Amaca ve konuya uygun olmak üzere hemen her derste yaratıcı dramanın bir yöntem olarak uygulanabileceğini ifade eden Çağdaş Drama Derneği Yönetim Kurulu Genel Başkanı Doç. Dr. Ömer Adıgüzel, eğitimde ve toplumsal yaşam içinde yaratıcı dramanın yaygınlaşması ve gelişmesi için ise yaratıcı drama eğitimi lisans programlarının açılması ve MEB sertifikası veren eğitim kurumlarının çok iyi denetlenmesi gerektiğini vurguluyor.
1990 yılından beri faaliyetlerini sürdüren Çağdaş Drama Derneği hakkında bilgi alabilir miyiz? Dernek olarak hangi faaliyetleri gerçekleştiriyorsunuz?
Dernek olarak eğitimde, tiyatroda ve sosyal yaşamda yaratıcı dramayı bir ders ve yöntem olarak yaygınlaştırmak, oyun ve doğaçlamalar aracılığı ile daha yaratıcı, daha demokratik, daha empatik bireylerin yetiştirilmesini ve estetik davranışların geliştirilmesini amaçlıyoruz. Türkiye’de bu alanda çalışmalar yürüten ilk derneğiz. Bu nedenle bizlerin önünde hemen hemen hiç örnek bir kuruluş olmadığı için Türkiye’deki tüm yaratıcı drama eğitimine ilişkin tasarıları, kuralları, aşama sistemini ve en önemlisi Milli Eğitim Bakanlığı onaylı Yaratıcı Drama Eğitmeni Yetiştirme Programı’nı bizler tasarladık, kurguladık ve yaşama geçirdik. Çocuk, ergen, ev kadınları, emekli erkekler gibi özel amaçlı atölyelerimizin dışında drama eğitmeni yetiştirme programlarımız çok yoğun ilgi ile takip ediliyor ve talep de bu konuda fazla… Ayrıca Ya da gibi yaratıcı drama yaşantı atölyeleri ve SOBE gibi sosyal beceri eğitimlerini yaratıcı drama aracılığı ile gerçekleştiriyoruz.
Bunların yanında yılda iki kez olmak üzere Yaratıcı Drama Dergisi’ni yayımlıyoruz. Her yıl Ankara başta olmak üzere şube ve temsilcilerimizin bulunduğu illerde Eğitimde Yaratıcı Drama Kongreleri düzenliyoruz.
24. kongremizi 2-5 Nisan 2015 tarihleri arasında Ege Üniversitesi’nde gerçekleştireceğiz. Bu seminer ve kongrelerimizin sonunda tüm çalışmaları kitap olarak yayınlıyoruz.
Ulusal olduğu kadar uluslararası alanda da çok etkin bir dernek olduğumuz söylenebilir. BAG Spiel Und Theater, İDEA ve EDERED gibi üç uluslararası kuruluşun üyesiyiz ve bu kuruluşlarda hem derneğimizi hem de Türkiye’yi temsil ediyoruz.
İki yıl önce Seferihisar Belediyesi işbirliği ile EDERED (Avrupa Drama Buluşmaları)’in büyük buluşmasını organize etmiştik. 2016’da ise İDEA’nın Dünya Kongresi’ni Ankara’da düzenleyeceğiz.
Üniversite dâhil hemen her eğitim basamağında bulunan öğretmen ve öğretim elemanlarına hizmet içi eğitimler vererek alana yaratıcı drama eğitmeni/lideri yetiştiriyorsunuz. Bu eğitimlerin süresi ve içeriğinden bahsedebilir misiniz?
Bizim eğitimlerimiz değişik boyut ve basamaklarda yürüyor. Ancak en eski ve kapsamlı eğitimimiz MEB Onaylı Yaratıcı Drama Eğitmenliği/Liderliği kursudur. Bu kurs MEB onaylı ilk kurs programıdır. Türkiye’de Drama eğitimi veren tüm MEB Onaylı kurumlar bu programa uygun olarak eğitim vermek zorundalar… Bu eğitimler 320 tam saat üzerinden disiplinlerarası bir eğitim programından oluşuyor. Eğitim programımız genel olarak, temel düzeyde eğitim bilimlerinin bazı alanları, tiyatro eğitimi, diğer sanatlar ve yaratıcı drama alan eğitiminden oluşuyor.
