Logo

Yaratıcı Düşünme Eğitimi...

Kategori: Kayhan Karlı - Yenilikçi Öğrenme ve Öğretme Merkezi Kurucusu
Cuma, 14 Şubat 2014 08:49 tarihinde oluşturuldu



Birçok ülke, okullarının yaratıcı düşünmeye verdiği önceliği arttırmaya çalışmakta. Bu çaba, geçmişin beklentilerinden uzaklaşma, verimin artırılmasının ve toplumsal ruh sağlığının geliştirilmesinin bir yolu olarak düşünülmektedir. Ancak, geleneksel eğitim uygulamalarının değiştirmek genellikle direnç, uyum kaybı ve öngörülmeyen zorlukları beraberin de getirmektedir. Bu yazıda biraz bu duruma göz atacağız.

Eğitimin her düzeyinde öğretimi yönlendiren kurallar gözden geçirilmelidir. Yapılması gerekli bazı temel değişiklikler arasında;

-              öğretmen eğitimi,

-              öğrenmenin değerlendirilmesine ilişkin yöntemler,

-              teknolojik araçların kullanımı,

-              öğrencilerin beklentileri ve okulların geliştirilmesine ilişkin öğrenci izlenimlerini göz önüne bulundurmaya yetişkinlerin istekliliği/gönüllülüğü

 yer almalıdır.

Yaratıcı düşünme, dünya genelinde hızla ortak bir amaç haline dönüşüyor. Japonya Eğitim Reformu Ulusal Komisyonu, Japon ulusunun yeni yüzyılda ilerleme kaydetmesi için gereken yaratıcılığın üniversitelerinin üretemediği veya besleyemediği sonucuna varmıştır (Chan, 2000). Çin Halk Cumhuriyeti Eğitim Bakanlığı, üniversitelerin öğrencileri daha kapsamlı eğitmesine ve öğrencilere ezbercilik yerine yaratıcılık kazandırmasını sağlayacak reformlar istemekte (Kuo, 2000). İki binli yılların başında Senge, Cambron, McCabe, Lucas, Smith, Dutton & Kleiner, gibi pek çok önemli alanında lider araştırmacı ABD içinde okulların dönüştürülmesine yönelik benzer tavsiyeler dile getirmiştir. Yaratıcı düşünme ve davranma konusunda öğrencilere yardım etme, eğitim politikası ve öğretim uygulamasını yönlendiren yasa ve kurallarda değişiklik yapılması artık zorunlu hale gelmiştir.

ÖĞRETMENLERİN MESLEK ÖNCESİ ve MESLEK İÇİ EĞİTİMİ, YARATICI DÜŞÜNMEYE DAHA FAZLA ÖNCELİK VERMELİDİR!

Öğretmen tutumları, öğrencilerden beklenen düşünmeye karar vermede kuvvetli ve destekleyici bir güçtür. Dolayısıyla, bazı araştırmacılar öğretmenlerin yaratıcı düşünmeye yönelik ortaya çıkan önceliğe nasıl tepki vereceklerini merak etmişler.  Bu konuda yapılan araştırmalar arasında birisinden size söz edeceğim.

 Yaratıcılık konusunda önemli çalışmalar yapan ve bazı ölçekleri dilimize de uyarlanmış olan P. Torrance tarafından yapılan araştırmada, yüksek ve düşük yaratıcılık kabiliyetine sahip kişiler arasında ayrım yapan 62 özellikten oluşan ¨ ideal öğrenci ¨ kontrol listesini kullanarak bazı sonuçlar  alınabileceği düşünülmüş. Öğrenme uzmanları tarafından verilen puanları temel alan bu listeyi P.Torrance (2000), Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Almanya, Yunanistan ve Filipinlerden 1000 öğretmene uygulamış. Eğitimciler, öğrencilerinin olmasını istedikleri insan türünü tanımlayan özelliklere işaretlemiş  ve caydırılması ya da cezalandırılması gerektiğini düşündükleri özelliklerin üzerini çizmişlerdir.

