Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Kudret Bülbül, eğitim, gençlik, ayrımcılıkla mücadele, aktif yurttaşlık ve eşit katılım, çift dilli eğitime destek gibi 9 farklı başlıkta, 343 proje başvurusu aldıklarını ve bunların 102'sine 9 milyon liranın üzerinde destek sağlandığını söyledi.

kudret_bulbulYTB'nin 2015 faaliyetleri ve 2016 projeleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bülbül, yurt dışında yaşayan vatandaşlarla ilgili konuların takibinde, Türkiye ölçeğinde ve yabancı ülkelerde var olan sıkıntıların çözümünde aktif olarak çalıştıklarını ifade etti.

2015'te gerçekleştirilen Mali Destek Programları'nın önemine işaret eden Bülbül, "Eskiden Türkiye'ye yönelik mali destek programları açıklanırdı. Artık Türkiye yurt dışında yaşayan vatandaşlarına destek programları açıklayan bir ülke. Türkiye artık alan ülke değil veren ülke" dedi. Türk vatandaşları tarafından kurulan STK'ların çalışmalarının, YTB proje destekleri ile finanse edildiğini belirten Bülbül, bu desteklerin, Türklerin yaşadıkları toplumda ihtiyaç duydukları hemen her alana hitap ettiğini söyledi.

"Eğitim, gençlik, ayrımcılıkla mücadele, aktif yurttaşlık ve eşit katılım, çift dilli eğitime destek gibi 9 farklı başlık altında, 343 proje başvurusu aldıklarını ve bu projelerin 102'sine 9 milyon liranın üzerinde destek sağlandığını" aktaran Bülbül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ayrımcılıkla mücadele programını oldukça önemsiyoruz. Avrupa'da son zamanlarda İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı hızla artıyor. Avrupa geçmişte insanlığa, bölgesine ve dünyaya çok olumlu katkılar sunmuş bir coğrafya. Ama aynı Avrupa, genetiğinde faşizmi de barındırıyor. Gelinen noktada, tekrar eski hastalıkların nüksetme potansiyeli oldukça yüksek. Bu durumla Avrupalı dostlarla birlikte mücadele etmek gerekiyor. Vatandaşlarımız da ayrımcılıkla, ötekileştirmeyle, dışlamayla ilgili alanlarda geliştirdikleri projeleri bize sunarlarsa onlara her türlü desteği sağlamaya hazırız. Lütfen vatandaşlarımız, ilanları takip etsinler ve bu programlardan yararlansınlar."

- "Yurt dışındaki Türklerin talep ve beklentilerini birebir takip ediyoruz"

Bülbül, YTB'nin, yurt dışındaki vatandaşların talep ve beklentilerini birebir takip eden bir kuruluş olduğuna işaret ederek, "Vatandaşlarımızın her türlü taleplerini tek tek derleyen, kendimiz karşılayabiliyorsak karşılayan, karşılayamıyorsak ilgili kurumlarla koordinasyonu sağlayan bir kurumuz" dedi.

Yurt dışında yaşayan Türklerden gelen taleplerin analiz edilerek hazırlanan 12 maddelik tespit ve çözüm paketinin Başbakanlığa sunulduğunu anımsatan Bülbül, "Bu paketten 10 madde seçim vaadi olarak ilan edildi ve şu ana kadar 5'i gerçekleştirildi. Kalan 5'i ile ilgili çalışmalar devam ediyor" diye konuştu.

Bülbül, yurt dışındaki vatandaşların dövizli askerlik bedelinin 6 bin avrodan bin avroya düşürülmesi, Türkiye'ye getirilen araçların ülkede kalış süresinin 2 yıla çıkarılması, mobil cihazların harç ücreti ödenmeksizin 4 ay kullanılabilmesi, Türkiye'ye seyahat edecek vatandaşlara bilet ücretlerinde yüzde 20 oranından aile indirimi sağlanması ile ilgili düzenlemelerin tamamlandığını kaydetti.

- "Türkiye artık alan ülke değil veren ülke"

Bülbül, yurt dışında yaşayan Türklerin bulundukları ülkelerde oy kullanabilmelerinin önünün 2012'de YTB'nin koordinasyonuyla yapılan çalışmalarla açıldığını hatırlatarak, "2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 18, 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 36,84 ve 1 Kasım seçimlerinde yüzde 44,79 gibi rekor bir rakam (seçime katılım oranı) kısa sürede yakalandı" dedi.

Yurt dışından Türkiye'deki seçimlere katılımın, o ülkelerdeki siyasal katılımı da olumlu etkilediğini aktaran Bülbül, "Türkiye'deki seçimlere katılım artsın ama en az onun kadar hatta daha fazla yurt dışındaki vatandaşlarımız, oldukları ülkelerde de seçimlere katılsınlar. Siyasette aktif olsunlar. Etkin, aktif ve eşit yurttaş olmanın en önemli unsurlarından birisi siyasal katılım" diye konuştu.

YTB'nin, ülke dışındaki vatandaşların bulundukları yerlerde eğitim ve akademik hayatlarına destek olunması maksadıyla, Türkiye tarihinde ilk kez burs vermeye başladığını belirten Bülbül şunları dile getirdi:

"Bu çalışmayı yaparken, ülkeler düzeyinde ihtiyaç analizi yaptık. Belirlenen konu başlıklarında 21 ülkeden başvurular aldık. 2015'te 51 öğrencimiz, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla ilgili konularda araştırma yapmak üzere burslandırıldı. Yüksek lisans, doktora ve doktora sonrası olmak üzere üç düzeyde verilen burslarla ilgili 2016 için yakın zamanda ilana çıkacağız. Yüksek lisansta 500, doktorada 750 ve doktora sonrası için bin avro aylık burs veriyoruz."

Bursların, yurt dışındaki vatandaşların bulundukları yerlerde daha etkin hale getirilmesi ve yerinde güçlendirilmesi prensibine bağlı kalınarak belirli alanlarda verildiğinin altını çizen Bülbül, "Türkiye'nin birikimini yabancı ülkelere taşıyacak alanlardaki çalışmalara burs vermiyoruz. Bırakalım bu birikime talip olan ülkeler desteklesin, fon aktarsın" dedi.

Bin Suriyeli öğrenciye aylık bin 200 lira burs

Avrupa Birliği (AB) Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) fonundan sağlanan kaynakla 2016'da bin Suriyeli öğrencinin, burs ve barınma yardımı olarak aylık bin 200 lirayla destekleneceğini ifade eden Bülbül, bu çalışma nedeniyle bir takım eleştiriler aldıklarını kaydetti.

Bülbül, "Burslar neden Suriyelilere veriliyor?" eleştirisine cevaben projeyi AB'den gelen fonlarla yürüttüklerinin altını çizerek şunları dile getirdi: "Suriye için yapılan insani yardımlar, bizim ahlaki, insani ve komşuluk gereği görevimiz. Geleceğin Suriyesini inşa edecek insanları yetiştirmemiz gerekiyor. Bu yıl, AB'nin Suriyeliler için aktardığı fonlardan böyle bir burs programı başlattık. Bu konuda eleştiriler de aldık. Bazen 'Türk öğrencilerine neden verilmiyor da Suriyelilere veriliyor?' gibi tepkiler alıyoruz. AB'nin Suriyeliler için tahsis ettiği fonlardan oluşturulan bir proje."

- "182 ülkeden Türkiye'de eğitim için başvuru alıyoruz"

Bülbül, YTB'nin aynı zamanda Türkiye'de okumak isteyen uluslararası öğrencileri üniversitelere yerleştiren, onlara barınma ve burs imkanı veren bir kuruluş olduğunu belirterek, Türkiye'de eğitim almak için başvuruda bulunan uluslararası öğrencilerin sayısının her geçen gün arttığına dikkati çekti.

Bülbül sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye'de eğitim almak için başvuruda bulunan yabancı öğrenci sayısı, birkaç yıl öncesine kadar 8-10 bin civarındayken 2015'te, 182 ülkeden 155 bin kayıt aldık. Bunlardan 95 bini tamamlanmış başvurular. Benim öğrencilik yıllarımda, Türkçe bir bilim dili olabilir mi diye tartışılırdı. Bugün geldiğimiz noktada bırakalım bu tartışmayı, yabancılar Türkiye'de ve Türkçe'de geleceklerini arıyorlar. 182 ülkeyi saymıyorum. Geriye, Kuzey Kore gibi online başvuru imkanının olmadığı 10 ülke kalıyor. Tüm dünyadan başvuru alıyoruz."

> 102 projeye 9 milyon TL destek

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Kudret Bülbül, eğitim, gençlik, ayrımcılıkla mücadele, aktif yurttaşlık ve eşit katılım, çift dilli eğitime destek gibi 9 farklı başlıkta, 343 proje başvurusu aldıklarını ve bunların 102'sine 9 milyon liranın üzerinde destek sağlandığını söyledi.

kudret_bulbulYTB'nin 2015 faaliyetleri ve 2016 projeleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bülbül, yurt dışında yaşayan vatandaşlarla ilgili konuların takibinde, Türkiye ölçeğinde ve yabancı ülkelerde var olan sıkıntıların çözümünde aktif olarak çalıştıklarını ifade etti.