Bir yaratıcı drama eğitmeninde hangi özellikler bulunmalıdır?
Elbette her şeyden önce bir alan bilgisine sahip olmalıdır. Alan açısından drama eğitmeni hangi yaş grubuna yönelik olursa olsun yaratıcı dramaya ilişkin bir programı tasarlayan, uygulayan ve değerlendirebilen bir birikime ve becerilere sahip olmalıdır. Bunun yanında programda belirtilen diğer alanlardan yararlanan, bu alanlarla sürekli işbirliğinde olması gereken bir özelliğe de sahip olmalı. Her şeyden önce alanın akademik geleneklerine bağlı, etik kurallardan hiç şaşmadan ilkeli ve tutarlı bir eğitim süreci içerisinde hareket etmeli, bu özelliklerden taviz vermeden çalışmalarını yürütmelidir.
HER DERSTE YARATICI DRAMADAN YARARLANILABİLİNİR
Eğitim süreçlerinde yaratıcı drama kullanmanın önemi nedir? Neden bu yöntemden faydalanmak gerekiyor? Ayrıca hangi dersler yaratıcı drama ile öğretilmeye uygun?
Amaca ve konuya uygun olmak üzere hemen her derste yaratıcı drama bir yöntem olarak uygulanabilinir, yaratıcı dramadan yararlanılabilinir. Özellikle sosyal bilimler alanlarının hemen hemen tamamında bu yöntem uygulanabilir. Eğitim süreçlerinde yaratıcı dramanın bir ders ya da yöntem olarak kullanılmasının önemi eğitimin amaç ve işlevlerinde bulunmaktadır. Yaratıcı drama ile eğitimin amaçlarına uygun, yaşantılara dayalı olarak bir eğitim süreci gerçekleştirilir. Burada pek çok beceri geliştirilirken en önemlisi kalıcı olarak estetik davranışların geliştirilmesi amaçlanır. Ayrıca bireyin tüm gelişim (bilişsel, duyuşsal, psiko-motor) alanlarına eş zamanlı olarak uygun ve tümel bir eğitimin gerçekleştirilme olanağı yaratıcı drama ile daha olanaklıdır.
Dünyada ve ülkemizde eğitim süreçlerinde yaratıcı dramadan faydalanmaya ne zaman başlanıldı? Eğitim süreçlerinde yaratıcı dramadan hangi ülkeler daha çok faydalanıyor ve bu ülkelerdeki yaratıcı drama eğitimlerini anlatabilir misiniz?
Dramanın gelişiminde, 18.yüzyılda gelişen ve sanatı olduğu kadar eğitimi de etkileyen romantizmin etkisi bulunur. Bu düşüncenin temelinde, öğrenenin merkeze alındığı, onun duygularının önemli olduğu düşüncesi yatar. Bu düşünceye uygun olarak eğitimde bireysel duyarlığın ön planda olduğu bir anlayış söz konusu olmaya başlamış, endüstrileşme ile gelen insancıllıktan uzaklaştıran anlayışın aksine duyu ve duygu odaklı uğraşlar önemsenmeye başlanmıştır. Okullarda eğitimde dramayı savunanlar, eğitimde insancıl, çocuk merkezli olmaya ve bireyselliğe önem vermişlerdir. Böylece drama okullara, çocuğun merkezde olduğu ve kendini ifade etmede etkili bir yöntem olduğu anlayışı ile girmiştir.
Drama, İngiltere üzerinden Avrupa’ ya, özellikle Dorothy Heathcote’ un çalışmaları ile diğer ülkelere de yayılmış, okulların eğitim programlarında yer almıştır. Bu anlayışın diğer temsilcileri Harriet Finlay Johnson, Caldwell Cook, Peter Slade, Brain Way, David Hornbrock, Cecil O’Neill, Gavin Bolton, Richard Curtney, diğer ülkelerde ise Winifred Ward, Viyola Spolin, Neli McCaslin, Hans Wolfgang Nickel’ dir.
