Logo

Lisedeyken aldığı hediyeyle hayatı değişti

Kategori: Öne Çıkanlar
Pazartesi, 09 Haziran 2014 07:41 tarihinde oluşturuldu



67. Cannes Film Festivali’nde “Kış Uykusu” isimli filmiyle en iyi film ödülünü kazanan Nuri Bilge Ceylan, lisedeyken aldığı bir hediyenin hayatını değiştirdiğini söylüyor. İşte Ceylan'ın hayatı...

67. Cannes Film Festivali’nde “Kış Uykusu” isimli filmiyle en iyi film ödülünü kazanan Nuri Bilge Ceylan, Türk sinemasına adını altın harflerle yazdırdı. Ödül töreninde yaptığı konuşmada Ceylan, "Bu ödülü, Türkiye'nin genç insanlarına ve geçen yıl hayatına kaybedenlere adıyorum" dedi.

Türk sinemasının en önemli yönetmenleri arasında yer alan Nuri Bilge Ceylan, 'Kış Uykusu' isimli filmiyle Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye'yi kazanma başarısını göstererek, ülkemize büyük gurur yaşattı. Daha önce ilk kez Yılmaz Güney’in Yol filmi ile 1982’de bu onuru yaşamıştık ve yıllar sonra Nuri Bilge Ceylan, Türk Sinemasının 100. yılında bu ödülü kazanarak, ödüle ayrı bir anlam kazandırdı.

26 Ocak 1959 yılında İstanbul’un Bakırköy ilçesinde, ziraat mühendisi Mehmet Emin Ceylan ile Fatma Hanım’ın ikinci çocuğu olarak doğan Nuri Bilge Ceylan’ın çocukluğu baba memleketi olan Çanakkale Yenice’de geçer. Ağırbaşlı, içe dönük, az konuşan bir çocuk olan Nuri Bilge’nin eğitim hayatı 5. Sınıfa kadar Yenice’de geçtikten sonra İstanbul’a dönerler ailece. Ve Nuri Bilge, ilkokul beşi, ortaokulu ve liseyi İstanbul’da okur.

Lisedeyken aldığı hediyeyle hayatı değişti

Lise yılları Nuri Bilge Ceylan’ın hayatında önemli bir yere sahip. Çünkü kariyerine yön verecek gelişme tam da bu yıllarda olmuş. Lisedeyken aldığı bir hediyeyle hayatının değiştiğini söyleyen Ceylan, bir röportajında şöyle anlatır: “Çocukluk yıllarımda etrafımda sanata dair hiçbir şey yoktu. Küçük bir kasabada yaşıyordum ve çevremdeki tek sanat türü halk müziği ve biraz da filmlerdi. Fakat ne sergiler vardı ne de ona benzer bir şey. Nasıl oldu da sanata yöneldim, bunu bazen ben de kendime soruyorum. Galiba liseye giderken, İstanbul’da yaşadığım dönemde her şey başladı. Gerçekten bilmiyorum ama ben, kız kardeşim ve kuzenim hep birlikte sanatla ilgilenmeye başlamıştık. Birinin fotoğrafçılıkla ilgili bir kitabı bana hediye ettiğini hatırlıyorum. Belki de o sayede başlamıştır. Küçük bir çocuğa hediye alırken çok dikkatli olmalısınız. O kitap benim hayatımı değiştirdi – fotoğrafçılığı çok eğlenceli bir oyun gibi algılamamı sağladı. Bir karanlık oda yapmıştım ve orada fotoğraf tab ediyordum, zaman içinde bu yaptığımın bir sanat türü olduğunu fark etmeye başladım ve bir şekilde devam ettim. Kız kardeşim de benden sonra fotoğrafçılığa başladı.”

Yine de aklında mühendislik vardır Nuri Bilge Ceylan’ın ve 1976 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği’ni kazanır. Ancak, dönemin siyasi olaylarından ve karışıklığından dolayı okulunu tamamlayamaz.

1978 yılında tekrar üniversite sınavına giren Ceylan, bu kez, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği’ni kazanır. Ceylan’ın lise yıllarında başlayan objektif sevgisi, Boğaziçi Üniversitesi’nde Fotoğrafçılık Kulübü’ne üye olması ile birlikte profesyonel boyuta taşınır. O dönemde cep harçlığını çıkarmak için arkadaşlarının vesikalık fotoğraflarını çeken Ceylan, ayrıca seçmeli sinema derslerine de girer.

Sinema yapmaya askerdeyken karar verdi

80’li yıllarda çeşitli karikatür ve sanat dergilerine dosyalar hazırlayan Nuri Bilge Ceylan, üniversiteden mezun olduktan sonra Londra ve Katmandu’ya giderek dünyayı tanımaya çalışır. Ceylan, Türkiye’ye döndükten sonra 18 ay boyunca askerlik yaptığı Ankara Mamak’ta, hayatının geri kalanında ne yapmak istediğine karar vermiştir artık: Sinema.

Askerliğini tamamladıktan sonra Mimar Sinan Üniversitesi’nde bu kez sinema okumaya başlar Ceylan, bir yandan da para kazanmak için fotoğrafçılık yapar.

Adım adım Altın Palmiye'ye tırmandı

Nuri Bilge Ceylan, 1995 yılında çektiği ‘Koza’ adlı kısa filmiyle sinema dünyasına adım attı ve bu filmiyle, Cannes Film Festivali’nin kısalar yarışmasına katılmaya hak kazandı. Bu önemli bir başarıdır. Çünkü festivalin kısalar yarışmasına katılmaya hak kazanan ilk Türk filmidir ‘Koza’.

56. Cannes Film Festivali’nde yarışan ve favori filmler arasında gösterilen Nuri Bilge Ceylan’ın 2002 yapımlı dram filmi Uzak, Altın Palmiye’den sonra festivalin ikinci önemli ödülü olan ‘Büyük Jüri Ödülü’nü (‘Grand Prix’) aldı.

2008 Cannes Film Festivali'nde küçük zaafların büyük yalanları doğurmasıyla parçalanan bir ailenin, gerçeklerin üzerini örterek bir arada kalma çabasını anlatan Üç Maymun filmiyle "En İyi Yönetmen Ödülü"nü aldı.

Nuri Bilge Ceylan'ın "Kış Uykusu" isimli filmi ise 2014 yılında 67. Cannes Film Festivali'nde büyük ödül olan Altın Palmiye'ye layık görüldü.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.