Eğitimde fırsat eşitliğini yakalamak pratikte mümkün değil…
Başlığı okuyunca belki bana kızacak çok kişi olacak, kendince sebeplerini sıralayacaklar ama her ne kadar eğitim ve öğretim hakkı anayasal bir hak olsa da, eğitimde fırsat eşitliğinin teoride ancak mümkün olabileceği, pratikte olmayacağı bir gerçektir.
Neden mi?
Nedeni aslında çok basit. Eğitimde fırsat eşitliğini; bireye, yaşadığı bölge, kadın erkek ayrımı yapmadan, bilgi ve becerilerini geliştirebilmesi için eğitim-öğretim sağlamak, tüm eğitim olanaklarını en üst düzeyde bireylerin hizmetine sunarken bir yandan da bu amaçları yasalarla destekleme” şeklinde tanımlayabiliriz. Eğitimde fırsat eşitliği sadece eğitim ya da öğretim kurumlarına değil, aynı zamanda fiziki çevrenin imkânlarına da bağlı olduğu bir gerçektir. Türkiye’de bu durum karmaşık bir haldedir. Bölgesel farklılıklar ve gelişmişlik düzeyi eğitimde fırsat eşitliğini etkiler. Cumhuriyetin kurulmasından bu yana eğitimde fırsat eşitliğinin, istenen düzeye getirilemediğini düşünüyorum.
Peki ne yapmalı?
Eğitime erişimi kolaylaştıracak ve eğitimin kalitesini iyileştirecek adımlar atılmalı. Bölgesel farklılıkları ortadan kaldırmalı. Günümüz eğitim dünyasında bilgiye ulaşmak artık çok kolay. Lügatımıza yeni bir kavram girdi, “google it” artık internet sayesinde istemediğimiz kadar bilgiye ulaşabiliyoruz. Hem de oturduğumuz yerden. Bu bir lüks ama aynı zamanda bir dezavantaj. Arama motorlarından edindiğimiz bilgileri nasıl içeri çekip, bilgiyi nasıl dönüştüreceğiz noktasında öğretmenlerimize büyük iş düşüyor. Öğretmenler bize işte bu noktada bize koçluk yapmalılar.
Uluslararası eğitim tüm öğrencilerin hakkıdır.
Uluslar arası değişim programları eğitim sisteminin olmazsa olmazı haline gelmelidir. Öğrenciler öğrenim hayatlarının bir bölümünde mutlaka farklı bir ülkede farklı bir eğitim sisteminde öğrenim görmelidir. Sadece yükseköğretim yada Erasmus, Youth, Leonardo vb AB eğitim programlarından bahsetmiyorum. Lise yıllarında da yurtdışına gidebilmeli, o havayı solumalılar. Kim bilir Çin, Hongkong, Kore, Kanada,Amerika, Uzakdoğu vb. farklı yerlerde hayatlarının fırsatlarını yakalayabilirler.
Dünya Üniversiteler Servisi Lima Bildirgesi:
Akademik Özgürlük ve Yüksek Öğretim Kurumlarının Özerkliği
"Akademik özgürlük", akademik bir çevre üyelerinin tek tek yada toplu halde bilgiyi araştırma, inceleme, tartışma, belgeleme, üretme, yaratma, öğretme, anlatma veya yazma yoluyla edinmelerinde, geliştirmelerinde ve iletmelerindeki özgürlükleri anlamına gelir.
11'inci maddeye göre; devletler, tüm orta öğretim mezunları veya yüksek öğretim düzeyinde öğrenimlerini sürdürebileceklerini ispat edebilecek diğer kişiler için ücretsiz bir yüksek öğretim sistemi tasarlamak, düzenlemek ve yaşama geçirmek için tüm gerekli önlemleri almalıdırlar.
Kaynak: http://kinodelia.fisek.com.tr/yok.html
“İnsanların varlığını belirleyen şey, onların bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır.”
Karl Marx
Yasemin Çiçekçisoy
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Twitter: @yccsoy
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.