Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
NASA'nın Jüpiter'in sırlarını araştırmak üzere gönderdiği "Juno" adlı uzay aracını gözleyen yer istasyonundaki 17 hidrolik motor, 4 kişilik Türk mühendis tarafından Bursa'da üretildi.
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nce (NASA) Jüpiter'in sırlarını araştırmak üzere gönderilen "Juno" adlı uzay aracını gözleyen yer istasyonunda kullanılan 17 hidrolik motorun, 4 kişilik Türk mühendis tarafından Bursa'da üretildiği bildirildi.
BOSCH Türkiye'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Türk mühendislerden oluşan 4 kişilik ekip, 17 özel hidrolik motoru Bursa'daki Bosch Rexroth Fabrikası'nda üretti.
Gelecek 20 ay boyunca Jüpiter hakkındaki sırları araştırmakla görevli "Juno" adlı uzay aracıyla kesintisiz iletişim, NASA'nın Derin Uzay Ağında (DSN) yer alan yer istasyonları tarafından sağlanacak.
Üç adet 70 metrelik parabolik anten, Juno'dan veri ve görüntü almak, kontrol komutları göndermek üzere dünyanın çevresindeki stratejik noktalara yerleştirildi.
Bu antenlerin hassas konumlanması ise Bosch Rexroth'un Türkiye’de ürettiği yüksek performanslı hidrolik motorları ile sağlanıyor. Antenler, 1 milyar kilometreden daha uzakta Jüpiter'in yörüngesinde gezerken Juno'yu desteklemek için gerekli yüksek veri iletim hızlarını sağlıyor.
Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young, bu 17 motorun, tamamı Türk mühendislerden oluşan 4 kişilik ekip tarafından Bursa’daki Bosch Rexroth Fabrikası'nda üretildiğini belirterek, "Ekibimiz, her bir parçayı tek tek özel ölçümlerden ve işlemlerden geçirdi. Daha önce Bosch Grubu'nun ana fabrikası Elchingen tarafından gönderilen bu üniteleri, ilk defa Bursa Fabrikası'nda üreterek Amerika’ya sevk ettik" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin Bosch Grubu için önemli bir yetkinlik merkezi konumuna geldiğini belirten Young, "Bugün Türkiye, Bosch için önemli bir üretim, Ar-Ge ve ihracat üssü. 4 Ar-Ge merkezimizde 537 kişi, yeni teknolojiler geliştirmek için çalışıyor. Bosch'un Türkiye'deki tüm birimleri başarılı işlere imza atıyor. Bu özel projelerin devamının geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
NASA'nın Jüpiter'in sırlarını araştırmak üzere gönderdiği "Juno" adlı uzay aracını gözleyen yer istasyonundaki 17 hidrolik motor, 4 kişilik Türk mühendis tarafından Bursa'da üretildi.
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nce (NASA) Jüpiter'in sırlarını araştırmak üzere gönderilen "Juno" adlı uzay aracını gözleyen yer istasyonunda kullanılan 17 hidrolik motorun, 4 kişilik Türk mühendis tarafından Bursa'da üretildiği bildirildi.
BOSCH Türkiye'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Türk mühendislerden oluşan 4 kişilik ekip, 17 özel hidrolik motoru Bursa'daki Bosch Rexroth Fabrikası'nda üretti.
Gelecek 20 ay boyunca Jüpiter hakkındaki sırları araştırmakla görevli "Juno" adlı uzay aracıyla kesintisiz iletişim, NASA'nın Derin Uzay Ağında (DSN) yer alan yer istasyonları tarafından sağlanacak.
Üç adet 70 metrelik parabolik anten, Juno'dan veri ve görüntü almak, kontrol komutları göndermek üzere dünyanın çevresindeki stratejik noktalara yerleştirildi.
Bu antenlerin hassas konumlanması ise Bosch Rexroth'un Türkiye’de ürettiği yüksek performanslı hidrolik motorları ile sağlanıyor. Antenler, 1 milyar kilometreden daha uzakta Jüpiter'in yörüngesinde gezerken Juno'yu desteklemek için gerekli yüksek veri iletim hızlarını sağlıyor.
Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young, bu 17 motorun, tamamı Türk mühendislerden oluşan 4 kişilik ekip tarafından Bursa’daki Bosch Rexroth Fabrikası'nda üretildiğini belirterek, "Ekibimiz, her bir parçayı tek tek özel ölçümlerden ve işlemlerden geçirdi. Daha önce Bosch Grubu'nun ana fabrikası Elchingen tarafından gönderilen bu üniteleri, ilk defa Bursa Fabrikası'nda üreterek Amerika’ya sevk ettik" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin Bosch Grubu için önemli bir yetkinlik merkezi konumuna geldiğini belirten Young, "Bugün Türkiye, Bosch için önemli bir üretim, Ar-Ge ve ihracat üssü. 4 Ar-Ge merkezimizde 537 kişi, yeni teknolojiler geliştirmek için çalışıyor. Bosch'un Türkiye'deki tüm birimleri başarılı işlere imza atıyor. Bu özel projelerin devamının geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Eylül 2016 16:22
Gösterim: 1128
TEOG sonucuna göre hiçbir okula yerleşemeyen ve açıköğretim lisesine yönlendirilen öğrencilerden örgün ortaöğretimde okumak isteyenlerin, boş kontenjanı bulunan ortaöğretim kurumlarına 30 Eylül'e kadar başvurmaları gerekiyor.
Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi sonucuna göre hiçbir okula yerleşemeyen ve açıköğretim lisesine yönlendirilen öğrencilerden örgün ortaöğretimde okumak isteyenlerin, boş kontenjanı olan ortaöğretim kurumlarına 30 Eylül'e kadar başvurmaları gerektiği bildirildi.
MEB tarafından illere gönderilen yazıda, TEOG uygulaması kapsamında tercih, yerleştirme ve nakil işlemlerinin tamamlandığı hatırlatıldı.
Bu süreçte, bir örgün ortaöğretim kurumunda öğrenim görmek üzere tercih hakkını kullanmayan veya tercihte bulunmalarına rağmen kontenjan sınırlaması nedeniyle yerleşemeyen öğrencilerin açıköğretim lisesine yönlendirildiği ifade edilen yazıda, bu öğrencilerden örgün ortaöğretime devam etmek isteyenlerin boş kontenjanlar doğrultusunda örgün ortaöğretim kurumlarına yerleştirilecekleri bildirildi.
Yazıya göre, 2016 TEOG sonucuna göre hiçbir okula yerleşemeyen ve örgün ortaöğretimde okumak isteyen öğrencilerin kendi illerinde 5-8 Eylül tarihinde il veya ilçe öğrenci yerleştirme ve nakil komisyon ekranında görünen boş kontenjanı bulunan ortaöğretim kurumlarına 30 Eylül'e kadar başvuruda bulunmaları halinde komisyonlarca yerleştirme işlemleri yapılacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TEOG sonucuna göre hiçbir okula yerleşemeyen ve açıköğretim lisesine yönlendirilen öğrencilerden örgün ortaöğretimde okumak isteyenlerin, boş kontenjanı bulunan ortaöğretim kurumlarına 30 Eylül'e kadar başvurmaları gerekiyor.
Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi sonucuna göre hiçbir okula yerleşemeyen ve açıköğretim lisesine yönlendirilen öğrencilerden örgün ortaöğretimde okumak isteyenlerin, boş kontenjanı olan ortaöğretim kurumlarına 30 Eylül'e kadar başvurmaları gerektiği bildirildi.
MEB tarafından illere gönderilen yazıda, TEOG uygulaması kapsamında tercih, yerleştirme ve nakil işlemlerinin tamamlandığı hatırlatıldı.
Bu süreçte, bir örgün ortaöğretim kurumunda öğrenim görmek üzere tercih hakkını kullanmayan veya tercihte bulunmalarına rağmen kontenjan sınırlaması nedeniyle yerleşemeyen öğrencilerin açıköğretim lisesine yönlendirildiği ifade edilen yazıda, bu öğrencilerden örgün ortaöğretime devam etmek isteyenlerin boş kontenjanlar doğrultusunda örgün ortaöğretim kurumlarına yerleştirilecekleri bildirildi.
