Logo

2. Dönem Hızlıca Yokuş Aşağı

Kategori: Alparslan Dartan
Pazartesi, 24 Şubat 2025 14:33 tarihinde oluşturuldu



Alpaslan Dartan 
Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı

alpaslan_dartanMEB'e bağlı okullarda eğitim alan yaklaşık 21 milyon öğrenci ve 1 milyon 200 bin civarındaki öğretmen 2024-2025 eğitim öğretim yılı ikinci dönemine 3 Şubat 2025 Pazartesi günü başladılar. 20 Haziran 2025 tarihinde verilecek karneler ile sona erecek olan resmi eğitim süreci sınav döneminde bulunan 8 ve 12. Sınıf öğrenci ve velileri için Lise ve Üniversite giriş sınavları nedeniyle Temmuz ve Ağustos aylarında da heyecanlı bir şekilde devam edecek.
Hem devlet hem de özel okullarda ikinci dönemler çok hızlı geçen bir süreç, zaman neredeyse su gibi akıp geçiyor. Maalesef son üç yılda bu dönemlerde yaşanan facialar ülkemizi yasa boğsa da hayatın akışında yaşamak ve hayata tutunmak zorunda kalıyoruz. 21 Ocak 2025'te Kartalkaya'daki Grand Kartal otelinde meydana gelen yangında 36'sı çocuk 78 kişi hayatını kaybetti.
Bundan 2 yıl önce de ülkemizin yaşadığı en büyük deprem felaketiyle karşı karşıya kalmıştık. 6 Şubat 2023 tarihinde yerel saat ile 04.17'de ve 13.24'de merkez üssü Pazarcık (Kahramanmaraş) ve Elbistan (Kahramanmaraş) olan Mw 7.7 (8.6 km derinliğinde) ve Mw 7.6 (7.6 km derinliğinde) büyüklüğündeki iki deprem Türkiye, tarihinin en yıkıcı ve ölümcül felaketi oldu. İki depremde, resmi verilere göre 53 binden fazla kişi hayatını kaybetti.
Yakın zamanda yaşanan bu iki felaketin öncesinde de Covid-19 pandemisi yaşanmıştı. Nisan 2020’de başlayan ve iki yıl kadar tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınını da dâhil edersek son 5 yıla damga vuran felaketler zinciri ülkemizin ekonomik, sosyal ve duygusal dengesini alt üst etmeye yetmiştir. Bu süreç okul çağında bulunan milyonlarca öğrencinin eğitimlerini de sürdürmelerini zorlaştırdı. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen eğitim, ülke için aileler için öncelikli olmaya devam ediyor. Okullar, öğrenciler ve öğretmenler sistemin tüm girdileri ve paydaşları zamanın akışında kendilerine ayrılan verilen rolleri yerine getiremeye çalışıyorlar.
İkinci dönemin başlangıcı ile bitimi arasında (3 Şubat 2025 ile 20 Haziran 2025) resmi tatil günlerini çıkarırsak (Nisan Ara Tatili, bir hafta aynı zamanda Ramazan Bayramı, 23 Nisan, 1 ve 19 Mayıs ile Kurban Bayramı tatilleri) eğitim ve öğretim ile geçecek gün sayısı toplam 18 hafta yani iş günü olarak 90 gün kalıyor. Zaten toplam eğitim süresinin 180 gün, bu 90 gün içerisinde en az 2-3 haftadan ortak sınav haftaları da eklendiğinde eğitimle geçecek gün sayısı azalıyor. İlkbahar ve yaz ayları, günlerin uzaması, ısınması nedeniyle okulda geçen günlerin saatlerin kısa olacağı hissi.
Bu dönemde her yıl 15 tatil döneminde gerçekleştirilen Geleneksel Antalya Eğitim Sempozyumlarının 23. cüsü de 29 Ocak – 1 Şubat 2025 tarihlerinde yine son yıllarda olduğu gibi Antalya Kaya Palazzo Otel’de gerçekleştirildi. Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. Yusuf Tekin’in da katıldığı 23. Geleneksel Antalya Eğitim Sempozyumu “Türkiye'de ve Dünyada Özel Okullar ” temasıyla özel okulları masaya yatırdı.
Devletlerin eğitim hakkını sağlaması konusu sosyal devlet anlayışının gereklerinden birisidir. Türkiye’de eğitim hakkı başta Anayasa’nın 42. Maddesi olmak üzere birçok kanun ve yönetmelik ile güvence altına alınmıştır. Türkiye’de eğitimin erişilebilirliği, eşitliği, kapsayıcılığı ve devamlılığının sağlanması adına pek çok araştırmalar yapılmıştır yapılmaktadır da.
Yıllardır resmi ve özel okullar arasında özellikle akademik yönden karşılaştırmalar yapılır, devletin ücretsiz olarak sunması gereken eğitim hizmetinin bir kısmını özel okullara devretmesi üzerinden hep öğrenci ve öğretmen sayıları, okullaşma oranları, akademik başarılar, ulusal sınavlardaki (LGS ve YKS) başarılar karşılaştırılır. Eğitim türleri açısından akademik liselerin devletin resmi kurumlarında sayıca azaldığı, İmam Hatip ve Meslek Liselerinin sayısının ağırlık kazandığı, buna bağlı olarak paralı eğitimin yaygınlaştırılmak istendiği özel okul sayısının oldukça arttığı gibi pek çok konu da bu karşılaştırmalarda kendine bir yer bulmaktadır.
Özel okulların daha güvenli, daha az öğrenci sayısıyla, daha çok sosyal aktiviteye olanak sunduğu, akademik başarıya odaklanabildiği, yabancı dil eğitimini daha iyi başardığı gibi olumlu yönleri öne çıkarılırken özlük hakları ve sosyal güvenceleri açısından öğretmen ve çalışanlarını daha çok mağdur ettiği, çalışma saatleri ve görev tanımlarındaki esneklik nedeniyle daha baskıcı bir yönetim şekli olduğu da oldukça konuşulan konular arsındadır.
MEB verileri ve İstatistikler ise okul öncesi de dâhil tüm kademelerde eğitime erişimin sayısal olarak arttığını gösteriyor. Eğitime erişimin artmasına rağmen özel okullardaki öğrenci sayılarının görece artması ya da okul dışında kalan çocukların hala bir sorun olmaya devam ediyor olması. ERG’nin raporlarına bakıldığında yaş büyüdükçe ve okul seviyeleri arttıkça okullaşma oranı düşüyor, buna bir de okula devam etmeyenlerin sayısı eklendiğinde zorunlu eğitim çağında 500 bine yakın öğrencinin eğitimine devam etmediği/edemediği görülüyor. Devlet ya da özel, çocuğun okul yaşamı sırasında ailelerin beklentilerinin tümünün karşılanması pek olası olamamaktadır. Anne-babanın yetiştiği çevre, eğitim seviyesi, iş hayatı ve edindiği yaşam tecrübesi bu beklentilerin en çok nerede karşılanabileceği konusunu da düşünmeye itmektedir.


