banner

Çocuğum İngilizce Öğreniyor: Anne Babalar İçin Yol Haritası




Prof. Dr. Cem Balçıkanlı ve Prof. Dr. Kemal Sinan Özmen, ülkemizde bir problem olmaktan kurtulamayan yabancı dil öğrenimi için ailelere rehber olacak bir kitaba imza attı. Altın Kitaplar Akademi tarafından yayınlanan kitaptan yola çıkarak, Prof. Balçıkanlı ve Prof. Özmen, COVID 19 sürecinin devam ettiği ve yeni eğitim öğretim yılına başladığımız bugünlerde sıklıkla gündeme gelen kavramlardan biri olan öğrenme kayıplarını yabancı dil bağlamında ele alan bu yazıyı artı eğitim dergisi okurları için kaleme aldı.

cem_kemalGünümüzde eğitim dünyasında velilerin aktif katılımı pek çok anlamda gerek eğitimcilerin gerekse öğrencilerin sürece daha önemli katkılar sunmalarını sağlıyor. Katkı sunulabilecek alanların başında da özel okulların en önemli varoluş gerekçelerinden biri olan yabancı dil eğitimi geliyor. Çocukları yabancı dil öğrenirken velilerin onlara yardımcı olmaları ve bu öğrenim sürecini anlamlı bir şekilde desteklemeleri özellikle son yıllarda çok önemli bir hale gelmiştir. Yıllardır hem öğretmenlerle hem de velilerle bir araya gelerek yabancı dil eğitim sürecinde velilerin rolleri üzerine paylaşımlarda bulunan, Gazi Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Cem Balçıkanlı ve Prof. Dr. Kemal Sinan Özmen tarafından kaleme alınan “Çocuğum İngilizce Öğreniyor: Anne Babalar İçin Yol Haritası” isimli kitap tam olarak bu rolü mercek altına alıyor.

Yabancı dil öğrenmenin bilimsel literatürdeki karşılıklarını genel okuyucu kitlesine uygun ve akıcı bir şekilde sunan kitap; İngilizce Öğretiminde Veliler ve Çocuklar, Velilerden Gelen Sorular, Vakalardan Prensiplere, Yapınız, Yapmayınız! ve Okullara ve Dil Kurslarına Doğru Soruları Sormakbaşlıklı bölümlerden oluşuyor. Bu bölümlerde sadece velilerin değil aynı zamanda öğretmenlerin de yabancı dil öğrenme sürecine ilişkin karşılaştıkları sorulara hem bilimsel hem de pratik anlamda doyurucu yanıtlar bulacağınıza inanıyoruz.

Çocuklarının İngilizce becerilerine yatırım yapmak isteyen velileri bilgilendirme amacıyla yazılan kitap, gerçek yaşamdan alınmış somut vakalar üzerinden uygulanabilir prensipler öneriyor. Yabancı dil öğretmenlerine yönelik özel bir bölümün bulunduğu kitap her yabancı dil öğretmeninin velileriyle kurduğu iletişimi sağlıklı ve bilimsel bir zemine taşıma iddiasında olup velilerin de çocuklarıyla doğru bir iş birliği oluşturmasına yardımcı olacaktır.

cem_kemal_kitapVAKA: YAZ TATİLİNDE YABANCI DİL ÇALIŞMADAN OLMAZ

(Haziran ayı, okulun son günü)

Veli: Hocam, dönem boyunca yaptığınız her şey için teşekkür ederim. Yaz için ödevleri paylaştınız herhâlde, değil mi? Hangi alıştırmaları yapacağız?

Öğretmen: Rica ederim. Çocukların yaz tatili boyunca yapacaklarına yönelik bilgi en kısa zamanda sizinle paylaşılacaktır.

(Aynı gün, evde)

Veli (Anne): Hayatım, bugün okulda öğretmen yaz tatili için ödevlerden söz etti. Yine bir sürü ödev verecekler çocuğa. Zaten 9 ay yoğun bir programdan geçiyor, bir de bu yaz ödevleri. Nasıl olacak bilmiyorum vallahi.

