Logo

Türkiye’nin Eğitimde 63 Yıldır Bir “KÜLTÜR”ü Var

Kategori: Spot
Cuma, 28 Ekim 2022 12:44 tarihinde oluşturuldu



63 yıl boyunca “Kültür’lünün ödevi, öğrencilerini düşünsel-duygusal-bedensel açıdan bir bütün olarak en üst düzeyde geliştirmek; onları çağdaş değerlerle donatmak, üst eğitim kurumuna ve yaşama hazırlamaktır.” misyonuyla  hareket eden İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, “Modern ve çağdaş eğitimin takipçisi ve Türkiye’deki birçok eğitim hizmetinin öncüsüyüz. “ diye konuştu.

biriz_kutoglu_ekim_2022Kurumunuzda öne çıkan ilkeler nelerdir? Bu çerçevede Cumhuriyetin değerleri gelecek nesillere nasıl aktarılıyor? Çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
1923’te Cumhuriyetin ilan edilmesiyle siyasi, toplumsal ve ekonomik anlamda yeni bir devlet ve yönetim şekli hakim oldu. Bu yeni düzende eğitim, üzerinde önemle durulan konuların başında geliyordu. Araştırmalarda, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yetiştirilecek bireylere kazandırılması düşünülen 20 temel nitelik tespit edilmiş. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte takip edilen eğitim politikaları ile yetiştirilecek bireylere kazandırılması düşünülen temel nitelikler arasında ciddi bir ilişki olduğu görülmüş. Biz de, 63 yıl önce bu temel niteliklerden yola çıkarak önce “insan” sonra “birey” yetiştirmeye odaklandık.
“İnsan” yönü dikkate alınmadan “birey” yetiştirmenin mümkün olamayacağı bilinciyle 29 başlıktan oluşan Kültür Anayasası oluşturuldu. Anayasamızda her madde birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Örneğin, 3. Madde: Kültür’lü; Atatürkçüdür, çağdaştır ve evrenseldir. Kültürlü, eğitim öğretim uygulamalarında çağdaş gelişmeleri yakından izler ve bu gelişmelerden uygulamada yararlanır. Çağdaşlaşmayı; çağın akıl ve bilime dayalı genel geçerliliği ve değerleri olan, düşünce, anlayış, tutum, koşul ve gereklere ulaşmak olarak anlar, bunları ilke ve amaç edinir. Farklı kültür, düşünce ve yaklaşımlara merak duyar, izler, dinler, anlayışla yaklaşır, onlardan yararlanır ve Dünya ile iletişim kurmayı hedef alır. Kültürlü bireyler bu ilkeler doğrultusunda eğitim öğretimlerine başlar ve bunu sürdürürler.
Dünyada toplumsal, siyasal ve ekonomik gelişmeler sürekli bir değişim içindedir. Eğitim, bu anlamda toplumu yeni gelişmelere ve ilerlemelere hazırlama görevini yerine getirmede başvurulan sistemlerin en önemlisi. Bireyler, okullarda verilen eğitim aracılığıyla toplumsallaşıyor. Bireyin toplumsallaşması, toplumda kendisinden beklenen davranışları sergilemesi, toplumun onaylamadığı davranışları terk etmesi, içinde yaşadığı topluma ve dünyaya uyum sağlayabilecek niteliklerle donanmış olmasıdır.

YENİ EĞİTİM MODELLERİ BİREY ODAKLI OLMALIDIR
Cumhuriyetin eğitimde en önem verdiği alan öğretmenler oldu. Dünden bugüne öğretmen kimliği nasıl bir değişime uğradı? Bugün öğretmenlerin geldiği noktayı ve Geleceğin Türkiyesi’nin oluşumundaki rollerini nasıl değerlendirirsiniz?
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte ülkemizde, öğretmenlik mesleği yurdun kurtarıcısı ve Cumhuriyet'in kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün yönlendirmesiyle çağdaş, ulusal ve laik bir temele dayandırılmış. Bu temelden kaynaklanan anlayış ve yaklaşımla yeniden yapılandırılmış. Sağlam ve tutarlı bir çerçeve içine alınmış ve gerçek yörüngesinde oturtulmuştur. Bu doğrultuda gerçekleştirilen yasal düzenleme ve uygulamalarla Cumhuriyet döneminde öğretmenlik mesleği çok saygın etkin ve etkili bir meslek niteliği kazanmıştır. 1924'te öğretmenlik mesleği yasayla tanımlanmış. Böylece yasal bir meslek niteliğine kavuşmuştur. Bunda Atatürk'ün eğitime, öğretmene ve öğretmenlik mesleğine bakışı çok etkin ve belirleyici rol oynamıştır.

Küreselleşme ile birlikte modern toplumlarda eğitim anlayışı ve süreçleri önemli değişikliklere uğradı. Sanayi toplumlarının yerini bilgi toplumları aldığı için eğitim hem devletlerin hem de uluslararası kuruluşların ilgi alanlarına girdi. Bu an itibariyle “kalite” kavramı öne çıkmaya başladı. Öğrencinin yüksek akademik başarısı, üst eğitim kurumuna, bir mesleğe ve yaşama hazırlanmasında yetkinlik, hizmette ve eğitim niteliğinde sürekli iyileştirme ve yenilikçi yaklaşım gerektirir. Yeni eğitim modellerinde, dünyanın neresinde olursa olsun, birey odaklı olunmalıdır.

