Logo

Atanamayan öğretmen sorunuyla eğitim kalitesi düşüyor

Kategori: Öğretmenler Odası
Çarşamba, 18 Kasım 2015 12:06 tarihinde oluşturuldu



Her yıl eğitim fakültelerinden öğretmen olma hayaliyle mezun olan binlerce genç, KPSS engelini aştıktan sonra atanıp görevlerini yapmayı bekliyor. Ancak atama bekleyen öğretmenler aldıkları puanların yetersizliğinden değil; kadro yetersizliğinden atanamıyor. Türkiye’de eğitim alanında en çok tartışılan konulardan biri olan bu sorun, her yıl katlanarak büyüyor ve bu durum öğretmen yetiştirmeyi de doğrudan etkiliyor.

ogretmen atamaÖğretmen olmak amacıyla eğitim fakültelerinden mezun olup atanmayı bekleyen öğretmenlerin sayısı her geçen yıl artıyor. Kadro darlığı sebebiyle ataması gerçekleştirilemeyen öğretmen adaylarının  atanma taleplerine ilişkin isyan çığlıkları yükseliyor. Bu sorunu çözüme kavuşturmak için harekete geçen Milli Eğitim Bakanlığı, 2 senede öğretmen açığını kapatacaklarını ve Şubat’ta ise en az 30 bin atama yapacaklarını açıklayarak öğretmen adaylarının yüreğine bir nebze su serpti.

Ağustos ayında 37 bin yeni öğretmen atandığını ve bu öğretmenlerin 26 bininin Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki illere gönderildiğini ifade eden Bakan Nabi Avcı’nın açıklamasına göre Şubat atamalarından sonra öğretmen açığı 60 bine inecek. Bakanlığa bağlı kurumlarda çalışan öğretmen sayısı 821.924 olup, ihtiyaç ise 95.624. Öğretmen ihtiyacı branşlara göre ise; din kültürü ve ahlak bilgisi (14.418), İngilizce (13.517), özel eğitim (13.474), rehberlik (11.130), sınıf öğretmenliği (6.460), okul öncesi (3.694) ve beden eğitimi (3.611) şeklinde dağılım gösteriyor.

2014 YILINDA 49 BİN ATAMA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

araştırma-3-5Eğitim Reformu Girişimi (ERG)’nin 2014 Eğitim İzleme Raporu’nda belirtildiği üzere MEB, iki yıllık ÖABT sonuçları doğrultusunda 6 Şubat, 19 Eylül ve 8 Aralık’ta toplam 49.002 ilk atama gerçekleştirdi. İlk atamaların bölgesel dağılımı incelendiğinde, 6 Şubat dönemindekilerin %83’ünün ve 19 Eylül dönemindekilerin %73’ünün doğu bölgelerine yapıldığı dikkat çekiyor. 6 Şubat döneminde 9.375 öğretmenin ilk ataması gerçekleştirilirken adayların 4.208’i Güneydoğu Anadolu’ya, 2.073’ü Ortadoğu Anadolu’ya ve 1.492’si Kuzeydoğu Anadolu’ya atandı. Diğer taraftan bu atama döneminde Ege ve Batı Karadeniz bölgelerine sırasıyla sadece 17 ve 13 öğretmenin ilk ataması yapıldı. 19 Eylül döneminde 39.269 öğretmenin ilk ataması gerçekleştirilirken, adayların 15.123’ü Güneydoğu Anadolu’da, 8.186’sı Ortadoğu Anadolu’da ve 5.356’sı Kuzeydoğu Anadolu’da görevlendirildi.

Diğer taraftan bu atama döneminde MEB diğer bölgelere sınırlı sayıda yeni öğretmen gönderdi. Örneğin Ege’ye 907 ve Batı Marmara’ya 556 ilk atama yapıldı. MEB, ilk atamaları gerçekleştirirken Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelik’i temel alıyor. Bu yönetmelik ilk atamaları nesnel öğretmen açığı ölçütleriyle ilişkilendirdiği için bunların önemli çoğunluğu düzenli olarak öğretmen açığının yüksek olduğu doğu bölgelerine, öğretmen fazlasının bulunduğu batı bölgelerine ise çok sınırlı sayıda ilk atama yapıldı.

