Logo

YGS sonuçları Ne ifade eder Ne ifade etmez?

Kategori: Oktay Aydın - TÜRKPDR Yön.Kur.Üy.
Pazartesi, 30 Nisan 2012 09:54 tarihinde oluşturuldu



Her yıl yükseköğretime geçiş sınav sonuçları (YGS/LYS) açıklandığında, sonuçlardan yola çıkılarak Türkiye’deki eğitim sistemi ile ilgili yanlış tanılar konuyor, yanlış yerden MR’lar çekiliyor ve yanlış teşhisler konuyor. Teşhis yanlış olunca haliyle de önerilen tedavi yöntemleri de Türkiye eğitim sistemindeki hastalıkları tedavi edemiyor, iyileştiremiyor.

Bir kez daha yükseköğretime geçiş sistemini ve sonuçlarının ne ifade ettiğini, belki de daha önemlisi neler ifade edemeyeceğini anlatmak elzem oldu.

Türkiye’de ortaöğretimden (liseden), yükseköğretime (üniversitelere ve meslek yüksek okullarına) geçiş, merkezi sınav sistemi (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi-ÖSYS) ile ve merkezi sınavlarla (Yükseköğretime Geçiş Sınavı-YGS / Lisans Yerleştirme Sınavları-LYS ile) gerçekleşiyor.

Merkezi sınav ve yerleştirmenin nedeni, yükseköğretime geçmek isteyen aday sayısı ile (talep ile), yükseköğretime geçebilecek aday sayısı (arz) arasında birebir örtüşme olmaması, üniversiteli olmak isteyen aday sayısının, üniversitelerdeki kontenjanların 2-2,5 katı olması.

Sınav

Giren Aday Sayısı

YGS-2012

                      1.837.737

Program Türü

Kontenjan (2011*)

Lisans

431.768

Ön Lisans

303.948

Özel Yetenek

23.952

Toplam

759.668

*2012 henüz açıklanmadı.

Merkezi sınav ve yerleştirmenin nedeni, yükseköğretime geçmek isteyen aday sayısı ile (talep ile), yükseköğretime geçebilecek aday sayısı (arz) arasında birebir örtüşme olmaması, üniversiteli olmak isteyen aday sayısının, üniversitelerdeki kontenjanların 2-2,5 katı olması.

Kaldı ki, adaylarla kontenjanlar sayısı birebir aynı bile olsa, çok istenen üniversite ve programlar (bölümler) için yine de ya merkezi ya da üniversite-bölüm bazında bir sınav yapılması gerekecektir.

Üniversite

Yerleşen Adayların Başarı Sıraları Aralığı (2011**)

Boğaziçi

1-53.300

İTÜ

1-99.400

**2012 henüz oluşmadı.

Kısacası, YGS/LYS’ler, Türkiye’de yükseköğretime geçmek isteyen adayları önce sınav puanlarına (100-500 aralığında) ve başarılarına göre sıralar. Lise diplomasından gelen Ortaöğretim başarı Puanı-OBP ve onun ağırlıklandırılmış hali-AOBP’yi (12-60 aralığında) ekler. Sonra, bu puanlara göre merkezi tercih ve yerleştirme işlemi yapar. En sonunda, bölümleri tercih eden adaylar arasından, kontenjan kadar yukarıda olanlarını yerleştirir, altta kalanları da eler.

ÖSYM’nin bu sınavlarla ve yerleştirme ile amaçladığı tek şey de budur; adayları sınav başarı sıralarına (puanlarına) göre sıralamak, elemek ve yerleştirmektir. ÖSYM’nin de, ÖSYS’nin de bundan başka, Türkiye’deki eğitim düzeyini ortaya koymak, üstün zekalıları ayrıştırmak türü, amacı yoktur.

Adayların bu sınavlara girmekteki tek amaçları, istediği üniversitenin istediği bölümüne girebilmektir. Bunun için de amaçladığı şey, sınav sonucuna göre, orayı tercih edecekler arasında, puan başarı sırasında kontenjan sayısının üstünde olmaya çalışmaktır.

