Türkiye’nin doğu bölgelerinde öğretmen açığının giderek artması nedeniyle hükümetin yeni bir önlem paketini hayata geçirmeye hazırlandığı belirtildi. Yapılacak yeni düzenlemeyle, Doğu'ya gidene fazla maaş, kira parası veya lojman verilecek.
Türkiye Gazetesi'de çıkan habere göre, son dönemde 7 bin öğretmen bir anda tayin isteğinde bulununca Doğu'da öğretmen açığının oluştuğu ve bunun üzerine hükümetin, Doğu ve Güneydoğu'daki öğretmen açığını kapatmak için formül arayışına girdiği belirtildi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve bölge milletvekilleri bir toplantı yaparak öğretmen problemini masaya yatırdı.
Toplantı ile bilgi veren AK Parti Erzurum Milletvekili Cengiz Yavilioğlu, "7 bin öğretmen bir anda tayinini isteyince sıkıntı çıktı. Yerlerine gelenlerin sayısı da çok az. Eş durumundan tayinlerde bile öğretmenler eşleri ile Doğu'ya gitmiyor. Öğretmenin gittiği yeri cazip hale getirmemiz lazım. Yoksa gelen gidiyor" dedi. İlk etapta öğretmenlerin maddi imkanlarının artırılmasına yönelik çalışma yapılacağının altını çizen Yavilioğlu, şu bilgileri verdi:
"Doğu'ya giden öğretmenlere daha fazla maaş ve çeşitli yan ödenekler gibi imkanlar sağlanacak. Bedava lojman tahsisinden kiralık evde oturmak isteyenlere de kirasının tamamının verilmesi gibi imkanlar getirilecek".
İlgili bakanlıkların bu konuda mutabık kaldıkları öğrenilirken, getirilecek başka imkanlar ise paket netleştiğinde ortaya çıkacak.
Kaynak: Türkiye
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye’nin doğu bölgelerinde öğretmen açığının giderek artması nedeniyle hükümetin yeni bir önlem paketini hayata geçirmeye hazırlandığı belirtildi. Yapılacak yeni düzenlemeyle, Doğu'ya gidene fazla maaş, kira parası veya lojman verilecek.
Türkiye Gazetesi'de çıkan habere göre, son dönemde 7 bin öğretmen bir anda tayin isteğinde bulununca Doğu'da öğretmen açığının oluştuğu ve bunun üzerine hükümetin, Doğu ve Güneydoğu'daki öğretmen açığını kapatmak için formül arayışına girdiği belirtildi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve bölge milletvekilleri bir toplantı yaparak öğretmen problemini masaya yatırdı.
Toplantı ile bilgi veren AK Parti Erzurum Milletvekili Cengiz Yavilioğlu, "7 bin öğretmen bir anda tayinini isteyince sıkıntı çıktı. Yerlerine gelenlerin sayısı da çok az. Eş durumundan tayinlerde bile öğretmenler eşleri ile Doğu'ya gitmiyor. Öğretmenin gittiği yeri cazip hale getirmemiz lazım. Yoksa gelen gidiyor" dedi. İlk etapta öğretmenlerin maddi imkanlarının artırılmasına yönelik çalışma yapılacağının altını çizen Yavilioğlu, şu bilgileri verdi:
"Doğu'ya giden öğretmenlere daha fazla maaş ve çeşitli yan ödenekler gibi imkanlar sağlanacak. Bedava lojman tahsisinden kiralık evde oturmak isteyenlere de kirasının tamamının verilmesi gibi imkanlar getirilecek".
İlgili bakanlıkların bu konuda mutabık kaldıkları öğrenilirken, getirilecek başka imkanlar ise paket netleştiğinde ortaya çıkacak.
Kaynak: Türkiye
Son Güncelleme: Cuma, 19 Temmuz 2013 10:47
Gösterim: 1151
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Alevisiyle, Sünnisiyle biz muharremde de birlikteydik, ramazanda da birlikteyiz. Aramızda ayrılık gayrılık yok" dedi.
Avcı, Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı'nın Büyükdere Mahallesi Cem Evi önünde gerçekleştirdiği, "Azerbaycan Bakü" gecesine katılarak, vatandaşlarla iftar yaptı.
Tiyatrocu Ahmet Yenilmez'in sorularını cevaplayan Bakan Avcı, Türk Dünyası Kültür Başkentliği kavramının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2011 yılında Eskişehir'de düzenlediği büyük mitingdeki vaadi olduğunu anımsatarak, "Çok şükür Sayın Başbakanımızın Eskişehir'e ve Türk dünyasına vaad ettiği bu büyük etkinlik Eskişehirimize kazandırılmış oldu. İnşallah bu vesileyle Eskişehir, Türk dünyasını daha iyi tanıyacak, Türk dünyası ve bütün dünya da Eskişehir'i daha iyi tanıyacak" diye konuştu.
