitim ögesi işgücünün niteliklerini yükselterek toplumsal, kültürel ve kurumsal yapıyı geliştirerek “ulusal geliri” ve dolayısıyla “kalkınma düzeyini” yükseltmektedir. Ülkelerin eğitim alanına yapılan harcamaları kalkınmışlık düzeyleri ile doğru orantılıdır. Eğitim yatırımları sürekli artan getiriye sahiptir. Eğitime yapılan yatırımlar arttıkça ulusal gelir de artmaktadır. Alt eğitim düzeyinden üst düzeye çıkıldıkça bireyler daha fazla gelir elde etmektedir.
Çağdaş toplumlar sürdürülebilir bir ekonomik yapı kurabilmek, refah düzeylerini yükselterek devam ettirebilmek için“çağın gereklerine uyumlu niteliklere sahip bireyler” yetiştirmek zorundadır. Eğitim sistemlerinin iyi ve kendi toplumuna uyumlu bireyler yetiştirmek kadar, “istihdam edilebilir becerileri” de kazandırmalıdır. Bu beceriler çağın gereklerine uygun olmalıdır. Bu nedenle 21.yüzyıl becerileri bir tercihten öte zorunluluk olarak görülmelidir. 2000 yılında yüzde 36 olan yüksek beceri gerektiren işlerin, 2025 yılında yüzde 44’e yükselmesi ve işlerin yüzde 90’ında yeterlilik gerektirmesi beklenmektedir. Yeni yüzyıl karmaşık, rekabetçi, sürekli değişen, bilgiye dayalı teknoloji güdümlü ekonomi toplum yaşamına hakim olacaktır. 21.yüzyıl becerileri toplumlarda farklı tanımlanıyor olsa da temel beceri yetkinlikleri;

“Nitelikli eğitim ve iş gücü”; ülkelerin bilim ve teknoloji alanlarında gelişmesi, rekabet edebilme, buluş-yenilik, yatırım-kalkınma ve refahının sağlanmasında en önemli faktördür. Sanayideki dijitalleşme ve 4.0 devrimi öncülüğünde Fen Bilimleri, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik (STEM) eğitim disiplininden mezun istihdam ihtiyacının artacağı öngörülmekte, bütün bunlar nitelikli eğitime olan ihtiyaç ve talebi artırmaktadır.

2033 HEDEFLERİ
Ülkemizde hızlı kentleşme, büyüyen ve gelişen nüfus, gelir artışı, nitelikli eğitim bilincinin artması, zorunlu eğitim süresinin uzaması, yabancı dil öğrenmeye artan ilgi ile “geleceğin dünyasına hazırlıklı bireyler”yetiştirmenin önemi, özel öğretime olan ilgi, talep ve ortamı sağlamaktadır. Hedefimiz öncelikli olarak 2033 yılına kadar eğitim sektöründe;

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.