Bu sıralar ve puanlar sabit değildir. Her yıl sınav giren ve o bölümleri tercih eden adaylar, tercih ettikleri bölümler için, elde ettikleri puanlar ve sıralarla yeniden oluşturmuş olur. 2012 henüz belli değil. LYS’ler de yapıldıktan, sonuçlar açıklandıktan, tercih işlemleri bittikten sonra adaylarca sistem içinde sistem gereği belirlenmiş olacak. Kamuoyu 15 Ağustos 2012’de ÖSYS-2012 yerleştirme sonuçları açıklanınca öğrenmiş olacak.

Üniversite

Bölüm

Puan Türü

2011** Taban Puanı

2011** Taban Başarı Sırası

Boğaziçi

Elektrik Elektronik Müh.

MF-4

554.752

550

Boğaziçi

Fizik Öğretmenliği

MF-2

421.933

53.300

İTÜ

Endüstri Müh. (İng.)

MF-4

531.962

4.020

İTÜ

Jeofizik Müh.

 

363.128

99.400

**2012 henüz oluşmadı.

Aynı amaçla sınavlara katılan adaylar, mezun oldukları lise türleri (genel ve mesleki-teknik), lise alan türleri (genel liselerde fen, Türkçe-matematik,  sosyal bilimler, yabancı dil; meslek-teknik liselerde de mesleki alanlar), mezun oldukları yıllar, hali hazırda üniversite öğrencisi ya da mezunu olup olmamak gibi birçok açıdan farklılıklar gösterir.

ÖĞRENİM DURUMU

YGS-2012

SAYI

%

Lise Son

762.852

42,70

Mezun

558.651

31,27

Üniversite Öğrencisi

329.438

18,44

Üniversite Mezunu

83.253

4,66

Diğer

52.346

2,93

Puanı Hesaplanan Toplam Aday Sayısı

1.786.539

 

Ayrıca her adayın istediği üniversite ve bölüm, bilinçli ya da değil, ilgisine, isteğine göre de farklılık göstermektedir. Adayların büyük çoğunluğunun sahip oldukları akademik düzeylerin de farkında oldukları (okul notları, öğretmen görüşleri, okul-dershane-özel öğretmen deneme sınavı sonuçları) ve sınava yaklaşımlarını etkilediği de ayrı bir gerçektir.

Bir de tercih edilen üniversitelerin devlet ve vakıf olarak ikiye ayrıldığını, vakıf üniversitelerinde burslu olmayan ücretli bölümlere olan talebin (çoğunlukla ekonomik nedenlerle) az olduğu da bilinmektedir.

Sınavlara hiçbir amaç taşımadan, sınav heyecanını görmek/yenmek, dalga geçmek, aile baskısı ile girmiş için girmiş olmak, sistemi protesto etmek, üniversitede istediği bölümde okuduğu halde dershanelerden ödül koparabilmek gibi birçok gerçek amacı dışında giren aday da vardır.

YGS sonucu itibariyle hem Yerleştirme (Y)-YGS-1-2-3-4-5-6 puan türü ile alan ön lisans programları için kullanılan bir sınav. Aynı zamanda, içerdiği 4 testten (Türkçe-Sosyal Bilimler-Matematik-Fen 40’ar soru toplam 160 soru) elde edilen net sayılarının (4 Yanlış-1 Doğru eksiltmesi sonucu) LYS puanlarına da katılan bir sınav. Ayrıca YGS, LYS’lere katılma hakkı kazananların da saptandığı bir sınav. YGS’de herhangi bir puan türünde 180’i aşan adaylar LYS’lerden istediğine katılma hakkı kazanıyor. 140-180 arası alanlar ise sadece Y-YGS puanları ile MYO ön lisans programlarına (meslek liselilerin sınavsız geçiş hakkından arta kalanların arasından) başvurabiliyor. 140 üzeri alan tüm adaylar isterlerse ayrıca ya da aynı anda Özel Yetenek Sınavları ile alan yetenek bölümlerine (resim-heykel-tiyatro-tasarım-spor vb.) de başvuru hakkı kazanıyorlar.