Yazıya göre, 2016 TEOG sonucuna göre hiçbir okula yerleşemeyen ve örgün ortaöğretimde okumak isteyen öğrencilerin kendi illerinde 5-8 Eylül tarihinde il veya ilçe öğrenci yerleştirme ve nakil komisyon ekranında görünen boş kontenjanı bulunan ortaöğretim kurumlarına 30 Eylül'e kadar başvuruda bulunmaları halinde komisyonlarca yerleştirme işlemleri yapılacak.
Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Eylül 2016 13:08
Gösterim: 2422
İndirim mühendisliği sitesi Avantajix.com’un araştırmasına göre, ailesinden ayrı bir kentte üniversite okuyan her beş öğrenciden biri, ihtiyaçlarını aylık 400 TL tutarındaki kredi ile karşılıyor.
300’ü aşkın sanal mağazadan alışveriş yapanlara nakit para ödeyen Avantajix.com, üniversite öğrencisi üyelerine aylık bütçelerini ve bu bütçe ile nasıl geçindiklerini sordu.
Gelen yanıtlar ışığında ailelerine mümkün olduğunca yük olmamaya çalışan öğrencilerin yüzde 21.5’i, Kredi ve Yurtlar Kurumu’nca ödenen aylık 400 TL tutarındaki krediyle geçiniyor. Yüzde 48.5’inin geliri 400-750 TL, yüzde 18.7’sinin geliri de 750-1000 TL aralığında bulunuyor. Yüzde 11.3’ü ise bin TL’nin üzerinde gelirle yaşamını sürdürüyor.
Öğrencilere şık sunulmadan “Bu parayla nasıl geçiniyorsunuz?” şeklinde soru yöneltilen araştırmada, özellikle 400 TL’lik kredi limitleri dahilinde geçimini sürdüren gençlerin, limitlerini aşmamak için indirim mühendisliğinin tüm inceliklerini kullandıkları gözlendi.
Yurtlarda kalanlar kahvaltı için 2.5 TL, akşam yemeği için de 8 TL’lik devlet yardımını aşmadan karınlarını doyururken; öğle yemeklerini de yine okullarındaki yemekhanelerden oldukça uygun fiyata karşılıyorlar.
Evde kalanlar ise kahvaltılık ve yemeklik malzemelerini ağırlıklı olarak memleketten tedarik ediyorlar.
Kırık yumurta, kırık peynir, kırık pirinç gibi defolu gıda ürünleri ucuzluklarından dolayı özellikle tercih edilirken, sulu yemeklere et yerine marketlerin kasap reyonunu süsleyen kemikler katılıyor. Pazar alışverişine ise fiyatların dip yaptığı akşam saatlerinde çıkılıyor.
Hem yurt hem de evde kalanlar dışarda kendilerine “ziyafet çekmek” istediklerinde ise mutlaka internetteki fırsat sitelerini kullanıyorlar.
Telefonlarda genellikle en düşük konuşma paketine abone olan öğrenciler, bu paketi de acil durumlarda kullanıyor. Telefon görüşmesini, mesajlaşmayı ağırlıklı olarak wifi bulunan alanlarda WhatsApp, Skype ve Messenger üzerinden yapan öğrenciler, evde kalıyorlarsa “mümkünse” komşunun wifi’sini tercih ediyorlar.
En ucuzunu bulmak kolay olduğu için ağırlıklı olarak internetten alışveriş yapan öğrenciler, fiyat karşılaştırma ve fırsat sitelerini sıklıkla kullanıyorlar. İnternet alışverişlerini mutlaka Avantajix gibi para iadesi veren alışveriş sitelerinden yapan öğrenciler, alışverişleri karşılığı kazandıkları para sayesinde 400 liralık bütçelerinin üzerinde harcama yapma imkanı buluyorlar.
Gazete, dergi, kitap okumak için kütüphaneleri kullanan öğrenciler, sinema için sabah ders yoksa fiyatının uygunluğundan dolayı hafta içi ilk seansı veya halk günlerini tercih ediyorlar. Tiyatro, konser için tercihler ise ağırlıklı olarak belediyelerin ücretsiz etkinlikleri oluyor.