Yenilmez'in "Türkçemiz ve Türk kültürünün geliştirilmesi noktasında neler düşünülüyor?" şeklindeki sorusunu yanıtlayan Avcı, şöyle devam etti:
"Biz bakanlık olarak, Türkçe'nin, İstanbul Türkçesi'nin tüm Türk dünyasında okunabilmesi, konuşulabilmesi, duyulabilmesi için pek çok programı uygulamaya koyduk. Ayrıca UNESCO üzerinden de Türk dünyasında iletişim ortaklığı oluşturmaya yönelik pek çok projeler geliştirildi. Önce dilde birlik, işte birlik, fikirde birlik.. bunları gerçekleştirebilmemiz için birbirimizi iyi anlamamız lazım. Onun için tanış olup, işi kolay kılmamız lazım. Eskişehir Kültür Başkenti tüm bunların kapısını tutuyor. Milli Eğitim Bakanlığı olarak bütün Türk cumhuriyetleriyle ortak tarihimizi ve kültürümüzü çocuklarımıza öğretebilmek birlikte projeler geliştiriyoruz. Saflarımızı daha çok bölgesel ve mahalli olmaktan çıkartıp, tüm Türk dünyasını içine alacak şekilde yer vermeye çalışıyoruz. İlerde bütün çocuklarımız, Türk dünyasında Kazakistan'dan Saraybosna'ya kadar, birbirlerini daha iyi tanıyıp, daha çok sevecekler. Türk Dünyası Kültür Başkentliği projelerinde önceliğin çocuklarımıza yönelik olmasının nedeni bu."
UNESCO tarafından 2013 yılının Seyit Yahya Bakuvi yılı seçildiğini hatırlatan Avcı, bununla ilgili Bakü, Eskişehir, Kastamonu ve Kafkas Üniversitesinde sempozyum yapacaklarını açıklayarak, "Anadoluyu vatan bulan tüm erenlerimizin sesleri buralarda yankılanacak" ifadelerini kullandı.
İftarın ardından, gazetecilerin Başbakan Erdoğan'ın Alevilere yönelik sözlerine ilişkin soruları yanıtlayan Avcı, şunları kaydetti:
"Çok güzel bir gece oldu. Hep birlikte, birlik, beraberlik, kardeşlik içinde bu akşam güzel bir iftar ettik. Alevisiyle Sünnisiyle biz muharremde de birlikteydik, ramazanda da birlikteyiz. Aramızda ayrılık gayrılık yok. Başbakan da onu söylemiş zaten."
Programa, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can, Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, Eskişehir Hacı Bektaşı Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı İrfan Çetinkaya ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Alevisiyle, Sünnisiyle biz muharremde de birlikteydik, ramazanda da birlikteyiz. Aramızda ayrılık gayrılık yok" dedi.
Avcı, Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı'nın Büyükdere Mahallesi Cem Evi önünde gerçekleştirdiği, "Azerbaycan Bakü" gecesine katılarak, vatandaşlarla iftar yaptı.
Tiyatrocu Ahmet Yenilmez'in sorularını cevaplayan Bakan Avcı, Türk Dünyası Kültür Başkentliği kavramının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2011 yılında Eskişehir'de düzenlediği büyük mitingdeki vaadi olduğunu anımsatarak, "Çok şükür Sayın Başbakanımızın Eskişehir'e ve Türk dünyasına vaad ettiği bu büyük etkinlik Eskişehirimize kazandırılmış oldu. İnşallah bu vesileyle Eskişehir, Türk dünyasını daha iyi tanıyacak, Türk dünyası ve bütün dünya da Eskişehir'i daha iyi tanıyacak" diye konuştu.
Yenilmez'in "Türkçemiz ve Türk kültürünün geliştirilmesi noktasında neler düşünülüyor?" şeklindeki sorusunu yanıtlayan Avcı, şöyle devam etti:
"Biz bakanlık olarak, Türkçe'nin, İstanbul Türkçesi'nin tüm Türk dünyasında okunabilmesi, konuşulabilmesi, duyulabilmesi için pek çok programı uygulamaya koyduk. Ayrıca UNESCO üzerinden de Türk dünyasında iletişim ortaklığı oluşturmaya yönelik pek çok projeler geliştirildi. Önce dilde birlik, işte birlik, fikirde birlik.. bunları gerçekleştirebilmemiz için birbirimizi iyi anlamamız lazım. Onun için tanış olup, işi kolay kılmamız lazım. Eskişehir Kültür Başkenti tüm bunların kapısını tutuyor. Milli Eğitim Bakanlığı olarak bütün Türk cumhuriyetleriyle ortak tarihimizi ve kültürümüzü çocuklarımıza öğretebilmek birlikte projeler geliştiriyoruz. Saflarımızı daha çok bölgesel ve mahalli olmaktan çıkartıp, tüm Türk dünyasını içine alacak şekilde yer vermeye çalışıyoruz. İlerde bütün çocuklarımız, Türk dünyasında Kazakistan'dan Saraybosna'ya kadar, birbirlerini daha iyi tanıyıp, daha çok sevecekler. Türk Dünyası Kültür Başkentliği projelerinde önceliğin çocuklarımıza yönelik olmasının nedeni bu."