 

ADAY TÜRÜ

YGS-2012

SAYI

%

Yalnız Sınavsız Geçiş İçin Başvuran Aday Sayısı

57.744

2,96

YGS'ye Giriş İçin Başvuran Aday Sayısı

1.895.479

97,04

Başvuran Tüm

1.953.223

 

YGS’ye Giren

1.837.737

96,95

YGS’ye Girmeyen

57.742

3,05

Sınavı Geçerli Olan

1.837.344

99,98

Puanı Hesaplanmayan

50.805

2,77

Puanı Hesaplanan

1.786.539

97,23

Puanı 140 Altı Olan

187.587

10,50

Puanı 140’ı Aşan

1.598.952

89,50

Puanı 140 -180 Arası Olan

287.633

16,10

Puanı 180’i Aşan

1.311.320

73,40

Puanı 180 Altı Olan

475.219

26,60

YGS-2012’de, meslek liseli olup, sınavlara katılmadan kendi alanında doğrudan ön lisans programlarına sınavsız geçişle yerleşmek isteyen 57.744 aday oldu.

YGS-2012’ye girmek için 1.895.479 aday başvurdu, 57.742’si sınava katıldı.

YGS-2012’ye giren 1.837.737 adaydan 393’ünün sınavı (belge eksikliği, kopya vb nedenlerle) geçersiz sayıldı. Sınavı geçerli sayılan aday sayısı 1.837.344 oldu.

50.805 aday, “puanın hesaplanabilmesi için YGS’deki 4 testten (her birinde 40’ar soru) en az 2’sinden 0,5’er net (4 yanlış 1 doğruyu eksilttikten sonra) çıkaramadığı (ya da altında çıkardığı) için puanı hesaplanmadı.  Böylece, puanı hesaplanan aday sayısı 1.786.539 olarak kaldı.

Puanı hesaplanan adaylardan %73,40’ı herhangi YGS puanından 180’i aşarak LYS’lere katılma hakkı kazandı. Bu adaylar, aynı zamanda, 140’ı geçtikleri her YGS puanı için ön lisans tercihi ya da özel yetenek başvurusu yapma hakkını da kazandı.

Puanı hesaplanan adaylardan %16,10’u herhangi YGS puanından ancak 140-180 arasında kaldı. Bu adaylar, LYS’lere katılma hakkı kazanamadı. Bu adaylar, sadece, 140’ı geçtikleri her YGS puanı için ön lisans tercihi ya da özel yetenek başvurusu yapma hakkını da kazandı.

Puanı hesaplanan adaylardan %10;50’si herhangi YGS puanından 140’ı aşamadı. Bu adaylar, LYS’lere katılma hakkı kazanamadı. Bu adaylar,  (eğer meslek liseli olup kendi alanında ön lisans sınavsız geçiş hakkını kullanmayacaksa) YGS puanı için ön lisans tercihi ya da özel yetenek başvurusu yapma hakkını da kazanamadı.

Şu ana kadar sınavın MR’ını çekmeye çalıştım. Elbette eksiklikleri vardır. Ancak ana hatları ile sınavın fotoğrafı, röntgeni, MR budur.

Şimdi bu MR’dan ne çıkarılabilir ne çıkarılamaz onu aktarmaya çalışacağım.

Ne Tür Çıkarımlar Yapabiliriz?

Adaylar:

•          “Şu şu testlerden istediğim kadar net çıkardım/çıkaramadım. Hedeflediğim üniversite ve bölüm için LYS öncesi iyi bir avantaj yakaladım/yakalayamadım.”

