Logo

Dershanesiz Bir Model Mümkün mü?

Kategori: Oktay Aydın - TÜRKPDR Yön.Kur.Üy.
Pazartesi, 26 Mart 2012 15:30 tarihinde oluşturuldu



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Üniversite giriş sınavlarını kaldırıyoruz, dershaneleri kapatıyoruz. Dershaneler ya kapanacak ya da lise olacak” sözleri kadim tartışmamızı yeniden gündeme taşıdı.

Üniversitelere giriş sınavsız olabilir mi?

YGS/LYS kalkar mı?

Dershanelere ihtiyaç kalmaz ve dershaneler kapanabilir mi?

2012’de 103’ü devlet, 70’i vakıf, 173 üniversite, 400 bini lisans, 350 bini ön lisans toplam 750 bin kontenjanına, 800 bini lise son olan 1.9 milyon aday arasından seçerek öğrenci alacak.

40 yıla yakın süredir, bu işlem Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) bünyesinde yer alan Öğrenci seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından merkezi bir seçme sınavı ile ve merkezi yerleştirme (ÖSYS) ile yapılıyor.

Adı, sayısı, türü değişiyor yıllardır, ancak temel olan, az olan kontenjana olan fazla talep arasından yapılan bu merkezi seçme ve yerleştirme işlemi oluyor.

Yıllardır tartışılan dört şey var; Bu sınav ve yerleştirme sistemi,

1-         Üniversite öğrenim kalitesini nasıl etkiliyor?

2-         Ortaöğretim (lise) öğrenim kalitesini nasıl etkiliyor?

3-         Sınavsız ve merkezi olmayan bir yerleştirme mümkün mü? Bu üniversite ve ortaöğretim kalitesini nasıl etkilerdi?

4-         Sınavsız geçiş dershanelere olan ilgiyi azaltabilir hatta sıfırlayabilir mi?

Öncelikle yapılan bir anakronolojik hatadan söz etmek mümkün;  ÖSYS hiçbir zaman ne üniversitelerin kalitesini artırmak ne de ortaöğretimin kronikleşmiş sorunlarını çözmek amacı ile yapılmıştır. Böyle bir amaç taşıması da beklenmemelidir. Bu sistemin tek amacı arz-talepteki yığılmayı eleyerek, en etkin kontenjan dolumunu gerçekleştirmektir.

Üniversitelerin kalite sorunu yoktur, ortaöğretim kurumları sorunsuzdur demiyorum asla. Ancak, bunun çözümü ÖSYS değildir.

Üniversite ve ortaöğretim kalitesini artırmanın yolu, ilgili kamu kurumlarının (YÖK, Üniversiteler, MEB, Lise Yöneticileri vb.) ve sivil toplum kuruluşlarının sınavdan bağımsız tartışarak sorun ve çözüm önerilerini ortaya koyması gerektiğine inanıyorum.

Peki, sınav ve merkezi yerleştirme yapılmak zorunda mı? Yerine bir model getirilebilir mi?

Benim önerim:

1-         Liseleri “Akademik Liseler” ve “Teknik Liseler” olarak ikiye ayırmak,

2-         Akademik liselerde 9 ve 10. sınıflarda alan vs ayırımı yapmaksızın tüm adaylara, Türkçe, Matematik, Geometri, Tarih, Coğrafya, Felsefe, Fizik, Kimya, Biyoloji, 1. Yabancı Dil temel derslerinin (ki bunlara 1 diyebiliriz) öğretimini uygulamak. Lise 11-12. sınıflarda ise seçmeli olarak bu derslerin ileri düzeyini (ki bunlara 2 diyebiliriz)öğretmek, 9-10. sınıf grubunda 9. Sınıfta, 11-12. sınıf grubunda 11. sınıfta, sistemin özünün bitirmek, 10 ve 12. sınıflarda ise pekiştirme süreçleri yapmak,

3-         Her yıl yılda 2-3 kez tekrarlı olmak üzere, Türkçe 1 -2, Matematik 1-2, Geometri 1-2, Tarih 1-2, Coğrafya 1-2, Felsefe 1-2, Fizik 1-2, Kimya 1-2, Biyoloji 1-2, I. Yabancı Dil 1-2 skor-puan sınavları uygulamak,

4-         Lise 9. sınıfı tamamlamış her adayın 1 numaralı, Lise 11. sınıfı tamamlamışların da 2 numaralı, sınavları istediği yıl istediği kadar almasına ve en yüksek aldığı puanı kullanmasına olanak sağlamak,

5-         Hem devlet hem vakıf üniversitelerine öğrenci alımı konusunda hangi skor-puan sınavı sonuçlarına bakacakları ya da bakıp bakmayacakları konusunda inisiyatif vermek, yani dileyen üniversite tümden ya da bazı programları için ya hiç skor-puan kullanmayacak ya da seçtiği sınav ya da sınavları kullanacak, isteyen üniversite, ek sınav, görüşme, portfolyö sunumu, referans, lise ders notları gibi ek ölçütler de koyabilecek. Bu ölçütleri her yıl Haziran ayında YÖK’e bildirecek ve kamuoyu ile paylaşacak.

Bunlar sistemin bütününe ne kazandırır?

•          Sistem tek sınavdan ve yılda bir kez yapılamaktan kurtulacağı için aday ve veli üzerindeki baskı kalkacak, bu da okul dışı dershane gibi kurumları işlevsiz duruma getirecektir.

•          Okul ağırlıklı ve eşgüdümlü sorulacağı için ve 1 numaralılarda 9. sınıf, 2 numaralı sınavlarda 11. sınıf lise konuları ağırlıklı olacağından okul derslerine karşı oluşabilecek ilgisizliğin önüne geçilmiş olacak. Sahte doktor raporları vb. etik dışı davranışlara itilmemiş olacak öğrenciler.

•          OBP, AOBP benzeri okul puanlarına dayalı bir ölçüt kullanılmayacağı için, başarılı öğrencilerin cezalandırıldığı, başarısızların ödüllendirildiği bir çarpıklıktan kurtarılmış olacak sistem. Okullar arası not karşılaştırması, dolayısıyla iyi okullardan lise sonda kaçış da önlenecektir.

•          Üniversitelerin daha özerk bir yapı ile daha esnek öğrenci seçme işlemi yapması sağlanacak. Burada merkezi yerleştirme yapmak isteyenlerin yine skor sınavı işaret ederek ÖSYS sistemi içinde de kalabileceği düşünülebilir. Ancak özellikle vakıf üniversiteleri ve çok talep alan devlet üniversiteleri kendi öğrenci seçme sistemini oluşturma rahatlığı yaşayacaktır.

•          Tercih, kayıt ve kabul için lise son sınıf ve ağustos ayı beklenmeyecek ve yığılma yaşanması zorunda kalınmayacak. Dileyen üniversiteler diledikleri yıl ve ayda öğrenci kabulu yapabilecekler. Öğretime başlamadan önce de YÖK’e sayıları, alma biçimlerini ve varsa kendi sınav sonuçlarını vs bildirecek.

•          Burada yeni bir yapılanmaya da ihtiyaç olacak; üniversitelerde tanıtım birimleri ve öğrenci işleri yanında “Öğrenci Kabul” ofisleri oluşacak.

Oktay Aydın

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.