UNESCO tarafından 2013 yılının Seyit Yahya Bakuvi yılı seçildiğini hatırlatan Avcı, bununla ilgili Bakü, Eskişehir, Kastamonu ve Kafkas Üniversitesinde sempozyum yapacaklarını açıklayarak, "Anadoluyu vatan bulan tüm erenlerimizin sesleri buralarda yankılanacak" ifadelerini kullandı.
İftarın ardından, gazetecilerin Başbakan Erdoğan'ın Alevilere yönelik sözlerine ilişkin soruları yanıtlayan Avcı, şunları kaydetti:
"Çok güzel bir gece oldu. Hep birlikte, birlik, beraberlik, kardeşlik içinde bu akşam güzel bir iftar ettik. Alevisiyle Sünnisiyle biz muharremde de birlikteydik, ramazanda da birlikteyiz. Aramızda ayrılık gayrılık yok. Başbakan da onu söylemiş zaten."
Programa, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can, Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, Eskişehir Hacı Bektaşı Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı İrfan Çetinkaya ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Son Güncelleme: Cuma, 19 Temmuz 2013 09:16
Gösterim: 1221
Türkiye’de üstün zekâlı çocukların eğitim aldığı tek devlet ilköğretim okulu Beyazıt Ford Otosan İlköğretim Okulu, 4+4+4’e göre “ilkokul” oldu
Habertürk’te yer alan habere göre, Türkiye’de üstün zekâlı çocukların eğitim aldığı tek devlet ilköğretim okulu Beyazıt Ford Otosan İlköğretim Okulu, 4+4+4’e göre “ilkokul” oldu
Eğitimi kademeli ilkokul, ortaokul ve lise olarak 4’er yıla bölen 4+4+4 eğitim yasası “üstün zekâlı çocukları” vurdu. Bu çocukların diğerleriyle birlikte aynı sınıflarda özel eğitim aldığı tek devlet ilköğretim okulu olan Beyazıt Ford Otosan İlköğretim Okulu’nda İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Üstün Zekâlılar Ana Bilim Dalı’yla birlikte yürütülen “özel eğitim” protokolü sonlandırıldı.
Yarısı üstün zekâlı 361 öğrencinin okuduğu okul ilkokul oldu ve artık adrese dayalı öğrenci alınacak. Bu yıl 5. sınıfa geçen 48 çocuk kendilerine başka bir “ortaokul” bulacak. Veli ve öğrenciler “Okulumuza dokunma” kampanyası başlattı.
Özel protokol bitti
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve İÜ Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi’nin protokolüyle 2002’de okulda “Üstün Zekâlıların Eğitimi Projesi” başlatıldı. Projede 6-14 yaş grubundaki üstün zekâlı çocukların zihinsel, duygusal ve sosyal gereksinimlerini karşılayacak eğitim veriliyordu.
Her 3 yılda bir yenilenen protokolü bu yıl MEB yenilemedi ve okulu ilkokul yaptı. Bu yıl 6, 7 ve 8. sınıfta öğrenim gören öğrenciler mezun olana kadar okulda kalacak ama “özel eğitim” almayacak. Ancak geçen yıl 4. sınıfı bitirip 5’e geçen 24’ü üstün zekâlı 48 çocuk başka bir ortaokulda eğitimini sürdürecek. 4.sınıfı bitiren her öğrenci “normal” okullara gidecek.
‘Ne olacaklar?’
Her yıl 24’ü üstün zekâlı toplam 48 öğrencinin okula alındığını anlatan veliler, “Aynı sınıflarda eğitim görüyorlardı. Bu yıl 4. sınıfı bitirenlerin okulda kalamayacakları söylendi. 6, 7 ve 8. sınıflarda okuyanlar mezun olana kadar okulda kalacak ama özel eğitim yok. Kazanılmış hakkımızı elimizden aldılar” dedi.
Daha büyük proje hazırlanıyor
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, bakanlıktan henüz bir tebligat gelmediğini, okulun ilkokul
olduğunu ve artık adrese dayalı öğrenci alınacağı için de özel bir eğitim olmayacağını söyledi. Yıldız, “Her yıl alınan 48 öğrencinin 24’ü üstün zekâlıydı. Onlara sınav yapılıyordu. Müracaat çok olunca aralarından kura
çekiliyordu. Bakanlık sadece 24 öğrenci için değil, nüfusun yüzde 2.5 oranındaki tüm üstün zekâlılar için daha büyük projeler, stratejik planlar hazırlıyor” dedi.