İPA’NIN RAPORU
Bu çerçeveden bakıldığında İstanbul Planlama Ajansı (İPA)’nın Kent Gündemine Bakış Eylül 2024 raporu “Eğitim Kurumlarında Özelleşme ve Dönüşümün Eğitim Hakkı Üzerinden Değerlendirilmesi” başlığıyla resmi/özel okullar bağlamında hem genel hem de İstanbul özelinde bazı önemli bilgileri veriyor.
Örneğin; 2022-2023 itibarıyla Türkiye’de okul öncesi kurumlar arasında özel öğretim kurumlarının oranı %19,76 iken, bu oran İstanbul’da %43,43’e çıkmaktadır. İstanbul’da 2012-2013 eğitim öğretim yılında %17,93 olan özel ilkokul oranı, 2022-2023 eğitim öğretim yılında %35,44’e yükselmiştir. Türkiye ve İstanbul’daki özel ortaokulların tüm ortaokullar arasındaki oranına bakıldığında İstanbul’da Türkiye’ye göre üç kattan fazla özel ortaokul bulunduğu görülüyor.
Rapora göre Türkiye’deki özel lise sayısı tüm liselerin %46,2’sini, İstanbul’da ise %68,10’unu oluşturmaktadır. Türkiye’de özel liselerde okuyan öğrencilerin oranı %8,48 iken İstanbul’da bu oran %12,26’dır. Türkiye’deki mesleki ve teknik liselerin sadece %0,79’u özel meslek ve teknik lisesi iken bu oran 2022-2023 döneminde %6,45’e çıkmıştır. İstanbul’da ise bu oranlar %1.25’ten %5.64’e çıkmıştır. Türkiye’de okullarda aynı tip homojen bir yapının içerisinde eğitim veriliyor öğrenciler de bu yapının içerisinde eğitim alıyorlar. Eğitim, devletin resmi okullarında da özel okullarda da veliler için lüks olmasa bile pahalı bir yatırım. Anne babanın geliri, eğitim durumu, sosyal kültürel özellikleri ne ise öğrencilerin de devam ettikleri okullar da ona göre oluyor. Bu okullarda okuyan diğer tüm öğrencilerin de durumu sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan üç aşağı beş yukarı birbirlerine benziyor. Devlet okullarında ya da özel okullarda da benzer bir yapı vardır. Aileleri birbirine benzeyenlerin çocukların okullarıdır o okullar, eğitim olanakları açısından çok kısıtlı olan okullarda hiç olanağı olmayan vatandaşların çocukları okur. Eğitim verenler de görenler de çan eğrisinin orta göbeğine yerleşmişlerdir.

