Logo

Özel öğretimde son 40 yılın en zorlu dönemi!

Kategori: Gündem
Pazartesi, 23 Ocak 2023 12:55 tarihinde oluşturuldu



Naci Atalay - ÖZDEBİR Yönetim Kurulu Başkanı 

naci_atalay_ozdebir_ocak_2022Bütün dünyayı derinden etkileyen ve halen etkilerini hissettiğimiz Kovid-19 salgının yarattığı olumsuzluklara, dünyanın ve özellikle ülkemizin içinden geçtiği ekonomik kriz sürecinin de eklenmesi pek çok sektörü olduğu gibi eğitim sektörünü de zorluklarla karşı karşıya bıraktı. Özel öğretim sektörünün son 40 yılı dikkate alındığında 2022’yi ‘en zor yıl’ olarak adlandırmamız mümkün. 2022 yılında yaşanan ekonomik gelişmeler; kurumların finans sorunlarını büyütmüş, ekonomik zorluklarını artırmış, hatta pek çok kurumun kapanmasına neden oluşturmuştur. Görünen o ki bu yıl da pek çok kurum, kapısına kilit vurmak zorunda kalacaktır.

Özel okul ücret artışlarının yüzde 36 barajıyla sınırlandırılmış olması nedeniyle, kurumlarımız yıl içinde yaşanan enflasyon artışı, enerji maliyetlerinde ve tüm diğer giderlerindeki olağan dışı artışları fiyatlarına yansıtamadılar. Bu nedenle özel okul ücretleri ile okulların sabit maliyetleri arasında ciddi bir makas oluştu ve özel okullar artışları sübvanse etmek durumunda kaldı. Yalnızca elektrik ve doğalgazdaki artışlar bile yüzde 300’ü buldu.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2022 yılı Eylül ayında açıklanan Örgün Eğitim 2021-2022 verilerine göre, Türkiye’de Özel öğretim kurumlarındaki öğrencilerin toplam örgün eğitim içindeki oranı yüzde 9 oldu. Bu oran, okul öncesi eğitim için yüzde 19, ilkokul için yüzde 5,7 olup ortaokul için yüzde 6,5 ve ortaöğretim için de yüzde 11,3 olarak gerçekleşti. Örgün eğitim kapsamındaki okullarda görev yapan öğretmen sayısı, 2021-2022 eğitim öğretim yılında 1 milyon 139 bin 673 oldu. Bu öğretmenlerin 163 bin 975’i özel okullarda görev yapmakta. 2021-2022 eğitim öğretim yılında 14 bin 179 özel okul hizmet verdi ve özel okullarda 140 bin 551 derslik kullanıldı. Bu tabloya yüzbinlerce öğrencimizin derslerine destek ve sınavlara hazırlanmak için ihtiyaç duyduğu kurslarımızı da eklediğinizde özel öğretim kurumlarımızın devletin yüklenmesi gereken eğitim öğretim hizmetlerindeki yükün önemli bir bölümünü yüklenen kurumlar olduğu açık bir gerçektir. Bu bakımdan devletin bu eğitim kurumlarımızın hizmetlerini sürdürülebilirliğini güvence altına alması ve desteklemesi büyük önem taşımaktadır. 

DARBOĞAZ NASIL AŞILIR?

Bu bağlamda en zor yıl olarak tanımladığımız 2022 yılını geride bırakırken gelecek yılın özel öğretim kurumlarının nefes alabileceği bir yıl olması için bir dizi girişimde bulunduk. İlgili bakanlıklarla yaptığımız görüşmelerde sektörün içinden geçtiği dar boğazı ve ayakta kalabilmek için özel öğretim kurumlarımızın sorunlarını, talep ve önerilerimizi dile getirdik.

Özel öğretim dernek başkanları ve kurum temsilcileriyle yapılan bu toplantılarda kurumlarımızın niteliğinin artması ve hizmetleriyle ilgili ihtiyaç duydukları destek kapsamlı bir şekilde değerlendirildi. Ancak kamuoyuna da yansıdığı gibi özel öğretim kurumlarının önümüzdeki yıl eğitim ücretlerinde yapacakları artışa ilişkin olarak karşı olmamıza ve itirazlarımıza rağmen ücret artış sınırı yüzde 65 olarak belirlendi. Bu itirazımıza ilişkin olarak da Sayın Bakan Özer, "Her ne kadar sektör temsilcileri, bu artış oranını kabul etmeseler de yeni uygulamanın getirmiş olduğu zorlukları, inşallah, hem bakanlık hem de özel öğretim kurumları birbirine destek olarak birlikte aşacağız." diyerek belirttiler.

