Demokratikleşme paketindeki eğitim düzenlemeleri için çalışmalar başladı. Andımız kaldırılacak, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim için yeni yönetmelik hazırlanacak, Nevşehir Üniversitesi’nin isminin Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştirilmesi için yasa değişikliği hazırlanacak ve Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kurulacak.
Demokratikleşme Paketi'nde eğitime ilişkin hayata geçirilmesi planlanan düzenlemerden Nevşehir Üniversitesinin isim değişikliği yasa değişikliğiyle, Roman Enstitüsünün kurulması YÖK Genel Kurulunda görüşülerek Bakanlar Kurulu kararıyla ve ''Andımız'' uygulaması ise İlköğretim Kurumları Yönetmeliğindeki değişiklikle yapılacak.
Demokratikleşme Paketi, yükseköğretim kurumları ile ilköğretim kurumlarını ilgilendiren bazı kararları içeriyor. Pakette yer alan Nevşehir Üniversitesinin isiminin Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştirilmesi için Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanununda değişiklik gerekiyor. Yasa tasarısı, TBMM'de komisyonda görüşülecek, sonra genel kurulda ele alınarak kanunlaşacak.
Roman Enstitüsü için YÖK kararı
Pakette, Roman vatandaşların dil ve kültürleri ile karşılaştıkları sorunlara ilişkin araştırmalar yapmak, çözüm önerileri üretmek amacıyla, bir il üniversitesi bünyesinde, Roman Dil ve Kültür Üniversitesinin kurulması da yer alıyor. Yükseköğretim Kurulu kanuna göre, YÖK'ün bir üniversite içinde fakülte, enstitü ve yüksekokul açılması, birleştirilmesi veya kapatılması ile ilgili olarak doğrudan veya üniversitelerden gelecek önerilere dayalı kararlar alma görevi bulunuyor. Buna bağlı olarak YÖK, bir üniversiteye bağlı Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kurulmasını ya doğrudan kararlaştırabilecek ya da kurula kendi bünyesinde enstitünün açılması talebini ileten üniversiteleri değerlendirecek. YÖK Genel Kurulu toplantısında alınacak karar, gereğinin yapılması için MEB'e sunulacak. Ardından Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen üniversiteye bağlı Roman Dil ve Kültür Enstitüsünün kurulması resmiyet kazanacak. Enstitü açılmasına ilişkin düzenlemenin kasım ayının ilk haftasında yapılması planlanan YÖK Genel Kurulu toplantısında ele alınabileceği öngörülüyor. Bu konuda Romanları Araştırma ve Uygulama Merkezi bulunan Adnan Menderes Üniversitesi'nin öne çıktığı ifade ediliyor.
Özel okullar için MEB de yönetmelik çıkaracak
Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açacak pakete göre, Türkçe dışındaki dillerde eğitim ve öğretim konusunu düzenleyen, 2923 sayılı Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi Kanununa eklenecek yeni hükümle, Özel Eğitim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, farklı dil ve lehçelerde özel öğretim kurumu açılabilecek.
Bu kurumlarda eğitim ve öğretimin yapılacağı dil ve lehçeler ise Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek.
MEB ise, bu tür kurumların açılmasına ve denetimine ilişkin esasları çıkaracağı bir yönetmelikle düzenleyecek.
Öğrenci andı yönetmelikten çıkarılacak
Demokratikleşme Paketiyle, ''Andımız'' uygulaması, ortaokulların ardından ilköğretimde de kaldırılacak.
Bu düzenleme için MEB İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde değişiklik yapılması gerekiyor.
Mevcut yönetmelikte ''Öğrenci andı'' ile ilgili maddede, ''İlkokullarda öğrenciler, her gün dersler başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde topluca 'Öğrenci Andı'nı söylerler'' ile ''Yabancı uyruklu öğrencilerin 'Öğrenci Andı'nı söyleme zorunluluğu yoktur'' hükümleri yer alıyor.
Bakanlık, geçen yıl yönetmelikte yaptığı değişiklikle ortaokullardaki bu uygulamayı kaldırmıştı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Demokratikleşme paketindeki eğitim düzenlemeleri için çalışmalar başladı. Andımız kaldırılacak, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim için yeni yönetmelik hazırlanacak, Nevşehir Üniversitesi’nin isminin Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştirilmesi için yasa değişikliği hazırlanacak ve Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kurulacak.
Demokratikleşme Paketi'nde eğitime ilişkin hayata geçirilmesi planlanan düzenlemerden Nevşehir Üniversitesinin isim değişikliği yasa değişikliğiyle, Roman Enstitüsünün kurulması YÖK Genel Kurulunda görüşülerek Bakanlar Kurulu kararıyla ve ''Andımız'' uygulaması ise İlköğretim Kurumları Yönetmeliğindeki değişiklikle yapılacak.
Demokratikleşme Paketi, yükseköğretim kurumları ile ilköğretim kurumlarını ilgilendiren bazı kararları içeriyor. Pakette yer alan Nevşehir Üniversitesinin isiminin Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştirilmesi için Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanununda değişiklik gerekiyor. Yasa tasarısı, TBMM'de komisyonda görüşülecek, sonra genel kurulda ele alınarak kanunlaşacak.
Roman Enstitüsü için YÖK kararı
Pakette, Roman vatandaşların dil ve kültürleri ile karşılaştıkları sorunlara ilişkin araştırmalar yapmak, çözüm önerileri üretmek amacıyla, bir il üniversitesi bünyesinde, Roman Dil ve Kültür Üniversitesinin kurulması da yer alıyor. Yükseköğretim Kurulu kanuna göre, YÖK'ün bir üniversite içinde fakülte, enstitü ve yüksekokul açılması, birleştirilmesi veya kapatılması ile ilgili olarak doğrudan veya üniversitelerden gelecek önerilere dayalı kararlar alma görevi bulunuyor. Buna bağlı olarak YÖK, bir üniversiteye bağlı Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kurulmasını ya doğrudan kararlaştırabilecek ya da kurula kendi bünyesinde enstitünün açılması talebini ileten üniversiteleri değerlendirecek. YÖK Genel Kurulu toplantısında alınacak karar, gereğinin yapılması için MEB'e sunulacak. Ardından Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen üniversiteye bağlı Roman Dil ve Kültür Enstitüsünün kurulması resmiyet kazanacak. Enstitü açılmasına ilişkin düzenlemenin kasım ayının ilk haftasında yapılması planlanan YÖK Genel Kurulu toplantısında ele alınabileceği öngörülüyor. Bu konuda Romanları Araştırma ve Uygulama Merkezi bulunan Adnan Menderes Üniversitesi'nin öne çıktığı ifade ediliyor.
Özel okullar için MEB de yönetmelik çıkaracak
Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açacak pakete göre, Türkçe dışındaki dillerde eğitim ve öğretim konusunu düzenleyen, 2923 sayılı Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi Kanununa eklenecek yeni hükümle, Özel Eğitim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, farklı dil ve lehçelerde özel öğretim kurumu açılabilecek.
Bu kurumlarda eğitim ve öğretimin yapılacağı dil ve lehçeler ise Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek.
MEB ise, bu tür kurumların açılmasına ve denetimine ilişkin esasları çıkaracağı bir yönetmelikle düzenleyecek.
Öğrenci andı yönetmelikten çıkarılacak
Demokratikleşme Paketiyle, ''Andımız'' uygulaması, ortaokulların ardından ilköğretimde de kaldırılacak.
Bu düzenleme için MEB İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde değişiklik yapılması gerekiyor.