2015'te gerçekleştirilen Mali Destek Programları'nın önemine işaret eden Bülbül, "Eskiden Türkiye'ye yönelik mali destek programları açıklanırdı. Artık Türkiye yurt dışında yaşayan vatandaşlarına destek programları açıklayan bir ülke. Türkiye artık alan ülke değil veren ülke" dedi. Türk vatandaşları tarafından kurulan STK'ların çalışmalarının, YTB proje destekleri ile finanse edildiğini belirten Bülbül, bu desteklerin, Türklerin yaşadıkları toplumda ihtiyaç duydukları hemen her alana hitap ettiğini söyledi.

"Eğitim, gençlik, ayrımcılıkla mücadele, aktif yurttaşlık ve eşit katılım, çift dilli eğitime destek gibi 9 farklı başlık altında, 343 proje başvurusu aldıklarını ve bu projelerin 102'sine 9 milyon liranın üzerinde destek sağlandığını" aktaran Bülbül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ayrımcılıkla mücadele programını oldukça önemsiyoruz. Avrupa'da son zamanlarda İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı hızla artıyor. Avrupa geçmişte insanlığa, bölgesine ve dünyaya çok olumlu katkılar sunmuş bir coğrafya. Ama aynı Avrupa, genetiğinde faşizmi de barındırıyor. Gelinen noktada, tekrar eski hastalıkların nüksetme potansiyeli oldukça yüksek. Bu durumla Avrupalı dostlarla birlikte mücadele etmek gerekiyor. Vatandaşlarımız da ayrımcılıkla, ötekileştirmeyle, dışlamayla ilgili alanlarda geliştirdikleri projeleri bize sunarlarsa onlara her türlü desteği sağlamaya hazırız. Lütfen vatandaşlarımız, ilanları takip etsinler ve bu programlardan yararlansınlar."

- "Yurt dışındaki Türklerin talep ve beklentilerini birebir takip ediyoruz"

Bülbül, YTB'nin, yurt dışındaki vatandaşların talep ve beklentilerini birebir takip eden bir kuruluş olduğuna işaret ederek, "Vatandaşlarımızın her türlü taleplerini tek tek derleyen, kendimiz karşılayabiliyorsak karşılayan, karşılayamıyorsak ilgili kurumlarla koordinasyonu sağlayan bir kurumuz" dedi.

Yurt dışında yaşayan Türklerden gelen taleplerin analiz edilerek hazırlanan 12 maddelik tespit ve çözüm paketinin Başbakanlığa sunulduğunu anımsatan Bülbül, "Bu paketten 10 madde seçim vaadi olarak ilan edildi ve şu ana kadar 5'i gerçekleştirildi. Kalan 5'i ile ilgili çalışmalar devam ediyor" diye konuştu.

Bülbül, yurt dışındaki vatandaşların dövizli askerlik bedelinin 6 bin avrodan bin avroya düşürülmesi, Türkiye'ye getirilen araçların ülkede kalış süresinin 2 yıla çıkarılması, mobil cihazların harç ücreti ödenmeksizin 4 ay kullanılabilmesi, Türkiye'ye seyahat edecek vatandaşlara bilet ücretlerinde yüzde 20 oranından aile indirimi sağlanması ile ilgili düzenlemelerin tamamlandığını kaydetti.

- "Türkiye artık alan ülke değil veren ülke"

Bülbül, yurt dışında yaşayan Türklerin bulundukları ülkelerde oy kullanabilmelerinin önünün 2012'de YTB'nin koordinasyonuyla yapılan çalışmalarla açıldığını hatırlatarak, "2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 18, 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 36,84 ve 1 Kasım seçimlerinde yüzde 44,79 gibi rekor bir rakam (seçime katılım oranı) kısa sürede yakalandı" dedi.

Yurt dışından Türkiye'deki seçimlere katılımın, o ülkelerdeki siyasal katılımı da olumlu etkilediğini aktaran Bülbül, "Türkiye'deki seçimlere katılım artsın ama en az onun kadar hatta daha fazla yurt dışındaki vatandaşlarımız, oldukları ülkelerde de seçimlere katılsınlar. Siyasette aktif olsunlar. Etkin, aktif ve eşit yurttaş olmanın en önemli unsurlarından birisi siyasal katılım" diye konuştu.

YTB'nin, ülke dışındaki vatandaşların bulundukları yerlerde eğitim ve akademik hayatlarına destek olunması maksadıyla, Türkiye tarihinde ilk kez burs vermeye başladığını belirten Bülbül şunları dile getirdi:

"Bu çalışmayı yaparken, ülkeler düzeyinde ihtiyaç analizi yaptık. Belirlenen konu başlıklarında 21 ülkeden başvurular aldık. 2015'te 51 öğrencimiz, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla ilgili konularda araştırma yapmak üzere burslandırıldı. Yüksek lisans, doktora ve doktora sonrası olmak üzere üç düzeyde verilen burslarla ilgili 2016 için yakın zamanda ilana çıkacağız. Yüksek lisansta 500, doktorada 750 ve doktora sonrası için bin avro aylık burs veriyoruz."

Bursların, yurt dışındaki vatandaşların bulundukları yerlerde daha etkin hale getirilmesi ve yerinde güçlendirilmesi prensibine bağlı kalınarak belirli alanlarda verildiğinin altını çizen Bülbül, "Türkiye'nin birikimini yabancı ülkelere taşıyacak alanlardaki çalışmalara burs vermiyoruz. Bırakalım bu birikime talip olan ülkeler desteklesin, fon aktarsın" dedi.

Bin Suriyeli öğrenciye aylık bin 200 lira burs

Avrupa Birliği (AB) Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) fonundan sağlanan kaynakla 2016'da bin Suriyeli öğrencinin, burs ve barınma yardımı olarak aylık bin 200 lirayla destekleneceğini ifade eden Bülbül, bu çalışma nedeniyle bir takım eleştiriler aldıklarını kaydetti.

Bülbül, "Burslar neden Suriyelilere veriliyor?" eleştirisine cevaben projeyi AB'den gelen fonlarla yürüttüklerinin altını çizerek şunları dile getirdi: "Suriye için yapılan insani yardımlar, bizim ahlaki, insani ve komşuluk gereği görevimiz. Geleceğin Suriyesini inşa edecek insanları yetiştirmemiz gerekiyor. Bu yıl, AB'nin Suriyeliler için aktardığı fonlardan böyle bir burs programı başlattık. Bu konuda eleştiriler de aldık. Bazen 'Türk öğrencilerine neden verilmiyor da Suriyelilere veriliyor?' gibi tepkiler alıyoruz. AB'nin Suriyeliler için tahsis ettiği fonlardan oluşturulan bir proje."

- "182 ülkeden Türkiye'de eğitim için başvuru alıyoruz"

Bülbül, YTB'nin aynı zamanda Türkiye'de okumak isteyen uluslararası öğrencileri üniversitelere yerleştiren, onlara barınma ve burs imkanı veren bir kuruluş olduğunu belirterek, Türkiye'de eğitim almak için başvuruda bulunan uluslararası öğrencilerin sayısının her geçen gün arttığına dikkati çekti.

Bülbül sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye'de eğitim almak için başvuruda bulunan yabancı öğrenci sayısı, birkaç yıl öncesine kadar 8-10 bin civarındayken 2015'te, 182 ülkeden 155 bin kayıt aldık. Bunlardan 95 bini tamamlanmış başvurular. Benim öğrencilik yıllarımda, Türkçe bir bilim dili olabilir mi diye tartışılırdı. Bugün geldiğimiz noktada bırakalım bu tartışmayı, yabancılar Türkiye'de ve Türkçe'de geleceklerini arıyorlar. 182 ülkeyi saymıyorum. Geriye, Kuzey Kore gibi online başvuru imkanının olmadığı 10 ülke kalıyor. Tüm dünyadan başvuru alıyoruz."

Son Güncelleme: Perşembe, 07 Ocak 2016 11:25

Gösterim: 2696

Uluslararası öğrenci değişim programı Erasmus’la her yıl yüzlerce öğrenci farklı ülkelerde eğitim alma şansı yakalıyor. Peki, faydalı ve keyifli bir eğitim almak için hangi şehre gitmek gerekir? Öğrencilerin en çok tercih ettiği ülke ve şehirler hangileri? İşte Erasmus programı ile gidilebilecek en iyi 10 şehir!