Kaynak Habertürk
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye’de üstün zekâlı çocukların eğitim aldığı tek devlet ilköğretim okulu Beyazıt Ford Otosan İlköğretim Okulu, 4+4+4’e göre “ilkokul” oldu
Habertürk’te yer alan habere göre, Türkiye’de üstün zekâlı çocukların eğitim aldığı tek devlet ilköğretim okulu Beyazıt Ford Otosan İlköğretim Okulu, 4+4+4’e göre “ilkokul” oldu
Eğitimi kademeli ilkokul, ortaokul ve lise olarak 4’er yıla bölen 4+4+4 eğitim yasası “üstün zekâlı çocukları” vurdu. Bu çocukların diğerleriyle birlikte aynı sınıflarda özel eğitim aldığı tek devlet ilköğretim okulu olan Beyazıt Ford Otosan İlköğretim Okulu’nda İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Üstün Zekâlılar Ana Bilim Dalı’yla birlikte yürütülen “özel eğitim” protokolü sonlandırıldı.
Yarısı üstün zekâlı 361 öğrencinin okuduğu okul ilkokul oldu ve artık adrese dayalı öğrenci alınacak. Bu yıl 5. sınıfa geçen 48 çocuk kendilerine başka bir “ortaokul” bulacak. Veli ve öğrenciler “Okulumuza dokunma” kampanyası başlattı.
Özel protokol bitti
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve İÜ Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi’nin protokolüyle 2002’de okulda “Üstün Zekâlıların Eğitimi Projesi” başlatıldı. Projede 6-14 yaş grubundaki üstün zekâlı çocukların zihinsel, duygusal ve sosyal gereksinimlerini karşılayacak eğitim veriliyordu.
Her 3 yılda bir yenilenen protokolü bu yıl MEB yenilemedi ve okulu ilkokul yaptı. Bu yıl 6, 7 ve 8. sınıfta öğrenim gören öğrenciler mezun olana kadar okulda kalacak ama “özel eğitim” almayacak. Ancak geçen yıl 4. sınıfı bitirip 5’e geçen 24’ü üstün zekâlı 48 çocuk başka bir ortaokulda eğitimini sürdürecek. 4.sınıfı bitiren her öğrenci “normal” okullara gidecek.
‘Ne olacaklar?’
Her yıl 24’ü üstün zekâlı toplam 48 öğrencinin okula alındığını anlatan veliler, “Aynı sınıflarda eğitim görüyorlardı. Bu yıl 4. sınıfı bitirenlerin okulda kalamayacakları söylendi. 6, 7 ve 8. sınıflarda okuyanlar mezun olana kadar okulda kalacak ama özel eğitim yok. Kazanılmış hakkımızı elimizden aldılar” dedi.
Daha büyük proje hazırlanıyor
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, bakanlıktan henüz bir tebligat gelmediğini, okulun ilkokul
olduğunu ve artık adrese dayalı öğrenci alınacağı için de özel bir eğitim olmayacağını söyledi. Yıldız, “Her yıl alınan 48 öğrencinin 24’ü üstün zekâlıydı. Onlara sınav yapılıyordu. Müracaat çok olunca aralarından kura
çekiliyordu. Bakanlık sadece 24 öğrenci için değil, nüfusun yüzde 2.5 oranındaki tüm üstün zekâlılar için daha büyük projeler, stratejik planlar hazırlıyor” dedi.
Kaynak Habertürk
Son Güncelleme: Perşembe, 18 Temmuz 2013 13:45
Gösterim: 1857
Aile ve sosyal Politikalar Bakanı Şahin, Türkiye'de 22 bin internet kafe bulunduğunu ve internet kafelerin günlük kullanıcı sayısının ise en az 5 milyon olduğunu vurgulayarak, internet kafelerin fiziki şartları ve hizmetleri konusunda standartlar getireceklerini ve yeni bir dönem başlatacaklarını bildirdi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, İstanbul, Ankara ve Diyarbakır internet kafe oda başkanlarını Bakanlıkta kabul etti. Bilgi ve teknoloji çağında bütün sınırların kalktığını belirten Şahin, yeni bir dünya düzeninde herkese düşenin çocukları ve gençleri yarınlara hazırlamak olduğunu söyledi.
Çocuk ve gençlerin yarınlara hazırlanabilmesi için bireylerin, toplumun ve devletin her alanda kendine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini ifade eden Şahin, bilgi ve teknoloji çağının zararlarını en aza indirecek çalışmaların da sürdürülmesi gerektiğini dile getirdi. Çalışmalara tüm kesimlerin katılmasının önemine işaret eden Şahin, çocuğun yüksek menafaatini gözeten aile dostu sistemlerin geliştirilmesi gerektiğini anlattı.
İnternet kafelerin müdürleri eğitilecek
Bakan Şahin, Türkiye'de 22 bin internet kafe bulunduğunu ve internet kafelerin günlük kullanıcı sayısının ise en az 5 milyon olduğunu vurgulayarak, internet kafelerin fiziki şartları ve hizmetleri konusunda standartlar getireceklerini ve yeni bir dönem başlatacaklarını bildirdi.