EN ÇOK VE EN AZ ATAMA YAPILAN BRANŞLAR

19 Eylül’de 39.269 öğretmen adayının %70’i ÖABT alanlarından atanırken, en çok atama Sınıf Öğretmenliği, İngilizce, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Rehber Öğretmen alanlarında oldu. Diğer taraftan Fizik, Tarih, Coğrafya ve Almanca alanlarında göreli olarak düşük sayıda atama yapıldı.

2014’te ÖABT’ye giren aday ve Eylül 2014’te gerçekleşen atama sayılarının alanlara göre karşılaştırması, öğretmen olmak için hangi alanlarda rekabetin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Buna göre Rehber Öğretmen alanında Temmuz 2014’te ÖABT’ye 5.092 aday girmiş ve Eylül 2014’te 2.876 öğretmenin bu alanda ilk ataması yapılmış. Bu durum ÖABT sınavına giren rehber öğretmen adaylarının önemli bir bölümünün Eylül 2014’te atamasının yapıldığını ortaya koyuyor. Benzer biçimde İlköğretim Matematik, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, İngilizce alanlarında ilk atama sayılarının ÖABT’ye giren aday sayısına oranı göreli olarak yüksek. Atamaların bu alanlarda yoğunlaşması MEB’in ortaokul düzeyinde verilmeye başlanan seçmeli dersler için halen ek öğretmene gereksinim duyduğuna işaret ediyor. Diğer taraftan bu alanlardaki rekabet diğerlerine oranla daha düşük. Tarih, Sosyal Bilgiler, Türk Dili ve Edebiyatı gibi alanlardaysa rekabet çok yüksek.

Türkiye’de öğretmenlerin bölgelere göre dağılımını etkileyen önemli bir etken öğretmenlerin özür durumuna ve isteğe bağlı olarak yer değiştirmeler... Bu çerçevede 2014 Ocak’ta 12.772, Haziran’da 17.884 ve Eylül’de 9.332 olmak üzere toplam 39.988 öğretmen farklı bir eğitim kurumu veya MEB biriminde görevlendirildi. İlk atamaların aksine yer değiştirmeler ağırlıklı olarak batı bölgelerine, Orta Anadolu’ya veya Karadeniz’e doğru gerçekleşti. Yer değiştirmelerin Ocak döneminde

%80’i, Haziran döneminde %84’ü ve Eylül döneminde %86’sı batı bölgelerine, Orta Anadolu’ya ve Karadeniz’e doğru. Bu bölgeler arasında ağırlık İstanbul, Ege ve Akdeniz’de... Üç dönemde de yaklaşık iki yer değiştirmeden biri bu bölgelere doğru oldu.

MEB bünyesinde istihdam edilen öğretmenlerin yer değiştirmesine ilişkin esasları düzenleyen Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, öğretmenlerin yer değiştirmesini öğretmen açığına ilişkin herhangi bir nesnel göstergeyle ilişkilendirmiyor. Bu önemli eksikliğin sonucunda, MEB bünyesindeki öğretmenler bölgeler arasındaki öğretmen açığı farklarını daha da derinleştirebilecek biçimde yer değiştirebiliyor. Dolayısıyla bu yönetmelik ile Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelik öğretmenlerin bölgesel dağılımına ilişkin birbirinden farklı ve zıt sonuçlara yol açacak biçimde işliyor. Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelik’in amacı öğretmenlerin dağılımındaki dengesizliği düzeltmek. 19 Yönetmelik, 2000 yılında uygulamaya girdiğinden beri sistematik olarak öğretmen başına düşen öğrenci sayılarının göreli olarak yüksek olduğu (Güneydoğu Anadolu gibi) bölgelere daha fazla öğretmen ataması yapılıyor. Ancak Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği çerçevesinde öğretmenlerin yer değiştirmesi bölgeler arasındaki öğretmen açığının kapanmasının önüne geçiyor. Nitekim 2002’den bu yana ortaöğretim düzeyinde Güneydoğu Anadolu ve Batı Marmara arasında öğretmen başına düşen öğrenci sayısı arasındaki fark azalmadı.