Toplumun gelişiminde eğitimin rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu çerçevede eğitimin toplumsal gelişmeye etkileri hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Çağdaş dünyada toplumsal hayatın şekillenmesinde eğitim önemli bir rol üstlenir. Toplumların siyasi, ekonomik, kültürel gelişimlerinin ve gelişim süreçlerinde yaşadıkları çeşitli sorunların eğitim-öğretim alanıyla ilişkili olması da hiç şaşırtıcı değil elbette. Eğitim ailede başlar ve içinde yaşadığı toplumun yapısına göre eğitim kurumlarında devam eder. Eğitim, kişinin kendisini geliştirmesini desteklediği gibi toplumsal bir rol ve meslek öğretimini de kapsar. Her eğitim sistemi önce kendi toplumunun değerlerini toplayıp bir araya getirmekle yükümlüdür. Toplumun değerler sistemi aynı zamanda kültür sistemi demektir. Kültür, kendi unsurlarının biriktirilip korunması ve yeni nesillere aktarılması ile yaşayabilir. Kültürün yaşatılması toplumların birincil görevi olduğuna göre dolayısıyla eğitimin de birincil görevidir.

Bizler Okullarımızda toplumsal bilinç ile öğrencilerimizi donatmayı ve bu bilinç ile hareket etmelerini sağlıyoruz. Kültür Anayasasında bulunan 28. Maddemiz şöyle der;
KÜLTÜRLÜ BİREY OLMAYI VE TOPLUMSAL BİLİNÇ KAZANMAYI ÖNEMSER: Kültürlü bireyler, her insanın farklı ve özel hakları olan bir birey olduğunu benimser. Bunu sağlarken birey olmayı “bencil” olmakla karıştırmaz, Topluma duyarlıdır; toplumsal bilinç ve yararın gözetilmesini her durum ve eylemde unutmaz, sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınmaz. Toplumun dinamik bir parçası olarak toplumsal kültürün ve değerlerinin yaşatılması ve geliştirilmesine çaba harcar.

21. YÜZYILDA TÜRKİYE’NİN EĞİTİMDE GELECEĞE DÖNÜK HEDEFLERİ NELER OLMALI?
20. yüzyılda başlayan ve son yüzyılda devam eden yenilikler yaşamın her alanına etki ediyor. Dünyadaki değişim ve yeniliklere uyum sağlayabilmek, yön verebilmek için hayatın her aşamasında öğrenmeyi sürdürmek gerekiyor. Dünyadaki bu hızlı değişim ve gelişim, her gün beraberinde yeni bilgiler, yeni teknolojiler ve yeni yaklaşım tarzları ortaya çıkarıyor. Yaşamboyu öğrenmenin sürdürülebilir hale gelmesi için, eğitim sisteminin 21.yüzyıl becerilerine sahip bireyler yetiştiren bir metodu hayata geçirmesi gerekiyor. Burada eğitim sistemi derken, bu sistemi meydana getiren temel öğelerden; öğrenciler, öğretmenler ve eğitim ortamının oluşturduğu yapıyı kastediyorum. Eğitim sistemlerinde öğrencilerin ihtiyaç duyacağı eğitsel donanımlar, eğitim sisteminin amaçlarına ulaşması için gereklidir.
Yeni ve çağdaş teknolojileri eğitim öğretimde kullanmaya, kullandırmaya önem verir, bunları etkin bir öğrenme aracı olarak görürüz. Öğrencilere yaratıcı ve yenilikçi bir bakış açısı kazandırmayı amaçlarız. Bu amaç doğrultusunda, multidisipliner çalışma ortamları hazırladık. İnovasyon ve Bilim Merkezleri, Türkiye’nin Lise Düzeyindeki İlk Ön Kuluçka Merkezi Evreka, Future Kültür ve Eğitim 4.0 dersleri hep bu amaçla tasarlanmış ve hayata geçirilmiş uygulamalardır. Biz öğrencilerimize şunu söylüyoruz; sizler, toplumun ihtiyaçlarına çözüm bulacak, gerçekten problem çözme becerisine sahip, karşılaştığı durumlar konusunda analitik düşünebilen, yorum yapabilen, çözüm yolları için araştırmacı, yenilikçi ve hayal gücünü kullanabilen bireyler olarak yetişmelisiniz. Sahip olduğunuz “yaratıcılığı” kullanmalısınız… Öğrencilerimize bu doğrultuda seçimler yaptırıyoruz. Öğrencilerin ilgi alanları çok önemli. Merkezimizdeki eğitim programları da bu ilgi alanlarına göre seçiliyor ya da merak uyandırdığı için tercih ediliyor. Okulun işlevlerinden biri de bireyin “gizli güçlerini”, “ilgi ve yeteneklerini” ortaya çıkartmak. Biz de bunu sağlıyoruz. Ancak, işin merkezinde tabii ki girişimcilik, tasarım ve yaratıcılık var. Özellikle yaratıcılık ayrı bir yere sahip. Öğrencileri, en çok hayal ettiklerini tasarlama ve hayata geçirme heyecanlandırıyor. Doğru, tüm öğrenciler için büyük bir cazibe kaynağı olan inovasyon merkezlerimiz geleceğin bireylerini yetiştirmede vazgeçilmezlerimiz arasında yer aldı.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.