banner

Öğretmenler ayrıştırılıyor mu?




Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı

alpaslan_dartanSon zamanlarda öğretmenler arasında Milli Eğitim Bakanlığının açıkladığı “Uzman Öğretmenlik / Başöğretmenlik Eğitim Programı ve Yazılı Sınav Takvimi”ne yönelik tepkilerin arttığını görüyoruz. Öğretmenlerin özellikle sosyal medyada başlattıkları ve 19 Kasım 2022 tarihinde yapılacak olan yazılı sınavın iptaline yönelik isteklerini görmemezlikten gelemeyiz, ancak bu tepkilerin zamanlaması ve biçimini de sorgulamaktan da geri duramayız.

19 Kasım 2022 tarihinde yapılacak olan yazılı sınavın dayanak alındığı yönetmelik ne bugün var oldu ne de 4 Şubat 2022 tarihinde Meclisten geçen ve 12 maddeden oluşan “Öğretmenlik Meslek Kanunu”nun içeriğinde yer aldı. Söz konusu sınav ve yönetmelik 2005 yılında Resmi Gazetede yayımlanan ‘Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği’nin bugün uygulamaya konulmuş yıllar içerisindeki ikinci sınavıdır.
Bu yönetmelik ile öğretmenlik mesleği üç basamağa ayrılmış, öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olarak sınıflandırılmışlardır. Yönetmelikte kariyeri gerekli yeterlikler kazanılarak ilerlemek şeklinde tanımlayan MEB bu yeterlikler için yakın zamanda internet üzerinden eğitimlere de başladı.
Uzman öğretmenlik eğitimleri 18 Temmuz-5 Eylül, başöğretmenlik eğitimleri ise 18 Temmuz-19 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Yazılı sınav başvuruları 26 Eylül-3 Ekim tarihlerinde alındı, sınav ise 19 Kasım'da 81 ilde gerçekleştirilecek, sonuçlar da 12 Aralık'ta duyurulacak. Başarılı olanlara yönelik hazırlanacak sertifikalar da öğretmenlere 4 Ocak 2023'te verilecek. Uzman öğretmen/başöğretmen unvanı alan öğretmenler, 15 Ocak 2023'ten itibaren bu unvanlar için öngörülen eğitim öğretim tazminatından yararlandırılacaklar.
Milli Eğitim Bakanlığı, bir milyonu aşkın öğretmen içerisinden yukarıda sözü edilen Öğretmenlik Kariyer Basamakları Eğitimine 603 bin 864 başvuru alındığını belirterek, "Bu başvuruların 533 bin 359'u uzman öğretmenlik, 70 bin 505'i başöğretmenlik alanında yapıldığını açıkladı. Özel öğretim kurumlarındaki öğretmenlerden de 280'inin başöğretmenlik, 9 bin 724'ünün uzman öğretmenlik olmak üzere toplam 10 bin 4 başvurunun geldiğini, ayrıca, yüksek lisans yapmış 88 bin 758 öğretmenin uzman öğretmenliğe, doktora yapan 277 öğretmenin de başöğretmenliğe sınavsız geçişlerinin yapılacağı bilgisini de ayrıca açıkladı.

GERÇEK BİR FIRTINA!
İşin kısa özeti sınav ya da sınava hazırlık süreci eğitimler basit görünmekle beraber içinde kopardığı da gerçek bir fırtına. Bu yasa ile en basitinden öğretmenlerin motivasyonlarını artırmanın, toplumsal algılarını güçlendirmenin ve özlük hakları açısından ücretlerini artırmanın yolu olarak bu sınav seçilmiş. Aslına bakarsanız verilen ya da alınması planlanan unvanların (uzman öğretmen/başöğretmen) karşılığı alınacak olan ücret artışlarından çok çok daha büyük anlamlar ifade etmektedir, bu nedenle de bu beklentileri karşılamanın ve ücretleri artırmanın tek yolunun bile isteye bu öğretmenleri ayrıştırmaktan geçmemeli diye düşünüyorum. Bu nedenle aynı işi yapan öğretmenlerin farklı ücretler ile aynı okulda aynı sınıf seviyesinde farklı şubelerde derse girdiği gerçek zaman diliminde ortaya çıkacak eşitsizlik ve adaletsizlik ayrıca önemli bir sorundur.