Baba: Bence o kadar çok ödev iyi değil yazın. Biraz gezsin dinlensin çocuk, zaten her gün ödevvermediler mi dönem boyunca? Emin değilim. (Bir süre düşünür.) Yapmasın, dinlensin çocuk!

Anne: Evet çok yoruldu, haklısın, ama öğretmeni bunların yapılması gerektiğini söyledi.

Yukarıdaki diyalog çoğu zaman veliler arasında gerçekleşiyor ve bu durum muhtemelen okulun politikası neyse ona göre sonuçlanıyor. Yaz tatili süresince ödev verme konusunu ele almadan önce Avrupa Birliği’nde bulunan ülkelerin yaz tatili sürelerine bir bakalım isterseniz. Avrupa Birliği ülkelerinde yaz tatilinin ne kadar olduğu tartışması uzun zamandır süregelmektedir. Bu konuda elimizde şöyle veriler var: 

Almanya: Eyalet sistemiyle yönetildiği için okulların kapanma ve açılma tarihleri eyaletten eyalete değişiklik göstermektedir. Genellikle haziran ayının son haftası yaz tatiline çıkan okullar, eylülün ilk haftası kapılarını açıyor. Ülkede yaz tatili 6-7 hafta civarında.

İtalya: Türkiye’ye oldukça benzeyen İtalya’da, 13-14 haftalık yaz tatili eylül ayının ikinci haftasında sona eriyor. Öğrenciler yaz tatiline ise haziranın ikinci haftası çıkıyor.

İngiltere: Birleşik Krallık bünyesinde bulunan ülkelerde farklılık göstermekle birlikte, genel olarak öğrenciler ağustosun son haftası veya eylülün ilk haftası dersbaşı yapıyor. Ülkede 6 haftalık kısa yaz tatili ise genellikle haziranın son haftası başlıyor. 

İspanya: Ülkede okullar, eylülün ikinci haftası kapılarını açıyor. Yaz tatili ise haziranın üçüncü haftasında başlıyor. İspanyol öğrencilerin yaz tatili süresiyse 12 hafta.

Finlandiya: OECD’nin 3 yılda bir düzenlediği 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin matematik, fen bilimleri ve okuma alanlarında değerlendirildiği PISA’da gösterdiği yüksek performansla Avrupa’nın en iyi eğitim sistemleri arasında yer alan ülkede, yaz tatili süresi 10-11 hafta civarında. Okullar ağustosun ikinci haftasında kapılarını açarken, yaz tatili haziranın ilk haftası başlıyor.

Görüldüğü gibi ülkemizdeki yaz tatilinin süresi Avrupa Birliği ülkelerinden geride değil, hatta öğrencilerimiz pek çok ülkedeki çocuklardan daha çok yaz tatili yapıyor bile diyebiliriz. Bu konuda bazı eğitimciler Türkiye’deki yaz tatilinin son derece uzun olduğunu ve bu sürenin öğrencilerin 9 aylık dönemdeki kazanımlarını ortadan kaldırdığını, bir diğer deyişle öğrenme unutmalarına neden olduğunu ileri sürüyor.  Diğerleri ise öğrencilerin zaten son derece uzun olan eğitim-öğretim döneminde son derece yoğun bir programdan geçtiğine işaret ederek çocukların yaz tatilinde dinlemesi ve oyuna odaklanması gerektiğine inanıyor. Herkesin diline pelesenk olduğuna inandığım, “Dil öğrenmek nankör bir iştir.” cümlesinden hareketle, çocukların bir eğitim-öğretim yılı boyunca kazandıklarını son derece uzun olan 3 aylık dönemde unutmaları ve dil yapılarının pekiştirilmezse yeniden aynı konuları çalışmak zorunda kalmaları mümkün. Bu son derece yerinde bir kaygıyı da bünyesinde barındırmaktadır.

