Logo

Liselere Giriş Sisteminde kafalar karışık mı?

Kategori: Alparslan Dartan
Salı, 13 Mart 2018 16:44 tarihinde oluşturuldu



Alpaslan Dartan / Terakki Vakfı Okulları/Yönetici., PDR Uzmanı., Eğitim Danışmanı / Eğitim Gazetecileri Derneği Kurucu YK üyesi, PDR İst. Şb. Bşk. (2012-2017)
alpaslan_dartanMEB Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürü Sayın Bayram Çetin, Liselere Giriş Sınavına ilişkin yaptığı açıklamada belirlenen yaklaşık 600 okul için yapılacak sınava ilişkin genel bilgiler ve sınavın zorluk derecesi hakkında bilgiler verdi.
Sayın Çetin, Özel Okullar Derneğinin “Türkiye’de ve Dünyada: Değerlendirme Sistemlerinin Eğitime Etkisi” temasıyla 30 Ocak – 2 Şubat 2018 tarihleri arasında Antalya’da düzenlediği XVII. Geleneksel Antalya Eğitim Sempozyumunun 2. Gününde bir sunum gerçekleştirdi.
Sayın Çetin, sınavın zorluk derecesini de içerisine alan genel bilgiler verirken açıklamalarında kamuoyunun sınava ve yerleştirmelere ilişkin merak ettiği bazı önemli konuların henüz netlik kazanmadığını da dolaylı olarak dile getirdi.
Geçen yıl Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) merkezi sınavların birincisinde yaklaşık bin, ikincisinde 17 bin öğrencinin tüm soruları doğru cevaplaması üzerine Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Sayın Yusuf Tekin, "Bu durum şaşırtıcı değil" açıklamasında bulunmuştu. Tekin ayrıca, "Normal sınavda nasıl 100 alan öğrencimiz varsa, burada da var. TEOG'da 665 birinci oldu, her iki dönemde bütün testleri doğru yaptılar." Diyerek sınav sonuçlarına farklı bir bakış açısı getirmişti.
TEOG’un kaldırılması ile ilk amaçlananın sınava giren öğrenci sayısının %10-20’lere çekilmesi iken hem Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Sezgin’in hem de bakanlık bürokratlarının dile getirdiği gibi bu yıl 8. Sınıf düzeyinde sınava katılımın neredeyse %90’ları aşacağı öngörülmektedir. Bu nedenle neredeyse tüm öğrencilerin gireceği bir sınavda seçili 600 okula girebilmenin sınavını da zorlaştırma ihtiyacı duyulduğu anlaşılıyor.
Bir yıl ara ile sistemin temelden değiştirilmesi, sınav zorluğunun bir yıl ara ile birbirine taban tabana zıt özelliklere sahip olacağının belirtilmesi, özellikle de sınavsız ve adrese dayalı okul tercihi gibi pek çok konuya, eğitimciler tarafından olumlu yaklaşılsa da tercih ve yerleştirme döneminin nasıl olacağı sorusunun yarattığı endişeler az değil.
Özellikle sınava ilişkin henüz kılavuzun yayınlanamamış olması, 400’ e yakın Fen ve Sosyal Bilimler Lisesi varken bu 600 okul içerisine diğer hangi okulların gireceğinin kamuoyunca henüz bilinmemesi, sınava girecek öğrencilerin, velilerin sözel ve sayısal soruların ağırlıklarının ne olacağını bilmemeleri, 3 yanlışın 1 doğruyu götürüp götürmeyeceği gibi belirsizlikler ortada iken bakanlığın bir an önce bilgilendirmelerde bulunması gerekir diye düşünüyorum.
MEB Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürü Sayın Bayram Çetin’e bu sorular da soruldu, ancak zaman içerisinde açıklanacağı söylenerek sorular tam yanıtlanmadı.
Sayın Çetin’in açıklamalarının en bilinenleri soruların kapsadığı sınıf düzeyi (8. Sınıf), soru sayıları (90 Soru-sözel ve sayısal olmak üzere), sınav süresi (135 dk), sınav aralarında zamanı belirsiz olsa da bir ara verileceği ve soruların zorluk dereceleri (sınav sınava girenlerin en üst düzeydekileri seçebilecek oranda %90 lık gibi bir zorluk derecesine sahip olacağı) ile ilgili bilgiler idi.

Açıklamanın en dikkat çekici bölümlerinden birisi de okuma ve okuduğunu anlama konusunun sorulacak olan 90 soru için de çok önemli olduğu idi. Her soru türünde de geçerli olacağı anlaşılan bu konuda kendini geliştirmeyen bir öğrencinin çok uzun cümle ve paragraflardan oluşan soruları çözmesinin zor olacağı açıklandı. Bu da ayrıca tartışılır bir konudur, okuma becerisi öyle kısa zamanda elde edilecek bir beceri değildir.
Geçen yıl ikinci dönem yapılan TEOG’da 17 bin öğrencinin tam yapmasının konuşulduğu bir ortamda bu yıl bizleri neredeyse %60-70 ‘i için çok zor olacak ve bu sınavda “0” alacak öğrencilerin sayılarının konuşulacağı öngörüsü ürkütücü değil mi?
Sınava girecek öğrencilerin sayısı yaklaşık bir milyon iki yüz bin öğrenci bu öğrencilerin yaklaşık %10’u 1200 öğrenci eder. 1200 öğrencinin yerleşiminde ismi henüz açıklanmamış 600 okuldan söz ediliyor. Bu okulların da yaklaşık 400’e yakınının Fen ve Sosyal Bilimler Liselerinden oluşacağı düşünülürse 600 okulun bu adaylara yetecek sayıda olmadığını düşünüyorum.
Tercih süreci ile ilgili Çember modelli üzerine herhangi bir açıklamada bulunmayan Sayın Çetin, Kılavuz çıktığında (bir ay içerisinde yayınlanacağı bilgisi verildi) pek çok konunun açıklığa kavuşacağını puanlamanın da önceki yıllarda olduğu gibi 500 üzerinden yapılmasının planlandığını söyledi.
Öğrencilerin kendi okullarından başka okullarda sınava gireceği de bu toplantıda açıklandı, bu nedenle bunun TEOG’da olduğu gibi sınav stresini azaltan değil artıran bir unsur olacaktır. Ayrıca adrese dayalı yerleştirmede öğrencinin oturduğu yer, tercihi, ortaokulu birer kriter ancak bunların yanına başka kriterler de eklenebilir (okul başarısı da gündeme gelebilir) denildi.
Tüm bu açıklamalardan, sınava ilişkin henüz her ayrıntının netleşmediğini zaman içerisinde bunların yerine oturacağını düşünebiliriz. Ancak sınav gerçeği her aday üzerinde az çok stres ve kaygı yaratır, bu kaygıyı azaltmanın en iyi yolu da daha çok bilgiyi netleştirmek ve paydaşlarla paylaşmaktan geçer. Ben de herkes gibi sınavın kendisi ve sınav sonrası okullara yerleştirme sürecinin sancısız ve sorunsuz geçmesini diliyorum.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.