Logo

Cem Seymen: Fark yaratabilmek kaliteli eğitimle mümkün

Kategori: Spot
Perşembe, 18 Şubat 2016 15:05 tarihinde oluşturuldu



Çok kaliteli eğitim almış gençler sayesinde rekabetçi dünyada fark yaratabileceğimize inandığı için eğitime dokunduğunu söyleyen Cem Seymen, “Ezberci ve günü kurtarmaya yarayan formüllerle sınıf geçmeye odaklı gençlerin ekonomiye bir katkısı olamaz” diyor.

cem_seymen_cnnCem Seymen, Bilkent’te turizm okuduktan sonra Amerika’daki özgürlük ortamının ilgisini çekmesinden dolayı çok az bir parası olmasına rağmen sırf şansını denemek için Amerika’ya gitmiş. Amerika’da hem ekonomi hem de Televizyonculuk okuyan Seymen’in, edebiyat ve resim sanatına ilgisi orada gelişmiş. Ekonomi eğitimi alan biri için ruhunun özgürleşmeye ihtiyacı olduğunu düşünmüş ve İngiliz Dili ve Edebiyatı okumaya karar vermiş. Edebiyatın ruhunu ıssızlıktan kurtardığını belirten Seymen, hayatı daha yakından tanıdığını söylüyor ve ekliyor: “Ekonomi ile edebiyat birleşince de televizyonda farklı biri oluştu. Cem Seymen olarak özgün işler yapabiliyorsam böyle bir geçmişe sahip olduğum için mümkün oluyor bu.” Para Dedektifi Cem Seymen ile Türkiye’de eğitim ve kendi eğitimi üzerine konuştuk.

cem_seymen_tayvanEĞİTİM BİRÇOK FARKLI GELİŞİM MEKANİZMASININ ATEŞLEYİCİSİ
Televizyonda her ne kadar ekonomiyle ilgili bir program yapsanız da eğitim sektörü ile yakından ilgilisiniz. Türkiye ekonomisinin dünyada ilk 10’a girmesi için eğitimin şart olduğunu dile getiriyorsunuz. Eğitim sistemimizin belli başlı sorunları sizce nelerdir? Bu sorunlara çözüm bulmak ve ekonomide yükselişe geçmemiz için eğitimde nasıl adımlar atmamız gerekiyor?
Eğitim olmadan bir toplumun kalkınması, o toplumda yaşayan insanların zenginleşmesi mümkün olamaz. Eğitimsiz bir toplumda demokrasinin de güçlenmesi mümkün değil. Demokrasi ve özgürlük ortamı olmadan da yaratıcı düşünce de gelişmiyor. Eğitim birçok farklı gelişim mekanizmasının ateşleyicisi aslında. CNN TÜRK’te ekrana gelen Para Dedektifi programımda sürekli eğitim kavramı üzerinde duruyorum çünkü ancak çok kaliteli eğitim almış gençler sayesinde rekabetçi dünyada fark yaratabileceğimize inanıyorum. İnanmanın da ötesinde. OECD ülkelerinde yapılan PISA Testi sonuçları Türk öğrencilerinin Matematik, Fen ve okuduğunu anlama testlerinde 65 ülke arasında 40’lı sıralara yerleşebildiğini gösteriyor. Demek ki bir sorunumuz var. Eğitim sistemimiz dünyanın gerektirdiği donanımı vermekten uzak. Ezberci ve günü kurtarmaya yarayan formüllerle sınıf geçmeye odaklı gençlerin ekonomiye bir katkısı olamaz. Eğitim almak kitaplarda yazılan bilgileri ezberlemek değil o bilgilerle başka bilgilere ulaşmanın yollarını keşfedebilmek. Okullarda verilen eğitim yaşam pratiğinden çok uzak. Ezberleyen çocuk gerçek hayatla tanışınca ne yapacağını bilemiyor. Kendisini güçsüz ve yetersiz hissediyor. Bu gençlerin kendisine güven duymasını engelleyici bir etki yarattığından kişilikleri tam olarak gelişmiyor. Eğitim cesur olmayı, ezilmemeyi ve meydan okumayı ruhumuza işler. İyi eğitim alamadığımız da bunlar yarım kalır. Yaratıcı ve sorgulayıcı düşünen nesil yetiştirmeden dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında olmamız maalesef mümkün olmayacak.