Mevcut yönetmelikte ''Öğrenci andı'' ile ilgili maddede, ''İlkokullarda öğrenciler, her gün dersler başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde topluca 'Öğrenci Andı'nı söylerler'' ile ''Yabancı uyruklu öğrencilerin 'Öğrenci Andı'nı söyleme zorunluluğu yoktur'' hükümleri yer alıyor.
Bakanlık, geçen yıl yönetmelikte yaptığı değişiklikle ortaokullardaki bu uygulamayı kaldırmıştı.
Son Güncelleme: Çarşamba, 02 Ekim 2013 12:07
Gösterim: 1297
Türkiye Özel Okullar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Gülan, ''Yabancı okullar ve bir kısım Türk özel okullarında, bazı derslerin öğretimi yabancı dille yapılıyor. Bu ilkokul ve ortaokul bölümlerinde değil, sadece lise bölümünde yapılabiliyor. Kararda yapılan tanım, azınlık okulu tanımına giriyor. Yabancı dil ve lehçelerde yapılan eğitim azınlık okullarında yapılan eğitimle açıklanabilir" dedi.
Demokratikleşme Paketiyle farklı dil ve lehçelerde özel okul açılabilmesi kararı, bu özel okulların hangi statüde olacağını gündeme getirdi.
Türkiye'de özel öğretim kurumları bünyesinde özel Türk okullarının yanı sıra azınlık, uluslararası ve yabancı özel okullar da bulunuyor.
Milli Eğitim Bakanlığının geçen seneki verilerine göre, bin 399 özel Türk anaokulu, 4 azınlık anaokulu eğitim faaliyetlerini sürdürüyor. Azınlık anaokullarındaki 15 derslikte 144 öğrenci eğitim görürken, 59 öğretmen de görev yapıyor.
Türkiye'de bunun dışında özel okul bünyesinde 616 özel Türk anasınıfında 24 bin 198 öğrenci, 2 bin 309 öğretmen ve bin 947 derslik; 12 azınlık anasınıfında ise 329 öğrenci, 17 öğretmen, 24 derslik bulunuyor.
İlkokul ve ortaokullarda durum
Verilere göre, 27 özel azınlık ilkokulu 124 derslik, bin 195 öğrenci ve 275 öğretmenle hizmet veriyor.
Ortaokul bünyesinde ise 21 özel azınlık ortaokulunda toplam 129 derslik, bin 120 öğrenci, 254 öğretmen bulunuyor.
Bu okulların yanı sıra Türkiye'de, 934 öğrencisi, 236 öğretmeni, 101 dersliğiyle 11 azınlık lisesi; 60 öğrencisi, 80 öğretmen, 26 dersliğiyle 4 uluslararası lise; 8 bin 370 öğrenci, bin 6 öğretmen, 403 dersliğiyle ise 14 yabancı lise eğitim veriyor.
''Karar yönetim kurulu toplantısında ele alınacak''
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Gülan, AA muhabirine, derneğin perşembe günü yapılacak yönetim kurulu toplantısında özel okullarla ilgili alınan kararın ele alınacağını bildirdi.
Demokratikleşme paketinde yer alan farklı dil ve lehçelerde özel okul açılabilmesi kararıyla ilgisi olabilecek bazı okulların bulunduğunu belirtti. Bunlardan birisinin uluslararası okullar olduğunu söyleyen Gülan, ''Bu okullar farklı dilde eğitim yapabilir ancak sadece yabancı uyruklu öğrenciler bu okullara gidebilir'' dedi.
Yabancı okullar ve bir kısım Türk özel okullarında, bazı derslerin öğretiminin yabancı dille yapıldığını hatırlatan Gülan, bunun ilkokul ve ortaokul bölümlerinde değil sadece lise bölümünde yapılabileceğini söyledi. Gülan, ''Lisede fizik, kimya, biyoloji ve matematiği yabancı dilde yapabilirler. Bu da bir kısım derslerin öğretiminin yabancı dilde yapılmasıdır'' dedi.
''Azınlık okulu tanımına giriyor''
Azınlık okullarının ise farklı olduğunu, Lozan Anlaşması ila bu hakkı elde ettiklerini belirten Gülan, azınlık okulları olarak sadece Ermeni, Rum ve Musevi okullarının yabancı dilde eğitim yapabildiğini söyledi.
Kararda yapılan tanımın, azınlık okulu tanımına girebileceğini ifade eden Gülan, ''Yabancı dil ve lehçelerde yapılan eğitim azınlık okullarında yapılan eğitimle açıklanabilir. Ama bu da sadece Lozan'a bağlı bir durum. Şu an Anayasa ve Temel Eğitim Kanunu'nda 'eğitim dili Türkçe'dir der"' diye konuştu.
Bu kararın hayata geçirilebilmesi için kanunlarda da değişiklik yapılması gerektiğini söyleyen Gülan, Özel Okullar Birliğinin, eğitim dilinin ana öğretici dil olması ancak herkesin de anadilini öğrenebilmesi için tedbir alınması gerektiğine inandığını kaydetti.
Gülan, farklı dil ve lehçelerde eğitim vermek için açılan özel okulların denetimine ilişkin bazı sıkıntılar yaşanabileceğini iddia etti.
''Doğru adres özel okullar değil''
Bunun doğru adresinin özel okullar olmadığını ileri süren Gülan, bu konuya ilişkin görüşlerinin alınmadığını, resmi okullar dahil edilmeden özel okullar üzerinden konuya çözüm bulunmak istendiği görüşünü savundu.
Farklı dillerde pedagojik formasyona sahip öğretmeni bulmanın da zor olduğunu ileri süren Gülan, ''Biz İngilizce, Fransızca, Almanca eğitim verecek öğretmen bulmakta zorlanıyoruz, diğer dillerde nasıl bulacağız. Yine de yapılacaksa devlet kontrolünde, resmi elden yapılması lazım'' diye konuştu.
Gülan, ''Açıklanana benzer durum azınlık okulunda vardır. Ancak bu okullar da fizik, kimya, biyolojiyi Ermenice öğretebilecek öğretmen bulamadığı için Türkçe yapıyor" dedi.
2923 sayılı kanun ne içeriyor?
Demokratikleşme Paketiyle, Türkçe dışındaki dillerde eğitim ve öğretim konusunu düzenleyen, 2923 Sayılı Kanun'a eklenecek yeni hükümle, Özel Eğitim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, farklı dil ve lehçelerde özel öğretim kurumu açılabilecek.
Mevcut 2923 sayılı Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi Kanunu, eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller, yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okullar ile Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerin öğreniminin tabi olacağı esasları düzenliyor.
Kanunda, milletlerarası andlaşma hükümleri saklı olmak üzere, resmi ve özel her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında okutulacak yabancı dillerin ve yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar da belirleniyor. Buna göre:
''Eğitim ve öğretim kurumlarında, Türk vatandaşlarına Türkçe'den başka hiçbir dil, ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Ancak Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi için Özel Öğretim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere özel kurslar açılabilir; bu kurslarda ve diğer dil kurslarında aynı maksatla dil dersleri oluşturulabiliyor.''
''Bu kurslar ve derslerde, Cumhuriyet'in Anayasa'da belirtilen temel niteliklerine, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı öğretim yapılamaz'' ifadesinin yer aldığı kanunda, bu kursların ve derslerin açılmasına ve denetimine ilişkin esas ve usullerin Milli Eğitim Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlendiği belirtiliyor.
Yabancı dille okutulamayan dersler
Kanuna göre, ilköğretim, ortaöğretim ve yaygın eğitim kurumlarında, Atatürkçü düşünce, Atatürk ilke ve inkılaplarını konu olarak alan Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Türk Dili ve edebiyatı, tarih, coğrafya, sosyal bilgiler, din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri ve Türk kültürüyle ilgili diğer dersler; yabancı dille okutulamıyor ve öğretilemiyor. Öğrencilere, eğitim ve öğretimleri süresince bu derslerle ilgili araştırma görevleri ve ödevler, Türkçe'den başka hiçbir dille yaptırılamıyor.