•          Bu şöyle de olabilir: “Şu şu testlerden istediğim kadar net çıkardım, bu da iyi bir puan ve başarı sırası getirdi. Rakiplerimin çok önüne geçtim.” / “Şu şu testlerden istediğim kadar net çıkaramadım, bu da iyi bir puan ve başarı sırası getirmedi. Rakiplerimin çok gerisine düştüm.”

•          LYS öncesi her durumda da yapılması gereken, yapılabilecekler var, adaylar nezdinde.

•          (Eğer YGS ile alan ön lisans düşünüyorsa), “Şu ön lisans programı için yeterli olabileceğine inandığım puanı aldım / alamadım.”

•          Bu şöyle de olabilir: “Şu puan türünde iyi bir puan ve başarı sırası aldım. İstediğim ön lisans programı için rakiplerime göre iyi bir avantaj yakaladım.” / “inandığım puanı aldım / alamadım.” / “Şu puan türünde iyi bir puan ve başarı sırası alamadım. İstediğim ön lisans programı için rakiplerime göre dezavantajlı duruma düştüm.”

•          Bunun dışında adayların, “Şampiyon oldum. Çok mutluyum.” / “1.-2.-3. oldum, dershanemden para/araba/ev ödülü alacağım. Çok mutluyum.” vb, yapabileceği başkaca çıkarımlar elbette olabilir. Ama bunlar sınavın özü, amacı ve uygulanma nedenleri dışında kalacaktır.

Liseler-Öğretmenler-MEB-İl Valileri/ME Müdürleri:

•          Durum Saptama: “Sınav doğrudan liseyi ölçmese de sorular lise içeriklerinden geliyor. Lisemiz/ilimiz/ülkemiz şu şu testlerden şu şu net ortalamalarını/lise başarı sıralamasını/il başarı sırasını elde etti.“

•          Analiz: “Olumlu/olumsuz nedenleri ne olabilir?”

•          Analiz: “İçerik (bilgi-yorum gücü) eksikliği olabilir mi? Yeterince test tekniği kazandırılmamış olabilir mi? Öğrenciler sınavı ciddiye almaları için yeterince motive edilmediler mi acaba? Uygun sınav taktiği verilemedi mi acaba?” türü sorular. 

Ne Tür Çıkarımlar Yapamayız?

•          “Şu kadar aday “sıfır” çekti, şu kadar aday Matematik/Fen’den “sıfır” çekti. Ülkemizde eğitim içler acısı” çıkarımını YGS-2012 sonuçlarına bakarak yapamayız. Bu durum gerçek olabilir. Bunu mutlaka araştırmalı, gerçekse (ki öyle olduğu kuvvetle muhtemel) düzeltmek için neler yapılması gerektiğini araştırmalı ve yapmalıyız. Ama YGS sonucuna bakarak değil. YGS ile oynayarak asla.

•          Çünkü YGS-2012 MR’ında da belirtmeye çalıştığım gibi farklı okul türleri, lise alanları, ekonomik yapıları, düzeyleri ve hedefleri olan 2 milyona yakın bireysel yarışçı ve bir eleme-sıralama sınavı söz konusu. Binlerce değişkenin söz konusu olduğu, bu tür yarışçıların olduğu bir eleme-sıralama sınavı sonucundan tek değişken olan “liselerde verilen eğitim” ile “sınav sonuçları” arasında ilişki kurmaya çalışmak tümüyle yanlış olmasa da bir hayli eksik olacaktır.

•          YGS’de şampiyonluklar ilan edilmesi, ödüllendirilmesi, kamuoyunu bu kadar meşgul etmesi de doğru değil. Elbette 1.-2.-3. olan ya da ilk 100/1000/10.000 vb.’ye giren adayları kutlamak lazım. Kendileri adına güzel bir başarıya imza atmış oldular.