Bir programınızda Tayvan’ı ziyaret ederek, oradaki eğitim sisteminin başarısını anlatmıştınız. Tayvan dışında Güney Kore’de eğitimdeki başarısıyla öne çıkıyor. Uzak doğu ülkelerini eğitimde başarılı kılan noktalar nelerdir?
Tayvan çok istisnai bir durum. Küçük bir ada ülkesi ve kıta Çin’in sosyal ve siyasal baskısı altında yaşamak zorunda. Tayvanlı korkuyla yaşayacağına cesaretle ülkesini ekonomik olarak kalkınmaya odaklamış. Bazı sektörler için yatırım yapmaya karar vermiş ve o sektörlere uzmanlar yetiştirmek için kolları sıvamış. Her şeyde başarılı olmak yerine kendi seçtiği alanlarda başarılı olmak için hedef belirlemiş. PISA Testi sonuçlarında özellikle matematikte Tayvanlı öğrenciler sürekli üst sıralarda. Bu tesadüf değil çünkü bilişim ve yazılım sektöründe iddialı bir gelecek hedefi var. Doğal kaynakları olmadığı için bilime ve teknolojiye ağırlık veren bir yapıya bir de çalışkan insanların motivasyonunu ekleyin. Ortaya bu muazzam ekonomik başarı çıkıyor. Güney Kore de büyük abisi Japonya’nın başarılarını örnek alan bir ülke. Toplumun disiplini ve geleceği kavrayışındaki isabetlilik fark yaratmada etkin oluyor.

İLGİ ALANI VE YETENEĞİ BELLİ BİR BÖLÜME KAYAN ÖĞRENCİYİ BAŞTAN ELİYORUZ
Eğitim sistemimizin en tartışılan konularından biri de üniversite sınavları. Birçok kişi üniversite sınavlarının kalkması ve üniversitelerin kendi öğrencilerini seçmesi gerektiğini söylüyor. Sizce de üniversite sınavları kalkmalı mı? Bu durum eğitimde başarının önünü açabilir mi?
Dünyanın her tarafında üniversite sınavları var. Merkezi yerleştirme sınavı olmasa da her üniversitenin öğrenci seçerken bir eleme yöntemi var. Sınav olmadan bir yere yerleşmek pek mümkün görünmüyor. Sınav kalksın mı sorusuna odaklanacağımıza sorulan soruların öğrenciye adalet getirip getirmediğine bakmak gerekir. Yani sözel bir bölüm seçecek öğrenciyle sayısal bölümlere yönelen öğrencinin kafa yapısı ve karakteri arasında dağlar kadar fark var. Bu farkı göz önünde bulundurmuyor sistem. Mesela Sosyoloji okuyacak bir öğrenci LYS’de Sosyoloji çözmüyor, onun yerine giremeyecek olan sözel öğrenciler çözüyor. Yani ilgi alanı ve yeteneği belli bir bölüme kayan öğrenciyi baştan eliyoruz. Bu çok büyük bir kayıp. Geleceğimizi tehlikeye atan bir durum ayrıca. Türkiye mutsuz ve istemediği bir geleceği yaşayan gençlerin ülkesi olamaz.

Günümüzde üniversite mezunu olmak eskisi gibi iş bulmak için yeterli değil. Gençler bu süreci kolaylaştırmak adına kendilerini hangi konularda yetiştirmeliler? Sizin bu konudaki önerileriniz nelerdir?
Üniversite mezunu olmak artık büyük bir mücadele gerektirmiyor. Eğitim kalitesi benzer olmayan irili ufaklı çok üniversite açıldı. Diploma almak çok kolaylaştı ama asıl ihtiyacımız olan yüksek donanımlı, analitik düşünme yeteneği kazanmış gençleri yaratabildik mi acaba? Diploma nihayetinde bir kağıt. Önemli olan üniversite yıllarında binlerce öğrenci arasından sıyrılacak bilgi ve beceriye sahip olabilmek. Fark yaratan bir kafa yapınız, zorluklar karşısında daha da güçlenecek bir ruh haliniz olmalı. Yoksa kalabalıklar arasında kimse sizi fark etmez.

ÜRETMENİN İNSANI İNSAN YAPAN EN ÖNEMLİ KIYMET OLDUĞUNU
AMERİKA’DA ÖĞRENDİM
Biraz da sizin eğitim hayatınızdan bahsedelim. Liseyi İstanbul’da bitirdikten sonra Ankara’da Bilkent Üniversitesi’nde Turizm İşletmeciliği eğitimi almışsınız. Kısa süre turizm sektöründe çalıştıktan sonra okumak için Amerika’ya gitmişsiniz. Amerika’da eğitim almaya nasıl karar verdiniz? Hangi alanda eğitim aldınız? Bu eğitiminiz süresince Amerikan eğitim sistemi ile Türk eğitim sistemi arasında hangi farkların olduğunu gözlemlediniz?

