Logo

Öğrenmenin şekli ve araçları değişiyor

Kategori: Hayati Oktay Uzman eğitimci
Pazartesi, 24 Ocak 2022 11:40 tarihinde oluşturuldu



Hayati Oktay - Uzman Eğitimci

hayati_oktayGünümüzde öğrenme ve öğretme stratejilerine olan ilgi öğrenmedeki bakış açısını, davranışçı yaklaşımdan, bilişsel yaklaşıma yöneltmiştir. Strateji kavramı Eski Yunan’da kullanılan bir sözcüktür. “Strato” (ordu) ve “ago” (gütme) sözcüklerinin birleşiminden oluşmuş ve dilimize Fransızca’dan geçmiştir. Anlam olarak “önceden belirlenmiş, bir amaca ulaşmak için tutulan yol” anlamına gelmektedir. Öğrenme stratejilerine farklı anlamlar yüklenmekte ve bu nedenle öğrenme stratejileri konusunda görüş ayrılıkları ortaya çıkmaktadır.
Bu çerçevede eğitim tarihine göz atıldığında 1950’li yıllara kadar “Her şeyi öğretelim” stratejisi benimsendi. Daha sonra bilimsel gelişmelerin hızı ile bilgi yoğunluğu artışı ile            Önemli olanları öğretelim” stratejisi tartışılmaya başlandı. 1980’li yıllara gelindiğinde ise bilimsel gelişmelerin fazlalığı bilgi patlamasını doğurunca “Nasıl öğreneceğini öğretelim” stratejisi kabul gördü.
İnsan nerede öğrenir? sorusunun cevabına gelince, insanın olduğu her yerde eğitim ve öğretim olmuştur. Okul, ev, kütüphane, laboratuvar, fabrikalar vb. Kısaca evrende yer alan herhangi bir yer, eğitim için fiziki bir alan olabilir. Öğrenme olayı okul duvarlarının içine hapsedilmiş değildir. Eğitim - Öğretim araçlarında dönüm noktası olarak sayabileceğimiz buluş Gutenberg’in matbaayı icat ettiği 1452 yılını sayabiliriz. Gutenberg teknolojisi kitabı eğitimin baş aracı yapmıştır. Günümüzde hala kitap eğitimin birleştirici unsurudur. Öğretmeni, öğrenciyi, veliyi ders kitabı uzlaştırır. Bir ders varsa onun kitabı da vardır. Öğretmen bu kitap içeriği dışında bir şey öğretmeye kalksa ve bu kitap içeriği dışında bir soru sorsa uzlaşı bozulur. Bu nedenle ülkemizde eğitim “Müfredat” merkezlidir. Bugün ise eğitimin baş aracı bilgisayar olmuştur. Son iki yıldır öğretme ve öğrenme aracı bilgisayar teknolojileri oldu. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK), "2021 yılı Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması" yayımlandı. Araştırmaya göre, internet kullanımı, 6-15 yaş grubundaki çocuklar için 2013'te yüzde 50,8 iken 2021'de yüzde 82,7 oldu. Düzenli internet kullanan erkek çocukların oranının 2013'te yüzde 92,8 iken 2021'de yüzde 98,9'a, kız çocukların oranının ise yüzde 90,7'den yüzde 98,4'e çıktığı görüldü. Derse bilgisayar veya cep telefonu ile katılma oranı ise %86,2 olarak görüldü.
Eğitimde konuştuğumuz ve sorulan bir soru vardır: Nasıl bir eğitim? Aslında bu sorunun altında yatan gizli soru, Nasıl bir gelecek? Nasıl bir yaşam? sorularıdır.
Günümüzde internet ve bilgisayar etkileşimli eğitim; sanal gerçeklik, VR teknolojileri, yapay zeka temelli eğitim uygulamaları ile bireyler küresel bilgi ağlarına bağlanarak öğrenmeyi dijital olarak gerçekleştiriyorlar.
Eğitimde yeni dönem olarak tanımlayacağımız bu dijital çağın yeni yüzü öğretmeni merkez olmaktan çıkarıp teknolojiyi merkeze alan yapıya dönüşmüş durumda. Öğrenci bilgiye kolaylıkla ulaşmakta, öğretilen bilgiyi doğru ya da yanlış olduğunu kontrol edebilmektedir. Bu nedenle eğitim - öğretim sınıf duvarlarının dışına çoktan taşmış durumda. Pandemi dönemi olarak saydığımız 2020 yılından bu güne kadar dijital kaynaklar ve araçlar okulu devre dışı bırakmayı test eder niteliğe kavuştu.
Bugünlerde meta (öte) ve verse( evren) kavramlarının birleşmesiyle “Metaverse” kavramı yaşamın her alanında dijital evrene geçişi temsil ediyor. Eğitimin Metaverse ile hangi boyutlara taşınacağını kestirmek güç ancak görebildiğimiz kadarıyla sanal eğitim uygulamaları giderek yaygınlaşacak. Unutmayalım, pandemi dönemi sonrası okulların sadece bir eğitim - öğretim alanı değil, aynı zamanda çocuklar için sosyal, duygusal gelişimlerini tamamladıkları yerler olduğunu da gördük.
Evet, öğrenmenin şekli ve yöntemi değişse bile öğrenci kendi kendine öğrenir ancak takıldığı yerde daha fazla açıklama için öğretmene başvurur. Öğretmen rehberlik yapmaya, öğrenciyi merkeze alarak ona yol göstermeye devam edecektir. Özellikle okulöncesi yaş grubu için sınıf ortamı kaçınılmazdır. Bu nedenle onlar için sınıf yuvadır.
Sonuç olarak; öğrenmenin şekli ve öğrenmede kullanılan araçlar değişiyor. Unutmayalım hiçbir meslek dalı ve hiçbir endüstri yok ki eğitim kadar insana dokunabilsin. Bu nedenle hangi eğitim araçları ile olursa olsun, çocuklarımıza düşünmeyi öğretmenin, öğrenmeyi öğretmenin, kendi kültürümüze, kendi değerlerimize, kendi sanat anlayışımıza göre onları geleceğe hazırlamanın önemli başlıklar olduğunu söyleyebilirim.
Kaynakça
Baykal, A.(2005) Eğitim Tasarımı nereden nereye? “Eğitimde kurgu Donanımlar” Eğitim Bilim
Babadoğan, C. (2005) Stil Odaklı Öğretim ve Ders Tasarımı. Özel Okullar ve Yeni yaklaşımlar.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.