Bilimsel açıdan bu durumu incelediğimizde ise özellikle yabancı dil bağlamında yapılan bir araştırmada kullanılan bir analojiye yer veriliyor.[1] Bu çalışmada test puanlarının zamana bağlı olarak kullanımı, ilaçların veya yiyeceklerin raf ömrüne benzetilmektedir. Raf ömrü, yiyecek veya ilacın verilen tarihten sonra artık etkili olmayacağı anlamına geldiği gibi, ürünün bozulması dolayısıyla kullanımının tehlikeli olması anlamına da gelmektedir. İlacın son kullanma tarihinden sonra artık eskisi kadar etkili olmaması zaman ile ilişkilendirilen bir durumdur. Buna göre normal şartlar altında zaman ilerledikçe ilacın kullanma talimatlarında belirtilen etkiyi yaratma gücü azalacaktır. Bu etkililiğin ne zaman sona ereceği çoğunlukla tam olarak bilinmese de tazelik ve etkililik zaman içerisinde azalma eğilimindedir. Benzer bir durum özellikle yabancı dil öğretimindeki kazanımların geçerliği için de söz konusudur. Yabancı dilde aşınma, kişinin ikinci dildeki sahip olduğu becerilerin o dili yeterli derecede kullanmaması ya da o dili kullandığı ortamın değişmesi ve başka bir dilin daha baskın hâle gelmesi sonucu azalmasıdır.[2] Bazı çalışmalar, yabancı dildeki aşınmada bireysel farklılıklar olduğunu, ancak hangi faktörlerin dilsel dirence katkıda bulunduğunun açık olmadığını ortaya koymaktadır. Yabancı dil becerilerindeki bu aşınmanın özünde, öğrenilen dildeki sözcük, söz dizimi gibi bilgilerin unutulması, konuşma ve dinleme becerilerindeki gerileme yatmaktadır. İlgili alanyazında yabancı dil bilgi ve becerilerindeki eksilme ve gerilemenin nedenleri ve nitelikleri geniş bir yelpazede ele alınmış ve tartışılmıştır. Bu araştırmalarda ele alınan süreler yaz tatilindeki üç aylık gibi kısa bir süreye işaret etmese de aynı mantıkla hareket etmek ve dilde aşınmanın, unutmanın en az düzeye indirilmesi önem arz etmektedir. Bu ve benzeri durumların yaşanmaması için yaz tatillerinin yabancı dil açısından pek de boş geçmemesi gerekliliği son derece önemlidir. 

Bu konuda çocukların dinlenmesi, oyun oynaması, kendi ilgi ve yeteneklerine göre bir planlama yapıp bu çerçevede yaz tatilini değerlendirmesi elbette mühimdir. Dil öğretimi söz konusu olduğunda bu iki yaklaşımı birleştirmek pekâlâ mümkün. Üç aya yakın bir süre dil öğrenme sürecine verilen ara, dil gelişimini büyük ölçüde zedelemektedir. Bu bağlamda yazın çocuğunuzu özellikle bolca okuma ve dinleme etkinliklerine maruz bırakmalısınız. Dinleme ve okuma metinleri, çocuğunuzun İngilizce seviyesinin biraz üzerinde anlaşılır olmalıdır. Başka bir deyişle hafif zor fakat anlaşılır olan dinleme ve okuma metinleri, düzenli bir biçimde kullanılmalıdır. Bir haftalık bir ara bile büyük kayıplara sebep olmaktadır.

O hâlde ne yapmalıyız?

Okuma için:

  • İngilizce hikâye kitaplarını düzenli bir biçimde okutunuz. Anlamını ve telaffuzunu bilmediğiniz kelimeleri öğrenmek ve çocuğunuza sunmak için çevrim içi sözlük sitelerine başvurabilirsiniz. 
  • Aynı zamanda internet tabanlı hikâye kaynakları hem görsel destek hem dinleme ve okuma yapmak açısından oldukça faydalıdır. Bu kıymetli yazılımları kullanırken yine çevrim içi sözlüklerden yardım alabilirsiniz.
  • Bu kaynaklara maruz kalma süresini günaşırı günlük 15-20 dakika olarak planlayınız. Yani çocuğunuz haftada üç dört gün, yirmişer dakika okuma yapmalıdır. 
  • Tüm kelimeleri anlamasını, tüm yapıları bilmesini beklemeyeceğiz; önemli olan, hedef dile maruz kalması ve İngilizce için kulak geliştirmesidir.