İnternet kafelere ilişkin kendi eylem planlarını oluşturdukları, bu plan içerisinde özellikle 22 bin internet kafenin sorumlu müdürleri ve görevlilerinin bulunduğunu anlatan Bakan Şahin, "Biz, bunların eğitici eğitiminin hızlı bir şekilde yapılması gerektiğini ve onların özellikle çocuklarımızın, ergen profilinin, onların bilmesi gerektiği noktada sivil toplumla akademik dünyayla beraber onları hızlı bir şekilde eğitici eğitimine alacağız" diye konuştu.
Ayrıca, 23 modülde aile eğitim programları başlattıklarını, Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde bu çalışıldığına değinen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dijital okur yazarlık' dediğimiz kısmı da buna ilave yapıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığında medya okur yazarlığı dersinin içerisine de dijital okur yazarlığın ihtisaslaşacağı ve Talim Terbiye'nin de bu müfredata göre güncelleneceği bir çalışmanın yapılması için ilgili bakanlıkla da çalışmaya başladık. Dijital okuryazarlığı artırır ve güçlendirirken en önemli şeyimiz araştırma ve geliştirme. Buradaki tüketicilerin, hizmet alan bireylerin profilleri nelerdir. Burada alınan hizmetlerden dolayı araştırmalar bize neyi göstermektedir, talepler nelerdir ve etki analizleri bize neyi hedeflemektedir. Bununla alakalı da Bakanlık olarak bir araştırma yapacağız. Sertifikasyona geçip, internet kafelerin daha iyi internet kafelere dönüştürüleceği, markalaşacağı bir sistemi ve özellikle yaş gruplarına göre oyunların eşleştirildiği, sertifikasyon ve barkod sistemine geçilen bir sistemi hayata geçireceğiz.
Bunları çok çok önemsiyoruz. Küçük yaşta daha çok şiddet içeren veya daha küçük yaşta cinsel içerikli oyunların hizmet verildiği noktadan çıkarılması için her yaş grubu için nasıl bir sistem getirmemiz gerekiyor. Nasıl bir sertifikasyona geçeceğiz, nasıl bir barkod sistemi oluşturacağız, akademik dünya ile altyapısını çalışıyoruz. Sınıflandırmayı yaptığımız zaman bugün hiçbir ailenin, annenin babanın, çocuğu internet kafeye gittiği zaman 'acaba ne izliyor, acaba noluyor' dediği bir endişenin olmasını istemiyoruz."
Bakanlık olarak en temel görevlerinin toplumun bilinçlendirilmesi ve farkındalığının artırılması olduğunu vurgulayan Şahin, internet kafelerle ilgili kamu spotları da hazırlanacağını ifade etti. Kuşaklararası çatışmanın teknolojik ayrışma ile orantılı olduğuna işaret eden Şahin, 45 yaş üstü ile 45 yaş altının internetten yararlanma oranının çok farklı olduğunu dile getirdi.
Ankara İnternet Kafe Odaları Başkanı Önder Kaplan da doğru internet kafe modelini oluşturmak istediklerini belirterek, internet kafelerin 'çocuk' demek olduğunu söyledi. Çocukları doğru internet kafeye göndermek istediklerini anlatan kaplan, "Evlerdeki bilgisayarlar, internet kafelerdeki bilgisayarlardan daha tehlikeli" dedi.
Bakan Şahin cinsel taciz davaları ile ilgili sorulara cevap verdi
Bakan Şahin, bir gazetecinin cinsel taciz davalarında zanlıların serbest bırakıldığını ve zanlıların tutuksuz yargılandığını belirterek, "Yargılama konusunda sizinde bir şikayetiniz var mı? Davalara müdahilsiniz ama sizce bu yeterli mi, daha aktif bir rol almayı düşünüyor musunuz?" şeklindeki sorusu üzerine, 2 yıl önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurulduğu zaman bu davaların hiçbirine müdahil olmadıklarını, 6284 sayılı yasa ile müdahil olma hakkını elde ettiklerini anımsattı. Bakanlık olarak 128 davaya müdahil olduklarını ve 6 davada da en üst düzeyde ceza alınmasını sağladıklarına dikkati çeken Şahin, TCK'nın değiştirildiğini, kadınların ve çocukların ihmal ve istismarına yönelik cezaların artırıldığını dile getirdi.
Bakanlık olarak konunun takipçisi olduklarına dikkati çeken Şahin, aile mahkemesi hakimlerinin toplumun adına, toplumun vicdanı adına karar verdiklerini söyledi. Bu tür olaylarda toplum vicdanının çok rahatsız olduğunu dile getiren Şahin, "Biz de onların adına müdahil oluyoruz ve birçok davada tutuklu yargılanmaların kararını da çıkarmayı başardık. Burada daha da keskin bir hüküm gerekiyorsa bu konuda hükümetimiz, Başbakanımız ne yapılması gerekiyorsa yapılması talimatını vermiştir" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Aile ve sosyal Politikalar Bakanı Şahin, Türkiye'de 22 bin internet kafe bulunduğunu ve internet kafelerin günlük kullanıcı sayısının ise en az 5 milyon olduğunu vurgulayarak, internet kafelerin fiziki şartları ve hizmetleri konusunda standartlar getireceklerini ve yeni bir dönem başlatacaklarını bildirdi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, İstanbul, Ankara ve Diyarbakır internet kafe oda başkanlarını Bakanlıkta kabul etti. Bilgi ve teknoloji çağında bütün sınırların kalktığını belirten Şahin, yeni bir dünya düzeninde herkese düşenin çocukları ve gençleri yarınlara hazırlamak olduğunu söyledi.
