Logo

Öğretmen mutluysa eğitimin kalitesi de başarısı da artıyor

Kategori: Spot
Pazartesi, 21 Kasım 2022 12:37 tarihinde oluşturuldu



Ümit Cenik - Ortadoğulular Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı 

umit_cenik_kasim_2022“Öğretmenin rol model olabilmesi hızla dijitalleşen dünyada artık eskisi kadar kolay olmayacak. Teknolojik gelişime olan yatkınlık, genel kültür, hitabet, hedef kitlenin ilgi alanlarını ve beğenilerini takip edebilmek gibi parametreler, rol modelliği beraberinde getirecek. Öğretmenler, geçmişe kıyasla kendini daha çok geliştirmek ve daha fazla aktüel dönüşümü takip etmek zorunda olacaklar.” 

Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar neler?

Öğretmen yeterlilikleri ve nitelikleri üzerine gerek üniversitelerin gerekse eğitim uzmanlarının yapmış olduğu çok sayıda bilimsel çalışma vardır ve de bunlar MEB tarafından da mezcedilerek genel bir çerçeve çizilmeye çalışılmıştır. Ancak oldukça dinamik ve non lineer bir çağın bireyleriyiz. Gerek biz eğitimciler gerekse de çağ nüfusu, dönüşüm ve enformasyon çağının içinde varoluş kavgası vermekte. Böylesi bir devinimin içinde klişelerden uzak durarak öğretmen yeterliliğini ve niteliğini ele almak daha doğru olur diye düşünenlerdenim! Ancak genel hatları ile bir değerlendirme yapmak isterim.

MEB uzun süren bir çalışmayı, paydaşları ve YÖK ile derinlemesine ele almış ve ciddi veriler elde etmiştir. MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü, “Öğretmen Mesleği Genel Yeterlilikleri” isimli çalışmasında şu ana ve alt başlıklarla konuyu ele almıştır.

MESLEKİ BİLGİ / Alan Bilgisi (Alanında sorgulayıcı bakış açısını kapsayacak şekilde ileri düzeyde kuramsal, metodolojik ve olgusal bilgiye sahiptir. )
* Alan Eğitimi Bilgisi (Alanının öğretim programı ve pedagojik alan bilgisine hâkimdir. )
* Mevzuat Bilgisi (Birey ve öğretmen olarak görev hak ve sorumluluklarına ilişkin mevzuata uygun davranır. )

MESLEKİ BECERİ / Eğitim Öğretimi Planlama (Eğitim öğretim süreçlerini etkin bir şekilde planlar.)
* Öğrenme Ortamlarını Oluşturma (Bütün öğrenciler için etkili öğrenmenin gerçekleşebileceği sağlıklı ve güvenli ortamları ile uygun öğretim materyalleri hazırlar.)
* Öğretme ve Öğrenme Sürecini Yönetme (Öğretme ve öğrenme sürecini etkili bir şekilde yürütür.)
* Ölçme ve Değerlendirme (Ölçme ve Değerlendirme yöntem, teknik ve araçlarını amacına uygun kullanır.)

TUTUM VE DEĞERLER / Milli, Manevi ve Evrensel Değerler (Milli, manevi ve evrensel değerleri gözetir. )
* Öğrenciye Yaklaşım (Öğrencinin gelişimini destekleyici tutum sergiler.)
* İletişim ve İş Birliği(Öğrenci, meslektaş, aile ve eğitimin diğer paydaşları ile etkili iletişim ve işbirliği kurar.)
* Kişisel ve Mesleki Gelişim (Öz değerlendirme yaparak kişisel ve mesleki gelişimine yönelik çalışmalara katılır.)