Türkiye'de eğitimi ve öğretimi yapılacak yabancı diller, Bakanlar Kurulu kararıyla tespit ediliyor. İlköğretim, ortöğretim ve yaygın eğitim kurumlarında yabancı dille eğitim ve öğretimi yapılacak dersler ile okullar Milli Eğitim Bakanlığınca belirleniyor.
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nda ise yabancı okullar, ''yabancılar tarafından açılmış özel okullar'', azınlık okulları ''Rum, Ermeni ve Musevi azınlıklar tarafından kurulmuş, Lozan Antlaşması ile güvence altına alınmış ve kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrencilerin devam ettiği okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim özel okulları'' ve milletlerarası özel öğretim kurumları ise ''yalnız yabancı uyruklu öğrencilerin devam edebilecekleri özel öğretim kurumları'' olarak tanımlanıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye Özel Okullar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Gülan, ''Yabancı okullar ve bir kısım Türk özel okullarında, bazı derslerin öğretimi yabancı dille yapılıyor. Bu ilkokul ve ortaokul bölümlerinde değil, sadece lise bölümünde yapılabiliyor. Kararda yapılan tanım, azınlık okulu tanımına giriyor. Yabancı dil ve lehçelerde yapılan eğitim azınlık okullarında yapılan eğitimle açıklanabilir" dedi.
Demokratikleşme Paketiyle farklı dil ve lehçelerde özel okul açılabilmesi kararı, bu özel okulların hangi statüde olacağını gündeme getirdi.
Türkiye'de özel öğretim kurumları bünyesinde özel Türk okullarının yanı sıra azınlık, uluslararası ve yabancı özel okullar da bulunuyor.
Milli Eğitim Bakanlığının geçen seneki verilerine göre, bin 399 özel Türk anaokulu, 4 azınlık anaokulu eğitim faaliyetlerini sürdürüyor. Azınlık anaokullarındaki 15 derslikte 144 öğrenci eğitim görürken, 59 öğretmen de görev yapıyor.
Türkiye'de bunun dışında özel okul bünyesinde 616 özel Türk anasınıfında 24 bin 198 öğrenci, 2 bin 309 öğretmen ve bin 947 derslik; 12 azınlık anasınıfında ise 329 öğrenci, 17 öğretmen, 24 derslik bulunuyor.
İlkokul ve ortaokullarda durum
Verilere göre, 27 özel azınlık ilkokulu 124 derslik, bin 195 öğrenci ve 275 öğretmenle hizmet veriyor.
Ortaokul bünyesinde ise 21 özel azınlık ortaokulunda toplam 129 derslik, bin 120 öğrenci, 254 öğretmen bulunuyor.
Bu okulların yanı sıra Türkiye'de, 934 öğrencisi, 236 öğretmeni, 101 dersliğiyle 11 azınlık lisesi; 60 öğrencisi, 80 öğretmen, 26 dersliğiyle 4 uluslararası lise; 8 bin 370 öğrenci, bin 6 öğretmen, 403 dersliğiyle ise 14 yabancı lise eğitim veriyor.
''Karar yönetim kurulu toplantısında ele alınacak''
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Gülan, AA muhabirine, derneğin perşembe günü yapılacak yönetim kurulu toplantısında özel okullarla ilgili alınan kararın ele alınacağını bildirdi.
Demokratikleşme paketinde yer alan farklı dil ve lehçelerde özel okul açılabilmesi kararıyla ilgisi olabilecek bazı okulların bulunduğunu belirtti. Bunlardan birisinin uluslararası okullar olduğunu söyleyen Gülan, ''Bu okullar farklı dilde eğitim yapabilir ancak sadece yabancı uyruklu öğrenciler bu okullara gidebilir'' dedi.
Yabancı okullar ve bir kısım Türk özel okullarında, bazı derslerin öğretiminin yabancı dille yapıldığını hatırlatan Gülan, bunun ilkokul ve ortaokul bölümlerinde değil sadece lise bölümünde yapılabileceğini söyledi. Gülan, ''Lisede fizik, kimya, biyoloji ve matematiği yabancı dilde yapabilirler. Bu da bir kısım derslerin öğretiminin yabancı dilde yapılmasıdır'' dedi.
''Azınlık okulu tanımına giriyor''
Azınlık okullarının ise farklı olduğunu, Lozan Anlaşması ila bu hakkı elde ettiklerini belirten Gülan, azınlık okulları olarak sadece Ermeni, Rum ve Musevi okullarının yabancı dilde eğitim yapabildiğini söyledi.
Kararda yapılan tanımın, azınlık okulu tanımına girebileceğini ifade eden Gülan, ''Yabancı dil ve lehçelerde yapılan eğitim azınlık okullarında yapılan eğitimle açıklanabilir. Ama bu da sadece Lozan'a bağlı bir durum. Şu an Anayasa ve Temel Eğitim Kanunu'nda 'eğitim dili Türkçe'dir der"' diye konuştu.
Bu kararın hayata geçirilebilmesi için kanunlarda da değişiklik yapılması gerektiğini söyleyen Gülan, Özel Okullar Birliğinin, eğitim dilinin ana öğretici dil olması ancak herkesin de anadilini öğrenebilmesi için tedbir alınması gerektiğine inandığını kaydetti.
Gülan, farklı dil ve lehçelerde eğitim vermek için açılan özel okulların denetimine ilişkin bazı sıkıntılar yaşanabileceğini iddia etti.
''Doğru adres özel okullar değil''
Bunun doğru adresinin özel okullar olmadığını ileri süren Gülan, bu konuya ilişkin görüşlerinin alınmadığını, resmi okullar dahil edilmeden özel okullar üzerinden konuya çözüm bulunmak istendiği görüşünü savundu.
Farklı dillerde pedagojik formasyona sahip öğretmeni bulmanın da zor olduğunu ileri süren Gülan, ''Biz İngilizce, Fransızca, Almanca eğitim verecek öğretmen bulmakta zorlanıyoruz, diğer dillerde nasıl bulacağız. Yine de yapılacaksa devlet kontrolünde, resmi elden yapılması lazım'' diye konuştu.
Gülan, ''Açıklanana benzer durum azınlık okulunda vardır. Ancak bu okullar da fizik, kimya, biyolojiyi Ermenice öğretebilecek öğretmen bulamadığı için Türkçe yapıyor" dedi.
2923 sayılı kanun ne içeriyor?
Demokratikleşme Paketiyle, Türkçe dışındaki dillerde eğitim ve öğretim konusunu düzenleyen, 2923 Sayılı Kanun'a eklenecek yeni hükümle, Özel Eğitim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, farklı dil ve lehçelerde özel öğretim kurumu açılabilecek.
Mevcut 2923 sayılı Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi Kanunu, eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller, yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okullar ile Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerin öğreniminin tabi olacağı esasları düzenliyor.
Kanunda, milletlerarası andlaşma hükümleri saklı olmak üzere, resmi ve özel her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında okutulacak yabancı dillerin ve yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar da belirleniyor. Buna göre:
''Eğitim ve öğretim kurumlarında, Türk vatandaşlarına Türkçe'den başka hiçbir dil, ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Ancak Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi için Özel Öğretim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere özel kurslar açılabilir; bu kurslarda ve diğer dil kurslarında aynı maksatla dil dersleri oluşturulabiliyor.''
