Logo

2023’e girerken Milli Eğitim ve özel öğretime genel bakış

Kategori: EĞİTİM VE REHBERLİK MAKALELERİ
Pazartesi, 30 Ocak 2023 11:16 tarihinde oluşturuldu



Hami Koç - Eğitim Yöneticisi - Sosyolog

hami_koc2023 yılının ilk yazısında Milli Eğitim’in vizyon belgesi ışığında halihazır hedefler ve Özel Öğretim Kurumları hakkında bir değerlendirme yapmak istiyorum.

Sayılar ile Milli Eğitim 
Sayısal verilere baktığımızda 2022 sonu verileri ile ülkemizde 61650 okul bulunmaktadır. Bunun 49600 adedi resmi okul 11931 adedi ise özel okuldur.  Okullar bazında Özel okulculuğun Türk Milli Eğitimindeki oranı Yüzde 19 civarındadır. Ancak öğrenci sayısı bakımından değerlendirme yapacak olursak; Türkiye’de K12 seviyesinde 1567800 öğrenci öğrenim görmektedir. Bunun 14.232.000 i devlet okullarında öğrenim görürken 1446000 kadarı özel öğretim kurumlarında öğrenim görmektedir. Bu durum özel öğretimde öğrenim gören öğrenci oranı yüzde 8,9 civarında olduğunu göstermektedir. Bunun sebebi özel okul kontenjanlarının en az yüzde elli boş olması ve sınıf mevcutlarının düşük olması olarak izah edilebilir. OECD ortalaması yüzde 25 civarındadır.
Öğretmen bazında baktığımızda Türkiye’de 1063000 öğretmen görev yapmaktadır. Bunların 909000 i devlet (resmi) okullarında, 153000 kadarı özel okullarda görev almaktadır. Oransal olarak özel öğretimdeki öğretmen oranı yüzde 14 civarındadır. Öğrenci bazında oran 8,9 iken öğretmen bazında oran bunun çok üzerinde olmasının sebebi yine sınıf mevcutlarının azlığı ve özel öğretimde ders saatleri, ek çalışmalar nedeniyle öğretmen istihdamının çokluğudur. Devlet (resmi) okullarında her 1 öğretmene yaklaşık 15 öğrenci düşmekte iken özel öğretim kurumlarında her 1 öğretmene 6 öğrenci düşmektedir. Özel öğretim kurumlarının öğrenci, fiziki kapasite, öğretmen yeterliliği, emek, teknoloji yoğun eğitimdeki başarılı performansları yanında 400 bine yakın (kurslar, kreş vb eğitim kurumları, tedarikçiler dahil) bir istihdam kapasitesine sahip önemli bir saha durumundadır.

Milli Eğitimin Büyük Destekçisi: Özel Öğretim Kurumları 
Kanun gereği özel öğretim kurumları öğrencilerinin en az yüzde üçünü ücretsiz olarak okutmak durumundadır. Kurumaların çevre imkânları, şehit ve gazi yakınları, SHÇEK gibi kurumlar ile yaptıkları projeler ve başarı vb. burslarla birlikte ücretsiz/indirimli okuttukları öğrenci oranı yüzde onun üzerindedir. Bu sayısal verilere bakıldığında hem ülke istihdamına hem eğitim sistemine hem de ekonomiye doğrudan veya dolaylı olarak büyük bir katkısı olan özel öğretim kurumları özellikle pandemi ve ekonomik krizler nedeniyle önemli yapısal ve finansal zorluklar içindedirler. Şunu da belirtmek gerekir ki özel öğretim kurumları daha önceden deneme, etüt, ödevlendirme şeklinde başlattıkları uzaktan eğitim, tersyüz edilmiş eğitim (flipped education) ile pandeminin engellediği yüz yüze eğitime alternatif üretmiş, hızlı bir uyum ile eğitime ara vermeden kaliteli bir şekilde sürdürmüştür. Hâlihazır ülke yönetiminin 2014 lü yıllar için özel öğretim için koyduğu oransal hedef yüzde 15 idi. 2023 hedeflerinde de özel öğretim oranının yukarı taşınması olmasına rağmen şu anki yüzde dokuza varmayan oran henüz bu alanda yeterli bir seviyeye ulaşılmadığının göstergesidir. Bunun yanında 2014 yılında başlayan teşvik uygulaması her ne kadar beklentinin altında olsa da sektöre bir canlılık getirmiş bu canlılık çok sayıda yeni kurumun açılmasına ve üzülerek belirtmek gerekir ki bazı ticari hesaplar ile sektöre girilmesine sebep olmuştur. Teşvikin kademeli olarak 2018 itibarı ile kaldırılması, pandemi ve ekonomik krizler nedeniyle çok sayıda küçük ve orta ölçekli kurum kapanmak durumunda kalmıştır. Bu durum eğitim öğretim gibi çok ciddi, hassas ve sürekliliği olması gereken bir sektörün bir dükkân gibi açılıp kapanarak mağduriyetlere sebep olmuştur. Bu durumu öngören biz eğitimciler yazılarımız, konferanslarımız, toplantılarımızdaki beyanatlarımız ile sorunun çözümünü ilgililere belirterek sorumluluğumuzu yerine getirdiğimizi düşünüyoruz. 