Bu tasnif ve başlıklar üzerinden gidersek öğretmenin meslek hayatında kazanacağı yetkinlikler şüphesiz çok önemlidir. Aktüel olana duyulan ilgi, kişisel gelişime verilen önem, eğitimciyi çağın gereksinimleriyle buluşturacak ve gelişim seyrini şekillendirecektir. Ancak yükseköğretim sürecinde yani fakülte koridorlarında verilen bilgilerin mesleki hayatta ne denli önemli olduğu da hepimizin malumudur. Öğrencilik yıllarından itibaren bir tıp öğrencisinin geçtiği uygulama basamakları aynı titizlikle öğretmen yetiştirme sürecinde de dikkate alınmalı, niceliksel değil niteliksel kaygılarla öğretmen adaylarına projeksiyon tutulmalıdır. Alan bilgisi ve elde edilen bilginin öğrenciye aktarımı, aynı zamanda bireysel yetenekleri de içinde barındıran bir süreçtir. Gerek kamuda gerekse özel sektörde göreve başlayan bir öğretmenin ilk yıllardaki idealizmi ve heyecanı, kısa bir süre sonra yerini yaşamsal kaygılara bırakacaktır. En verimli çağlarında gelişimsel süreçlerini ivedilikle tamamlayacakları platformları, yapıları inşa etmek birincil meseledir bana göre. Ayrıca öğretmenin rol model olabilmesi hızla dijitalleşen dünyada artık eskisi kadar kolay olmayacaktır. Teknolojik gelişime olan yatkınlık, genel kültür, hitabet, hedef kitlenin ilgi alanlarını ve beğenilerini takip edebilmek gibi parametreler, rol modelliği beraberinde getirecektir. Öğretmenler, geçmişe kıyasla kendini daha çok geliştirmek ve daha fazla aktüel dönüşümü takip etmek zorundalar sanki…

Kurumlar öğretmen seçerken nelere dikkat ediyorlar?

Öğretmenin alanına ve sınıfına hâkimiyeti, her kurumun beklediği ilk kriterdir belki de. Ekip çalışmasına uyum, kuruma duyacağı aidiyet, öğrenci-veli-çalışan ekseninde geliştirdiği iletişim dili, rehberlik - mentörlük becerisi, gelişime ve yeniliğe açık olup olmayışı gibi temel parametreler sayılabilir. İşe alımlarda; gerek yayınlar, referanslar ve özgeçmiş, gerek demo dersler, gerek sözlü mülakatlar gerekse de yazılı sınavlarla bir kanaat elde edilmektedir. Her kurum farklı yöntemlerle öğretmen seçimini yapsa da, bir eğitim kurumunun öğretmenlerden beklediği bu ana başlıklardan ibarettir aslında. 

Bir eğitim kurumunun öğretmenlere verdiği değeri neler belirliyor?

Bu soruyla ilgili öğretmenler arasında bir anket yapılsa ilk sırada ücret başlığı çıkacaktır. İkinci sırada da çalışma şartları ve kurumda kendini değerli hissedip hissetmeme olgusu karşımıza çıkacaktır. Çalıştığı kurumun mali tablosuna ve memleketin gerçeklerine vakıf olan ve de sırf çalışma şartını, eğitim ortamını ve davranışsal memnuniyeti yakaladığı için ücretinden memnun olmadığı halde kurumundan ayrılmayan öğretmenler var. Tabi ki ücretlendirme, öğretmene verilen değerin en temel göstergelerinden birisidir, lakin ücret dışında da öğretmenin kurumundan beklediği çok şey var ve bunlar gerçekleştirilmesi çok zor olmayan talepler aslında. Değerli olduğunu sözlü değil davranışsal olarak da gören öğretmenin motivasyonu, kurumsal başarıyı da etkiliyor. Öğretmen mutluysa eğitim kalitesi de, başarı yüzdesi de o oranda artıyor, bu benim bizzat müşahede ettiğim bir gözlemdir. 

YENİLİKÇİ MODELDE BİLE GELENEKSEL İZLERİ GÖRÜYORUZ
Geleneksel eğitim ve geleceğin eğitiminde ortak noktalar ve farklılaşan unsurlar neler? 
Bu çerçevede öğretmenler nasıl bir rol oynuyorlar?