''Bu kurslar ve derslerde, Cumhuriyet'in Anayasa'da belirtilen temel niteliklerine, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı öğretim yapılamaz'' ifadesinin yer aldığı kanunda, bu kursların ve derslerin açılmasına ve denetimine ilişkin esas ve usullerin Milli Eğitim Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlendiği belirtiliyor.
Yabancı dille okutulamayan dersler
Kanuna göre, ilköğretim, ortaöğretim ve yaygın eğitim kurumlarında, Atatürkçü düşünce, Atatürk ilke ve inkılaplarını konu olarak alan Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Türk Dili ve edebiyatı, tarih, coğrafya, sosyal bilgiler, din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri ve Türk kültürüyle ilgili diğer dersler; yabancı dille okutulamıyor ve öğretilemiyor. Öğrencilere, eğitim ve öğretimleri süresince bu derslerle ilgili araştırma görevleri ve ödevler, Türkçe'den başka hiçbir dille yaptırılamıyor.
Türkiye'de eğitimi ve öğretimi yapılacak yabancı diller, Bakanlar Kurulu kararıyla tespit ediliyor. İlköğretim, ortöğretim ve yaygın eğitim kurumlarında yabancı dille eğitim ve öğretimi yapılacak dersler ile okullar Milli Eğitim Bakanlığınca belirleniyor.
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nda ise yabancı okullar, ''yabancılar tarafından açılmış özel okullar'', azınlık okulları ''Rum, Ermeni ve Musevi azınlıklar tarafından kurulmuş, Lozan Antlaşması ile güvence altına alınmış ve kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrencilerin devam ettiği okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim özel okulları'' ve milletlerarası özel öğretim kurumları ise ''yalnız yabancı uyruklu öğrencilerin devam edebilecekleri özel öğretim kurumları'' olarak tanımlanıyor.
Son Güncelleme: Salı, 01 Ekim 2013 17:54
Gösterim: 1298
Bugün açıklanan “Demokratikleşme Paketi” ile özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilebilecek, ilkokullardaki öğrenci andı uygulaması kaldırılacak ve öğretmenler okullarda derslere başörtüsü ile girebilecek.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık Yeni Bina'da düzenlediği basın toplantısıyla yeni "Demokratikleşme Paketi"ni açıklıyor.
Başbakan Erdoğan, "Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilmesini mümkün hale getiriyoruz" dedi. Paketle birlikte kamuda başörtüsü serbestliği üç kurum dışında serbest hale getirildi.
TSK, yargı ve Emniyet hariç diğer kamu kurumlarında başörtüsü serbest oldu. Artık öğretmenler okullarda derslere başörtüsü ile girebilecek.
Erdoğan'ın yaptığı açıklamda ilkokullardaki "Andımız" uygulamasının da kaldırıldığını belirtti.
İşte demokrasi paketinde eğitimle ilgili yer alan başlıklar;
-Demokratikleşme Paketi doğrultusunda "Kılık kıyafet yönetmeliği” değiştirilerek kamu kurumlarında başörtü yasağı kaldırılıyor
-Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilebilecek
-İlkokullardaki öğrenci andı uygulaması kaldırılıyor
-Öğretmenler okullarda derslere türbanla girebilecek.
-Nevşehir Üniversitesi'nin ismini Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştirilecek
-Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kuruluyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Demokratikleşme Paketi'ndeki reformların bir kısmı yasal düzenleme, bir kısmı ise idari düzenlemelerle hayata geçirilebilecek.
Siyasi partilere devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oranın yüzde 3’e çeken, kamu kurumlarında başörtüsü yasağı ve ilkokullardaki öğrenci andı uygulamasını kaldıran, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kurulmasını öngören düzenlemelerin yanı sıra paketle, Türk Ceza Kanunu'nda belirli harflerin kullanılmasından dolayı var olan cezai müeyyide kaldırılıyor. Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açacak, köy isimlerinin değiştirilmesinin önündeki yasal engel kaldırılacak, Nevşehir Üniversitesinin ismini Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştiricek paket, idari ve toplumsal hayata ilişkin pek çok düzenleme içeriyor. Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı Demokratikleşme Paketi, şu düzenlemeleri içeriyor:
-Öncelikle seçim sistemi değiştirilerek önemli bir adım atılıp seçim sistemi tartışmaya açılacak. AK Parti, yüzde 10 barajıyla devam edilmesi, barajı yüzde 5’e çekip, 5’li gruplandırmayla 'Daraltılmış Bölge Seçim Sistemi' uygulanması ve ülke barajı tamamen kaldırılarak, Dar Bölge Seçim Sistemini getirme seçeneklerini diğer siyasi partilerin görüşüne sunacak.
-Siyasi partilere devlet yardımının kapsamı genişletiliyor. Siyasi Partiler Kanunu’nun Ek 1’inci maddesini değiştirilerek, devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oranı yüzde 3’e çekiliyor. Buna göre seçime katılan siyasi partilerden yüzde 3’ü aşan oranda oy alanlara da, Hazineden ayrılan toplam kaynak içinden devlet yardımı yapılacak.
-Siyasi partilerin teşkilatlanmalarına kolaylık getiriliyor. Siyasi Partiler Kanunu’nun 20’inci Maddesini değiştiriyor; ilçede teşkilatlanma için beldelerde teşkilat kurma zorunluluğunu kaldırılıyor. Mevcut durumda, bir ilçede teşkilatlanmak için, ilçe sınırları içerisindeki beldelerin en az yarısında teşkilat kurma zorunluluğu kaldırıyor, “Beldelerde teşkilat kurulması zorunlu değildir” ibaresini getiriliyor.
-Siyasi partilerde eş genel başkanlığın önünü açılıyor. Bu çerçevede Seçim Kanunu’nun 15’inci Maddesi’ne bir ek yapılacak, tüzüklerindre yer almak ve 2 kişiden fazla olmamak kaydıyla partilere eş genel başkanı sistemini uygulama imkanı getirilecek.
-Siyasi partillere üyelikte engelleri kaldırılıyor. Siyasi Partiler Kanunu’nun 11’inci maddesinde yapılacak değişiklikle, siyasi partilere üye olmayı daraltan, kısıtlayan bazı engelleri ortadan kaldırılıyor. Seçim Kanunu hükümlerine göre, oy verme hakkına sahip olan herkesin, siyasi partilere de üye olabilmesinin önünü açılıyor. Bu amaçla, 11’inci Maddenin 'B' Bendindeki 6 kısıtlayıcı engeli ortadan kaldırılacak.
-Siyasi Partiler Kanunu'nda yapılacak değişiklikle farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda imkanı getirilecek. 298 Sayılı Kanunu’nun ilgili maddesideğiştirilecek ve böylece siyasi parti ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propaganda da Türkçe’nin yanında farklı dil ve lehçelerin de kullanılabilmesini mümkün hale getirilecek.
-Ön seçimlerde farklı dil ve lehçelerde propaganda imkanını getiriliyor. Siyasi Partiler Kanunu’nun 43’üncü Maddesi'ndeki kısıtlayıcı hüküm kaldırılarak, ön seçimlerde de Türkçe’den başka bir dil ya da lehçeyle propaganda imkanını tüm partilere sağlanacak.
-Nefret saikiyle işlenmesi durumunda belirli suçların cezalarını daha da artırılacak. Belirli suçlar, kişinin, dili, ırkı, milliyeti, rengi, cinsiyeti, engelliliği, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini veya mezhebi nedeniyle işlenirse, cezası daha da ağırlaşacak.