Genellikle Orhan Veli’nin ünlü “Bedava Yaşıyoruz Bedava” şiirindeki gibi bir yaşam sürdüklerini belirten öğrenciler, gençliğin verdiği enerjiyle çeşitli indirim mühendisliği projelerini de hayata geçirerek kendilerini geleceğe hazırlıyorlar.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İndirim mühendisliği sitesi Avantajix.com’un araştırmasına göre, ailesinden ayrı bir kentte üniversite okuyan her beş öğrenciden biri, ihtiyaçlarını aylık 400 TL tutarındaki kredi ile karşılıyor.
300’ü aşkın sanal mağazadan alışveriş yapanlara nakit para ödeyen Avantajix.com, üniversite öğrencisi üyelerine aylık bütçelerini ve bu bütçe ile nasıl geçindiklerini sordu.
Gelen yanıtlar ışığında ailelerine mümkün olduğunca yük olmamaya çalışan öğrencilerin yüzde 21.5’i, Kredi ve Yurtlar Kurumu’nca ödenen aylık 400 TL tutarındaki krediyle geçiniyor. Yüzde 48.5’inin geliri 400-750 TL, yüzde 18.7’sinin geliri de 750-1000 TL aralığında bulunuyor. Yüzde 11.3’ü ise bin TL’nin üzerinde gelirle yaşamını sürdürüyor.
Öğrencilere şık sunulmadan “Bu parayla nasıl geçiniyorsunuz?” şeklinde soru yöneltilen araştırmada, özellikle 400 TL’lik kredi limitleri dahilinde geçimini sürdüren gençlerin, limitlerini aşmamak için indirim mühendisliğinin tüm inceliklerini kullandıkları gözlendi.
Yurtlarda kalanlar kahvaltı için 2.5 TL, akşam yemeği için de 8 TL’lik devlet yardımını aşmadan karınlarını doyururken; öğle yemeklerini de yine okullarındaki yemekhanelerden oldukça uygun fiyata karşılıyorlar.
Evde kalanlar ise kahvaltılık ve yemeklik malzemelerini ağırlıklı olarak memleketten tedarik ediyorlar.
Kırık yumurta, kırık peynir, kırık pirinç gibi defolu gıda ürünleri ucuzluklarından dolayı özellikle tercih edilirken, sulu yemeklere et yerine marketlerin kasap reyonunu süsleyen kemikler katılıyor. Pazar alışverişine ise fiyatların dip yaptığı akşam saatlerinde çıkılıyor.
Hem yurt hem de evde kalanlar dışarda kendilerine “ziyafet çekmek” istediklerinde ise mutlaka internetteki fırsat sitelerini kullanıyorlar.
Telefonlarda genellikle en düşük konuşma paketine abone olan öğrenciler, bu paketi de acil durumlarda kullanıyor. Telefon görüşmesini, mesajlaşmayı ağırlıklı olarak wifi bulunan alanlarda WhatsApp, Skype ve Messenger üzerinden yapan öğrenciler, evde kalıyorlarsa “mümkünse” komşunun wifi’sini tercih ediyorlar.
En ucuzunu bulmak kolay olduğu için ağırlıklı olarak internetten alışveriş yapan öğrenciler, fiyat karşılaştırma ve fırsat sitelerini sıklıkla kullanıyorlar. İnternet alışverişlerini mutlaka Avantajix gibi para iadesi veren alışveriş sitelerinden yapan öğrenciler, alışverişleri karşılığı kazandıkları para sayesinde 400 liralık bütçelerinin üzerinde harcama yapma imkanı buluyorlar.
Gazete, dergi, kitap okumak için kütüphaneleri kullanan öğrenciler, sinema için sabah ders yoksa fiyatının uygunluğundan dolayı hafta içi ilk seansı veya halk günlerini tercih ediyorlar. Tiyatro, konser için tercihler ise ağırlıklı olarak belediyelerin ücretsiz etkinlikleri oluyor.
Genellikle Orhan Veli’nin ünlü “Bedava Yaşıyoruz Bedava” şiirindeki gibi bir yaşam sürdüklerini belirten öğrenciler, gençliğin verdiği enerjiyle çeşitli indirim mühendisliği projelerini de hayata geçirerek kendilerini geleceğe hazırlıyorlar.
Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Eylül 2016 12:10
Gösterim: 2112
Gazi Üniversitesi Sporda Üstün Yetenekli̇ler Uygulama ve Araştırma Merkezi̇'nin yapacağı bilimsel çalışmalarla üstün yetenekli çocuklar, Türk sporuna kazandırılacak.