Tarihi bir kentin sokaklarında mı dolaşmak istersiniz, yoksa sanatla harmanlanmış kent merkezlerinde mi? Erasmus projesi üniversite öğrencilerine her yıl dünyaya daha geniş pencereden bakabilecekleri imkanlar sunuyor. Farklı şehirler, farklı ülkeler, farklı insanlar… Okul yıllarında edinilecek bu deneyimler iş hayatında mezunlara çok büyük avantajlar sağlıyor. Peki hangi şehirde okumalı? Tercih ettiğiniz bölüme ve nasıl bir hayat yaşamak istediğinize bağlı olarak okumak istediğiniz şehri seçemiyorsanız, bu liste ufkunuzu açmanızda yardımcı olabilir…Radikal’den Öykü Çetin derledi;

1) Floransa, İtalya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  

Arno Nehri çevresinde kurulan Floransa Toskana Bölgesinin başkenti olmakla birlikte, İtalya Rönesans’ının da başkenti olarak kabul ediliyor. Leonardo Da Vinci’nin, Dante’nin ve Michelangelo’nun yaşadığı Floransa’da çok sayıda sanat galerisi, müze, kilise ve sanat eseri bulunuyor. İtalya sanat tarihi ve mimarlık gibi alanlarda eğitim alan öğrenciler için en ideal ülkelerden biri. Ayrıca Floransa tarih, tiyatro, edebiyat, felsefe, moda ve takı tasarımının yanı sıra güzel sanatlar fakültesi öğrencileri için de iyi bir seçim olabilir. Dokusuyla ruhunuzu besleyecek olan Floransa Erasmus programı sizi tarihte bir yolculuğa çıkaracak.

2) Prag, Çek Cumhuriyeti

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çek Cumhuriyeti’nin en büyük şehri ve başkenti olan Prag, Altın Şehir, Masal Şehri ve Avrupa’nın Kalbi olarak da isimlendiriliyor. Güzel sanatlar fakültesinde eğitim alan öğrencilerin yanı sıra konservatuvar, mimarlık, peyzaj, tarih, ekonomi ve sanat tarihi alanlarında eğitim alan öğrencilerin de keyifli vakit geçirdiği Prag, Erasmus programı ile en sık gidilen şehirler arasında yer alıyor.

3)Leuven, Belçika

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Belçika'nın en büyük üniversitesi olan Katholieke Universiteit Leuven (Leuven Katolik Üniversitesi) Avrupa’nın en iyi üniversitelerinden biri. Şehirle iç içe geçmiş bir kampüsün içinde çok iyi olanaklara sahip Katholieke Universiteit Leuven 15. yüzyılda bu kentte kuruldu. Belçika’nın diğer şehirlerinin aksine pek çok kişinin İngilizce bildiği bu şehirde iletişim kurmakta zorlanmazsınız. Ulaşımınızı 6-7 Euro ödeyerek kiraladığınız bisikletlerinizle sağlayabilirsiniz. Tabii orada okumaya karar verirseniz, bu kira ücretinden sıyrılmak için bir bisiklet edinmenizde fayda var. İktisadi ve idari bilimler fakültesi öğrencileri için ideal olan bu şehir görülmeye değer.

4) Berlin, Almanya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Almanya’nın en büyük şehri ve başkenti olan Berlin’de öğrencilere yönelik pek çok festival gerçekleşiyor. Gece hayatıyla da ön plana çıkan Berlin’de aynı zamanda eğitim kalitesi de çok yüksek. Mühendislik, tarih, mimarlık, peyzaj ve rekreasyon gibi alanların yanı sıra uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi ve ekonomi gibi alanlarda da eğitim alan öğrenciler için de burada okumak doğru bir tercih olabilir.

5) Kopenhag, Danimarka

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Danimarka’nın başkenti olan Kopenhag tüneller ve köprüler ile birbirine bağlanmış bir şehir olarak dikkat çekmesinin yanı sıra mimari eserleri, parkları ve müzeleri ile de ünlü. Oldukça pahalı olmasına rağmen, çok sayıda eğitim kurumu ile öğrenciler için ilgi çekici bir şehir Kopenhag. Özellikle medya ve yayıncılık, ekonomi, pazarlama ve finans gibi alanlarda eğitim alan öğrencilerinin üst düzey eğitim alabilecekleri bir başkent.

6) Varşova, Polonya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Varşova, pek çok tarihi savaş tanıklık etmiş Vistül Nehri üzerine kurulmuş bir şehir. Gotik, Rönesans, Barok ve Neoklasik dönem eserlerinin bulunduğu şehir aynı zamanda önemli bir eğitim merkezi. Kütüphaneleri ile de dikkat çeken Varşova mimarlık, tıp, sağlık bilimleri, ziraat mühendisliği, temel bilimler ve ekonomi gibi çeşitli programlarda eğitim alan öğrenciler için zengin bir deneyim yaşama fırsatı sunuyor. Bu güzel şehir aynı zamanda konservatuvar öğrencileri için de bire bir.

7) Amsterdam, Hollanda

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yılda 4.2 milyon turist ağırlayan Amsterdam, bir kültür sanat başkenti. Rjiks, Van Gogh, Rembrandthuis, Anne Frank Huis, Hermitage, Troppenmuseum gibi pek çok müzeye ev sahipliği yapan Amsterdam aynı zamanda Avrupa’nın en renkli gece hayatına sahip şehirlerinden biri. Kanallarla dolu bu şehir size bir masal kentindeymişsiniz gibi hissettirirken, bisiklet sever saygılı halkı ise hemen ortama alışmanızı sağlayacaktır. Merkezde konumlanan Vrije Üniversitesinde İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesinin yanı sıra İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencileri de rahatlıkla derslerini eşleştirebilirler. Çocukların bile akıcı bir şekilde İngilizce konuştuğu bu şehirde insanlarla kolayca iletişim kurabilirsiniz.

8) Viyana, Avusturya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Avusturya’nın başkenti ve en kalabalık şehri olan Viyana, çeşitli dönemleri yansıtan pek çok mimari esere ve saraya sahip. Çok sayıda uluslararası kurum ve kuruluşun da merkezi olan şehir opera ve kafeleri ile ünlü. Özellikle konservatuvar öğrencileri için ilham verici bir şehir olan Viyana, mühendislik, veterinerlik, tıp, sağlık bilimleri, felsefe, ekonomi ve uluslararası ilişkiler alanlarında eğitim alan öğrenciler için de uygun.

9) Barselona, İspanya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Katalonya Özerk Bölgesi’nin başkenti olan Barselona Picasso’nun ve ünlü mimar Gaudi’nin yaşadığı şehir olarak dikkat çekiyor. Mimarlık, mühendislik, çevre bilimleri ve peyzaj gibi alanlarda eğitim alan öğrencilerin yanı sıra güzel sanatlar fakültesi öğrencileri için de en doğru seçeneklerden biri olan Barcelona, spor ve medya alanında kendini geliştirmek isteyenler için de iyi bir seçim olacaktır. Pek çok dokuyu aynı anda hissedebileceğiniz Barselona, kendinizi hızla geliştirebileceğiniz bir şehir.

10) Tallinn, Estonya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Estonya’nın ana liman kenti olan Tallinn aynı zamanda ülkenin başkenti. Dünya dijital şehirleri arasında yer alan Tallinn, kuzey Avrupa’nın en eski kenti olarak da dikkat çekiyor. Skype’ın geliştirildiği ve Ericsson’un en büyük üretim merkezlerinden birinin yer aldığı şehir; bilgisayar bilimleri, dünya dinleri, tarih ve mimarlık eğitimi alan öğrenciler için uygun olduğu kadar güzel sanatlar fakültesi öğrencileri için de iyi bir alternatif.

> Erasmus’la gidilebilecek en iyi 10 şehir

Uluslararası öğrenci değişim programı Erasmus’la her yıl yüzlerce öğrenci farklı ülkelerde eğitim alma şansı yakalıyor. Peki, faydalı ve keyifli bir eğitim almak için hangi şehre gitmek gerekir? Öğrencilerin en çok tercih ettiği ülke ve şehirler hangileri? İşte Erasmus programı ile gidilebilecek en iyi 10 şehir!

Tarihi bir kentin sokaklarında mı dolaşmak istersiniz, yoksa sanatla harmanlanmış kent merkezlerinde mi? Erasmus projesi üniversite öğrencilerine her yıl dünyaya daha geniş pencereden bakabilecekleri imkanlar sunuyor. Farklı şehirler, farklı ülkeler, farklı insanlar… Okul yıllarında edinilecek bu deneyimler iş hayatında mezunlara çok büyük avantajlar sağlıyor. Peki hangi şehirde okumalı? Tercih ettiğiniz bölüme ve nasıl bir hayat yaşamak istediğinize bağlı olarak okumak istediğiniz şehri seçemiyorsanız, bu liste ufkunuzu açmanızda yardımcı olabilir…Radikal’den Öykü Çetin derledi;

1) Floransa, İtalya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  

Arno Nehri çevresinde kurulan Floransa Toskana Bölgesinin başkenti olmakla birlikte, İtalya Rönesans’ının da başkenti olarak kabul ediliyor. Leonardo Da Vinci’nin, Dante’nin ve Michelangelo’nun yaşadığı Floransa’da çok sayıda sanat galerisi, müze, kilise ve sanat eseri bulunuyor. İtalya sanat tarihi ve mimarlık gibi alanlarda eğitim alan öğrenciler için en ideal ülkelerden biri. Ayrıca Floransa tarih, tiyatro, edebiyat, felsefe, moda ve takı tasarımının yanı sıra güzel sanatlar fakültesi öğrencileri için de iyi bir seçim olabilir. Dokusuyla ruhunuzu besleyecek olan Floransa Erasmus programı sizi tarihte bir yolculuğa çıkaracak.