Akademide kariyer basamakları nasıl şekilleniyor, alan uzmanlığı nasıl kazanılıyor? Akademisyenler yaptıkları çalışmalarla lisans, yüksek lisans, doktora, doktor öğretim üyeliği ile doçent veya profesörlük unvanlarına sahip oluyorlar ve her basamakta ücret artışları nasıl bir artış gösteriyor. Şimdiki gibi hazırlanılan bilimsel araştırmalar ve bu araştırmaların sonucunda yazılan tezler, yayınlanan makaleler, bilimsel jüri üyelerine yapılan sunumlar ve sonuçta kabul alan tez çalışmalarıyla elde edilen unvanlar ve kazanımlar. Şimdi bu kariyer basamakları için sadece sınavlara girselerdi nasıl olurdu?
Bu açıdan bakınca öğretmenlerin sınavlar ile ilgili olarak dile getirdikleri tepkilerin pek çoğu anlaşılabilir. Ancak bu tepkilerin zamanı geçmiştir, yönetmeliğin ilk çıktığı 2005 yılı önemliydi, hatta kanunun çıktığı 4 Şubat 2022 bile olabilirdi bu tepkiler için. Elbette tepki vardı biliyorum ama yeterince güçlü değildi onu da biliyorum.
Öncelikle 100 soruluk çoktan seçmeli bir sınavla, öğretmenleri sınıflandırmak başlı başına bir problem. Öğretmenler, psikologlar veliler ve hatta öğrenciler girilen ulusal sınav sonuçlarına bakarak çoğu öğrencimize “Sınav” sadece bir değerlendirme sürecidir ve senin gerçek performansının tek başına belirleyicisi değildir diyoruz hem moral anlamında hem de inandığımız düşünce olduğu için. Peki, ülkemizde görevli bir milyonu aşkın öğretmenlerin yarıdan biraz fazlası bu eğitimlere ve sınava girmeyi gerekli görüyorsa, sınav sonuçların açıklanmasından sonra yaşanabileceklere ne diyeceğiz, hiçbir şey.
Öğretmenler olarak çalıştığımız kurumlarda /okullarda ne yapıyoruz öğrenci başarısını ölçmek için? Yazılı sınavlar, performans değerlendirmeleri ve bir yıl içerisinde alabilecekleri projelerinden sorumlusunuz diyoruz öğrencilerimize. Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde ölçme ve değerlendirmenin genel esasları başlığı altında 43. Maddeye bakıldığında aşağıdaki esaslar gözetilir diyor.

  • Öğrencilerin başarısı; öğretim programı öğrenme kazanımları esas alınarak dersin özelliğine göre yazılı sınavlar, uygulamalı sınavlar, performans çalışmaları ve projeler ile işletmelerde beceri eğitiminde alınan puanlara göre tespit edilir. Öğretmen, ölçme ve değerlendirme yöntem ve araçlarıyla öğrencinin programlarda amaçlanan bilgi ve becerileri kazanıp kazanmadığını sürekli izler ve değerlendirir. Öğrencilerin durumunu belirlemeye yönelik faaliyetler, ders ve etkinliklere katılım ile performans çalışmalarından oluşur.

Bakınız öğrencilere yaptığımızı performanslarını değerlendirirken ya da özlük haklarını koruma aşamasında öğretmenlerimize yapamıyoruz. Bir sınav ile ve sonrasındaki çok da net olmayan değerlendirme yöntemleriyle ücret artışı kıskacına sokulmuş bir düzenleme ile süreci yönetiyoruz ve üstelik uygulamanın sürekliliğini sağlayamadan. Bildiğim kadarı ile Milli Eğitimde (az bir süre de olsa çalıştığım için) resmi kurumlarda öğretmenler arasında kıdeme bağlı ücret farklılıkları çok yüksek değildir. Ancak bu sınav uygulaması ile bu fark oldukça artacak, üstelik sadece çoktan seçmeli bir sınav sonucuna bakarak.
Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenliğin özel bir kanuna kavuşması amacı ile tüm öğretmenlerin yıllardır talep ettiği, öğretmenlerce eksikliği hissedilen bir hak temelli bir yasal düzenlemedir. Ancak gerçekte mevcut halinin bu beklentiyi karşıladığı söylenemez. Mevcut kanunda tüm eğitim paydaşlarının ortak aklı ile ve siyasilerin desteği ile çoğunluğun kabul edebileceği yeni bir yasal düzenleme yapılabilir inancındayım. Bunun için de zaman gerektiğinin farkındayım.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.


Alparslan Dartan İstanbul PDR Şube Başkanı

27.Şub.2024

Özel okul velisi, öğretmeni ve okul sahipleri: Sesimizi duyan var mı?

 Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Türkiye’de temel becerilerden yoksun, performans göstergelerine özellikle de sınava ve sonuçlarına odaklı bir eğitim anlayışı sürdürülürken eğitimde niceliksel...

06.Şub.2024

MEB’in ortak sınavlarının sonuçları hakkında neyi, ne kadar biliyoruz?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Millî Eğitim Bakanlığı, geçen yıl Eylül ayında öğrencilerin gelişimini takip etmek, müfredatın işlenmesinde okullar arasında bütünlük sağlamak ve...

06.Kas.2023

Cumhuriyetin 100. Yılında Eğitim: Toplumcu mu, Bireyci mi?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR UzmanıMerak, kendi kendine öğrenme, deneysellik, keşif ve sorgulama, modern eğitimin ayar damgası olmalıdır. Bu tür bir eğitim yaratıcılığı...