Daha sonra sonuçlar üzerinde yapılan analizde, öğretmenlerin öğrencilerin sergilemesini istedikleri davranışlar ile yaratıcı kişiler tarafından sergilenen davranışlar arasında düşük korelasyonlar bulunmuştur. Bu beş ülkedeki eğitimciler, yalnızca itaat etme, yazılı materyali veya öğretmenin söylediklerini ezberleme ve otoritelerin yargılarını kabul etme gibi davranışları teşvik ederek yaratıcılığı göz ardı etmişlerdir. Soru soran, tahmin etmeye çalışan, ödevlerle meşgul olan, meraklı davranan ve risk almaya istekli öğrenciler, bu tür davranışların birçok öğretmen tarafından engellendiğini ortaya koymuştur (Torrance, 2000a; 2000b).

Öğretmenlerin kendi yetkinliklerini yansıtacak bilişsel becerileri vurgulaması doğaldır. Ancak, kendi güçlerinden farklı zihinsel yeteneklerin geliştirilmesini desteklemeleri beklendiğinde bazı öğretmenler isteksiz, becerisiz davranmakta ya da hiçbir şey yapmamaktadır. Sonuç olarak, öğrencilerin yaratıcı düşünme riskini almaya istekli olmalarından önce, öğretmen eğitiminde değişiklikler öngörülmektedir. Sahip olmadıkları bilişsel yeteneklerin öneminin farkına varan ve uzun vadeli hayal gücü gelişimini beslemenin yollarını kavrayan eğitimciler yetiştirme gerekliliği söz konusudur (Torrance, 2002).

21. yüzyılın yeni iş ortamı okulları, öğrencilerin ekip çalışması için hazırlanmaları, akranları ve kendi performanslarını değerlendirme yetisi kazanmaları ve başkaları tarafından yapılan eleştirilerden faydalanma kapasitesi kazanmaları konusunda uyarmakta ve talep etmektedir. Öğretmenler, öğrencileri bazı şeyleri kendileri keşfetmesi, öz yönetimli olmayı uygulamaları ve ekip üyelerine farklı ödevler vererek okulardaki can sıkıntısı seviyesini azaltmaları için teknolojik araçları kullanmaları konusunda teşvik ederek onlara yardımcı olabilir. Eğitimde öğretim yöntemleri can sıkıntısı azaltmada aslında uygun bir odak noktasıdır çünkü okula devam etmek zorunlu ve geçmişten kıyasla daha uzun bir süre almakta. Alternatif faaliyetler yoluyla öğretmenler yenilikçiliği arttırabilir ve monotonluğu azaltabilir. Okul beklentileri, pasif ezberciliğe verilen önceliği, işbirlikçi öğrenim ekiplerine öğrenci katılımı ile değiştirmelidir.

Okullarımızda anketler ve araştırmalar yolu ile öğrencilerin öğrenme koşullarını geliştireceğini düşündüğü değişiklikleri tespit edebiliriz. Bireysel ilgi alanları ve yansıtıcı düşünme için zaman ayırma, bu kadar çok çocuğun yaşamının veliler ve okul tarafından planlandığı aceleci, sabırsız ve telaşlı olan toplumumuzda uygulanmalıdır. Merak bir grup kuralı olduğu ve farklı düşünme teşvik edildiği zaman yaratıcılık daha önemli hale gelir. Toplum her yaştan insanın gelişmeye devam etmesi gerektiği beklentisini yani bir yaşam boyu öğrenme kültürü  oluşturursa, herkes teknolojik değişikliklere birlikte adapte olabilir, toplumsal rollerini aynı anda revize edebilir ve kültürel devamlılığı korumak için gereken uyumu sürdürebilirler.

Kayhan Karlı

Yenilikçi Öğrenme ve Öğretme Merkezi Kurucusu

Twitter.com/kayhankarli

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.