2) Prag, Çek Cumhuriyeti

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çek Cumhuriyeti’nin en büyük şehri ve başkenti olan Prag, Altın Şehir, Masal Şehri ve Avrupa’nın Kalbi olarak da isimlendiriliyor. Güzel sanatlar fakültesinde eğitim alan öğrencilerin yanı sıra konservatuvar, mimarlık, peyzaj, tarih, ekonomi ve sanat tarihi alanlarında eğitim alan öğrencilerin de keyifli vakit geçirdiği Prag, Erasmus programı ile en sık gidilen şehirler arasında yer alıyor.

3)Leuven, Belçika

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Belçika'nın en büyük üniversitesi olan Katholieke Universiteit Leuven (Leuven Katolik Üniversitesi) Avrupa’nın en iyi üniversitelerinden biri. Şehirle iç içe geçmiş bir kampüsün içinde çok iyi olanaklara sahip Katholieke Universiteit Leuven 15. yüzyılda bu kentte kuruldu. Belçika’nın diğer şehirlerinin aksine pek çok kişinin İngilizce bildiği bu şehirde iletişim kurmakta zorlanmazsınız. Ulaşımınızı 6-7 Euro ödeyerek kiraladığınız bisikletlerinizle sağlayabilirsiniz. Tabii orada okumaya karar verirseniz, bu kira ücretinden sıyrılmak için bir bisiklet edinmenizde fayda var. İktisadi ve idari bilimler fakültesi öğrencileri için ideal olan bu şehir görülmeye değer.

4) Berlin, Almanya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Almanya’nın en büyük şehri ve başkenti olan Berlin’de öğrencilere yönelik pek çok festival gerçekleşiyor. Gece hayatıyla da ön plana çıkan Berlin’de aynı zamanda eğitim kalitesi de çok yüksek. Mühendislik, tarih, mimarlık, peyzaj ve rekreasyon gibi alanların yanı sıra uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi ve ekonomi gibi alanlarda da eğitim alan öğrenciler için de burada okumak doğru bir tercih olabilir.

5) Kopenhag, Danimarka

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Danimarka’nın başkenti olan Kopenhag tüneller ve köprüler ile birbirine bağlanmış bir şehir olarak dikkat çekmesinin yanı sıra mimari eserleri, parkları ve müzeleri ile de ünlü. Oldukça pahalı olmasına rağmen, çok sayıda eğitim kurumu ile öğrenciler için ilgi çekici bir şehir Kopenhag. Özellikle medya ve yayıncılık, ekonomi, pazarlama ve finans gibi alanlarda eğitim alan öğrencilerinin üst düzey eğitim alabilecekleri bir başkent.

6) Varşova, Polonya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Varşova, pek çok tarihi savaş tanıklık etmiş Vistül Nehri üzerine kurulmuş bir şehir. Gotik, Rönesans, Barok ve Neoklasik dönem eserlerinin bulunduğu şehir aynı zamanda önemli bir eğitim merkezi. Kütüphaneleri ile de dikkat çeken Varşova mimarlık, tıp, sağlık bilimleri, ziraat mühendisliği, temel bilimler ve ekonomi gibi çeşitli programlarda eğitim alan öğrenciler için zengin bir deneyim yaşama fırsatı sunuyor. Bu güzel şehir aynı zamanda konservatuvar öğrencileri için de bire bir.

7) Amsterdam, Hollanda

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yılda 4.2 milyon turist ağırlayan Amsterdam, bir kültür sanat başkenti. Rjiks, Van Gogh, Rembrandthuis, Anne Frank Huis, Hermitage, Troppenmuseum gibi pek çok müzeye ev sahipliği yapan Amsterdam aynı zamanda Avrupa’nın en renkli gece hayatına sahip şehirlerinden biri. Kanallarla dolu bu şehir size bir masal kentindeymişsiniz gibi hissettirirken, bisiklet sever saygılı halkı ise hemen ortama alışmanızı sağlayacaktır. Merkezde konumlanan Vrije Üniversitesinde İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesinin yanı sıra İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencileri de rahatlıkla derslerini eşleştirebilirler. Çocukların bile akıcı bir şekilde İngilizce konuştuğu bu şehirde insanlarla kolayca iletişim kurabilirsiniz.

8) Viyana, Avusturya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Avusturya’nın başkenti ve en kalabalık şehri olan Viyana, çeşitli dönemleri yansıtan pek çok mimari esere ve saraya sahip. Çok sayıda uluslararası kurum ve kuruluşun da merkezi olan şehir opera ve kafeleri ile ünlü. Özellikle konservatuvar öğrencileri için ilham verici bir şehir olan Viyana, mühendislik, veterinerlik, tıp, sağlık bilimleri, felsefe, ekonomi ve uluslararası ilişkiler alanlarında eğitim alan öğrenciler için de uygun.

9) Barselona, İspanya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Katalonya Özerk Bölgesi’nin başkenti olan Barselona Picasso’nun ve ünlü mimar Gaudi’nin yaşadığı şehir olarak dikkat çekiyor. Mimarlık, mühendislik, çevre bilimleri ve peyzaj gibi alanlarda eğitim alan öğrencilerin yanı sıra güzel sanatlar fakültesi öğrencileri için de en doğru seçeneklerden biri olan Barcelona, spor ve medya alanında kendini geliştirmek isteyenler için de iyi bir seçim olacaktır. Pek çok dokuyu aynı anda hissedebileceğiniz Barselona, kendinizi hızla geliştirebileceğiniz bir şehir.

10) Tallinn, Estonya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Estonya’nın ana liman kenti olan Tallinn aynı zamanda ülkenin başkenti. Dünya dijital şehirleri arasında yer alan Tallinn, kuzey Avrupa’nın en eski kenti olarak da dikkat çekiyor. Skype’ın geliştirildiği ve Ericsson’un en büyük üretim merkezlerinden birinin yer aldığı şehir; bilgisayar bilimleri, dünya dinleri, tarih ve mimarlık eğitimi alan öğrenciler için uygun olduğu kadar güzel sanatlar fakültesi öğrencileri için de iyi bir alternatif.

Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Kasım 2014 14:10

Gösterim: 5231

Türkiye'den yurtdışında eğitim almaya giden öğrenci sayısı bir önceki seneye göre yüzde 57 oranında arttı. Öğrencilerin en çok tercih ettiği ülkelerin başında  İngiltere, Amerika, Malta, İspanya ve İtalya gibi ülkeler geliyor

Uzmanlar yabancı dili, konuşulduğu ülkede ve kültürde öğrenmenin en faydalı yöntem olduğunu belirtiyor. Örneğin; İngilizce için, bu dilin konuşulduğu ülkede yaşayarak artık o dile göre düşünüp hareket ediyor ve o kültürü yaşayan bir toplum içerisinde ve günlük hayatta yer alarak dili daha hızlı, akıcı ve en önemlisi o ülkede konuşulduğu şekilde öğrenebiliyorsunuz.

Yurtdışında eğitim almaya giden öğrenci oranı sürekli artıyor!

Türkiye ekonomisindeki hızlı büyüme yurtdışı eğitimine olan ilgiyi de arttırdı. Aileler çocuklarını yurtdışına gönderirken, artık eskisi kadar korkmuyor, teknolojinin gelişmesi ve iletişim imkânlarının artması ailelere güven verdi.

EduYork Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Direktörü Elif Beşli’nin verdiği bilgiye göre; Türkiye'den yurtdışında eğitim almaya giden öğrenci sayısı bir önceki seneye göre yüzde 57 arttı.

En çok hangi ülkeler tercih ediliyor?

Öğrenciler en çok İngiltere, Amerika, Malta, İspanya ve İtalya gibi ülkeleri tercih ediyor. Bu ülkeleri Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda takip ediyor.

En ekonomik ülkeler hangileri?

İngilizce dil eğitimi için İngiltere, Amerika, Kanada, Malta ve Avustralya başta geliyor. Her ülkede hem hesaplı, hem de pahalı okullar bulunmakta. Fiyatlar, tarihlere göre değişiyor. Yaz sezonunda kurs ve konaklama ücretleri artıyor. Kış sezonunda çok hesaplı kurslar bulmak mümkün. Yetişkinler kış dönemlerini daha fazla tercih edebilir. Yaz okulları için İngiltere, Amerika ve Kanada’da ekonomik paketler bulunabiliyor.