•          Ancak, YGS/LYS şampiyon çıkarmak için yapılan sınavlar değildir. Tam aksine, amaç, öyle sorular sormak ki, 2 milyona yakın aday bir yerde yığılmadan birbirinden çok uzaklaşamadan 1.’den 1.736.539.’ya kadar ayrışarak sıralansın, 160 soruda toplam 32 civarı net çıkaramayacak ve 180’i aşamayacaklar LYS açısından elensin. Aynı şekilde, 160 soruda toplam 16 civarı net çıkaramayacak ve 140’ı aşamayacaklar sistemden bu yıl için tümden elensin.

•          YGS/LYS’nin sıralamakla ve elemekle hedeflediği ise, fırsatta eşitlik sağlayarak ama adayların en yetkin olanından başlayarak, en çok istediği üniversite ve bölüme girmelerine adilce olanak sağlamaktır.

•          Ayrıca, şampiyonluk şu açıdan da önemli değil; girilmek istenen üniversite ve bölümlere baktığımızda 1’den fazla (40-50-100 vb) öğrenci aldıkları için, en tepedekiler de bile giren adayların 1. İle 550. arasında değiştiğini görüyoruz. Yani esas amaç açısından 1. Olmakla 550. olmak, bu tür bölümler için bile önemli değil. Bu böyle daha alt puanlı bölümlere kadar indirgenebilir.

•          “Okullar bu işi yapamıyor” çıkarımı da tümüyle yanlıştır. Türkiye’nin başarılı okulları (tamam bu da ayrı bir tartışma konusudur: okullar en iyi öğrencileri aldıkları için mi başarılıdır?) birkaç açıdan sınavlarda çok ama çok başarılıdır:

o          İlk 3/10/100/1000/10000 vb baktığımız zaman adayların liseleri başarıları tartışılamayacak kadar üst düzeyde olan Fen/Anadolu/Özel Yabancı/Özel Türk liseleridir.

o          Bu tür liselerde barem altı kalan öğrenci ya yoktur ya da yok denecek kadar azdır. Olanların da yurt dışına gitmek, özel yetenekli bölümler istemek gibi nedenleri olduğu okul verilerinden kolaylıkla görülebilir.

Sonuç olarak, bu sınav arz-talep dengesizliği nedeniyle (ya da çok istenen yerler için) yapılan ve yapılmaya da (önemi ve fetişizmi azalarak elbette) devam edecek bir sıralama-yarış ve eleme sınavıdır.

Bu sınavlara bundan daha fazla anlam yüklemek, yanlış hadi iyimser bir yaklaşımla eksik çıkarımlar da bulunmak doğru değildir. Hele, bu sonuçlardan yola çıkarak eğitim sisteminin tümü üzerinden yargılara varmak, önerilerde bulunmak tümüyle hatalıdır. Kaldı ki lise eğitimi sadece akademik başarılardan özellikle de çoktan seçmeli yeteneklerinden oluşmuyor. Lise eğitimi, özgüven, iletişim, kendini ifade edebilme, sunum, analitik düşünebilme, ekip-takım çalışması, hoşgörü gibi bireysel yetenek ve özellikler, sanat, spor, kültür ve teknoloji gibi birçok alanda da bireysel bilgi birikimi ve deneyimler kazandırmayı da içerir, içermeli.

Elbette, eğitim sistemimizin de fotoğraflarını çekmeli, hata ve eksikliklerini saptamalı ve gerekli önlemleri tartışmalıyız.

Bunun için okul sınavlarını kullanabileceğimiz gibi, il bazında, ülke bazında ders ya da okullar düzeyinde standart hale getirilmiş sınavlar yapabilir ve bunların sonuçlarını kullanabiliriz. Sınav dışı yöntemler geliştirmeli, gözlem, aday-veli-öğretmen-yönetici-iş dünyası memnuniyet araştırmaları da yapabilmeliyiz. Bütçe-kazanım dengesi, ayrılan zaman-kazanım değerlendirmelerine mutlaka yer vermeliyiz.

Ama asla tek başına YGS ve LYS’leri değil.

Kariyer Danışmanı Oktay Aydın

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.