Logo

Okullar için ‘özdeğerlendirme’ kriterleri

Kategori: Kayhan Karlı - Yenilikçi Öğrenme ve Öğretme Merkezi Kurucusu
Çarşamba, 07 Ağustos 2013 09:38 tarihinde oluşturuldu



Bu ay  Özel Okulların özdeğerlendirmesi hakkında yazmak istedim. Aslında yıllarını bu okullarda eğitimci olarak geçirmiş  ve son on yıldır da mesleki gelişim, okul gelişim çalışmaları nedeniyle farklı bir rol ile özel okullarda sıklıkla bulunuyorum. Ülkemizdeki özel okullar ile özellikle dünyada başarılı örnekleri karşılaştırdığımızda elbette üzerinde durulması gereken önemli başlıklar var. Ancak bunların arasında bir tanesi var ki neredeyse tamamen yok hükmünde.

Bir kaç yıl once bir okulun yönetim kurulu üyeleri ile yaptığımız bir sohbet sırasında okulun yönetimi için bir değerlendirme raporu istediklerini paylaştılar. Bunun üzerine onlara şöyle söyledim ¨ Size kriterleri vereyim siz raporunuzu kendiniz yazarsınız. ¨ bunun üzerine heyecanla kriterleri sordular. Bunları okulumuzda hemen kullanabiliriz dediler. Aslında bu konuda yıllardır düşüncelerim benzer çizgide çünkü bu kriterlerin biraz büyük fotoğrafı tarif etmesi gerektiğine inanıyorum. İşte sözünü ettiğim kriterler;

Sanat ve bilim insanlarına yatak oluşturan EKOSİSTEM: Dünyadaki başarılı ve geçmişi olan okulların hepsinin ortak özelliklerinden birisi budur. Ülkemizde de bu tip okullardan, Galatasaray, Robert, İstanbul Erkek vb. Okullarda görebileceğimiz gibi bu okulların geçmişlerinde sanat ve bilim insanları bu okullarda öğretmenlik yapmış. Daha da önemlisi bu okullarda çalışırlarken sanat ve bilim alanında eser vermeye devam etmişler. Şimdi okullarımıza bir bakınız kaş tanesinde sanat ve bilim insanlarına yataklık yapacak bir EKOSİSTEM var… Ben yıllar önce bir özel okulda ülkemizin iki önemli edebiyatçısı ile çalışmiştim ve o yıllarda onlardan öğrendiklerimi bugün halen hayatımın içinde yaşıyorum. Fark yaratacak ve toplumda izler bırakacak bir okul olmak istiyorsanız böyle bir okulmusunuz sorgulayın…

MEB –Maarife örnek oluşturmak: Dünyada bu tarz başarılı özel okullar bulundukları ülkenin resmi okullarında uygulanabilmek üzere kendi okullarında yenilikçi, öncü uygulamalar geliştirirler. Bu uygulamalar resmi okullar tarafından uyarlanır ve uygulanır. Ülkemizde özel okullar özdeğerlendirme yaparken kendilerine sormalılar acaba son 20 yıldır hangi örnek uygulamalrı MEB tarafından benimsenerek resmi okullara önerildi. Bu noktada 2005 müfredat reform çalışmaları sürecinde özel olullarda uygulanan değişik uygulamalardan esinlendiğini söylemeyi de unutmamalıyız. Tamda bu yüzden ülkemizdeki okullar inovasyona daha çok yatırım yapmalılar. Birbirleri  ile rekabet ettikleri alanları sıralarsak aslında tek gerçek sınav sonuçları. Tüm rekabeti bunun üzerine kurarsanız oluşturduğunuz veli beklentisi size boğar ve okulunuzu yönetir. Sınav gerçeğini yadsımadan inovatif uygulamalar geliştirmek okulunuzda fark yaratacaktır. Okulunuz sorgulayın neresinde Egitinivosyan var…

Öğretmenlerin tercih ettiği okul olmak: Dünyada ve ülkemizde başarılı olmuş eski okulları incelediğimizde gördiğimiz bir diğer önemli ortak nokta da öğretmenlerin özellikle bu okullarda çalışmaya talip olmalarıdır. Devlet yada resmi, bu tip okullar her zaman öğretmenler tarafından cazip bulunuyor. Bunun nedeni ise yukarıda saydığım iki kriterin yanında bu okullar öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimi için bir ortam yaratmışlardır. Bilerek veya bilmeyerek bu okulların hepsinde eğitimciler için bir gelişim kültürü oluşturulmuştur. Geçmişte bir okulda Genel Müdür olarak çalıştığım yıllarda oluşturduğumuz startejik planın en önemli parçalarından birisi iyi öğretmeni istihdam etmek ve en az beş yıl yararlanmaktı. Okulda tutmak için kendisine gelişimine inanan hedefi olan adayları seçip onların kendilerini geliştirecek ortamları oluşturduk. Örneğin her ayın son Cuma günü öğrenciler için yarım gün olarak düzenledik ve velilerimize yılın başında takvimde belirttik. Her ayın son Cuma günü okul yarım gün ve takip eden Cumartesi tüm gün yani 12 saatlik mesleki gelişim çalışması tüm okul paydaşlarınca biliniyordu. Yılın sonunda her bir eğitimci 8x12=96 saat mesleki gelişim çalışması yapmış oluyordu. Elbette bu çalışmalar bir hocayı davet edip tüm çalışanlara aynı içeriği, tek taraflı konferanslar şeklinde değil kişilerin ihtiyaçve taleplerine göre bölünmüş atölye çalışmalarıydı. Sürekli mesleki gelişimin en önemli sonuçları, sınıf içi öğrenme çıktılarını artırmak ve iyi öğretmenlerin okula başvurularını artırmak olmuştu.

Bu yazımda bunları yazmayı isteme nedenim yine Ağustos ayı yaklaşırken özel okullardan gelen talepler üzerine düşünmem oldu. Ağustos ayı içinde iki veya üç hafta süreyle öğretmenlerimize seminerler aldıracağız. Çoğunlukla didaktik, teori ve uygulama bağlantısı kurulmamış, uygulama fırsatı verilmeyen ve en önemlisi de etkisi izlenmeyen… Programım doldu, ancak bunların içinde yıl boyunca süreci bir plan dahilinde yürütmeyi planlamış okullar benim için heyecan verici oluyor çünkü bir EKOSİSTEM oluşturma şansı ortaya çıkıyor. Bu dönem içinde tüm taleplere aynı şekilde cevap veriyorum 

-              İhtiyacı nasıl belirlediniz?

-              Eğitimin etkisini nasıl izlemeyi planlıyorsunuz?

-              Okul bütçenizde mesleki gelişim için ayrılmış bir miktar var mı?

-              Mesleki gelişimden sorumlu bir birim ve/veya kişi var mı?

-              İş başı ve okul dışı alanlarda mesleki ve kişisel gelişimi izleme, planlama yapıyormusunuz?

-              …

Son söz olarak okulunuzun geleceğe kalması ve toplumda fark yaratmasını istiyorsanız bu kriterleri sorgulayın. Rekabette farklılaşmak istiyorsanız yeni bir starateji geliştirin. Yeni ve genç bazı okullar biz eskiyiz, güçlüyüz diyen pek çok okulu yakında fark yaratan stratejileriyle geçeceklerdir. Toplumda veli ve öğrenci profili hızla değişirken siz okulunuz için geç olmadan Eğitinovasyon stratejisi kurun.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.