Logo

Kadın yönetici oranı beklediğimiz düzeyde değil!

Kategori: Özel Okullar
Cumartesi, 13 Mart 2021 16:54 tarihinde oluşturuldu



Eğitimde çalışan kadın oranının yüksek olmasına rağmen kadın yönetici sayısının henüz beklenilen düzeye ulaşmadığını belirten TED Genel Müdürü Sevinç Atabay, "Kadınlar yönetici olduklarında sorumluluklarının artmasından, aile hayatına yeterince zaman ayıramamaktan endişe ediyorlar. Oysa ki disiplinli ve planlı bir çalışmayla her ikisine de yetmek, verimli olmak mümkün. Öncelikle kadınlarda bu algıyı kırmak gerekiyor." diye konuştu.

  

sevinc_atabaySevinç Hanım, eğitimde kadın yönetici olmanın avantaj ve dezavantajları neler?

Eğitim alanı, özellikle öğretmenlik ülkemizde ve dünyada daha çok kadınların tercih ettiği meslek gruplarının başında geliyor. Bu yüzden kadınların ağırlıklı olduğu iş ortamlarında çalışmaktan mennuniyet duysam da diğer sektörlerde bu dağılımı görememek düşündürücü. Gerek eğitim alanında gerekse diğer iş kollarında çalışanların cinsiyet dağılımında dengeyi sağlamayı başardığımızda, bunun toplumsal refah ve gelişim düzeyimizi kat ve kat artıracağına inanıyorum. 

ÖĞRETMENLER TOPLUMUN ENTELEKTÜELİ OLMALIDIR

Eğitim sektörünü seçmenizde neler etkili oldu? Kariyer yolculuğunuzu bu alanda yapmanızı etkileyen belirleyici unsurlar hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Öğrenmeyi seviyorum, öğrendikçe gelişmenin değerini anlıyorum. “Öğrenmeyi öğretmek” yoktur, “öğrenmeyi öğrenme” vardır, diyorum hep. Yaşamım boyunca bu felsefeyi benimsedim ve anlatmaya çalıştım. Eğitim yöneticisi olarak öğrenme bilincini anlamak konusunda öğretmenlere yol gösterici olmayı seçtim. Öğretmenler toplumun entelektüel ve sürekli öğrenen bireyleri olmalıdır. Merak öğrenmenin başıdır. Merak uyandırmak, insanda öğrenme hevesini ateşler. Merak eden insan araştırır, keşfeder, öğrenir. Öğretmenlerimize de sık sık tekrarladığım bir tavsiyem var: “Mesleğinizi genç tutun, siz de genç kalın, hep öğrenin.” 

HEP "ÖĞRENCİ" KALDIM

Bir kadın olarak iş yaşamınızda hangi zorluklarla karşılaştınız? Bu zorlukları aşmak için nasıl bir yol izlediniz?

Kariyer basamaklarımda elbette engeller, zorluklar oldu. Aslında engeller olmasa ve her şey yolunda gitse insanın bu kadar gelişmesi ve deneyim kazanmasının pek mümkün olmayacağını düşünüyorum. Engelleri aşmak için gerçekleştirdiğimiz zihinsel faaliyet ve hep öğrenme bizi geliştiriyor. Mesleğimde var olmayı çok çalışarak, çok okuyarak, her gün bir öncekinin üstüne yeni bilgiler katarak, yani hep “öğrenci” kalarak sağladığıma inanıyorum. 

Eğitim sektöründe kadın yönetici sayısının artması için neler önerirsiniz?

Eğitim sektöründe kadınların yoğunluğundan bahsettik, ancak kadın yönetici oranı henüz beklediğimiz düzeyde değil. Bunun sebebinin yine kadınlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü yönetici olduklarında sorumluluklarının artmasından, aile hayatına yeterince zaman ayıramamaktan endişe ediyorlar. Oysa ki disiplinli ve planlı bir çalışmayla her ikisine de yetmek, verimli olmak mümkün. Öncelikle kadınlarda bu algıyı kırmak gerekiyor düşüncesindeyim.