Çocuk ve gençlerin yarınlara hazırlanabilmesi için bireylerin, toplumun ve devletin her alanda kendine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini ifade eden Şahin, bilgi ve teknoloji çağının zararlarını en aza indirecek çalışmaların da sürdürülmesi gerektiğini dile getirdi. Çalışmalara tüm kesimlerin katılmasının önemine işaret eden Şahin, çocuğun yüksek menafaatini gözeten aile dostu sistemlerin geliştirilmesi gerektiğini anlattı.
İnternet kafelerin müdürleri eğitilecek
Bakan Şahin, Türkiye'de 22 bin internet kafe bulunduğunu ve internet kafelerin günlük kullanıcı sayısının ise en az 5 milyon olduğunu vurgulayarak, internet kafelerin fiziki şartları ve hizmetleri konusunda standartlar getireceklerini ve yeni bir dönem başlatacaklarını bildirdi.
İnternet kafelere ilişkin kendi eylem planlarını oluşturdukları, bu plan içerisinde özellikle 22 bin internet kafenin sorumlu müdürleri ve görevlilerinin bulunduğunu anlatan Bakan Şahin, "Biz, bunların eğitici eğitiminin hızlı bir şekilde yapılması gerektiğini ve onların özellikle çocuklarımızın, ergen profilinin, onların bilmesi gerektiği noktada sivil toplumla akademik dünyayla beraber onları hızlı bir şekilde eğitici eğitimine alacağız" diye konuştu.
Ayrıca, 23 modülde aile eğitim programları başlattıklarını, Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde bu çalışıldığına değinen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dijital okur yazarlık' dediğimiz kısmı da buna ilave yapıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığında medya okur yazarlığı dersinin içerisine de dijital okur yazarlığın ihtisaslaşacağı ve Talim Terbiye'nin de bu müfredata göre güncelleneceği bir çalışmanın yapılması için ilgili bakanlıkla da çalışmaya başladık. Dijital okuryazarlığı artırır ve güçlendirirken en önemli şeyimiz araştırma ve geliştirme. Buradaki tüketicilerin, hizmet alan bireylerin profilleri nelerdir. Burada alınan hizmetlerden dolayı araştırmalar bize neyi göstermektedir, talepler nelerdir ve etki analizleri bize neyi hedeflemektedir. Bununla alakalı da Bakanlık olarak bir araştırma yapacağız. Sertifikasyona geçip, internet kafelerin daha iyi internet kafelere dönüştürüleceği, markalaşacağı bir sistemi ve özellikle yaş gruplarına göre oyunların eşleştirildiği, sertifikasyon ve barkod sistemine geçilen bir sistemi hayata geçireceğiz.
Bunları çok çok önemsiyoruz. Küçük yaşta daha çok şiddet içeren veya daha küçük yaşta cinsel içerikli oyunların hizmet verildiği noktadan çıkarılması için her yaş grubu için nasıl bir sistem getirmemiz gerekiyor. Nasıl bir sertifikasyona geçeceğiz, nasıl bir barkod sistemi oluşturacağız, akademik dünya ile altyapısını çalışıyoruz. Sınıflandırmayı yaptığımız zaman bugün hiçbir ailenin, annenin babanın, çocuğu internet kafeye gittiği zaman 'acaba ne izliyor, acaba noluyor' dediği bir endişenin olmasını istemiyoruz."
Bakanlık olarak en temel görevlerinin toplumun bilinçlendirilmesi ve farkındalığının artırılması olduğunu vurgulayan Şahin, internet kafelerle ilgili kamu spotları da hazırlanacağını ifade etti. Kuşaklararası çatışmanın teknolojik ayrışma ile orantılı olduğuna işaret eden Şahin, 45 yaş üstü ile 45 yaş altının internetten yararlanma oranının çok farklı olduğunu dile getirdi.
Ankara İnternet Kafe Odaları Başkanı Önder Kaplan da doğru internet kafe modelini oluşturmak istediklerini belirterek, internet kafelerin 'çocuk' demek olduğunu söyledi. Çocukları doğru internet kafeye göndermek istediklerini anlatan kaplan, "Evlerdeki bilgisayarlar, internet kafelerdeki bilgisayarlardan daha tehlikeli" dedi.
