Logo

‘Bakanlığın destekleyici politikalarıyla eğitimde kadın yönetici sayısı artıyor’

Kategori: Gündem
Cuma, 21 Mart 2025 11:12 tarihinde oluşturuldu



Tuba KORKMAZ
MEB Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü 

tuba_korkmaz_meb“2025 yılı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından ‘Aile Yılı’ olarak ilan edilmiştir. Bakanlık olarak bizler de aile ve iş hayatı dengesini koruyarak, eğitimde kadınların daha fazla yer almasını sağlamak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu kapsamda; Eğitim öğretim sürecinde her öğrencinin ilgi, yetenek, beceri, eğilim ve millî değerlerimiz ile topyekûn başarıya ulaşma hedeflerimiz doğrultusunda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla yenilenen öğretim programlarında aileye düşen görev ve sorumlulukların önemine vurgu yapmak ve ebeveynlerin eğitim süreçlerine daha fazla dâhil olmasını sağlamak amacıyla ‘Maarif Modeli Ebeveyn Okulu Kurs Programı’ oluşturulmuştur.”

Bir kadın olarak MEB’in üst düzey yöneticileri arasında yer alıyorsunuz. Bize eğitim yaşamınızdan bahsedebilir misiniz? Eğitim yaşamınızı ve kariyerinizi belirleyen temel unsurlar neler oldu?
Konya’da doğdum. İlk ve ortaöğrenimimi babamın mülki idare amiri olması dolayısıyla İngiltere'nin Salisbury şehri ve Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde tamamladım. Eğitim hayatım boyunca birçok şehir ve okul değişikliği yapmak durumunda kalmam, eğitimin ve öğretmenlik mesleğinin ne denli önemli olduğunu idrak etmemi ve tercih etmemi sağladı. Ayrıca ilgi ve yeteneklerimi iyi tanıyan anne ve babamın yönlendirmesi, meslek seçimimde önemli rol oynadı. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği bölümünden onur derecesiyle mezun oldum. Genç yaşta yurt dışında eğitim almam ve yabancı dil öğrenme imkânı elde etmem kariyer seçimlerimi önemli ölçüde etkiledi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan Yurt Dışında Görevlendirilecek Öğretmenlerin Mesleki Yeterlilik ve Temsil Yeteneği sınavlarında başarılı olarak Suudi Arabistan Medine Uluslararası Türk Okulunda görevlendirildim. İlerleyen yıllarda Bakanlığımızın açtığı şube müdürlüğü sınavını kazandım. Görevimi yerine getirirken bir süre sonra kurumlar arası naklen geçişle Kültür ve Turizm Bakanlığı, AB ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığında Kültür Günleri- Yılları koordinatör şube müdürü olarak görev yaptım. Akabinde Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğüne daire başkanı olarak atandım. Uzun yıllar bu görevi yaptıktan sonra aynı genel müdürlükte genel müdür vekilli olarak görevlendirildim. 2023 Haziran ayı itibariyle Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış ilişkiler Genel Müdürü olarak atandım. Eğitim hayatım kariyerimi önemli ölçüde şekillendirdi.

KADINLAR EĞİTİMİN TEMEL TAŞIYICISI
MEB AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürü ve bir kadın olarak eğitime yön veren bir konumda bulunuyorsunuz. MEB tüm kademelerinde kadın yönetici sayısının az olduğunu görüyoruz. Size göre bunun nedenleri nedir? Bir kadın olarak MEB’de kadın yönetici sayısının artması için neler yapılmalı?
Milli Eğitim Bakanlığı olarak, kadın istihdamının en yoğun olduğu kamu kurumlarından biriyiz. Örgün eğitim kurumlarında görev yapan yaklaşık 1 milyon 200 bin öğretmenin yarısından fazlası kadınlardan oluşmaktadır. Bu rakam, kadınların eğitimin temel taşıyıcılarından biri olduğunu göstermektedir. Eğitimci konumundaki kadınların gücünü maalesef aynı oranda yönetici konumunda göremiyoruz. Fakat her geçen gün kadın yönetici sayısında artış gözlemliyoruz. Bu artışta Bakanlığın kadın yöneticilerin çalışma ortamlarında yarattıkları olumlu katkıları görmesiyle destekleyici politikalar oluşturmasının çok büyük rol oynadığını düşünüyorum.

Toplumsal algılar ve geleneksel roller kadınların kariyer planlarını şekillendiriyor. Kadınların ailevi sorumlulukları nedeniyle yönetici pozisyonlarına aday olmaktan çekindikleri bir gerçek. Geleneksel olarak kadınların aile ve bakım sorumlulukları onların uzun ve esnek çalışma saatleri gerektiren yöneticilik pozisyonlarına yönelmesini zorlaştırabiliyor. Fakat kültürümüzden aldığımız mirasla kadınların ailevi sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirirken zarafet, hassasiyet ve disiplin ile yönetici pozisyonunda da fark yaratacaklarına inanıyorum. Kadın toplumsal rollerini aksatmadan yönetici konumunda başarılı olabilmesi doğru bir planlama ile elbette mümkün. Ayrıca kritik pozisyonlarda kadın yöneticilerin bulunması ve rol model olması, kariyerinin başındaki genç kadınlara ilham vermektedir.