Bir önceki yılın ÜFE ve TÜFE’nin ortalaması toplamının yarısına 5 puan eklenmesiyle özel okullara yapılacak zam oranı belirlenmesi mevzuat gereği iken ve bu da ortalama yüzde 80-90 oranında bir artış anlamına geliyorken, yüzde 65’lik artış açıklanmış ve mevzuat da buna uydurularak “yıl sonu TÜFE oranı”na endekslenmiştir.

Durum böyleyken Artı Eğitim Dergisi aracılığıyla Bakanlığımıza da her fırsatta ilettiğimiz beklenti ve taleplerimizi bir kez daha sıralamak isterim. 

Taleplerimizi;
* Öncelikle verdiğimiz kaliteli eğitimi sürdürebileceğimiz, okullarımızda çalışan öğretmenlerimizin mutlu ve huzurlu olarak öğrencilerimizle buluşacağı koşulları sağlayabilecek bir fiyat artış oranının belirlenmesi, açıklanan yüzde 65 oranının revize edilmesi,
* Yüzde 65 - 70 olan personel giderimiz bütçemizdeki en önemli gider kalemidir. Asgari ücret ve EYT düzenlemeleri neticesinde girilen dar boğaz gözetilerek okullarımızın dört aylık personel ve öğretmen maaşlarının Kredi Garanti Fonu (KGF) kapsamında bakanlık tarafından ödenmesi, bu paranın geri ödemesinin bir yıl ertelenmesi ve düşük faizle geri alınması,
* Önümüzdeki yılın kayıtlarında geçerli olmak üzere KDV’nin sıfırlanması,
* Eğitim öğretim teşviklerinin çeşitlendirilerek yeniden başlatılması,
* SGK prim ödemeleri ve diğer vergilerde özel öğretim kurumlarına indirim yapılması, hatta SGK maliyetinin en az bir yıl boyunca hazine tarafından karşılanması,
* Özel okulların elektrik ve doğalgaz giderlerinin düşük ücretler üzerinden tahsili, organize sanayi bölgelerinde uygulanan yüzde 30 indirimli tarifenin özel öğretim kurumlarında da uygulanması,
* Okul öncesi eğitim kurumlarının KOSGEB bünyesinde desteklenmesi,
* Özel öğretim kurumlarında EYT kapsamında emeklilik hakkı kazananların eğitim-öğretimin sürekliliği ilkesine uygun olarak sözleşme bitim tarihlerinde bu haktan yararlandırılması,
* Özel öğretim kurslarındaki tek ders sınırının kaldırılması, hem öğrenci ve velilerimizi hem kurumlarımızı zora sokan bu uygulamanın yarattığı karmaşıklığın giderilmesi...
olarak özetleyebiliriz. 

Özel öğretim kurumlarımızın yarattığı istihdam, oluşturduğu ekonomik değer, çalışanlarının mesleki gelişimleri için verdiği fırsatlar yanında başarılı ve maddi imkânı olmayan öğrencilere burslar sunarak fırsat eşitliğine katkıda bulunması, devletin üzerindeki eğitim hizmetinin bir bölümünü yüklenerek bir kamu hizmeti sunması gibi pek çok unsur değerlendirildiğinde taleplerimizin dikkate alınması gerekliliğinin yadsınamaz olduğunu bir kez daha yinelemek isterim.

Son yıllar ve de 2022, özel öğretim alanına yatırım yapan eğitimciler açısından var olmayı sürdürebilmek için mücadele yılları olmuşken 2023 yılından beklentilerimiz de çok yüksektir.

2023 ülkemiz için, Cumhuriyetimiz için yeni bir yüzyılın, ikinci yüzyılımızın başlangıcı yılı olması açısından da ayrıca özel bir öneme sahiptir. Biricik Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutlayacağımız 2023 yılından beklentimiz; yalnızca sektörümüz için değil tüm ülkemiz ve vatandaşlarımız için Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışır değerlerin yüceltildiği, laik, bilimsel ve demokratik eğitimin her öğrencimiz, her yurttaşımız için erişilebilir olduğu bir yıl olmasıdır.

Cumhuriyetimizin 100. yaşı ve yeni yıl kutlu olsun. Ülkemize, eğitimimize, insanımıza dair sorunların çözüldüğü; geleceğe dair umutlarımızın yükseldiği bir yıl diliyorum.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.