Bakan Şahin cinsel taciz davaları ile ilgili sorulara cevap verdi
Bakan Şahin, bir gazetecinin cinsel taciz davalarında zanlıların serbest bırakıldığını ve zanlıların tutuksuz yargılandığını belirterek, "Yargılama konusunda sizinde bir şikayetiniz var mı? Davalara müdahilsiniz ama sizce bu yeterli mi, daha aktif bir rol almayı düşünüyor musunuz?" şeklindeki sorusu üzerine, 2 yıl önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurulduğu zaman bu davaların hiçbirine müdahil olmadıklarını, 6284 sayılı yasa ile müdahil olma hakkını elde ettiklerini anımsattı. Bakanlık olarak 128 davaya müdahil olduklarını ve 6 davada da en üst düzeyde ceza alınmasını sağladıklarına dikkati çeken Şahin, TCK'nın değiştirildiğini, kadınların ve çocukların ihmal ve istismarına yönelik cezaların artırıldığını dile getirdi.
Bakanlık olarak konunun takipçisi olduklarına dikkati çeken Şahin, aile mahkemesi hakimlerinin toplumun adına, toplumun vicdanı adına karar verdiklerini söyledi. Bu tür olaylarda toplum vicdanının çok rahatsız olduğunu dile getiren Şahin, "Biz de onların adına müdahil oluyoruz ve birçok davada tutuklu yargılanmaların kararını da çıkarmayı başardık. Burada daha da keskin bir hüküm gerekiyorsa bu konuda hükümetimiz, Başbakanımız ne yapılması gerekiyorsa yapılması talimatını vermiştir" dedi.
Son Güncelleme: Perşembe, 18 Temmuz 2013 17:31
Gösterim: 1193
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan özel okullarla ilgili yasa tasarısı
Devlet koruması altında olan çocuklar da özel okulların ücretsiz öğrenci okutma kontenjanından yararlanabilecek.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca hazırlanan ve Meclis'e gönderilen ''Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'' özel okullara ilişkin bazı hükümler içeriyor.
Tasarıyla, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun ''Öğrenim ücreti ve diğer ücretler, ücretsiz öğrenim ve yabancı uyruklu öğrenciler'' konularını düzenleyen 13. maddesindeki ücretsiz öğrenci okutmakla ilgili fıkraya eklemeler yapılması öngörülüyor.
Buna göre, ''Belirlenen oranın en az 2/3'ü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığınca müştereken belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde 12 Nisan 1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 3 Kasım 1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 6 Haziran 1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunun 56., mülga 45. ve 64. maddeleri ile 31 Mayıs 2006 tarihli ve 5510 sayılı kanunun 47. maddesi kapsamında harp ve vazife malulü sayılanların ilk ve orta öğretim çağındaki çocukları ile haklarında korunma, barınma veya barınma kararı verilen çocuklar için kullanılır'' hükmü eklenecek.
Mevcut Özel Öğretim Kurumları Kanunu'na göre, kurumlar, öğrenim gören öğrenci sayısının yüzde 3'ünden az olmamak üzere ücretsiz öğrenci okutmakla yükümlü bulunuyor. Bakanlıkça bu oran yüzde 10'a kadar artırılabiliyor.
Kanunda, ücretsiz okutulacak öğrencilerin yüzdesi, seçimi ve kurumlara kabul şartlarına ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği belirtiliyor.
Tasarının kabul edilmesiyle özel okullar, ücretsiz okutacakları öğrenciler için ayırdıkları yüzde 3'lük kontenjanın en az üçte ikisini harp veya vazife malülü sayılanların çocuklarıyla, devlet korumasında olan çocuklara verecek.
Türkiye genelindeki özel okullarda toplam 560 bin öğrenci eğitim görüyor, bu okulların ücretsiz eğitim alacak öğrenciler için ayırdığı yüzde 3'lük kontenjan düşünüldüğünde, yaklaşık 17 bin öğrenci bu eğitim kurumlarından ücretsiz yararlanıyor.
''Pedagojik açıdan ne derece doğru?''
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan, Kanun Teklifi'ndeki ilgili maddenin eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin arasında imzalanan protokole dayanarak hazırlandığını ifade etti.
Şehit ve gazi çocuklarına özel okulların kapılarının her zaman açık olduğunu dile getiren Gülan, kontenjanı aşsalar bile bu çocukların okullarda okutulduğunu söyledi.
Gülan, ''Devlet korumasındaki çocukların, 30-40 bin lira verilip okunan okullarda ailesi olan ve son derece ilgilenilen çocuklarla aynı ortamda olması pedagojik açıdan ne derece doğru? Bu teklifi birinci açıdan çocuklar için düşünüyorum'' diye konuştu.
Ücretsiz okumanın yanında servis, yemek, kıyafet, kitap, sosyal etkinlik gibi konuların İstanbul'daki okullarda yaklaşık 5-6 bin lira tuttuğuna dikkati çeken Gülan, iyi niyetli bazı okul sahiplerinin bu masrafları karşıladığını, ancak karşılanmaması durumunda neler olabileceğinin düşünülmesini istedi.