-Ayrımcılıkla daha etkin mücadele için ceza miktarları artırılıyor. Kişinin, inançlarının gereğini yerine getirmesi dolayısıyla, belli haklarını kullanmasını, belli haklardan yararlanmasını engelleyenler, ceza kapsamına alınıyor. Bu sebeple işlenen suçun cezası da 1 yıldan 3 yıla kadar artırılıyor. Hiç kimse, dilinden, ırkından, milletinden, renginden, inancından ve inancının gereğini yerine getirmekten dolayı ayrımcılığa maruz kalmaması hedefleniyor.
-Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kuruluyor. Ayrımcılık yasağının ihlali halinde, konuya ilişkin görev ve yetkisi bulunan kamu makamları, ihlali sona erdirmek, sonuçlarını gidermek, tekrarlanmasını önlemek üzere gerekli tedbirleri almakla yükümlü kılınacak.
-Yaşam tarzına saygı, Türk Ceza Kanunu ile güvence altına alınacak. Türk Ceza Kanunu’nda yapılacak değişiklikle, dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin engellenmesi de ceza kapsamına alınıyor. Dini ibadet ve ayinlerin, "bireysel" olarak da yapılmasının engellenmesini aynı şekilde bu kapsama alınacak. Cebir veya tehdit kullanarak, ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, bir kimsenin inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale edenlere, ya da bunları değiştirmeye zorlayanlar, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak.
-Türk Ceza Kanunu'nda belirli hafrlerin kullanılmasından dolayı var olan cezai müeyyide kaldırılıyor. Böylece fiilen de uygulama alanı kalmayan ihlaller, ceza kanununundan çıkarılıyor. X,Q ve W gibi son dönemde sıkça kullanılan harflerin kullanımı yasal olarak serbest hale gelecek.
-2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkındaki Kanun'da yapılacak değişiklikle toplantı yer ve güzergahlarının belirlenmesinde "katılımcılık" ilkesi getirilecek. Mülki Amir, ilgili Sivil Toplum Örgütlerinin görüşlerini almak suretiyle, nihai kararını verecek.
-Toplantı gösteri ve yürüyüşlerinin sürelerini uzatılıyor. Açık yerlerde, güneşin batışından bir saat önceye kadar sürebilen toplantılar, güneş batmadan dağılacak şekilde, kapalı yerlerde saat 23’e kadar süren toplantılar da, saat 24’e kadar yapılabilecek.
-Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde hükümet komiseri uygulamasına son veriliyor. Mevcut durumda, "Hükümet Komiseri" tarafından üstlenen yükümlülükler, artık Düzenleme Kurulları tarafından yerine getirilecek. Kurul, toplantının amacının dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesinin imkansız olduğunu gördüğü durumda, dağılma kararı alacak ve durumu kolluk amirine bildirecek. Gösteri ve yürüyüş, kanuna aykırı hale gelirse, Düzenleme Kurulu, gösteri ve yürüyüşün sona erdiğini ilan edecek ve bunu kolluk amirine bildirecek. Düzenleme Kurulu bu görevi yerine getirmezse, o mahallin en büyük mülki amiri, toplantıyla ilgili kararını verecek.
-Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açılacak. Türkçe dışındaki dillerde eğitim ve öğretim konusunu düzenleyen, 2923 Sayılı Kanun'a eklenecek yeni hükümle, Özel Eğitim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, farklı dil ve lehçelerde özel öğretim kurumu açılabilecek. Bu kurumlarda eğitim ve öğretimin yapılacağı dil ve lehçeler Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek. Milli Eğitim Bakanlığı, bu tür kurumların açılmasına ve denetimine ilişkin esasları çıkaracağı bir yönetmelikle düzenleyecek. Programlar, Kanun’da yer aldığı gibi, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenecek.Yine mevcut kanunda yer aldığı gibi, bu okullarda da belli dersler Türkçe olacak.
-Köy isimlerinin değiştirilmesinin önündeki yasal engel kaldırılıyor. 1949 tarihli İl İdaresi Kanunu’nun 2’nci maddesinde yer alan ibare kaldırarak, köylerin 1980’lere kadar kullandıkları tarihi isimlerini yeniden almasını mümkün hale getirilecek. Mevcut Kanun’da belirtildiği gibi, köy isimlerinin değiştirilmesi, İçişleri Bakanlığı'nın oluruyla gerçekleşecek.
- İlçe isimlerinin değiştirilmesi için mevcut kanun hükmünce yasal düzenleme gerekiyor. İl ve İlçe isimlerinin değiştirilmesi yönünde talepler Bakanlar Kurulu tarafından değerlendirilecek.
-Nevşehir Üniversitesi'nin ismini Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştirilecek.
-Kişisel verilerin korunmasına yasal güvence getirilecek. 12 Eylül 2010’da yapılan anayasa değişikliği referandumu sonrası yürürlüğe giren Anayasa değişikliğiyle, kişisel verilere Anayasal güvence getirilmişti. Anayasa maddesinin uygulamasını sağlamak için taslağı hazır olan sözkonusu kanun, kısa zamanda Meclis'e sevk edilecek. Kişilerin özel bilgileri, ilgisiz kişiler tarafından kullanılamayacak, ilgisiz kişilerle paylaşılamayacak.
-Yardım toplamada kısıtlamalar kaldırılıyor. Kurban derisi, fitre ve zekat toplama konusunda Türk Hava Kurumu’na (THK) verilen yetki, ilgili kanunun 8’inci maddesindeki söz konusu hükmün kaldırılmasıyla birlikte THK'dan alınacak.
-Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ni değiştirerek, kamu kurumlarında başörtüsü yasağı kaldırılıyor. Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmeliğin 5’inci maddesinde değişiklik yaparak, kadın çalışanların giyimleri üzerindeki ayrımcı ihlalleri kaldırılacak. Resmi üniforma giymek zorunda olan, Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve hakim ve Savcılar bu düzenlemenin kapsamına girmeyecek.
-İlkokullardaki öğrenci andı uygulamasını kaldırılıyor. 1933 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeyle başlatılan "Andımız" uygulaması, ortaokulların ardından şimdi de ilköğretimde kaldırılacak.
-Mor Gabriel, (Deyrulumur Manastırı) Arazisi, Manastır Vakfı'na iade ediliyor. 2003, 2008 ve 2011 yılında yapılan düzenlemelerle, mağduriyetlerin giderilmesi için atılan adımlar çerçevesinde 250’den fazla iade yapılmış ve 2,5 milyar Liralık mülk hak sahiplerine teslim edilmişti.
-Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kuruluyor. Roman vatandaşların dil ve kültürleri ile, karşılaştıkları sorunlara ilişkin araştırmalar yapmak, çözüm önerileri üretmek amacıyla, bir il üniversitesi bünyesinde, Roman Enstitüsü kurulacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bugün açıklanan “Demokratikleşme Paketi” ile özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilebilecek, ilkokullardaki öğrenci andı uygulaması kaldırılacak ve öğretmenler okullarda derslere başörtüsü ile girebilecek.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık Yeni Bina'da düzenlediği basın toplantısıyla yeni "Demokratikleşme Paketi"ni açıklıyor.
Başbakan Erdoğan, "Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilmesini mümkün hale getiriyoruz" dedi. Paketle birlikte kamuda başörtüsü serbestliği üç kurum dışında serbest hale getirildi.
TSK, yargı ve Emniyet hariç diğer kamu kurumlarında başörtüsü serbest oldu. Artık öğretmenler okullarda derslere başörtüsü ile girebilecek.
Erdoğan'ın yaptığı açıklamda ilkokullardaki "Andımız" uygulamasının da kaldırıldığını belirtti.