Her zaman dilimi, kendi gerçeklerini ve beraberinde kendi ruhunu yaratır. Zamanın ruhu diye mottolaştırılan bu kavramsallaştırma, eğitim felsefesinin, ölçmenin ve eğitim sosyolojisinin de konu başlığıdır aynı zamanda. “Zaman artık dijitalleşme zamanı” şarkısı terennüm ediliyor bazı çevrelerde! Dijital dünyanın nimetlerinden azami derecede faydalanan öğretmenler fark yaratıyor zaten alanında ve kurumunda. Ancak dijitalleşme ile teknolojiden azami faydalanma birbirine bazen karıştırılıyor. Öğrenme sürecinde kaynak salt öğretmen değil artık zira mobil bir kütüphane var çocuklarımızın cebinde, ancak öğretmenin regüle etmediği, moderatörlük yapmadığı bir modelin de sürdürebilirliği olmayacağı çok açık. Zira insan; psikolojisi olan bir sosyal varlık. Öğrenme sürecindeki verim, etkili bir rehberlik ve psikolojik yönetim ile elde edilebiliyor bu çağda! Geleceğin eğitimi denilince her anlamda dijitalleşen ve öğretmenin merkezde ya da çeperde yer almadığı bir modeli tahayyül edenler var, ben burada farklı düşünenlerdenim. Ayrıca yenilikçi ve çağın gerektirdiği modelde bile geleneksel tutumun izlerini görmekteyiz. Örneğin bizim merkezi sınav sistemimiz mevcut hali ile geleneksel yöntemle yani kâğıt kalem ve optik forma işaretleme yöntemiyle yapılmaktadır. Dijital platformlar marifeti ile dokunmatik ekranlarda işaretleme yapamayan ama dokunmatik ekranla akşama kadar günün geçiren bir kitle var karşımızda! Bilginin farklı yöntemlerle öğrenciye aktarıldığı ancak ölçmenin merkezi yapıldığı ve hızlı soru çözebilme becerisinin belirleyici olduğu çoktan seçmeli bir sınav süreci ile gerçekleştiğine şahit oluyoruz. Yani aslında sayıca oldukça fazla genç çağ nüfusunun merkezi sınav formatı ile bir üst eğitim kurumlarına yerleştirildiği geleneksel bir süreci müşahede ediyoruz. Hal böyleyken ve yeni nesil sorular da gündemdeyken hem geleneksel tutumu bilmek hem de yenilikçi tutumları modeline uyarlamak gibi bir tutumu önceliklendiriyor aslında öğretmenler.

ORTADOĞULULAR AKADEMİ İLE ÖĞR ETMENLER YETKİNLEŞECEK
Kurumlar akademileriyle öğretmen eğitimlerini nasıl destekliyor?

Gözlemleyebildiğim kadarıyla kurumlar, bu süreci genelde dışardan hizmet satın alma ya da dönemsel hizmetiçi eğitimlerle yürütmektedir. Biz bu sene radikal bir karar aldık ve ORTADOĞULULAR AKADEMİ ismiyle Kızılay'da bağımsız bir binada akademi kurduk! Akademimizde tüm çalışanlarımızın oryantasyon eğitimlerini alanında uzman isimlerin liderliğinde gerçekleştireceğiz. Akademimizde gerekli gördüğümüz eğitimleri mecburi tutacağız, sertifika temelli ilerleyeceğiz ve bu eğitimleri tamamlanmasını önemseyeceğiz. Bizimle yol yürüyen öğretmenlerimiz, aynı zamanda kurumun kendisine tanıdığı eğitim olanakları ile kendi kişisel gelişimini ve yetkinliğini arttırmak fırsatı da bulacak! Üniversite son sınıfta olan öğretmen adaylarımıza da akademimiz imkânlarından faydalanma hakkı vereceğiz. Zira mezun olur olmaz iş hayatına atılan genç meslektaşlarımızın hangi sıkıntılarla karşılaştıklarını da biliyoruz. Mayıs ayında ise “Öğretmen Yetiştirme Programını” da akademi bünyesine katarak “Öğretmen Akademisini” hayata geçireceğiz. Bu şekilde öğretmenlerimizi güncel gelişmelerden haberdar ederek ve kurum içinde ihtiyaç duyulan öğretmen yeterliliklerini de güncelleyerek çağın ruhuna uygun bir modellemeyi sürdürülebilir kılacağız. Eğitimler sonucu verilecek sertifikaların, güncel ve nitelikli olmasına ve de öğretmenlerimizin ilerleyen süreçlerde hep işini kolaylaştıracak türde olmasına azami gayret göstereceğiz.

Sonuç olarak akademimiz; kurum bünyesindeki tüm paydaşların taleplerini, beklentilerini karşılayabilecek şekilde tanzim ediliyor. Bu yönleri ile de emsali pek de olmayan bir AR-GE yapılanması olacak. Akademimiz; mevcut yapıyı daha dinamik tutmak ve kurum içi gelişime hizmet sunmak gibi temel bir misyona sahip olacaktır. Ancak ilerleyen dönemde kendi paydaşlarımız dışında da sektör bileşenlerimize hizmet vermek, model geliştirmek gibi projelerimizi de sektör paydaşlarımız ile paylaşacağız...

 

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.