Kanunda böyle bir değişikliğin kabul edilmesi durumunda bile, ücretsiz okuma talebinde olan öğrencinin okula kayıt hakkı kazanması gerektiğini hatırlatan Gülan, bazı okulların kayıt için sınav düzenlediğini, bu sınavda başarılı olunması gerektiğini, not ortalaması aradığını veya ön kayıtla öğrenci aldığını da kaydetti.
Özel Okullar Yönetmeliğine göre aslında devlet himayesindeki çocukların, ücretsiz özel okulda okuma başvuruları değerlendirilirken yüksek puan verilerek okutulabildiğini aktaran Gülan, yapılması planlanan değişiklikle bu uygulamanın kanuna ekleneceğini söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan özel okullarla ilgili yasa tasarısı
Devlet koruması altında olan çocuklar da özel okulların ücretsiz öğrenci okutma kontenjanından yararlanabilecek.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca hazırlanan ve Meclis'e gönderilen ''Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'' özel okullara ilişkin bazı hükümler içeriyor.
Tasarıyla, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun ''Öğrenim ücreti ve diğer ücretler, ücretsiz öğrenim ve yabancı uyruklu öğrenciler'' konularını düzenleyen 13. maddesindeki ücretsiz öğrenci okutmakla ilgili fıkraya eklemeler yapılması öngörülüyor.
Buna göre, ''Belirlenen oranın en az 2/3'ü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığınca müştereken belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde 12 Nisan 1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 3 Kasım 1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 6 Haziran 1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunun 56., mülga 45. ve 64. maddeleri ile 31 Mayıs 2006 tarihli ve 5510 sayılı kanunun 47. maddesi kapsamında harp ve vazife malulü sayılanların ilk ve orta öğretim çağındaki çocukları ile haklarında korunma, barınma veya barınma kararı verilen çocuklar için kullanılır'' hükmü eklenecek.
Mevcut Özel Öğretim Kurumları Kanunu'na göre, kurumlar, öğrenim gören öğrenci sayısının yüzde 3'ünden az olmamak üzere ücretsiz öğrenci okutmakla yükümlü bulunuyor. Bakanlıkça bu oran yüzde 10'a kadar artırılabiliyor.
Kanunda, ücretsiz okutulacak öğrencilerin yüzdesi, seçimi ve kurumlara kabul şartlarına ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği belirtiliyor.
Tasarının kabul edilmesiyle özel okullar, ücretsiz okutacakları öğrenciler için ayırdıkları yüzde 3'lük kontenjanın en az üçte ikisini harp veya vazife malülü sayılanların çocuklarıyla, devlet korumasında olan çocuklara verecek.
Türkiye genelindeki özel okullarda toplam 560 bin öğrenci eğitim görüyor, bu okulların ücretsiz eğitim alacak öğrenciler için ayırdığı yüzde 3'lük kontenjan düşünüldüğünde, yaklaşık 17 bin öğrenci bu eğitim kurumlarından ücretsiz yararlanıyor.
''Pedagojik açıdan ne derece doğru?''
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan, Kanun Teklifi'ndeki ilgili maddenin eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin arasında imzalanan protokole dayanarak hazırlandığını ifade etti.
Şehit ve gazi çocuklarına özel okulların kapılarının her zaman açık olduğunu dile getiren Gülan, kontenjanı aşsalar bile bu çocukların okullarda okutulduğunu söyledi.
Gülan, ''Devlet korumasındaki çocukların, 30-40 bin lira verilip okunan okullarda ailesi olan ve son derece ilgilenilen çocuklarla aynı ortamda olması pedagojik açıdan ne derece doğru? Bu teklifi birinci açıdan çocuklar için düşünüyorum'' diye konuştu.
Ücretsiz okumanın yanında servis, yemek, kıyafet, kitap, sosyal etkinlik gibi konuların İstanbul'daki okullarda yaklaşık 5-6 bin lira tuttuğuna dikkati çeken Gülan, iyi niyetli bazı okul sahiplerinin bu masrafları karşıladığını, ancak karşılanmaması durumunda neler olabileceğinin düşünülmesini istedi.
Kanunda böyle bir değişikliğin kabul edilmesi durumunda bile, ücretsiz okuma talebinde olan öğrencinin okula kayıt hakkı kazanması gerektiğini hatırlatan Gülan, bazı okulların kayıt için sınav düzenlediğini, bu sınavda başarılı olunması gerektiğini, not ortalaması aradığını veya ön kayıtla öğrenci aldığını da kaydetti.
Özel Okullar Yönetmeliğine göre aslında devlet himayesindeki çocukların, ücretsiz özel okulda okuma başvuruları değerlendirilirken yüksek puan verilerek okutulabildiğini aktaran Gülan, yapılması planlanan değişiklikle bu uygulamanın kanuna ekleneceğini söyledi.
Son Güncelleme: Perşembe, 18 Temmuz 2013 12:22
Gösterim: 2774