HIZLANDIRILMIŞ GELECEK!
Türkiye’nin en dâhi öğrencisi olun en pahalı özel okulda maddi gücünüz yoksa okuma şansınız binde bir ya vardır ya yoktur yani işiniz şansa kalmıştır, mümkün değildir. Eğitim politikacıları, eğitim emekçileri, eğitim verenler ve eğitim görenler yani hepimiz, işte bu tablo içerisinde hızlandırılmış eğitim çabasındayız. Her şey bir an önce bitsin istiyoruz, bu yılı sindirmeden gelecek yılı önümüze indirmeye çalışıyoruz. Birinci dönem bitince ikinci dönemi atlayalım geleceğe bakalım diyoruz.
Gelecek dediğimiz de hızlandırılmış gelecek. Okul öncesinden Liseye hatta Liseden Üniversiteye kadar mevcut yapıdaki eksiklikleri gideremeden belki de görmeden önümüze bakalım diyoruz. Sınavların yarattığı sosyal duygusal ve ekonomik baskıyı gideremeden sınavlara hazırlıyoruz gençleri ergenleri. Akademik liseleri toparlayamadan meslek liselerini meslek liselerini çözemeden okula gidemeyen gençleri göremiyoruz. Öğretmenlerin özlük haklarından ekonomik özgürlüklerine, aday öğretmenlikten başöğretmenliğe aralarında oluşan statü farklarından, eşit işe eşit ücret girdabından, öğretmen atamalarından mülakata özel okul/devlet okulları farklılaştırılmasından kurtulamıyor ve çözüm bulamıyoruz.
Sınavlardan, bitmeyen kaygılardan kurtulamıyoruz. Okullarda MEB’in de ısrarla üzerinde durduğu disiplin vakalarından ve akran zorbalığından mutsuz gençlikten, umutsuz ebeveynden tükenmiş öğretmenden söz etmekten kurtulamıyoruz.
Şubat- Haziran dönemi eğitim açısından yokuştan aşağı inen iki tekerlekli bisiklet gibiyiz. Öğretmenler açısından mevcut müfredat programlarının yetiştirilmesi, öğrencilere yazılı ve performans notları ile değerlendirilmesi ve branşları uygun ise LGS ve YKS sınavlarına dönük öğrencilerin sınava hazırlıklarının yürütülmesi,
Öğrenciler açısından sınıf geçme yönetmeliğine göre derslerini başarmak zorunluluğu ve sınıflarını geçmek, sosyal ve duygusal sağlamlık, sınavlara hazırlık, sınavlara girmek ve tercihlerde bulunmak.
Veliler açısından çocuklarının akademik başarısını takip etmek, beklentilerinin karşılanması yönünde sorumluluk almak, çocuklarının iyi eğitim almasına fırsat yaratmak, ekonomik yeterlilik yaratmak. Mevcut koşullarda çocuklarına uygun okul seçimleri yapmak karar vermek.
MEB açısından nitelik ve nicelik açısından olması gerekenleri sözde ve yazıda değil uygulamada gerçekleştirebilmek. Nitelikli eğitim, erişilebilir eğitim, okul öncesi eğitimin zorunlu kılınmasını sağlamak, sürekliliği olan teknolojik alt yapısı güçlü okullar yaratmak, okullaşma oranının yükseltilmesi görevlerini yerine getirilmesi.
Özel okullar açısından, yeni yılın ücretlerini belirlemek, okul tanıtımları düzenlemek, reklam yapmak, bursluluk sınavları yapmak, erken kayıt dönemi altında gelecek yılın ücretlerini şimdiden toplamak, mevcut öğretmenlerini performans açısından değerlendirmek, iş akitlerini yenilemek ve yeni öğretmenlere kapılarını açmak, potansiyel velilere ulaşmak ve onları ikna etmek vb.

Kaynak

https://ipa.istanbul/wp-content/uploads/2024/10/KENT-GUNDEMI-EGITIM2.pdf

 

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.