Yabancı dil bilmeyen öğrenciler 6 ayda ‘’ Intermediate ’' seviyeye geliyor!

EduYork Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Direktörü Elif Beşli “Yabancı dil seviyesi başlangıç düzeyinde olan bir kişi 6 ay gibi bir sürede ancak ‘Intermediate' (orta) seviyeye gelmektedir. Üzerine bir 6 aylık eğitim daha aldığı takdirde, o dili akıcı konuşabilecek düzeye gelir, yani ‘Advance' (ileri ) seviyeye ulaşmış olur.” diyor.

Yurtdışında dil eğitimi programlarını ve dil okulu seçerken nelere dikkat etmelisiniz?

Dil eğitim programı ve dil okulu seçme kişinin karakterine, hobilerine, ilgi alanlarına, kariyer hedeflerine, bütçesine ve ülkelerin sunduğu şartlara göre değişiklik gösterebiliyor. 

EduYork Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Direktörü Elif Beşli, bu konuda şu açıklamalarda bulundu: “ İlk etapta kişiye uygun ülke, şehir ve program belirlenmelidir. Bu konularda karar verdikten sonra okul seçimi kolaylaşacaktır. Kaliteli ve akrediteli okullar seçildikten sonra bunların arasından da sınıflarda bulunan öğrenci sayısına bakılmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta öğrenci sayısı mutlaka 15'in altında olmalıdır. Bu sayı ne kadar az olursa eğitim verimliliği doğru orantılı olarak artacaktır. ‘’ Az öğrenci daha fazla ilgi ’’ Bu şekilde tercihler daraltıldıktan sonra sıra bütçenize gelmektedir. Bütçeniz doğrultusunda hareket ederek kendinize en uygun dil okulunu seçmiş olursunuz. Unutmamanız gerekir ki, dil okullarının eğitim kalitelerinin farklılıkları fiyatlarına da yansımıştır.’

Birçok kişinin yurtdışında dil eğitimi almak istediğini; fakat bunu nasıl gerçekleştireceklerini bilmedikleri için bu düşüncelerinden vazgeçtiklerini ifade eden Elif Beşli, ÜCRETSİZ akademik danışmanlık ve destek hizmetleri ile tüm dünyada eğitimi mümkün kıldıklarını ve bu süreci öğrenciler için çok daha kolay hale getirdiklerini ifade ediyor. EduYork Yurtdışı Eğitim Danışmanlık olarak, öğrencilerin Türkiye'deyken bütçe ve hedeflerine uygun bireysel analiz ve akademik danışmanlık ile uygun ülke, üniversite ve bölüm tespiti, üniversite başvuru ve kabul süreci yönetimi, vize başvuru süreci yönetimi, seyahat organizasyonu konusunda ücretsiz destek verildiğini, bununla birlikte yurtdışında da, havaalanında karşılama ve transfer, şehir ve okul oryantasyonu, okul kayıt işlemleri, geçici ve kalıcı konaklama temininde danışmanlık, ikamet izni ve diğer resmi başvurularda danışmanlık, acil durum desteği konularında da yardımcı olunduğunu belirtiyor.

> Yurtdışında eğitim almaya giden öğrenci sayısı artıyor

Türkiye'den yurtdışında eğitim almaya giden öğrenci sayısı bir önceki seneye göre yüzde 57 oranında arttı. Öğrencilerin en çok tercih ettiği ülkelerin başında  İngiltere, Amerika, Malta, İspanya ve İtalya gibi ülkeler geliyor

Uzmanlar yabancı dili, konuşulduğu ülkede ve kültürde öğrenmenin en faydalı yöntem olduğunu belirtiyor. Örneğin; İngilizce için, bu dilin konuşulduğu ülkede yaşayarak artık o dile göre düşünüp hareket ediyor ve o kültürü yaşayan bir toplum içerisinde ve günlük hayatta yer alarak dili daha hızlı, akıcı ve en önemlisi o ülkede konuşulduğu şekilde öğrenebiliyorsunuz.

Yurtdışında eğitim almaya giden öğrenci oranı sürekli artıyor!

Türkiye ekonomisindeki hızlı büyüme yurtdışı eğitimine olan ilgiyi de arttırdı. Aileler çocuklarını yurtdışına gönderirken, artık eskisi kadar korkmuyor, teknolojinin gelişmesi ve iletişim imkânlarının artması ailelere güven verdi.

EduYork Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Direktörü Elif Beşli’nin verdiği bilgiye göre; Türkiye'den yurtdışında eğitim almaya giden öğrenci sayısı bir önceki seneye göre yüzde 57 arttı.

En çok hangi ülkeler tercih ediliyor?

Öğrenciler en çok İngiltere, Amerika, Malta, İspanya ve İtalya gibi ülkeleri tercih ediyor. Bu ülkeleri Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda takip ediyor.

En ekonomik ülkeler hangileri?

İngilizce dil eğitimi için İngiltere, Amerika, Kanada, Malta ve Avustralya başta geliyor. Her ülkede hem hesaplı, hem de pahalı okullar bulunmakta. Fiyatlar, tarihlere göre değişiyor. Yaz sezonunda kurs ve konaklama ücretleri artıyor. Kış sezonunda çok hesaplı kurslar bulmak mümkün. Yetişkinler kış dönemlerini daha fazla tercih edebilir. Yaz okulları için İngiltere, Amerika ve Kanada’da ekonomik paketler bulunabiliyor.

Yabancı dil bilmeyen öğrenciler 6 ayda ‘’ Intermediate ’' seviyeye geliyor!

EduYork Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Direktörü Elif Beşli “Yabancı dil seviyesi başlangıç düzeyinde olan bir kişi 6 ay gibi bir sürede ancak ‘Intermediate' (orta) seviyeye gelmektedir. Üzerine bir 6 aylık eğitim daha aldığı takdirde, o dili akıcı konuşabilecek düzeye gelir, yani ‘Advance' (ileri ) seviyeye ulaşmış olur.” diyor.

Yurtdışında dil eğitimi programlarını ve dil okulu seçerken nelere dikkat etmelisiniz?

Dil eğitim programı ve dil okulu seçme kişinin karakterine, hobilerine, ilgi alanlarına, kariyer hedeflerine, bütçesine ve ülkelerin sunduğu şartlara göre değişiklik gösterebiliyor. 

EduYork Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Direktörü Elif Beşli, bu konuda şu açıklamalarda bulundu: “ İlk etapta kişiye uygun ülke, şehir ve program belirlenmelidir. Bu konularda karar verdikten sonra okul seçimi kolaylaşacaktır. Kaliteli ve akrediteli okullar seçildikten sonra bunların arasından da sınıflarda bulunan öğrenci sayısına bakılmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta öğrenci sayısı mutlaka 15'in altında olmalıdır. Bu sayı ne kadar az olursa eğitim verimliliği doğru orantılı olarak artacaktır. ‘’ Az öğrenci daha fazla ilgi ’’ Bu şekilde tercihler daraltıldıktan sonra sıra bütçenize gelmektedir. Bütçeniz doğrultusunda hareket ederek kendinize en uygun dil okulunu seçmiş olursunuz. Unutmamanız gerekir ki, dil okullarının eğitim kalitelerinin farklılıkları fiyatlarına da yansımıştır.’

Birçok kişinin yurtdışında dil eğitimi almak istediğini; fakat bunu nasıl gerçekleştireceklerini bilmedikleri için bu düşüncelerinden vazgeçtiklerini ifade eden Elif Beşli, ÜCRETSİZ akademik danışmanlık ve destek hizmetleri ile tüm dünyada eğitimi mümkün kıldıklarını ve bu süreci öğrenciler için çok daha kolay hale getirdiklerini ifade ediyor. EduYork Yurtdışı Eğitim Danışmanlık olarak, öğrencilerin Türkiye'deyken bütçe ve hedeflerine uygun bireysel analiz ve akademik danışmanlık ile uygun ülke, üniversite ve bölüm tespiti, üniversite başvuru ve kabul süreci yönetimi, vize başvuru süreci yönetimi, seyahat organizasyonu konusunda ücretsiz destek verildiğini, bununla birlikte yurtdışında da, havaalanında karşılama ve transfer, şehir ve okul oryantasyonu, okul kayıt işlemleri, geçici ve kalıcı konaklama temininde danışmanlık, ikamet izni ve diğer resmi başvurularda danışmanlık, acil durum desteği konularında da yardımcı olunduğunu belirtiyor.

Son Güncelleme: Çarşamba, 02 Ekim 2013 08:41

Gösterim: 1798

Türkiye’den her yıl 100 bin civarında öğrenci yurtdışına eğitim için gidiyor. Peki yurt dışında en çok hangi ülkeler tercih ediliyor ve tercih edilen ülkelerde eğitim ücretleri ne kadar?