İşte demokrasi paketinde eğitimle ilgili yer alan başlıklar;
-Demokratikleşme Paketi doğrultusunda "Kılık kıyafet yönetmeliği” değiştirilerek kamu kurumlarında başörtü yasağı kaldırılıyor
-Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilebilecek
-İlkokullardaki öğrenci andı uygulaması kaldırılıyor
-Öğretmenler okullarda derslere türbanla girebilecek.
-Nevşehir Üniversitesi'nin ismini Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştirilecek
-Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kuruluyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Demokratikleşme Paketi'ndeki reformların bir kısmı yasal düzenleme, bir kısmı ise idari düzenlemelerle hayata geçirilebilecek.
Siyasi partilere devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oranın yüzde 3’e çeken, kamu kurumlarında başörtüsü yasağı ve ilkokullardaki öğrenci andı uygulamasını kaldıran, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kurulmasını öngören düzenlemelerin yanı sıra paketle, Türk Ceza Kanunu'nda belirli harflerin kullanılmasından dolayı var olan cezai müeyyide kaldırılıyor. Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açacak, köy isimlerinin değiştirilmesinin önündeki yasal engel kaldırılacak, Nevşehir Üniversitesinin ismini Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştiricek paket, idari ve toplumsal hayata ilişkin pek çok düzenleme içeriyor. Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı Demokratikleşme Paketi, şu düzenlemeleri içeriyor:
-Öncelikle seçim sistemi değiştirilerek önemli bir adım atılıp seçim sistemi tartışmaya açılacak. AK Parti, yüzde 10 barajıyla devam edilmesi, barajı yüzde 5’e çekip, 5’li gruplandırmayla 'Daraltılmış Bölge Seçim Sistemi' uygulanması ve ülke barajı tamamen kaldırılarak, Dar Bölge Seçim Sistemini getirme seçeneklerini diğer siyasi partilerin görüşüne sunacak.
-Siyasi partilere devlet yardımının kapsamı genişletiliyor. Siyasi Partiler Kanunu’nun Ek 1’inci maddesini değiştirilerek, devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oranı yüzde 3’e çekiliyor. Buna göre seçime katılan siyasi partilerden yüzde 3’ü aşan oranda oy alanlara da, Hazineden ayrılan toplam kaynak içinden devlet yardımı yapılacak.
-Siyasi partilerin teşkilatlanmalarına kolaylık getiriliyor. Siyasi Partiler Kanunu’nun 20’inci Maddesini değiştiriyor; ilçede teşkilatlanma için beldelerde teşkilat kurma zorunluluğunu kaldırılıyor. Mevcut durumda, bir ilçede teşkilatlanmak için, ilçe sınırları içerisindeki beldelerin en az yarısında teşkilat kurma zorunluluğu kaldırıyor, “Beldelerde teşkilat kurulması zorunlu değildir” ibaresini getiriliyor.
-Siyasi partilerde eş genel başkanlığın önünü açılıyor. Bu çerçevede Seçim Kanunu’nun 15’inci Maddesi’ne bir ek yapılacak, tüzüklerindre yer almak ve 2 kişiden fazla olmamak kaydıyla partilere eş genel başkanı sistemini uygulama imkanı getirilecek.
-Siyasi partillere üyelikte engelleri kaldırılıyor. Siyasi Partiler Kanunu’nun 11’inci maddesinde yapılacak değişiklikle, siyasi partilere üye olmayı daraltan, kısıtlayan bazı engelleri ortadan kaldırılıyor. Seçim Kanunu hükümlerine göre, oy verme hakkına sahip olan herkesin, siyasi partilere de üye olabilmesinin önünü açılıyor. Bu amaçla, 11’inci Maddenin 'B' Bendindeki 6 kısıtlayıcı engeli ortadan kaldırılacak.
-Siyasi Partiler Kanunu'nda yapılacak değişiklikle farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda imkanı getirilecek. 298 Sayılı Kanunu’nun ilgili maddesideğiştirilecek ve böylece siyasi parti ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propaganda da Türkçe’nin yanında farklı dil ve lehçelerin de kullanılabilmesini mümkün hale getirilecek.
-Ön seçimlerde farklı dil ve lehçelerde propaganda imkanını getiriliyor. Siyasi Partiler Kanunu’nun 43’üncü Maddesi'ndeki kısıtlayıcı hüküm kaldırılarak, ön seçimlerde de Türkçe’den başka bir dil ya da lehçeyle propaganda imkanını tüm partilere sağlanacak.
-Nefret saikiyle işlenmesi durumunda belirli suçların cezalarını daha da artırılacak. Belirli suçlar, kişinin, dili, ırkı, milliyeti, rengi, cinsiyeti, engelliliği, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini veya mezhebi nedeniyle işlenirse, cezası daha da ağırlaşacak.
-Ayrımcılıkla daha etkin mücadele için ceza miktarları artırılıyor. Kişinin, inançlarının gereğini yerine getirmesi dolayısıyla, belli haklarını kullanmasını, belli haklardan yararlanmasını engelleyenler, ceza kapsamına alınıyor. Bu sebeple işlenen suçun cezası da 1 yıldan 3 yıla kadar artırılıyor. Hiç kimse, dilinden, ırkından, milletinden, renginden, inancından ve inancının gereğini yerine getirmekten dolayı ayrımcılığa maruz kalmaması hedefleniyor.
-Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kuruluyor. Ayrımcılık yasağının ihlali halinde, konuya ilişkin görev ve yetkisi bulunan kamu makamları, ihlali sona erdirmek, sonuçlarını gidermek, tekrarlanmasını önlemek üzere gerekli tedbirleri almakla yükümlü kılınacak.
-Yaşam tarzına saygı, Türk Ceza Kanunu ile güvence altına alınacak. Türk Ceza Kanunu’nda yapılacak değişiklikle, dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin engellenmesi de ceza kapsamına alınıyor. Dini ibadet ve ayinlerin, "bireysel" olarak da yapılmasının engellenmesini aynı şekilde bu kapsama alınacak. Cebir veya tehdit kullanarak, ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, bir kimsenin inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale edenlere, ya da bunları değiştirmeye zorlayanlar, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak.
-Türk Ceza Kanunu'nda belirli hafrlerin kullanılmasından dolayı var olan cezai müeyyide kaldırılıyor. Böylece fiilen de uygulama alanı kalmayan ihlaller, ceza kanununundan çıkarılıyor. X,Q ve W gibi son dönemde sıkça kullanılan harflerin kullanımı yasal olarak serbest hale gelecek.
-2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkındaki Kanun'da yapılacak değişiklikle toplantı yer ve güzergahlarının belirlenmesinde "katılımcılık" ilkesi getirilecek. Mülki Amir, ilgili Sivil Toplum Örgütlerinin görüşlerini almak suretiyle, nihai kararını verecek.
-Toplantı gösteri ve yürüyüşlerinin sürelerini uzatılıyor. Açık yerlerde, güneşin batışından bir saat önceye kadar sürebilen toplantılar, güneş batmadan dağılacak şekilde, kapalı yerlerde saat 23’e kadar süren toplantılar da, saat 24’e kadar yapılabilecek.
-Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde hükümet komiseri uygulamasına son veriliyor. Mevcut durumda, "Hükümet Komiseri" tarafından üstlenen yükümlülükler, artık Düzenleme Kurulları tarafından yerine getirilecek. Kurul, toplantının amacının dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesinin imkansız olduğunu gördüğü durumda, dağılma kararı alacak ve durumu kolluk amirine bildirecek. Gösteri ve yürüyüş, kanuna aykırı hale gelirse, Düzenleme Kurulu, gösteri ve yürüyüşün sona erdiğini ilan edecek ve bunu kolluk amirine bildirecek. Düzenleme Kurulu bu görevi yerine getirmezse, o mahallin en büyük mülki amiri, toplantıyla ilgili kararını verecek.
-Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açılacak. Türkçe dışındaki dillerde eğitim ve öğretim konusunu düzenleyen, 2923 Sayılı Kanun'a eklenecek yeni hükümle, Özel Eğitim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, farklı dil ve lehçelerde özel öğretim kurumu açılabilecek. Bu kurumlarda eğitim ve öğretimin yapılacağı dil ve lehçeler Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek. Milli Eğitim Bakanlığı, bu tür kurumların açılmasına ve denetimine ilişkin esasları çıkaracağı bir yönetmelikle düzenleyecek. Programlar, Kanun’da yer aldığı gibi, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenecek.Yine mevcut kanunda yer aldığı gibi, bu okullarda da belli dersler Türkçe olacak.
-Köy isimlerinin değiştirilmesinin önündeki yasal engel kaldırılıyor. 1949 tarihli İl İdaresi Kanunu’nun 2’nci maddesinde yer alan ibare kaldırarak, köylerin 1980’lere kadar kullandıkları tarihi isimlerini yeniden almasını mümkün hale getirilecek. Mevcut Kanun’da belirtildiği gibi, köy isimlerinin değiştirilmesi, İçişleri Bakanlığı'nın oluruyla gerçekleşecek.
- İlçe isimlerinin değiştirilmesi için mevcut kanun hükmünce yasal düzenleme gerekiyor. İl ve İlçe isimlerinin değiştirilmesi yönünde talepler Bakanlar Kurulu tarafından değerlendirilecek.
-Nevşehir Üniversitesi'nin ismini Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştirilecek.
-Kişisel verilerin korunmasına yasal güvence getirilecek. 12 Eylül 2010’da yapılan anayasa değişikliği referandumu sonrası yürürlüğe giren Anayasa değişikliğiyle, kişisel verilere Anayasal güvence getirilmişti. Anayasa maddesinin uygulamasını sağlamak için taslağı hazır olan sözkonusu kanun, kısa zamanda Meclis'e sevk edilecek. Kişilerin özel bilgileri, ilgisiz kişiler tarafından kullanılamayacak, ilgisiz kişilerle paylaşılamayacak.
-Yardım toplamada kısıtlamalar kaldırılıyor. Kurban derisi, fitre ve zekat toplama konusunda Türk Hava Kurumu’na (THK) verilen yetki, ilgili kanunun 8’inci maddesindeki söz konusu hükmün kaldırılmasıyla birlikte THK'dan alınacak.
-Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ni değiştirerek, kamu kurumlarında başörtüsü yasağı kaldırılıyor. Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmeliğin 5’inci maddesinde değişiklik yaparak, kadın çalışanların giyimleri üzerindeki ayrımcı ihlalleri kaldırılacak. Resmi üniforma giymek zorunda olan, Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve hakim ve Savcılar bu düzenlemenin kapsamına girmeyecek.
-İlkokullardaki öğrenci andı uygulamasını kaldırılıyor. 1933 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeyle başlatılan "Andımız" uygulaması, ortaokulların ardından şimdi de ilköğretimde kaldırılacak.
-Mor Gabriel, (Deyrulumur Manastırı) Arazisi, Manastır Vakfı'na iade ediliyor. 2003, 2008 ve 2011 yılında yapılan düzenlemelerle, mağduriyetlerin giderilmesi için atılan adımlar çerçevesinde 250’den fazla iade yapılmış ve 2,5 milyar Liralık mülk hak sahiplerine teslim edilmişti.
-Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kuruluyor. Roman vatandaşların dil ve kültürleri ile, karşılaştıkları sorunlara ilişkin araştırmalar yapmak, çözüm önerileri üretmek amacıyla, bir il üniversitesi bünyesinde, Roman Enstitüsü kurulacak.
Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Eylül 2013 13:27
Gösterim: 3382
AÜ ile UNFPA arasında imzalanan iş birliği protokolüyle mevsimlik işçilerin çocuklarının ve yetişkinlerin okuryazarlık oranları belirlenip, eğitimden sağlığa, bilimden kişisel beceriye kadar bir çok alanda programlar verilecek
Anadolu Üniversitesi (AÜ) ile Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) arasında imzalanan "Göç Okulu" projesi iş birliği protokolüyle mevsimlik işçilerin çocuklarının ve yetişkinlerin okuryazarlık oranları belirlenip, eğitimden sağlığa, bilimden kişisel beceriye kadar bir çok alanda programlar verilecek.
Türkiye’de ilk kez oluşturulacak bu pilot okul sayesinde, Eskişehir'in Alpu ilçesi ve merkeze bağlı Sevinçler köyünde yaşayan göçer ailelerle sağlıktan eğitime, bilimden kişisel eğitim programlarına kadar geniş bir alanda çalışma yürütülecek.
AÜ İletişim Bilimleri Fakültesi bünyesinde iki yıl sürdürülecek proje, söz konusu yerleşim yerlerine gelen göçer ailelerin bulunduğu bölgelerde kurulacak kamp alanında gerçekleştirilecek. Mevsimlik göç belgeseli ve belgesel fotoğraf çalışmaları ise projenin diğer bir ayağını oluşturacak.
Her yaş grubuna eğitim
AÜ Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın, yaptığı açıklamada, vizyonu yaşam boyu öğrenme merkezli bir dünya üniversitesi unvanına kavuşmak olan AÜ'nün önemli iş birlikleri gerçekleştirdiğini vurguladı.
AÜ'nün hedefinin gelecek 3 yıl içinde 60 ülkeye ulaşmak olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aydın, şöyle konuştu:
"Organizasyon yeteneğimiz dışında çok önemli bir diğer özelliğimiz ise çeşitliliğimizin çok olmasıdır. Her yaş grubuna hitap eden örgün eğitim, açıköğretim, uzaktan öğretim ve sertifika programlarını kullanıyoruz. Tematik çeşitliliğimiz, ülke çeşitliliğimiz, program çeşitliliğimiz ve öğretim üyesi çeşitliliğimiz var. Bilgi ve iletişim teknolojileri konusunda dünyada en ileri düzeyde altyapıya sahip olan bir üniversiteyiz. Dijital kitaplar, sesli kitaplar ve sertifika programları ile tam yaşam boyu eğitim üniversitesiyiz. Bu nedenle çok önemli bir iş birliğinin başlayacağını düşünüyorum. Geniş bir coğrafyada global kurumlarla iş birliğimizi sürdürüyoruz. Bu kapsamda UNFPA ile çalışma yürüteceğiz. Bu iş birliğimizin adı da 'Göç Okulu'dur. Bu iş birliğinin hayırlı olmasını diliyorum."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
AÜ ile UNFPA arasında imzalanan iş birliği protokolüyle mevsimlik işçilerin çocuklarının ve yetişkinlerin okuryazarlık oranları belirlenip, eğitimden sağlığa, bilimden kişisel beceriye kadar bir çok alanda programlar verilecek
Anadolu Üniversitesi (AÜ) ile Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) arasında imzalanan "Göç Okulu" projesi iş birliği protokolüyle mevsimlik işçilerin çocuklarının ve yetişkinlerin okuryazarlık oranları belirlenip, eğitimden sağlığa, bilimden kişisel beceriye kadar bir çok alanda programlar verilecek.
Türkiye’de ilk kez oluşturulacak bu pilot okul sayesinde, Eskişehir'in Alpu ilçesi ve merkeze bağlı Sevinçler köyünde yaşayan göçer ailelerle sağlıktan eğitime, bilimden kişisel eğitim programlarına kadar geniş bir alanda çalışma yürütülecek.