Gazi Üniversitesi bünyesinde kurulan Sporda Üstün Yetenekli̇ler Uygulama ve Araştırma Merkezi̇ ile üstün yetenekli çocuklar, bilimsel yöntemlerle tespit edilecek.
Gazi̇ Üni̇versi̇tesi̇ Sporda Üstün Yetenekli̇ler Uygulama ve Araştırma Merkezi̇ (GÜYAM) Yönetmeli̇ği̇, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Buna göre, GÜYAM tarafından üstün yetenekli çocukların sportif ve sanatsal özelliklerinin keşfedilmesine yönelik bilimsel araştırmalar ve çalışmalar yapılacak.
Bu çocukların yeteneklerinin dünya standartlarında geliştirilmesi için tanılama modelleri ve eğitim programları geliştirecek merkez, çocukların hem potansiyellerinin farkına varmalarını hem de ülkemizi en iyi şekilde temsil edecek bireylerin ortaya çıkarılmasını planlıyor.
GÜYAM bu amaçlarına ulaşabilmek için ulusal, uluslararası kurum ve kuruluşlarla iş birliğinde bulunarak, araştırma ve eğitim programları gerçekleştirecek. Ayrıca merkez, ulusal ve uluslararası düzeyde kongre, seminer, toplantı, eğitim ve benzeri etkinliklerle sertifikalı veya sertifikasız eğitim programları düzenleyecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Gazi Üniversitesi Sporda Üstün Yetenekli̇ler Uygulama ve Araştırma Merkezi̇'nin yapacağı bilimsel çalışmalarla üstün yetenekli çocuklar, Türk sporuna kazandırılacak.
Gazi Üniversitesi bünyesinde kurulan Sporda Üstün Yetenekli̇ler Uygulama ve Araştırma Merkezi̇ ile üstün yetenekli çocuklar, bilimsel yöntemlerle tespit edilecek.
Gazi̇ Üni̇versi̇tesi̇ Sporda Üstün Yetenekli̇ler Uygulama ve Araştırma Merkezi̇ (GÜYAM) Yönetmeli̇ği̇, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Buna göre, GÜYAM tarafından üstün yetenekli çocukların sportif ve sanatsal özelliklerinin keşfedilmesine yönelik bilimsel araştırmalar ve çalışmalar yapılacak.
Bu çocukların yeteneklerinin dünya standartlarında geliştirilmesi için tanılama modelleri ve eğitim programları geliştirecek merkez, çocukların hem potansiyellerinin farkına varmalarını hem de ülkemizi en iyi şekilde temsil edecek bireylerin ortaya çıkarılmasını planlıyor.
GÜYAM bu amaçlarına ulaşabilmek için ulusal, uluslararası kurum ve kuruluşlarla iş birliğinde bulunarak, araştırma ve eğitim programları gerçekleştirecek. Ayrıca merkez, ulusal ve uluslararası düzeyde kongre, seminer, toplantı, eğitim ve benzeri etkinliklerle sertifikalı veya sertifikasız eğitim programları düzenleyecek.
Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Eylül 2016 12:19
Gösterim: 1435
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, İstanbul'da çok sayıda kaçak servis aracının bulunduğunu belirterek, vatandaşları, bu tür araçlar konusunda uyardı.
Yaptıkları araştırmada, vatandaşı mağdur eden servis araçlarının çoğunun kaçak olarak çalıştığını belirlediklerini anlatan Deniz, şunları kaydetti: "İnsanlar mağduriyet yaşadıktan sonra telefonla ya da internet üzerinden bize şikayette bulunuyor. Biz bu mağduriyetleri araştırmaya başladık. Belediyeden soruşturduğumuzda bunların tamamına yakınının kaçak olduğu, yani ruhsatsız olarak çalıştığını anladık. Nasıl olur da bunlar bu şekilde şehirde ruhsatsız olarak çalışabileceğini merak ettim. Bu konuda yaptığım araştırmada, bazı tespitler edindim. Yetkililerle yaptığım konuşmada, gerçekte taşımacılıkla hiç alakası olmayan birçok kişinin, belediyenin plaka tahdidi vereceği ümidiyle servis aracı aldığını öğrendim."