KADIN LİDERLERİN SAYISINI ARTIRACAK PROJELERİ HIZLANDIRIYORUZ
Göreviniz gereği yurtdışını da yakından takip ediyorsunuz. Yurtdışındaki kadınların konumuna baktığınızda ne söyleyebilirsiniz?
Yurtdışında kadınların konumu, ülkeler arasında büyük farklılıklar göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’da, kadınların iş gücüne katılımı artmış, eğitimde ve politikada fırsat eşitliği sağlanmaya yönelik önemli adımlar atılmıştır. Ancak, dünyanın birçok bölgesinde, özellikle bazı Asya ve Orta Doğu ülkelerinde, kadınların çalışma hayatına katılım oranı sınırlı kalmaktadır ve kadınların ekonomik bağımsızlık kazanmalarını zorlaştırmaktadır. Dünya genelinde kadınların siyasi temsilinin ve liderlik pozisyonlarında yer almasının henüz yeterli seviyeye ulaşmadığını söylemek mümkündür. Dolayısıyla, kadınların toplumdaki konumunu güçlendirmek adına atılması gereken daha çok adım vardır. Bizler de Bakanlık olarak, uluslararası deneyimleri yakından takip ediyor ve kadınların eğitim yönetiminde daha aktif olmalarını sağlayacak yapısal reformları hayata geçirmeyi önemsiyoruz. Türkiye’de kadın liderlerin sayısını artırmak için geliştirdiğimiz projelerle bu dönüşümü hızlandırmaya devam ediyoruz.

KIZ ÇOCUKLARIN OKULLAŞMA ORANI YÜKSELİYOR
Genel Müdürlüğünüz çerçevesinde kız çocuklarının eğitimi ve geleceği için hangi çalışmaları yürütüyorsunuz? Kız çocuklarına sağlanan burslar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kadını korumak ve ona hak ettiği değeri vermek, bir medeniyetin inşasında çok kritiktir. Kız çocuklarının eğitimi meselesi, sorumluluğumuzun en temel ve hayati gerekliliklerinden biridir. Gerek Anayasamızla gerekse ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan eğitim hakkının eksiksiz tahakkuk etmesi için büyük bir gayretle çalışıyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı olarak, Türkiye’nin eğitim sisteminin geleceğini şekillendirmeyi amaçlayan, eğitimde kaliteyi, fırsat eşitliğini ve sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir vizyon, ülkenin eğitim politikalarında kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesine yönelik pek çok strateji ve uygulamalar verilere de yansımaktadır. OECD istatistiklerine göre, Türkiye'de kız çocuklarının okullaşma oranı son yıllarda artış göstermiştir. Bakanlığımız çeşitli birimleri tarafından yürütülen projelerin tamamının etkili ve verimli bir şekilde hayata geçmesi için koordinasyon görevi genel müdürlüğümüzün sorumluluğundadır. Kız çocukları özelinde yürütülen çok sayıda projeyi destekliyoruz. Ayrıca Genel Müdürlüğümüz bünyesinde yabancı hükümetler tarafından verilen birçok bursun koordinasyonu da yürütülmektedir ve bu burslardan yüksek oranda kız öğrenciler faydalanmaktadır. 

KADINLAR ÇALIŞMA HAYATINA ÖNEMLİ KATKILAR SAĞLIYOR
İş dünyasında kadınların daha fazla yer almaya başladığı bir dönemdeyiz. İş dünyasında kadınların yarattığı farklar nelerdir?
Son yıllarda kadınların iş dünyasında daha fazla temsil edilmesi, çalışma hayatına kıymetli katkılar sağlamaktadır. Kadınların iş dünyasına katılımı, hem ekonomik büyümeyi hem de iş yerlerinde çeşitlilik ve inovasyonu arttırmaktadır. Çeşitli perspektifler, daha sağlıklı ve sürdürülebilir iş kararlarının alınmasına olanak tanımaktadır.

