Eğitim Tercihi

Eğitim ve öğretimin en önemli olgusu, öğretmenlik mesleğini yapacak insanların seçiminden başlayarak, onlara verilecek eğitim ve öğretime kadar her şeyin düşünülerek yatırımların yapılması gerektiği olgusudur.

Öğretmenlik mesleği sınıfta kırk beş dakikalık zamanı öğrenciye sadece ders anlatarak geçirmek değildir.

Öğretmenlerimizin, sınıftaki öğretimi daha zevkli, motivasyonu daha yüksek, daha verimli bir hale getirmeleri için, eğitimin yanı sıra kültür, sanat ve entelektüel etkinliklerin içinde bulunmaları gerekir. Öğretmenlerin mesleki başarılarının, motivasyonlarının, yaşama bağlılıklarının, bilgi-becerideki zenginliklerinin artmasını sağlamanın yolu, kültürel, sanatsal ve entelektüel aktiviteleri eğitim-öğretimin bir parçası olarak algılamaları ve bunları sınıfta uygulamaları ile mümkün olacağını düşünüyorum.

Bu uygulamaları öğretmenlerimizin yapabilmesi için bir farkındalık yaratmaları gerekmektedir. Kültürel, sanatsal ve entelektüel aktivitelerin kullanılması konusunda öğretmen, öğrenci ve topluma istek ve alışkanlık kazandırmak durumundayız. Ve bu alışkanlık süresinin, bireyin doğumundan ölümüne kadar, hayat boyu olması gerektiğini de dikkate almalıyız.

Türkiye’de gençlerin toplum içinde birer birey olarak yetişip, hayata atılmaları sürecinde en önemli belirleyici eğitim öğretim sürecinde yaşadıklarıdır. Bu süreçte davranışlarımızla, alışkanlıklarımızla, hareketlerimizle gençlere neleri verirsek toplumun her kademesinde, her bölümünde onları alırız.

Böylesine önemli bir sektörde yapılan her yanlışlık, diğer tüm sektörlerde olduğu gibi eğitimde de kalite kaybı ile karşımıza çıkmaktadır.

İyi yapılan her şey ülkemiz için çok büyük kazançları beraberinde getirecektir. Bu nedenle eğitim öğretim öğretmensiz olmaz, öğretmen de sıkıntılarından arındırılmadan, akademik çalışmalarla desteklenmeden yetiştirilemez.

Özellikle anaokulu ve ilkokul birinci dört yıl, eğitim öğretim süresinin en önemli bölümüdür.

Çocuklarımız, öğretmenleri ve ailelerinden edinecekleri doğru ve yanlış alışkanlıkları genellikle yaşam boyu sürdürürler. Bu dönemlerde öğrenme etkinliğinin ve öğretmen öğrenci ilişkisinin en güzel ve en kalıcı şekilde yaşandığı yıllardır.

Öğretmen, öğrencisi ile beraber olduğu süre içerisinde öğrenme etkinliğini ne kadar fazla kaynakla desteklerse ve renklendirirse, öğrencinin verilenleri algılaması, kavraması, yorumlaması ve değerlendirmesi o kadar kalıcı ve kolay olacaktır.

Öğrencinin bunlardan bir bilgi birikimi ve davranış modeli oluşturması bu süreci kendisi açısından çok daha önemli ve kalıcı kılacaktır. Bu nedenle öğrencilere doğru davranışlar, doğru bilgilendirme, ülke değerleri, insani ilişkiler, toplumun en seçkin bireyleri olan öğretmenleri tarafından eksiksiz verilmelidir.

Eğitim-öğretimin iyi olması, sadece öğretmene verilen akademik çalışmayla sağlanamaz. Öğretmenin mesleki kalitesinin yanında, sosyal bir insanın yaşam gereklerini yerine getirebileceği yaşam standartlarının öğretmenler adına iyileştirilmesi gereklidir.

Öncelikle, öğretmen olma özelliklerini taşıyan kişilerden seçilmiş mesleki ve yaşam kalitesi en iyi şekilde sağlanmış bir eğitim ordusu ile sadece eğitim sektörünü değil; diğer tüm sektörleri hatta ülkeyi kurtarabilirsiniz. Çünkü iyi öğretmen; iyi doktor, iyi hukukçu, iyi ekonomist, iyi siyasetçi ve daha nice  iyileri yetiştirecektir.

Öğrenim, öğrenci merkezli olmalı. Ancak eğitim de tüm toplumu içine alacak şekilde toplumsal merkezli olmalıdır.

Toplumun koyduğu değerler üzerine her bir bireyin doğru ve güzel yapabileceği yönlerini keşfedip, insanları sevdikleri meslek dalları ile yan yana getirirsek, kültür seviyesi yüksek, kalitesi en iyi olan, birbirini seven ve sayan bir toplum oluruz.

Sonuç olarak öğretmenin niteliği, öğrenme ortamının, öğretmenin ve öğrencinin geleceğini belirleyecektir. Bu da NİTELİKLİ ÖĞRETMEN = KALİTELİ TOPLUM demektir.

Ülkemizi her alanda çağdaşlığa kavuşturabilmek için bana göre atılması gereken ilk adım öğretmen niteliğini yükseltmektir.

Yusuf Tavukçuoğlu

Türkiye Özel Okullar Birliği Eş Başkanı