Türkiye’de atanamayan öğretmen sayısının 300 bine yaklaştığı tahmin ediliyor. Buna karşılık her yıl on binlerce genç, eğitim ve fen-edebiyat fakültelerinden öğretmen olma hayaliyle mezun oluyor. Ülkemizde ne yazık ki atanıp öğretmen olunca da dertler bitmiyor. Bu sefer de geçim derdi baş gösteriyor ve öğretmenlerin birçoğu ek iş yapmak zorunda kalıyor.
Eğitimtercihi- Türkiye’de bir taraftan öğretmen adayları atanmayı beklerken bir taraftan da öğretmen açığı olduğu söyleniyor. Geçtiğimiz aylarda Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, din kültürü ve ahlak bilgisi ile rehberlik branşlarında ciddi açık bulunduğunu, bunun dışında matematik ve İngilizce branşlarında öğretmene ihtiyaç olduğunu açıklamıştı. Avcı açıklamasında 162 bin 105 olan öğretmen açığının 2013 yılındaki 40 bin 342 atamayla 121 bin 763'e düşürüldüğünü de söyleyerek, 2014'te bu sayıyı 100 binin altına düşürmeyi hedeflediklerini dile getirmişti.
Geçtiğimiz yıl yayınlanan OECD Bir Bakışta Eğitim 2012 Raporu’nda ise Türkiye’de öğretmen başına düşen öğrenci sayısının gelişmiş ülkelere göre fazla olduğu ortaya çıkıyor. Rapora göre, öğretmen başına düşen öğrenci sayısında OECD ülkeleri ortalaması ilköğretimde 15.8, ortaöğretimde 13,8. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı Lüksemburg’da ilköğretimde 10.1, ortaöğretimde 9.1; Avusturya’da ilköğretimde 12.2, ortaöğretimde 9.6; İsveç’te ilköğretimde 11.7, ortaöğretimde 12.3; Almanya’da ilköğretimde 16.7, ortaöğretimde 14.4. OECD ülkeleri baz alındığında ise ülkemizde öğretmen açığı ilköğretimde 140 bin 566; ortaöğretimde 40 bin 709 olmak üzere toplam 181 bin 275. MEB verilerine göre ise 2011-2012 eğitim-öğretim yılında öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 20, ortaöğretimde 16. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı İstanbul’da ilköğretimde 26, ortaöğretimde 20; Gaziantep’te ilköğretimde 27, ortaöğretimde 22; Şanlıurfa’da ilköğretimde 32, ortaöğretimde 24; Şırnak’ta ilköğretimde 26, ortaöğretimde 22 olduğu görülüyor.
Tüm bu gelişmeler gösteriyor ki ülkemizde ciddi bir öğretmen açığı var. Buna karşılık eğitim fakültesi ve formasyon sahibi fen-edebiyat fakültesi mezunu öğretmen adayları, sınavda istenilen puanı almalarına rağmen atanamama sorunuyla yüzleşmek durumunda kalıyor. Türkiye'de şu anda 97 eğitim fakültesi bulunuyor ve bu fakültelerden her yıl 40 binin üzerinde kişi mezun oluyor. Mevcut eğitim fakülteleri, geçen öğretim yılında öğrenci alımı durdurulan bazı ikinci öğretim programları dışında öğrenci almaya devam ediyor.
İşte branşlara göre öğretmen açığı
İşte 2012 yılında branşlara göre atama bekleyen öğretmen sayısı ve bir önceki yıla göre ne kadar arttığı ile ilgili sayısal veriler;
1) Edebiyat: 22583 (6 bin artış)
2) Sosyal Bilgiler: 21290 (4 bin artış)
3) İngilizce: 19749 (5 bin artış)
4) Lise Matematik: 19443 (5 bin artış)
5) Beden Eğitimi: 18985 (4 bin artış)
6) Sınıf Öğretmenliği: 18370 (9 bin artış)
7) Tarih: 17573 (4 bin artış)
8) Okul Öncesi: 17432 (6 bin artış)
9) Türkçe: 16564 (4 bin artış)
10) Fen ve Teknoloji: 16547 (4 bin artış)
11) Felsefe: 11911
12) Biyoloji: 11428 (3 bin artış)
13) Fizik: 11073 (3 bin artış)
14) Kimya: 9365 (2 bin artış)
15) Resim: 9286 (2 bin artış)
16) Din Kültürü: 9130 (6 bin artış)
17) İlköğretim Matematik: 8397 (3 bin artış)
18) İHL. Meslek: 8060 (5 bin artış)
19) Bilişim: 7461 (2.400 artış)
20) Coğrafya: 5515 (1.400 artış)
21) Müzik: 4321 (1.500 artış)
22) Almanca: 4019
23) Rehberlik: 3897 (2.800 artış)
10 yıllık verileri incelediğimizde Türkiye’de işsiz öğretmenler, öğretmen atamaları ve emekli olan öğretmenlerle ilgili ise şöyle bir tablo ortaya çıkıyor;

Öğretmenlerin yüzde 80’i ek iş yapıyor
OECD Bir Bakışta Eğitim 2012 Raporuna göre; Türkiye’de öğretmenlerin yıllık toplam çalışma saati 1816 iken, OECD ülkelerinin ortalaması 1678 saat. Buna rağmen ülkemizde öğretmenlerin aldığı ücretler dünyadaki meslektaşlarına oranla daha düşük. Mesleğe yeni başlayan bir okul öncesi öğretmeninin Türkiye’de elde ettiği maaş OECD ortalamasından yüzde 17 daha düşük. Benzer şekilde yeni başlayan bir sınıf öğretmeninin aldığı maaş OECD ortalamasından yüzde 19 daha, bir lise öğretmeninin aldığı maaş ise OECD ortalamasından yüzde 21 daha düşük. 15 yıllık bir okul öncesi öğretmeni, sınıf öğretmeni ve lise öğretmeninin aldığı maaşlar aynı tecrübeye sahip öğretmenlerin OECD ortalamasından sırasıyla yüzde 32, yüzde 34 ve yüzde 38 daha düşük...
Eğitimde 4+4+4 modeline geçilmesiyle okul öncesi çağdaki 60-71 ay arasındaki çocukların ilkokula alınması, sınıfların aşırı kalabalık olması, seçmeli ders sayısında ve ders saatlerindeki artış gibi çok sayıda sorun nedeniyle öğretmenlerin yıllık çalışma saatlerinin bu yıldan itibaren belirgin bir şekilde artması kaçınılmaz. Dahası, öğretmenlerin yüzde 80’i geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalıyor. Öğretmenlerin bugünkü çalışma koşulları ve aldıkları maaşlarla kendilerini mesleki olarak yetiştirmeleri ve geliştirmeleri mümkün gibi gözükmüyor. Bu öğrenciler yani hizmet alan taraf bakımından da büyük bir sorun. Öğretmenin kendini geliştireceği ve kişisel ihtiyaçlarını yeterince karşılayabileceği bir boş zaman alanı, kendisinin ve ailesinin insanca yaşayabileceği bir ücret seviyesi olmadığı sürece, öğrencilerine nitelikli bir aktarımda bulunması da zorlaşıyor.


YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.