Deniz, bu kişilerin, ruhsatsız ve denetimden geçmeden çalıştığını vurgulayarak, gerekli standartları taşımadıklarını söyledi.
"Kaçak çalışan yaklaşık 3 bin servisin bulunduğunu düşünüyorum"
Öztürk, vatandaşlara bazı önerilerde bulunarak, bu tür kişilerin tespiti yönünde kendilerinin de vatandaşa yardımcı olabileceklerini söyledi.
Velilere, çocuklarını mutlaka bir servis işleticisiyle taşıtmasını tavsiye ettiklerini anlatan Öztürk, şunları kaydetti: "Taşıma yetki belgeleri, güzergah kullanım izni olsun. Çünkü servis taşımacılığı her işe benzemez. Çocuklar bizim canımız, onun için kime teslim edeceklerini çok iyi bilsinler. Onun için servis taşımacılığı yapan kişinin sabıkası var mı, alkol kullanıyor mu, ehliyeti alkolden ya da yaralı trafik kazasından dolayı iptal edilmiş mi? Araştırsın. Servis aracını mutlaka kontrol etsinler, arabada yeterli donanım var mı, yeterli güvenlik önlemi var mı, acil çıkışı var mı, okul öncesi ya da orta okulsa rehber öğretmeni var mı? Bunlara mutlaka dikkat etsinler. Şüpheye düştükleri anda odamızı arasınlar, aracın plakasını bize bildirsinler. Biz yasal olup olmadığını araştırıp onlara bildiririz."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, İstanbul'da çok sayıda kaçak servis aracının bulunduğunu belirterek, vatandaşları, bu tür araçlar konusunda uyardı.
Yaptıkları araştırmada, vatandaşı mağdur eden servis araçlarının çoğunun kaçak olarak çalıştığını belirlediklerini anlatan Deniz, şunları kaydetti: "İnsanlar mağduriyet yaşadıktan sonra telefonla ya da internet üzerinden bize şikayette bulunuyor. Biz bu mağduriyetleri araştırmaya başladık. Belediyeden soruşturduğumuzda bunların tamamına yakınının kaçak olduğu, yani ruhsatsız olarak çalıştığını anladık. Nasıl olur da bunlar bu şekilde şehirde ruhsatsız olarak çalışabileceğini merak ettim. Bu konuda yaptığım araştırmada, bazı tespitler edindim. Yetkililerle yaptığım konuşmada, gerçekte taşımacılıkla hiç alakası olmayan birçok kişinin, belediyenin plaka tahdidi vereceği ümidiyle servis aracı aldığını öğrendim."
Deniz, bu kişilerin, ruhsatsız ve denetimden geçmeden çalıştığını vurgulayarak, gerekli standartları taşımadıklarını söyledi.
"Kaçak çalışan yaklaşık 3 bin servisin bulunduğunu düşünüyorum"
Öztürk, vatandaşlara bazı önerilerde bulunarak, bu tür kişilerin tespiti yönünde kendilerinin de vatandaşa yardımcı olabileceklerini söyledi.
Velilere, çocuklarını mutlaka bir servis işleticisiyle taşıtmasını tavsiye ettiklerini anlatan Öztürk, şunları kaydetti: "Taşıma yetki belgeleri, güzergah kullanım izni olsun. Çünkü servis taşımacılığı her işe benzemez. Çocuklar bizim canımız, onun için kime teslim edeceklerini çok iyi bilsinler. Onun için servis taşımacılığı yapan kişinin sabıkası var mı, alkol kullanıyor mu, ehliyeti alkolden ya da yaralı trafik kazasından dolayı iptal edilmiş mi? Araştırsın. Servis aracını mutlaka kontrol etsinler, arabada yeterli donanım var mı, yeterli güvenlik önlemi var mı, acil çıkışı var mı, okul öncesi ya da orta okulsa rehber öğretmeni var mı? Bunlara mutlaka dikkat etsinler. Şüpheye düştükleri anda odamızı arasınlar, aracın plakasını bize bildirsinler. Biz yasal olup olmadığını araştırıp onlara bildiririz."
Son Güncelleme: Perşembe, 22 Eylül 2016 14:11
Gösterim: 1502