Sabah Gazetesi’nden Yaşar Özay’ın haberine göre, eğitim amacıyla yabancı ülkeleri tercih eden öğrenci sayısı yılda ortalama 100 bin kişi civarında

Her yıl 1 milyonun üzerinde öğrencinin SBS, 1,5 milyona yakın öğrencinin de YGS sınavlarına girdiği Türkiye'de, eğitim sisteminde yapılan değişiklikler, ailelerin ve gençlerin kafasını daha da karıştırmış durumda. SBS'nin yerine geçen sistemin netleşmemesi, üniversite giriş sınavında yapılması düşünülen değişiklikler ve benzeri belirsizlikler aileleri de, yurtdışında eğitim arayışına yönlendiriyor. Türkiye'den her yıl 100 bin civarında öğrencinin eğitim amaçlı yurtdışına çıktığını belirten yurtdışı eğitim uzmanı Deniz Akar, "Yurtdışına en çok öğrenci gönderen15 ülkeden birisi Türkiye. 2014 yılında bu sayıda ciddi bir artış bekleniyor. Türk öğrencilerin en çok ilgi gösterdiği Amerika, İngiltere, Almanya gibi ülkelerin yanı sıra Rusya, Çin, Malezya, Ukrayna gibi ülkelere de eğitim ücretlerinin ekonomik olması nedeniyle ilgi artıyor. Amerika'ya yılda 12 bin civarında lisans ve yüksek lisans öğrencisi giderken, İngiltere'de yılda 30 bin civarında öğrencimiz lisans, yüksek lisans ve özellikle dil eğitimi yapıyor. Almanya'da her yıl 10 binin üzerinde öğrencimiz kayıt yaptırıyor. 2014'te toplam öğrenci sayısının 100 bini aşması bekleniyor" dedi.











Ortalama 10 bin dolar

Mevcut 100 bin rakamının içerisinde lisans ve yüksek lisans programları, değişim öğrencileri, stajyerler, dil kurslarına kayıt yaptıranlar, Work&Travel programına katılanların da yer aldığını vurgulayan Akar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öğrencilerin yaklaşık üçte biri üniversite eğitimi için yurtdışına çıkıyor. Yurt dışında öğrenim gören bir öğrencinin üniversiteye ödediği tutar, ortalama 10 bin dolar. Toplam yıllık masrafları ise 20 bin dolara ulaşabiliyor. Üniversite için 30 bin öğrenci olduğu göz önüne alındığında, yurtdışında üniversite eğitimi için yaklaşık 600 milyon dolar harcama yapılıyor. Kalan 70 bin öğrencinin de yıllık ortalama harcaması 10 bin doların üzerinde. Türk öğrenciler, yurtdışında eğitime yılda yaklaşık 1,5 milyar dolar harcıyorlar."

Fuarlı tanıtım

Türkiye'deki öğrencilerin yurtdışı ilgisi nedeniyle açılan eğitim fuarları da büyük ilgi görüyor. IEFT Fuarları (International Education Fairs of Turkey), 24'üncü kez ülkemize geliyor. Bugün İzmir'de başlayacak ve 6 ilde düzenlenecek olan "24. IEFT Yurtdışı Eğitim Fuarları"na, 30 ülkeden 170'in üzerinde üniversite ve kolejin katılması bekleniyor. Fuar, öğrenci ve ailelerini yurtdışındaki eğitim kurumlarıyla buluşturacak.

> İşte yurtdışında eğitim ücretleri

Türkiye’den her yıl 100 bin civarında öğrenci yurtdışına eğitim için gidiyor. Peki yurt dışında en çok hangi ülkeler tercih ediliyor ve tercih edilen ülkelerde eğitim ücretleri ne kadar?

Sabah Gazetesi’nden Yaşar Özay’ın haberine göre, eğitim amacıyla yabancı ülkeleri tercih eden öğrenci sayısı yılda ortalama 100 bin kişi civarında

Her yıl 1 milyonun üzerinde öğrencinin SBS, 1,5 milyona yakın öğrencinin de YGS sınavlarına girdiği Türkiye'de, eğitim sisteminde yapılan değişiklikler, ailelerin ve gençlerin kafasını daha da karıştırmış durumda. SBS'nin yerine geçen sistemin netleşmemesi, üniversite giriş sınavında yapılması düşünülen değişiklikler ve benzeri belirsizlikler aileleri de, yurtdışında eğitim arayışına yönlendiriyor. Türkiye'den her yıl 100 bin civarında öğrencinin eğitim amaçlı yurtdışına çıktığını belirten yurtdışı eğitim uzmanı Deniz Akar, "Yurtdışına en çok öğrenci gönderen15 ülkeden birisi Türkiye. 2014 yılında bu sayıda ciddi bir artış bekleniyor. Türk öğrencilerin en çok ilgi gösterdiği Amerika, İngiltere, Almanya gibi ülkelerin yanı sıra Rusya, Çin, Malezya, Ukrayna gibi ülkelere de eğitim ücretlerinin ekonomik olması nedeniyle ilgi artıyor. Amerika'ya yılda 12 bin civarında lisans ve yüksek lisans öğrencisi giderken, İngiltere'de yılda 30 bin civarında öğrencimiz lisans, yüksek lisans ve özellikle dil eğitimi yapıyor. Almanya'da her yıl 10 binin üzerinde öğrencimiz kayıt yaptırıyor. 2014'te toplam öğrenci sayısının 100 bini aşması bekleniyor" dedi.











Ortalama 10 bin dolar

Mevcut 100 bin rakamının içerisinde lisans ve yüksek lisans programları, değişim öğrencileri, stajyerler, dil kurslarına kayıt yaptıranlar, Work&Travel programına katılanların da yer aldığını vurgulayan Akar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öğrencilerin yaklaşık üçte biri üniversite eğitimi için yurtdışına çıkıyor. Yurt dışında öğrenim gören bir öğrencinin üniversiteye ödediği tutar, ortalama 10 bin dolar. Toplam yıllık masrafları ise 20 bin dolara ulaşabiliyor. Üniversite için 30 bin öğrenci olduğu göz önüne alındığında, yurtdışında üniversite eğitimi için yaklaşık 600 milyon dolar harcama yapılıyor. Kalan 70 bin öğrencinin de yıllık ortalama harcaması 10 bin doların üzerinde. Türk öğrenciler, yurtdışında eğitime yılda yaklaşık 1,5 milyar dolar harcıyorlar."

Fuarlı tanıtım

Türkiye'deki öğrencilerin yurtdışı ilgisi nedeniyle açılan eğitim fuarları da büyük ilgi görüyor. IEFT Fuarları (International Education Fairs of Turkey), 24'üncü kez ülkemize geliyor. Bugün İzmir'de başlayacak ve 6 ilde düzenlenecek olan "24. IEFT Yurtdışı Eğitim Fuarları"na, 30 ülkeden 170'in üzerinde üniversite ve kolejin katılması bekleniyor. Fuar, öğrenci ve ailelerini yurtdışındaki eğitim kurumlarıyla buluşturacak.

Son Güncelleme: Çarşamba, 02 Ekim 2013 14:32

Gösterim: 1911

Bugüne kadar 5.500’den fazla gencin yurtdışı deneyimi edinmesini sağlayan AFS, Türkiye’deki 60’ıncı yılını kutluyor. 15-18 yaş arası lise öğrencilerinin yararlandığı değişim programları sayesinde gençler kültürlerarası farklılıkları tanıyor ve yeni ufuklar ediniyorlar.

AFS 60 yılda 5 bini aşkın öğrenciye yurtdışı deneyimi yaşattı

Birinci Dünya Savaşı’nın ilk yılında, 1914’te gönüllü bir ambulans birliği olarak kurulan AFS, aradan geçen 98 yılda 50 ülkeye yayılan ve 100 binden fazla gönüllüye sahip, en tecrübeli uluslararası öğrenci değişim organizasyonlarından biri haline geldi. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından hizmetlerini sürdürmeye söz veren Stephen Galatti ve gönüllü 250 ambulans şoförünün burs programı olarak başlattığı AFS, diğer ülkelerin de desteklemesiyle bugünkü misyonunu elde etti. Dünya gençliğine verdiği hizmetlere olan bağlılığı karşılığında, 1989 yılında Birleşmiş Milletler tarafından özel bir takdirname ile ödüllendirilen AFS’nin ülkemizdeki çalışmalarını, programın Türkiye yürütücüsü olan Tük Kültür Vakfı’nın Mütevelli Heyeti Başkanı Nükhet Onat ile konuştuk. Onat, AFS programlarına katılan gençlerin, yurtdışında eğitim alma potansiyellerinin çok daha yüksek olduğunu ve çevreleriyle daha rahat iletişim kurabildiklerini anlattı.

Öncelikle AFS’nin nasıl bir program olduğunu anlatabilir misiniz?