Amerika tüm eksiklerine rağmen dünyanın en demokratik ülkesi. Özgürlük ortamı kişinin istediği gibi yaratıcı olabilmesine zemin sağlıyor. Bu özgürlük ortamını kendim tecrübe etmek istedim. Onun için çok az param olmasına rağmen sırf şansımı denemek için Amerika’ya gittim. Hayat bize fırsatlar yaratır, o fırsatları değerlendirelim diye önümüze koyar. Fırsatları kaçırırız ya da altına çeviririz. Bu biraz karakterimize biraz da aldığımız eğitimin bize verdiği cesarete bağlı. Bazen de hiçbir fırsat olmaz. Şansımız yaver gitmez. Kapıları zorlamamız gerekir o zaman. Bekleyerek çok fazla şey elde edemezsiniz. Yola çıkmadan macera yaşamak mümkün değil. Hayat bir macera. Yola ne kadar erken koyulursanız o kadar unutulmaz anı biriktirirsiniz. Ben Amerika’da hem ekonomi hem de Televizyonculuk okudum. Derslerde yaşayarak öğrendim ki tartışma olmadan ders yapılmıyor. Her öğrenci görüşünü açıkça paylaşıyor ve diğer öğrencilerden de farklı fikirlerle katılım sağlaması bekleniyor. Sınavlardaki notlardan çok öğrencinin sınıf içindeki tutum ve davranışları yani ne kadar ilgili ve aktif olduğu başarı kriteri olarak kabul görüyor.

Amerika’da eğitim almış olmak size neler kattı? Kendinizi hangi konularda yetiştirdiniz?
Amerika’da eğitim almış olmak çok zenginlik katan bir tecrübe. Farklı ülkelerden, farklı kültürlerden gelen öğrencilerle bir arada olmak hayata daha demokrat bir bakış açısı geliştiriyor. Sanatı Amerika’da öğrendim mesela. Edebiyat ve resim sanatına ilgim orada gelişti. Dünyanın en ünlü müzelerine beş kuruş para vermeden sınırsız girebilirsiniz. Bundan daha güzel bir şey düşünemiyorum. Amerika’da tek başına ayakta durmayı öğretir sistem. Toz pembe bir dünyanın olmadığını sürekli hatırlatır. Faturaları ödemek, zorlu hayat şartlarının içinde tutunabilmek için sürekli çalışmak ve üretmek gerekir. Hazıra dağ dayanmayacağını ve üretmenin insanı insan yapan en önemli kıymet olduğunu Amerika’da öğrendim ben.

EDEBİYAT RUHUMU ISSIZLIKTAN KURTARDI
Turizmden sonra İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde de üniversite eğitimi almışsınız. Sizi bu alanda eğitim almaya yönelten sebepler nelerdi? Sonrasında ekonomiye yönelmeniz nasıl oldu?
Amerika’da edebiyata ilgim artınca çok okumaya başladım. Televizyonda çalışacağımı ve sosyo ekonomik sorunlarla ilgileneceğimi biliyordum. Ekonomi rakamlardan ibaret bir alan değil. Ekonominin içinde insan var. Alın terinin kokusunu almak istedim. Emeğin gücünü hissetmek istedim. Ekonomi eğitimi alan biri için ruhumun özgürleşmeye ihtiyacı vardı. Edebiyat ruhumu ıssızlıktan kurtardı. Beni bambaşka bir insan yaptı. Roman ve öykülerin içindeki karakterler bana bir şeyler öğretti. Dersler çıkardım. Hayatı daha yakından tanıdım. Ekonomi ile Edebiyat birleşince de televizyonda farklı biri oluştu. Cem Seymen olarak özgün işler yapabiliyorsam böyle bir geçmişe sahip olduğum için mümkün oluyor bu.

Cem Seymen, CNN TÜRK’te hafta içi her gün ekonomi bültenlerini ve her Pazar saat 19:00’da ekrana gelen Para Dedektifi programını sunuyor. Televizyonla aynı anda 92.5 CNN TÜRK Radyo’dan da programlarını dinleyebilirsiniz. CNN TÜRK uygulamaları tüm platformlarda mevcut. İstediğiniz platformdan, istediğiniz yerden CNN TÜRK’ü canlı canlı izleyebilirsiniz. Ayrıca, programların kaçırdığınız bölümlerini tv.cnnturk.com/paradedektifi sayfasından tekrar seyredebilirsiniz. Programla ilgili tüm bilgileri de twitter.com/cnnturkcom ve twitter.com/paradedektifi1 hesaplarından takip edebilirsiniz.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.