Dinleme için:

  • YouTube bizler için mükemmel kaynaklardır. YouTube’da çocuğunuzun anlayabileceği, alt yazılı ve elbette pedagojik sınırlar içinde olan her türlü içeriği kullanabilirsiniz.
  • Şarkılar, çocuğunuzun sevdiği çizgi filmler, eğlenceli videolar ve benzeri tüm içeriği kullanabilirsiniz.
  • Video süreleri 10-15 dakikayı geçmemelidir.
  • Aynı videoyu birden fazla defa kullanmanız çok çok önemlidir. Aynı videoya birden fazla maruz kalmak, güçlü bir edinim sürecini pekiştirecektir.
  • Bu dinleme kaynaklarına maruz kalma süresini günaşırı, günlük 15-20 dakika olarak planlayınız. Yani çocuğunuz haftada üç dört gün, yirmişer dakika okuma yapmalıdır.

Yapılan uluslararası karşılaştırmalar ülkemizin en çok ödev veren ülkelerin başında geldiğini gösteriyor. Ancak yapılan araştırmalara göre bu ödevlerin başarıya ne kadar katkı sağladığı konusunda çok da olumlu bir tablo yok. Ödevlerin veya yaz tatilinde kullanılacak etkinliklerin yukarıda belirtilen esaslar ışığında öğrencilerin özgün ve orijinal üretimler yapmasını mümkün kılacak şekilde tasarlanması çok önemlidir. Verdiğim seminerlerden birinin sonunda, yanıma gelip çocuğunun yaz tatilini yabancı dil gelişimi anlamında nasıl etkili bir şekilde geçirmesi gerektiğiyle ilgili öneri talebinde bulunan bir velinin, “Ben, üç aylığına İngiltere’ye göndereceğim çocuğu hocam.”cümlesini çok iyi hatırlıyorum. Elbette çocuğun yabancı dil seviyesi şimdiki ifadeyle A2+, eskiden kullandığımız hâliyle pre-intermediate düzeyinde ise bu üç aylık deneyimin çok olmasa da öğrencilerin dil gelişimlerine katkıda bulunabileceğini belirtmek isterim. Ancak olması gereken, yaz sürecinde test çözme mantığıyla yaklaşmadan velilerin çocuklarıyla birlikte belirli etkinlikleri eğlenceli bir ortamda yapmasıdır. 

Prensip:

“Yaz tatillerinde dinlensin.” sözü İngilizce öğreniminin doğasına aykırıdır. Yaz tatili gibi çok uzun molalarda, öğretmenlerinizin önerdiği kaynakları muhakkak edinerek çocuklarınızın İngilizceye yaz tatilinde de maruz kalmasını sağlayınız. Öğrenme kaybının önlenmesi için yaz tatili süresince günde beş on dakikalık akademik işlerle uğraşılması önem arz etmektedir. Test çözmekten söz etmiyoruz. Velilerin, çocuklarla okuma kitaplarını birlikte okuması birlikte bir şarkı dinleyip JustDance türündeki etkinlikleri yapması önerilir. Bir diğer önemli nokta da öğretmenlerin velileri bu konuda bilgilendirilmesi olacaktır.



[1]Powers, D. E. &Lall, V. F. (2013). Supporting an expirationpolicyforenglishlanguageproficiency test scores. ETS Research Memorandum.

[2]Olshtain, E. (1989). Is second language attrition the reversal of second language acquisition? Studies in Second Language Acquisition, 11(2) 151–165.

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.