Kadın liderler daha empatik ve işbirliğine dayalı bir yönetim tarzı benimseyebilirler, bu da iş yerinde daha kapsayıcı bir ortamın yaratılması ve çalışan motivasyonunun artırılması noktasında önemli katkılar sağlamaktadır. Ayrıca, kadınların iş dünyasında daha fazla yer alması, aile hayatı ve iş hayatının daha iyi dengelenmesine yönelik politikalar oluşturulmasına vesile olmaktadır. Kadınların iş gücüne katılımı, özellikle esnek çalışma saatleri ve ebeveyn izni gibi aile dostu politikalara olan talebi artırmakta, bu da daha dengeli bir iş ve aile ortamının yaratılmasına katkı sağlamaktadır.
Bildiğiniz gibi, On İkinci Kalkınma Planı doğrultusunda; ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik yapılan çalışmaların ivme kazandığı son dönemde genç nüfusun korunması, geçmişten günümüze aktarılan değer ve kültürel kimliğin muhafaza edilmesi, aile kurumunun güçlendirilmesi için kapsamlı önlemlerin alınması ihtiyacına binaen ülkemizdeki kurumlar aracılığıyla çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da aile kurumuna büyük önem vermekte ve güçlü bir toplumun temel taşının güçlü bir aile yapısı olduğunu vurgulamaktadır. 2025 yılı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından “Aile Yılı” olarak ilan edilmiştir.
Bakanlık olarak bizler de aile ve iş hayatı dengesini koruyarak, eğitimde kadınların daha fazla yer almasını sağlamak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu kapsamda; Eğitim öğretim sürecinde her öğrencinin ilgi, yetenek, beceri, eğilim ve millî değerlerimiz ile topyekûn başarıya ulaşma hedeflerimiz doğrultusunda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla yenilenen öğretim programlarında aileye düşen görev ve sorumlulukların önemine vurgu yapmak ve ebeveynlerin eğitim süreçlerine daha fazla dâhil olmasını sağlamak amacıyla "Maarif Modeli Ebeveyn Okulu Kurs Programı" oluşturulmuştur.

Eğitim sektörü kadınlar için hangi zorlukları barındırıyor? Eğitimde kadın yönetici olmanın kolay ve zor yanları nelerdir? Eğitim dünyası kadın yeteneklerinden yeterince faydalanabiliyor mu?
Eğitim sektörü, kadınlar için birçok fırsat sunmakla birlikte, bazı zorlukları da beraberinde getirmektedir. Kadınların özellikle yönetici pozisyonlarına yükselmelerini engelleyen faktörler arasında, toplumsal rolleri ile iş hayatını dengelemede yaşadıkları güçlükle sayılabilir. Ancak kadın fıtratı gereği organizasyon becerisi üst düzeydedir. Bu becerilerini kullandığı zaman zorluklarda kolaylaşacaktır. Ayrıca kadınların eğitimde liderlik pozisyonlarında yer almasına yönelik teşvik edici Bakanlık politikaları artması kadınları desteklemektedir. Eğitim sektöründe kadın liderlerin daha fazla yer alması, sadece kadınların toplumsal statülerini değil, aynı zamanda eğitim sistemlerinin de daha kapsayıcı şekilde işlemesine imkan tanıyacaktır.

KADIN YÖNETİCİLER EĞİTİMİN GELECEĞİNE 
YÖN VERECEK STRATEJİLERİ ÖĞRENMELİLER
Eğitim dünyasında kadın yönetici olmak isteyen kadınlara ne gibi tavsiyeleriniz olur?
Yönetici adayı kadın çalışanların kişisel ve profesyonel gelişimlerini destekleyici adımlar atmaları değerlidir. İlk olarak, kendine güvenmeli ve kendi liderlik becerilerini tanımalılardır. Eğitim sektöründe başarılı bir yönetici olmak, yalnızca bilgi ve deneyim değil, aynı zamanda güçlü bir liderlik vizyonu, empati ve insan yönetimi becerilerini de gerektirir. Kadınların bu becerileri geliştirmeleri ve kendi liderlik tarzlarını keşfetmeleri, onların daha etkili yöneticiler olmalarını sağlar.

İkinci olarak, eğitim yöneticisi olmak isteyen kadınların sürekli öğrenmeye ve kendilerini geliştirmeye açık olmaları gerekir. Eğitim sektörü dinamik bir alandır ve bu alanda liderlik yapmak, yeni gelişmeleri takip etmeyi, değişen toplumsal ihtiyaçlara uyum sağlamayı ve yenilikçi yaklaşımlar geliştirmeyi gerektirir. Kadınların, eğitimin geleceğine yön verebilecek stratejileri öğrenmeleri ve uygulamaları, onların sektördeki etkilerini artıracaktır.
Kısacası, eğitim dünyasında yönetici olmak isteyen kadınlara tavsiyem; kendi potansiyellerine güvenmeleri, sürekli olarak öğrenmeye açık olmaları, karşılaştıkları engellere karşı dirençli olmaları, güçlü bir destek ağı kurmaları ve özellikle aile hayatlarını ihmal etmeden, toplumsal rollerini kabul ederek kariyerlerinde dengeyi sağlamaya yönelik stratejiler geliştirmeleridir.

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.