AÜ İletişim Bilimleri Fakültesi bünyesinde iki yıl sürdürülecek proje, söz konusu yerleşim yerlerine gelen göçer ailelerin bulunduğu bölgelerde kurulacak kamp alanında gerçekleştirilecek. Mevsimlik göç belgeseli ve belgesel fotoğraf çalışmaları ise projenin diğer bir ayağını oluşturacak.
Her yaş grubuna eğitim
AÜ Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın, yaptığı açıklamada, vizyonu yaşam boyu öğrenme merkezli bir dünya üniversitesi unvanına kavuşmak olan AÜ'nün önemli iş birlikleri gerçekleştirdiğini vurguladı.
AÜ'nün hedefinin gelecek 3 yıl içinde 60 ülkeye ulaşmak olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aydın, şöyle konuştu:
"Organizasyon yeteneğimiz dışında çok önemli bir diğer özelliğimiz ise çeşitliliğimizin çok olmasıdır. Her yaş grubuna hitap eden örgün eğitim, açıköğretim, uzaktan öğretim ve sertifika programlarını kullanıyoruz. Tematik çeşitliliğimiz, ülke çeşitliliğimiz, program çeşitliliğimiz ve öğretim üyesi çeşitliliğimiz var. Bilgi ve iletişim teknolojileri konusunda dünyada en ileri düzeyde altyapıya sahip olan bir üniversiteyiz. Dijital kitaplar, sesli kitaplar ve sertifika programları ile tam yaşam boyu eğitim üniversitesiyiz. Bu nedenle çok önemli bir iş birliğinin başlayacağını düşünüyorum. Geniş bir coğrafyada global kurumlarla iş birliğimizi sürdürüyoruz. Bu kapsamda UNFPA ile çalışma yürüteceğiz. Bu iş birliğimizin adı da 'Göç Okulu'dur. Bu iş birliğinin hayırlı olmasını diliyorum."
Son Güncelleme: Çarşamba, 02 Ekim 2013 09:59
Gösterim: 1494
Milli Eğitim Bakanı Avcı, 2012’de yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS) en çok kopya çekilen illeri açıkladı.
2010-KPSS eğitim bilimleri testinde soruların sızdırılarak kopya çekilmesiyla ilgili soruşturma 3. yılını doldururken, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 2012 KPSS lisans sınavında ortaya çıkan kopya olaylarını açıkladı. Bakan Avcı’nın verdiği bilgiye göre Hakkâri’de 56, Diyarbakır ’da 53, Şanlıurfa’da 12 aday kopya çekti.
BDP ’li Adil Zozani, 2012-KPSS’de de kopya iddialarını Meclis gündemine taşıdı. Zozani, önergesinde “Sınavları geçersiz sayılanların çoğunlukla Hakkâri ve Şırnak ilinden olduğuna dair iddialar bulunmaktadır” dedi ve sınavları iptal edilen kişi sayısını ve dağılımı sordu. ÖSYM Yönetim Kurulu’nun kararıyla oluşturulan komisyonun sınav esnasında yapılan kamera kayıtlarını incelediğini ve kopya çeken adayların tespit edildiğini belirten Avcı’nın verdiği bilgiye göre 2012-2013 yıllarında KPSS, YGS ve LYS’de 198.
2012 KPSS lisans sınavında Hakkâri merkezde 56, Diyarbakır merkezde 53, Şanlıurfa merkezde 12, Bursa, Şırnak, Mardin ve Çanakkale merkezde ise birer adayın kopya çektiği ortaya çıktı.
2012 KPSS Ortaöğretim Önlisans sınavında ise Ankara kuzey, Bitlis merkez, Kırşehir merkez, Konya merkez, Van merkez, Van Erciş, Mardin merkez, Siirt merkezde 1’er kişi, Diyarbakır merkezde 2, Diyarbakır Bismil’de 5, Diyarbakır Ergani’de 6, Şanlıurfa merkezde 6, Batman merkezde 4 kişi kopya çektiği gerekçesiyle işlem yapıldı.
2012 LYS’de Adıyaman merkezde 3, Ankara kuzeyde 2, Antalya merkezde 2, Bingöl merkezde 2, Eskişehir merkezde 2, Hakkâri merkezde 2, İstanbul 2. bölgede 6, İstanbul 3. bölgede 3, İstanbul 4. bölgede 3, Konya merkezde 2, Şanlıurfa merkezde 5 kopya olayına rastlandı.
2012 YGS’de Antalya merkezde 1, Hatay Dörtyol’da 1, İstanbul 1. Bölgede 1, İstanbul 5. Bölgede 2, Zonguldak merkezde 1, Kilis merkez-de 1, 2013 YGS’de ise İzmir güneyde 1, Mardin merkezde 1, Batman merkezde 1 kişi hakkında kopya ile ilgili işlem yapıldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Avcı, 2012’de yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS) en çok kopya çekilen illeri açıkladı.
2010-KPSS eğitim bilimleri testinde soruların sızdırılarak kopya çekilmesiyla ilgili soruşturma 3. yılını doldururken, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 2012 KPSS lisans sınavında ortaya çıkan kopya olaylarını açıkladı. Bakan Avcı’nın verdiği bilgiye göre Hakkâri’de 56, Diyarbakır ’da 53, Şanlıurfa’da 12 aday kopya çekti.
BDP ’li Adil Zozani, 2012-KPSS’de de kopya iddialarını Meclis gündemine taşıdı. Zozani, önergesinde “Sınavları geçersiz sayılanların çoğunlukla Hakkâri ve Şırnak ilinden olduğuna dair iddialar bulunmaktadır” dedi ve sınavları iptal edilen kişi sayısını ve dağılımı sordu. ÖSYM Yönetim Kurulu’nun kararıyla oluşturulan komisyonun sınav esnasında yapılan kamera kayıtlarını incelediğini ve kopya çeken adayların tespit edildiğini belirten Avcı’nın verdiği bilgiye göre 2012-2013 yıllarında KPSS, YGS ve LYS’de 198.
2012 KPSS lisans sınavında Hakkâri merkezde 56, Diyarbakır merkezde 53, Şanlıurfa merkezde 12, Bursa, Şırnak, Mardin ve Çanakkale merkezde ise birer adayın kopya çektiği ortaya çıktı.
2012 KPSS Ortaöğretim Önlisans sınavında ise Ankara kuzey, Bitlis merkez, Kırşehir merkez, Konya merkez, Van merkez, Van Erciş, Mardin merkez, Siirt merkezde 1’er kişi, Diyarbakır merkezde 2, Diyarbakır Bismil’de 5, Diyarbakır Ergani’de 6, Şanlıurfa merkezde 6, Batman merkezde 4 kişi kopya çektiği gerekçesiyle işlem yapıldı.
2012 LYS’de Adıyaman merkezde 3, Ankara kuzeyde 2, Antalya merkezde 2, Bingöl merkezde 2, Eskişehir merkezde 2, Hakkâri merkezde 2, İstanbul 2. bölgede 6, İstanbul 3. bölgede 3, İstanbul 4. bölgede 3, Konya merkezde 2, Şanlıurfa merkezde 5 kopya olayına rastlandı.
2012 YGS’de Antalya merkezde 1, Hatay Dörtyol’da 1, İstanbul 1. Bölgede 1, İstanbul 5. Bölgede 2, Zonguldak merkezde 1, Kilis merkez-de 1, 2013 YGS’de ise İzmir güneyde 1, Mardin merkezde 1, Batman merkezde 1 kişi hakkında kopya ile ilgili işlem yapıldı.
Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Eylül 2013 09:09
Gösterim: 1458