2023 Vizyon Belgesi ve Değişim Hızı
Milli Eğitimin 2023 Vizyon Belgesi ve günümüzdeki durumun tamamını karşılaştırmak için bu makale kâfi gelmeyecektir. Burada bu hedefler içinde hâlihazır Milli Eğitim Bakanımızın öne çıkardığı üç önemli hedef ve bunlardaki gelişmelerden bahsetmek isteriz. Bunlar bilindiği gibi Okul Öncesi Eğitimi, Mesleki ve Teknik Eğitim ile Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirmedir Yine belirtmek isteriz ki bu üç hedeften üçünde de büyük aşamalar sağlanmıştır. Eğitimdeki değişimler bir sürat teknesinin manevra kabiliyeti gibi olamadığı aşikârdır. Ancak biz transatlantik gibi devasa bir kütlenin de yetersiz manevralarını bekleyecek bir sabır gösteren bir millet de değiliz. Bu durumda öncelikli seçilen çalışmalarda hızlı adım, orta vadelilerde orta hızda bir adım ve tabi ki sağlam, asıl gelişmeyi kaydedecek uzun vadeli adımların atılmasıdır. Türkiye’de seçimler 4 veya 5 yıllık periyodlarla yapılıyor olmasına rağmen ortalama hükümet süresi 1,5 yıl olmuştur. Milli Eğitim Bakanlarının ortalama çalışma süresi ise bunun altında kalmıştır. Bu durum kişiye bağlı politikaların çok çabuk rafa kaldırılmasına ve radikal çözümleri engellemektedir. Bunun yanında Türkiye’nin uzun yıllardır dünya siyasetine yön verenlerin etkisinde kalmasını da ekler isek uzun yıllar milli eğitim sistemi revizyonları pansuman tedbirlerden öteye geçememiştir. En uzun süreli hükümetlerin yaşandığı son 20 yılda bile Milli Eğitim Bakanlarımızın seçim dönemlerinden daha kısa ömürlü olduklarını da ayrıca görmekteyiz. Yine de her alanda olduğu gibi istikrarın ve sürdürülebilirliğin en yüksek oranda görüldüğü dönemleri yaşamaktayız. 

Öğretmen Seçme ve Yetiştirme Meselesi
Yine konumuza dönecek olur isek Milli Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer’in ısrarla üzerinde durduğu ve bizce de Eğitim Sistemimize en çok katkı sağlayacak bölümü “Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme” dir. Zira eğitim sisteminin uygulayıcıları, müfredatı aktarıcılar, muhatap olan öğrenci ile yüz yüze olanlar sadece onlardır. Öğretmenlerin standartlarını yükseltmek için alınacak her tür tedbir doğrudan milli eğitim kalitesini artıracaktır. Bunu yapmak için öğretmen alım sayısını artırmak, öğretmen meslek kanununu çıkarmak, özlük haklarında iyileştirmeler yapmak bize göre olumlu ancak küçük adımlardır. Bu konudaki asıl adım öğretmenliği aşk ile gönülden yapacak, zeki, çalışkan, vatanını ve milletini seven, ruhsal ve bedensel özellikleri ile mesleğin gereklerine uygun gençlerimizin öğretmenlik mesleğini tercih etmesinin sağlanmasıdır. Bunun için mesleğin tercih edilir bir statüye kavuşturulması gerekmektedir. Bununla aynı paralellikte Eğitim Fakültelerimizin ıslahı çok önem arz etmektedir. Eğitim fakültelerinin kapasitesi doğru istatistiklere dayalı planlamalar ile ihtiyaç olacak öğretmenler çarpı belirlenen bir katsayıyı geçmemelidir. Eğitim Fakülteleri lise mezunlarının öyle ya da böyle bir yükseköğretim programında bir dört yıl daha geçirsin planlarına heba edilemez. Fakültelerin öğretim kadrosu, pedagoji eğitimini almış ve çok iyi aktarabilecek, uzun yıllar K12 seviyesinde öğretmenlik yapmış öğretmenlerden oluşması elzemdir. Bir diğer tavsiyemiz Her bir eğitim fakültesinin o bölgenin K12 eğitim kurumları ile birlikte hareket etmeleri gereğidir. Yine mümkün olduğu ölçüde Eğitim Fakültelerinin uygulama okulları olmalıdır. Bu okullarda son yıl hatta son iki yıl öğretmenlik mesleki edinim programları uygulanmalıdır. Mezun olan gençlerimiz ise iyi bir planlama ile ihtiyaç durumu ne olursa olsun bir yıl (belki yüzde 70 ücretle) bir uzman öğretmenle birlikte derse girmeli, onun denetiminde yetiştirilmelidir. Özel öğretim kurumları öğretmen yetiştirmek için çok önemli bir imkândır. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen yetiştirmede özel öğretim kurumlarının üst seviyedeki eğitim öğretim donanım, yöntem ve öğretmen yetiştirme imkânlarını da kullanması önemli bir avantaj olacaktır. Milli Eğitim Bakanlığının, aday öğretmenlerin özlük haklarını karşılaması kaydıyla, Özel Öğretim Kurumları bu projeye her an hazırdır. 

Eğitim Şart
2023 te girildiği Türkiye Yüzyılı ancak Eğitim Sistemimizin iyileştirilmesi, güçlü bir yapıya kavuşturulması ile mümkündür. Bizler ve sektörün değerli eğitim yöneticileri bu görüşlerimizi sayın bakanımıza ve bakanlığımızın ilgili birimlerine iletmeye çalışıyor ve ülkemizin eğitimini daha ilerilere taşımaya gayret ediyoruz. Umuyoruz ki sektörün dinamiklerini bilen özel öğretim kurumları temsilcileri ile yapılan istişarelerden çıkan sonuçlar doğrultusunda adım atılarak genelde Türk Milli Eğitiminin, özelde Özel Öğretim Kurumlarının sorunları çözülür ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulur.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.