NİTELİKLİ ÖĞRETMEN AÇIĞI EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİ AKSATIYOR

araştırma-3-1PISA’nın 2012 yılı değerlendirmesine katılan okulların müdürlerine okullarındaki nitelikli öğretmen açığının eğitimi ve öğretimi ne ölçüde aksattığı sorulmuş. OECD10 ülkeleri genelinde müdürlerin %10’u okuma, %15’i matematik ve %3’ü fen alanında nitelikli öğretmen açığının okullarında eğitimin ve öğretimin çok aksamasına neden olduğunu belirtmiş. Türkiye’deyse bu oranlar sırasıyla %27, %31 ve %28’di.

Bu durum Türkiye’de her üç veya dört okuldan birinde nitelikli öğretmen açığının eğitimi ve öğretimi önemli ölçüde aksattığını ve nitelikli öğretmen açığının azımsanamayacak bir eğitim politikası sorunu olduğunu ortaya koyuyor.

Sabancı Üniversitesi bünyesindeki Eğitim Reformu Girişimi’nin Temmuz 2015’te hazırladığı Eğitimi İzleme Raporu’nda ise geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de, politika yapıcı ve uygulayıcıların öğretmen niteliği ve eğitimin kalitesi arasındaki güçlü ilişkiye ilişkin farkındalıklarının artmış olmasına karşın, öğretmen politikalarında ilerleme sağlanmasına yönelik adımların atılmasının geciktiğini ortaya koyuyor.

Raporda şöyle deniyor: “Nitelikli öğretmenler öğrencinin akademik başarısında kritik rol oynuyor. Aynı zamanda olumlu öğrenci-öğretmen ilişkileri, öğrencinin okula bağlılığını pekiştiriyor. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de, politika yapıcıların ve uygulayıcıların öğretmen niteliği ve eğitimin kalitesi arasındaki güçlü ilişkiye dair farkındalıkları arttı. Buna karşın, öğretmen politikalarında ilerleme sağlanmasına yönelik adımların atılması gerekiyor.”

ÖĞRETMEN GÖZÜYLE ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ

2014 yılında öğretmenlerin meslekleriyle ilgili algılarını, beklentilerini ve gereksinimlerini irdeleyen bir araştırma yürüten TEDMEM, 11 Ankara ilinde görev yapan 1.701 öğretmenin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, öğretmenlerin mesleki algıları, iş doyumları ve örgütsel bağlılıklarına ilişkin güncel bilgiler sunuyor. Raporda öne çıkan bazı bulgular şöyle özetleniyor:

»  Mesleği tercih etme nedenleri bağlamında, öğretmenlerin %60’ı devlet güvenceli bir iş olması, %54’ü toplumda saygın bir yerinin olması, %30’u ailelerinin teşvik etmesi ve %27’si üniversiteye giriş puanının öğretmenliğe yetmesi nedeniyle öğretmenliği tercih ettiği ifadelerine katıldığını belirtmiştir. Türkiye genelinde 2.007 öğretmenin katılımıyla gerçekleştirilen 2009 tarihli bir araştırmaya göre ise öğretmenlerin %29’u idealindeki meslek olduğu için, %22’si iş garantisi yüksek bir meslek olduğu için, %15’i saygın bir meslek olduğu için, %9’u ailesi istediği için, %4’ü başka iş bulamadığı için öğretmenlik mesleğini seçmiştir.

»  Özel okullarda görev yapan öğretmenlerin mesleki algıları, devlet okullarındaki öğretmenlere kıyasla daha olumludur. Okulöncesi kurumlarda ve ilkokullarda görev yapan öğretmenlerin mesleki algıları, diğer kademelerdeki öğretmenlere göre daha olumludur.

»  Meslek liselerinde görev yapan öğretmenler, diğer kurumlardaki öğretmenlere kıyasla, öğretmenliğin toplumsal değerinin daha olumsuz olduğunu düşünmektedir. 1-15 yıldır meslekte olan öğretmenler, 25 yıl ve daha fazla süredir meslekte olanlara kıyasla mesleklerinin toplumda daha olumsuz algılandığını düşünmektedir.

» Öğretmenlerin %63’ü hizmetiçi eğitimlerin sayıca yetersiz olduğunu düşünürken %74’ü de içerik yönünden zayıf bulmaktadır.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.