Bugün yaratıcı drama alan ve yönteminden en çok yararlanan ülkeler başta İngiltere, Almanya ve Kuzey Avrupa ülkeleridir. Türkiye’de yaratıcı drama eğitimi ve geleneği pek çok Avrupa ülkesinden çok öncedir ve gelinen nokta da yine iyi bir seviyededir.
Türkiye’de ise dramanın gelişimi, öğretim programlarında Cumhuriyet Dönemi’nden beri “temsil” veya “dramatizasyon” adıyla ve daha çok bir yöntem olarak yer alır. Selahattin Çoruh’un “Okullarda Dramatizasyon” ve Emin Özdemir’in “Uygulamalı Dramatizasyon” adıyla yazdığı kitapçıklar dramatizasyonu bir yöntem olarak ele almış ve daha çok metin odaklı canlandırmaları içeren örneklere yer vermiştir. Bu iki kitapçık, Türkiye’de drama dünyasının en somut izlerini taşır.
Türkiye’de drama, bugünkü anlamda, İnci San ile Tamer Levent’in 1980’li yıllarda yaptığı çalışmalar ile başlar. 1985 yılı, Türkiye’de ilk kez Uluslararası Eğitimde Yaratıcı Drama Semineri’nin yapıldığı yıldır. Bu nedenle bu tarih, bir yönüyle Türkiye’de drama hareketinin de başlangıcını oluşturur.
1990’lı ve 2000’li yıllarda Ankara Üniversitesi’nde lisans üstü dersler ve “Yaratıcı Drama” adıyla lisans üstü programların açılması, Uluslararası Eğitimde Yaratıcı Drama seminer ve kongrelerin düzenli olarak gerçekleştirilmesi, eğitim fakültelerinin pek çok bölümünde drama derslerinin zorunlu olarak yer alması, Millî Eğitim Bakanlığı’nın değişik kademelerinde drama dersinin seçmeli olarak yer alması, drama programlarının geliştirilmesi, Anadolu Üniversitesi’nde “Eğitimde Yaratıcı Drama” alanında lisans üstü programın açılması, Türkiye’de alanın yaygınlaştırılması için doğrudan konu odaklı çalışmaları yapan ve MEB onaylı drama eğitmenliği programlarını yürüten sivil toplum örgütleri ve diğer kuruluşların (Çağdaş Drama Derneği vd.) kurulması, bu kurumların ulusal ve uluslararası düzeylerde yaptığı çalışmalar ile üniversitelerde yazılan lisans üstü tezler ve yüzlerce akademik yayın Türkiye’de drama eğitiminin geldiği önemli bir aşamayı göstermektedir.
Yaratıcı dramanın eğitim-öğretim sürecinde kullanılabilmesi için ne gibi koşullar gereklidir?
Tüm öğretmenler bu eğitimi uygulayacak düzeyde yaratıcı drama eğitimi almalarıdır. Bu eğitim yaratıcı dramanın yöntem boyutunun işe koşulması açısından önemlidir. Ayrıca drama öğretmenliği lisans programı da açılmalıdır ki Ankara Üniversitesi’nde bu tür programın açılması çalışmaları devam etmektedir.
DRAMA SADECE OYUN OYNATMAK DEĞİLDİR
Ülkemizde eğitimde ve toplumsal yaşam içinde yaratıcı drama alanının yaygınlaşması ve gelişmesi için neler yapılmalı?
Bir önceki soruda da belirtildiği gibi yaratıcı drama eğitimi için lisans programları açılmalı, özellikle MEB sertifikası veren eğitim kurumları çok iyi denetlenmelidir. Ne yazık ki eğitimin tam içinde olmadan, proje uygulamaları tam yapılmadan bu programdan mezun olanlar söz konusu olabiliyor ya da çok kısa süreli hizmet içi eğitimlerde bu dersin yürütüleceği var sayılıyor. Oysa bu olanaklı değildir. Drama sadece oyun oynatmak da değildir. İçinde doğaçlamanın, rol oynamanın olmadığı süreçlerin yaratıcı drama olarak adlandırılması da doğru değildir. Alan eğitimi tam olarak yapılmalı daha sonra da pek çok kereler çalışmalar yürütülerek deneyimler kazanılmalıdır.
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.