 

PANDEMİ İLE HIZLI BİR ÖĞRENME YAŞADIK

Teknolojinin yarattığı imkanlar kadınların iş yaşamını nasıl etkiliyor?

Teknolojinin yarattığı olanaklardan kadınlar da erkekler de eşit oranda yararlanabilir, teknolojiye erişim olanağınız ve teknik becerileri kazanmanızla ilgili bir durum. Pandemi nedeniyle hepimiz, hızlı bir öğrenme yaşadık. Eskiden bize karmaşık gelen konuları, biraz da şartların etkisiyle öğrenmek zorunda kaldık. Özellikle eğitim alanında artık hepimiz çevrim içi toplantılar yapmayı, dijital içerik geliştirmeyi öğrendik, hatta bu konuda oldukça yaratıcı çözümler bile geliştirebiliyoruz.

 

Diğer sektörlerle karşılaştırıldığında eğitim sektöründe yönetici olmanın zor ve kolay yanları neler?

Eğitim yöneticisi olmanın diğer sektörlerden ayrılan yanı işinizi yaparken nesilleri ve geleceği etkiliyor olmanız. Başta öğrencilerin sonra onları yetiştiren ebeveynlerin ve öğretmenlerin kendilerini güvende ve mutlu hissettiği bir ortam yaratmak çok önemli. Biz eğitimciler olarak öğrenciyi birey olarak görüp onun akademik, sosyal, duygusal ve entelektüel boyutta gelişimine, ileride hangi mesleği yapmak istiyorsa o doğrultuda birer bilim insanı, sanatçı, sporcu olmaları konusunda yolunu açmaya çalışıyoruz. Zor veya kolay diye nitelemeyelim ama odağımız çocuk ve onun özüne dokunmadan, özen ve dikkatle kendi potansiyelini keşfetmesi, fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden sağlıklı, hayatla baş edebilecek donanımda yetişmesini sağlamak gerçekten büyük bir sorumluluk. 

21. YÜZYILIN TÜRKİYE'SİNDE TELEVİZYON DİZİLERİNDE HALA EZİLMİŞ KADIN FİGÜRLERİ GÖRÜYORUZ

Türkiye'de kadınların öncelikli sorunları hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu kapsamda neler yapılması gerekiyor? 

İstatistikler bize Türkiye’de kadının öncelikli sorununun istihdam ve tabi ki şiddet olduğunu gösteriyor, neden çünkü yaşam hakkı olmadan diğer hakların bir işlevi kalmıyor. Şiddetin kapsamı aslında oldukça geniş, yalnızca fiziksel şiddetten bahsedemeyiz. Örneğin, 21. yüzyılda biz halen Türk televizyonlarında oynayan dizilere baktığımızda kendi ayakları üzerinde duramayan, erkeğin himayesinde gösterilen, şiddete uğrayan, ezilmiş, özgürlüğünden söz dahi edilemeyen kadın figürleri görüyoruz. Dolayısıyla bunu kadın sorunu olarak değil, daha geniş çapta toplumsal boyutta ele almak gerekiyor. Yasal düzenlemeler getirmek tek başına hiçbir zaman yeterli olmuyor. Önce kadının kendisine, sonra genele toplumsal cinsiyet eşitliğini doğru anlatmak ve bu bilincin toplumsal olarak benimsenmesini sağlamak gerekiyor. 

"Endüstri 4.0’dan sonra şimdi dünya Toplum 5.0’ı konuşuyor. İlk lansmanı 2017 yılında Almanya’da yapıldı. Nedir Toplum 5.0? Toplumsal entegrasyonu sağlamak, teknolojiyi toplum çıkarlarına kullanmak ve refah seviyesini “insan temelli” artırmak. Toplum 5.0’ın en önemli odağı artık kadınlar... Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşabilmenin temeli de kadınlar."

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.