24.Eyl.2023

Yeni dönem başlarken; Öğrenciler, Ebeveynler ve Öğretmenler

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Okullar açılırken öğrenciler, öğretmenler ve anne babalar için heyecanlı, endişeli bir süreç de başlamış oldu. Türkiye’de farklı yaş...

01.Eyl.2023

Hayat hep seçimlerden / tercihlerden ibaret midir?

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı  İnsanoğlu normal koşullarda doğar, büyür, gelişir, gençleşir, olgunlaşır, yaşlanır ve nihayetinde ölür, doğanın yasası böyle, elbette buna diyecek...

21.Tem.2023

LGS ve YKS: Ulusal Sınavlar ve Sonuçları Üzerine

Alpaslan Dartan – PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi Haziran ayında gerçekleştirilen ve ulusal sınavlarımız dediğimiz LGS ve YKS’nin bu yıl deprem gibi yaşanan acı deneyime ve...

03.Tem.2023

Yeni Bakan Yeni Umut olacak mı?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Milli Eğitim Bakanlığına atanan Prof. Dr. Yusuf Tekin, aslında Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü alanından bir profesör....

27.May.2023

Liseler Neden 4 Yıl?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Eğitim sistemimizdeki belirli dönemlerdekisistem değişikliklerinin genel hayat üzerinde olumlu/olumsuz etkilerini ve uzun yıllar silinmeyecek izleri görebiliyoruz. Son yıllarda Liselerde...

27.Nis.2023

YÖK değişir mi ya da üniversiteler nicelikten niteliğe doğru değişir mi?

Alpaslan Dartan / Eğitim Yöneticisi - PDR Uzmanı Uzunca bir süre seçimlerin tarihine endeksli olarak ne zaman yapılacağı belirsiz olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı seçim tarihinin öne...

31.Mar.2023

Eğitim ülkemizde ‘Bir Ülke Meselesi’ olamadı!

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı 1920 yılından bugüne geçen 98 yılda 66. Milli Eğitim Bakanı olarak görevini sürdüren Prof. Dr. Mahmut Özer de...

27.Şub.2023

Deprem / Büyük Felaket Travmaların Nedeni

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Türkiye, yüzyılın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem; Kahramanmaraş,...

28.Ara.2022

Yükseköğretim Kurulunda Girdi Esaslı Düzenlemelerin Yansımaları

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Yükseköğretim Kurulu (YÖK), yükseköğretimdeki eğitim kalitesini yükseltmek için “süreç odaklı düzenlemeler ve çıktı esaslı düzenlemeler" olmak üzere üç...

22.Kas.2022

Eğitimde kurumsal hafıza ve sürdürülebilir politikalar özlemi

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Evet, ana başlıkları ile çok değil son üç Milli Eğitim Bakanı’nın öğretmen yetiştirme politikalarından, öğretmenlerin özlük haklarına ve öğretmenlik mesleğinin...

28.Eki.2022

Cumhuriyetin 99. Yılında Tarihi Okullar

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Okullar, bir toplumun sosyalleşmesinde ve değerlerinin bireylere aktarımında en önemli kurumlardan birisidir. Puzzle’ın her bir parçası toplumun tüm...

26.Eyl.2022

EĞİTİMİN PANORAMASI

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı   Millî Eğitim İstatistikleri-Örgün Eğitim 2021-2022 verileri ışığında   EĞİTİMİN PANORAMASI 2022 -2023 eğitim ve öğretim yılı, 12 Eylül 2022 Pazartesi günü...

22.Ağu.2022

Öğretmenler ayrıştırılıyor mu?

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Son zamanlarda öğretmenler arasında Milli Eğitim Bakanlığının açıkladığı “Uzman Öğretmenlik / Başöğretmenlik Eğitim Programı ve Yazılı Sınav Takvimi”ne...

18.Tem.2022

Üniversite Yaşamı ve Çoklu Kariyer Fırsatları

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Çocukken büyüklerimiz hepimize “Büyüdüğünde ne olmak istersin?” sorusunu sorardı. Bizler o zamanlar neredeyse ezberlemiş gibi hep aynı cevapları...

25.May.2022

Eğitimde Demokratik ve Katılımcı Bir Yönetim

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Günümüzde teknolojik gelişmelere ve dijitalleşen dünya düzenine rağmen eğitim ve öğretim faaliyetleri ve eğitim liderliği etkileşim ve psikolojiye...

06.May.2022

Dondurulmuş gençliğin YKS Sınavı

Alpaslan Dartan - PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi artı eğitim dergisinin bundan önceki sayısında eğitimin gündemini oluşturan Yükseköğretim Kurulu’nun Yükseköğretim Kurumları Sınavına (YKS) ilişkin aldığı TYT...

14.Mar.2022

Yükseköğretimin Nicelik değil Nitelik sorunu var!

Alpaslan Dartan - PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi Yükseköğretim Kurulu’nun Yükseköğretim Kurumları Sınavına (YKS) ilişkin aldığı TYT ve AYT baraj puanları uygulamasının kaldırılması son yıllarda yapılan...


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.