AFS, kültürlerarası farkındalığı, hoşgörüyü ve iletişimi geliştiren, zengin öğrenme deneyimleri sağlamaya adanmış bir eğitim organizasyonu. Derinlemesine düşünce ve rehberlik fırsatları ile birleşen ve yeni çevrelerde öğrenme fırsatı sunan AFS programları, kültürlerarası yeterliliği arttırmaya odaklanmış durumda. En genel deyimle böyle bir donanım, yerel veya uluslararası başka bir kültürel ortamda etkili ve uygun bir biçimde var olabilmenin yolunu açıyor. Deneysel ve yapılandırılmış öğrenme yöntemlerini kullanarak hem katılımcılar hem de katılımcıları konuk eden aileler, perspektiflerini genişletiyor, birbirlerinden öğrenme şansına sahip oluyor ve bu sırada iletişim yeteneklerini geliştiriyorlar.

AFS’yle gençler Avrupa yolcusu









AFS’nin dünyada ve Türkiye’deki gelişiminden kısaca söz edebilir misiniz?

Temeli, Birinci Dünya Savaşı sırasında Fransız askerlerini taşımaya yönelik bir Ambulans Birliği olarak atılan AFS (American Field Service), zamanla savaştan insani çıkarımlar yapan ambulans şoförlerinin, insanlar arasında hoşgörü ve barış sağlanmasını hedefleyerek oluşturdukları bir örgüt halini almış. 1947 yılından bu yana da dünyanın dört bir yanında ön yargıların yıkılması, hoşgörü ve kültürlerarası anlayışın artması, daha adil ve barış dolu bir dünya yaratılması amacıyla faaliyetlerini sürdürüyor ve bu alanda dünyanın en büyük gönüllü organizasyonu. Kuruluşundan bugüne 80 farklı ülkede 400.000’den fazla kişi, AFS ile Kültürlerarası Değişim Programları’ndan faydalandı. AFS, 1952 yılından bu yana gönüllülük anlayışı ile ülkemizde de devam ettiriliyor. 1974 yılında da AFS Programları’ndan yararlanmış ve aynı amacı benimsemiş kişilerin girişimleriyle kültürlerarası eğitim programları yürütmek amacıyla Türk Kültür Vakfı kuruldu.

AKADEMİK BAŞARI DEĞİL, İLETİŞİM BECERİSİ ARIYORLAR

AFS programlarına kimler başvurabilir? Öğrencilerde ne gibi kriterler arıyorsunuz?

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tanınan AFS Programları çerçevesinde, her yıl okulların açılması ile birlikte www.afs.org.tr sitesinden duyurulan yaş, not ortalaması gibi kriterlere sahip lise öğrencileri yazılı ve sözlü uygulamaları içeren bir değerlendirme sürecine dahil oluyorlar. Bu süreçte aradığımız kriteri akademik başarı olarak niteleyemeyiz. Daha çok genel kültür düzeyi, iletişim kurma, uyum sağlama becerisi gibi kriterlere öncelik veriyoruz. Çok büyük bir İngilizce bilgisi de aramıyoruz. Öğrenciyi tanımaya yönelik yazılı bölümün ardından, öğrencinin AFS deneyimine uygunluğunu ölçmek için gerçekleştirilen mülakat aşamalarında da başarı gösterenler, “AFS adayı” oluyorlar. AFS adayları; programların maddi koşulları, mevcut burs olanakları ve dolduracakları detaylı formlara ilişkin yapılan görüşmeler sonrasında, her yıl değişen 40’a yakın ülke arasından tercihlerini yapıyorlar. Bu tercihler arasından gençlere uygun aile ve okul yerleştirmesi yapılıyor ve kalacakları ülkelere gitmek üzere çeşitli kamp ve toplantılardan oluşan AFS hazırlık sürecine dahil oluyorlar.

Programa katılan öğrencilerde, yurda döndüklerinde gözlemlediğiniz değişiklikler neler? Program onlara neler katıyor?

AFS’li katılımcılar, kendilerini konuk eden aileler ve onlarla bağlantılı çevreler sayesinde diğer kültürlerden insanların hayata bakış açısını daha iyi tanımış ve anlamış, hatta yepyeni bir perspektif kazanmış oluyorlar. Ayrıca katılımcılarının daha çeşitli bir mesleki ve sosyal çevreye sahip olduğunu da araştırmalar bize gösterdi. Katılımcıların, kendi yaş grupları arasında başka kültürlerden insanlarla geniş bir yelpazede iletişim kurabilme, uzun süre boyunca yurt dışında yaşama ve çalışabilme yetisine sahip oldukları gözlemleniyor. Buna ek olarak, üniversite seviyesinde de yurt dışında okuyabiliyorlar. Ayrıca AFS'nin sağladığı deneyimleyerek öğrenmenin, bir dili öğrenmenin en etkili yollarından biri olduğu biliniyor. AFS katılımcılarının kendi yaş grupları içinde birden fazla dile hakim olma konusunda da daha başarılı oldukları görülüyor. Farklı kültürlerden insanların bulunduğu çevrelerde sadece daha rahat olmakla kalmayıp; dünyayı “onlar” ve “biz” olarak algılamaktan da kaçınıyorlar.

HER YIL 200 ÖĞRENCİ PROGRAMDAN YARARLANIYOR

AFS katılımcıları en çok hangi ülkeleri tercih ediyorlar?

Öğrencilerimiz genellikle ABD, Fransa, İsveç ve İtalya gibi ülkeleri tercih ediyorlar. Sınavlarda başarılı olan adaylar ve aileleri 5 ülke tercihi yapabiliyor. Türk öğrenciler arasında diğer popüler ülkeler ise Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, İspanya, Kanada, Kosta Rika, Letonya, Macaristan, Norveç Polonya, Portekiz, Rusya, Şili.

Her yıl ortalama kaç başvuru alıyorsunuz ve kaç öğrenciyi programa dahil edebiliyorsunuz?

Yılda 1500 kadar başvuru alıyoruz ve 200 öğrenci programa dahil oluyor.

Türk öğrencileri program ile yurtdışına gittiği gibi, Türkiye’ye de öğrenciler geliyor. En çok hangi ülkenin öğrencileri ülkemizi tercih ediyor?

Türkiye’de bu sene 60’ıncı yılını kutlayan AFS Kültürlerarası Programları çerçevesinde bugüne kadar 40’ı aşkın ülkeden gelen 4500’den fazla öğrenciyi Türkiye’de konuk ettik. Son yıllarda özellikle İtalya, Almanya, ABD, Tayland ve Güney Amerika gibi ülkelerden daha fazla konuklarımız oluyor.

AFS ACADEMY TÜRKİYE’DE YAPILDI

AFS Türkiye, bağlı olduğu uluslararası organizasyonun özel isteğiyle, her yıl farklı bir AFS ülkesinin ev sahipliğinde düzenlenmesi planlanan ve bu yıl ilki düzenlenen AFS Academy’ye ev sahipliği yaptı. 15-28 Eylül tarihleri arasında düzenlenen ve 200 uluslararası konuğu ağırladığımız AFS Academy’de, katılımcılara eğitimlerin yanı sıra sivil toplum örgütleri ziyaretlerini de içeren yoğun bir program sunuldu. Ayrıca AFS Uluslararası Yönetim Kurulu Başkanı Christian Kurten ve AFS Uluslararası Başkanı Vincenzo Morlini gibi AFS organizasyonun üst düzey isimlerinin yanı sıra, aralarında Dr. Geert Hofstede’nin de bulunduğu kültürlerarası öğrenme alanında dünyanın en önemli isimleri de İstanbul’daydı. Nükhet Onat, “Daha önce ev sahipliği yaptığımız organizasyonlardaki başarımız nedeniyle ilk yılında bizlere verilen bu görevden AFS Türkiye ve Türk Kültür Vakfı olarak yüzümüzün akıyla çıktığımızı rahatlıkla söyleyebilirim” dedi.

Eğitimtercihi

> AFS’yle gençler Avrupa yolcusu

Bugüne kadar 5.500’den fazla gencin yurtdışı deneyimi edinmesini sağlayan AFS, Türkiye’deki 60’ıncı yılını kutluyor. 15-18 yaş arası lise öğrencilerinin yararlandığı değişim programları sayesinde gençler kültürlerarası farklılıkları tanıyor ve yeni ufuklar ediniyorlar.

AFS 60 yılda 5 bini aşkın öğrenciye yurtdışı deneyimi yaşattı

Birinci Dünya Savaşı’nın ilk yılında, 1914’te gönüllü bir ambulans birliği olarak kurulan AFS, aradan geçen 98 yılda 50 ülkeye yayılan ve 100 binden fazla gönüllüye sahip, en tecrübeli uluslararası öğrenci değişim organizasyonlarından biri haline geldi. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından hizmetlerini sürdürmeye söz veren Stephen Galatti ve gönüllü 250 ambulans şoförünün burs programı olarak başlattığı AFS, diğer ülkelerin de desteklemesiyle bugünkü misyonunu elde etti. Dünya gençliğine verdiği hizmetlere olan bağlılığı karşılığında, 1989 yılında Birleşmiş Milletler tarafından özel bir takdirname ile ödüllendirilen AFS’nin ülkemizdeki çalışmalarını, programın Türkiye yürütücüsü olan Tük Kültür Vakfı’nın Mütevelli Heyeti Başkanı Nükhet Onat ile konuştuk. Onat, AFS programlarına katılan gençlerin, yurtdışında eğitim alma potansiyellerinin çok daha yüksek olduğunu ve çevreleriyle daha rahat iletişim kurabildiklerini anlattı.

Öncelikle AFS’nin nasıl bir program olduğunu anlatabilir misiniz?

AFS, kültürlerarası farkındalığı, hoşgörüyü ve iletişimi geliştiren, zengin öğrenme deneyimleri sağlamaya adanmış bir eğitim organizasyonu. Derinlemesine düşünce ve rehberlik fırsatları ile birleşen ve yeni çevrelerde öğrenme fırsatı sunan AFS programları, kültürlerarası yeterliliği arttırmaya odaklanmış durumda. En genel deyimle böyle bir donanım, yerel veya uluslararası başka bir kültürel ortamda etkili ve uygun bir biçimde var olabilmenin yolunu açıyor. Deneysel ve yapılandırılmış öğrenme yöntemlerini kullanarak hem katılımcılar hem de katılımcıları konuk eden aileler, perspektiflerini genişletiyor, birbirlerinden öğrenme şansına sahip oluyor ve bu sırada iletişim yeteneklerini geliştiriyorlar.

AFS’yle gençler Avrupa yolcusu









AFS’nin dünyada ve Türkiye’deki gelişiminden kısaca söz edebilir misiniz?

Temeli, Birinci Dünya Savaşı sırasında Fransız askerlerini taşımaya yönelik bir Ambulans Birliği olarak atılan AFS (American Field Service), zamanla savaştan insani çıkarımlar yapan ambulans şoförlerinin, insanlar arasında hoşgörü ve barış sağlanmasını hedefleyerek oluşturdukları bir örgüt halini almış. 1947 yılından bu yana da dünyanın dört bir yanında ön yargıların yıkılması, hoşgörü ve kültürlerarası anlayışın artması, daha adil ve barış dolu bir dünya yaratılması amacıyla faaliyetlerini sürdürüyor ve bu alanda dünyanın en büyük gönüllü organizasyonu. Kuruluşundan bugüne 80 farklı ülkede 400.000’den fazla kişi, AFS ile Kültürlerarası Değişim Programları’ndan faydalandı. AFS, 1952 yılından bu yana gönüllülük anlayışı ile ülkemizde de devam ettiriliyor. 1974 yılında da AFS Programları’ndan yararlanmış ve aynı amacı benimsemiş kişilerin girişimleriyle kültürlerarası eğitim programları yürütmek amacıyla Türk Kültür Vakfı kuruldu.

AKADEMİK BAŞARI DEĞİL, İLETİŞİM BECERİSİ ARIYORLAR

AFS programlarına kimler başvurabilir? Öğrencilerde ne gibi kriterler arıyorsunuz?

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tanınan AFS Programları çerçevesinde, her yıl okulların açılması ile birlikte www.afs.org.tr sitesinden duyurulan yaş, not ortalaması gibi kriterlere sahip lise öğrencileri yazılı ve sözlü uygulamaları içeren bir değerlendirme sürecine dahil oluyorlar. Bu süreçte aradığımız kriteri akademik başarı olarak niteleyemeyiz. Daha çok genel kültür düzeyi, iletişim kurma, uyum sağlama becerisi gibi kriterlere öncelik veriyoruz. Çok büyük bir İngilizce bilgisi de aramıyoruz. Öğrenciyi tanımaya yönelik yazılı bölümün ardından, öğrencinin AFS deneyimine uygunluğunu ölçmek için gerçekleştirilen mülakat aşamalarında da başarı gösterenler, “AFS adayı” oluyorlar. AFS adayları; programların maddi koşulları, mevcut burs olanakları ve dolduracakları detaylı formlara ilişkin yapılan görüşmeler sonrasında, her yıl değişen 40’a yakın ülke arasından tercihlerini yapıyorlar. Bu tercihler arasından gençlere uygun aile ve okul yerleştirmesi yapılıyor ve kalacakları ülkelere gitmek üzere çeşitli kamp ve toplantılardan oluşan AFS hazırlık sürecine dahil oluyorlar.

Programa katılan öğrencilerde, yurda döndüklerinde gözlemlediğiniz değişiklikler neler? Program onlara neler katıyor?

AFS’li katılımcılar, kendilerini konuk eden aileler ve onlarla bağlantılı çevreler sayesinde diğer kültürlerden insanların hayata bakış açısını daha iyi tanımış ve anlamış, hatta yepyeni bir perspektif kazanmış oluyorlar. Ayrıca katılımcılarının daha çeşitli bir mesleki ve sosyal çevreye sahip olduğunu da araştırmalar bize gösterdi. Katılımcıların, kendi yaş grupları arasında başka kültürlerden insanlarla geniş bir yelpazede iletişim kurabilme, uzun süre boyunca yurt dışında yaşama ve çalışabilme yetisine sahip oldukları gözlemleniyor. Buna ek olarak, üniversite seviyesinde de yurt dışında okuyabiliyorlar. Ayrıca AFS'nin sağladığı deneyimleyerek öğrenmenin, bir dili öğrenmenin en etkili yollarından biri olduğu biliniyor. AFS katılımcılarının kendi yaş grupları içinde birden fazla dile hakim olma konusunda da daha başarılı oldukları görülüyor. Farklı kültürlerden insanların bulunduğu çevrelerde sadece daha rahat olmakla kalmayıp; dünyayı “onlar” ve “biz” olarak algılamaktan da kaçınıyorlar.

HER YIL 200 ÖĞRENCİ PROGRAMDAN YARARLANIYOR

AFS katılımcıları en çok hangi ülkeleri tercih ediyorlar?

Öğrencilerimiz genellikle ABD, Fransa, İsveç ve İtalya gibi ülkeleri tercih ediyorlar. Sınavlarda başarılı olan adaylar ve aileleri 5 ülke tercihi yapabiliyor. Türk öğrenciler arasında diğer popüler ülkeler ise Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, İspanya, Kanada, Kosta Rika, Letonya, Macaristan, Norveç Polonya, Portekiz, Rusya, Şili.

Her yıl ortalama kaç başvuru alıyorsunuz ve kaç öğrenciyi programa dahil edebiliyorsunuz?

Yılda 1500 kadar başvuru alıyoruz ve 200 öğrenci programa dahil oluyor.

Türk öğrencileri program ile yurtdışına gittiği gibi, Türkiye’ye de öğrenciler geliyor. En çok hangi ülkenin öğrencileri ülkemizi tercih ediyor?

Türkiye’de bu sene 60’ıncı yılını kutlayan AFS Kültürlerarası Programları çerçevesinde bugüne kadar 40’ı aşkın ülkeden gelen 4500’den fazla öğrenciyi Türkiye’de konuk ettik. Son yıllarda özellikle İtalya, Almanya, ABD, Tayland ve Güney Amerika gibi ülkelerden daha fazla konuklarımız oluyor.

AFS ACADEMY TÜRKİYE’DE YAPILDI

AFS Türkiye, bağlı olduğu uluslararası organizasyonun özel isteğiyle, her yıl farklı bir AFS ülkesinin ev sahipliğinde düzenlenmesi planlanan ve bu yıl ilki düzenlenen AFS Academy’ye ev sahipliği yaptı. 15-28 Eylül tarihleri arasında düzenlenen ve 200 uluslararası konuğu ağırladığımız AFS Academy’de, katılımcılara eğitimlerin yanı sıra sivil toplum örgütleri ziyaretlerini de içeren yoğun bir program sunuldu. Ayrıca AFS Uluslararası Yönetim Kurulu Başkanı Christian Kurten ve AFS Uluslararası Başkanı Vincenzo Morlini gibi AFS organizasyonun üst düzey isimlerinin yanı sıra, aralarında Dr. Geert Hofstede’nin de bulunduğu kültürlerarası öğrenme alanında dünyanın en önemli isimleri de İstanbul’daydı. Nükhet Onat, “Daha önce ev sahipliği yaptığımız organizasyonlardaki başarımız nedeniyle ilk yılında bizlere verilen bu görevden AFS Türkiye ve Türk Kültür Vakfı olarak yüzümüzün akıyla çıktığımızı rahatlıkla söyleyebilirim” dedi.

Eğitimtercihi

Son Güncelleme: Pazar, 18 Kasım 2012 12:55

Gösterim: 6493

Diğer Makaleler...

  1. Türk öğrencilerin yurtdışında eğitim maliyeti
  2. Sınava girmeden tıp fakültesi okuma imkanı
  3. Kazak-Türk Liseleri için 25 bin öğrenci ter döktü
  4. Sınavsız üniversiteye girmek artık mümkün