banner

MBA Okulları & DAS Akademie iş birliği ile Almanca Dil Eğitiminde Yenilikçi Bir Çerçeve




DAS Akademie, MBA Okulları ile Almanca dil eğitiminde teknoloji ile iç içe geçmiş ve inovatif çözümlerin merkeze alındığı yepyeni bir dönemi başlatıyor. MBA Okulları Genel Müdür Yardımcısı Duygu Kılıç ve DAS Akademie Satış Direktörü Fatih Yalçınkaya bu yeni dönemin parametrelerini artı eğitim’e anlattı.

duygu_kilic_fatih_yalcinkayaEğitimin her basamağında farklı kültürleri kendi dilleri ve hisleri ile birebir anlama, o farklı dillerde ortaya deneysel eserler çıkarabilme ve bu kültürlerin insan zihnine zenginlik katan armağanlarıyla uluslararası anlamda kabul gören bir birikime sahip olabilme… Bu vizyon öğrencilere neler katacak, hangi programlar ve planlamalarla bu mümkün oluyor? Her yaş grubunun iletişim kriterleri ve öğrenme öncelikleri farklı mı? Bu eğitimlerin performans kriterleri ve ortaya çıkışlarındaki felsefe nedir? MBA Okulları ve DAS Akademie iş birliği ile Almanca dili eğitiminde, teknoloji ile iç içe geçmiş ve inovatif çözümlerin merkeze alındığı yepyeni bir dönem başlıyor. MBA Okulları Genel Müdür Yardımcısı Duygu Kılıç ve DAS Akademie Satış Direktörü Fatih Yalçınkaya ile yaptığımız röportajda Almanca eğitimi ile ilgili önemli sorulara kapsamlı yanıtlar aldık.

Yabancı dil eğitiminde Almanca eğitiminin öncelikli olmasının sebebi nedir?
Fatih Yalçınkaya:
Bizce, okulların yabancı dil eğitimi yatırımına odaklanması çok kıymetlidir. Ana dil, birinci yabancı dil ve ikinci yabancı dile öncelik veren birplanlama yapıldığında ortaya program bütünlüğü sağlanmış, global anlamda yeterli bir yabancı dil eğitim sistemi çıkıyor. Günümüzde dil öğretimi ve öğrenimi üzerine birçok araştırma yapılmakta. Bu araştırmalar neticesinde çift yabancı dil eğitimi görmüş çocukların bilişsel gelişiminin, akranlarına göre daha üst seviyede olduğu görülmektedir. Çift yabancı dilde eğitim, çocukların başta akademik başarılarını ileri taşır. Ayrıca sosyal ve bilişsel gelişim gibi pek çok alanı desteklemektedir. Bu süreci, öğeleri birbirinden koparmadan, bağlayıcı ve anlam katan bir eğitim sistemi ile planlamak gereklidir. Günümüzde yabancı dil bilmenin önemi herkesin malumudur. İkinci yabancı dil ise global dünyadaki yenilikleri takip edebilmek ve uyum sağlayabilmek için önemli bir gerekliliktir. Avrupa’da en çok konuşulan dillerden biri Almancadır. Dünyanın en önemli ikinci bilim dili olan Almanca, edebiyat ve sanat alanlarında da çok büyük bir öneme sahiptir. Yurt dışında eğitim almak isteyen gençlerimiz, eğitim kalitesi ve öğrencilere sunduğu imkanlar doğrultusunda Almanya’da okumayı tercihleri arasında ön plana almaktadır. Almanca öğrenmek, Almanca konuşulan ülkelerin çok kültürlü toplumlarının yaşamı, arzuları ve hayallerine ilişkin bir bakış açısı kazanmak demektir. Bu imkân kapsamında iş birlikleri yapmak ve Almanca dilinde yenilikçi çerçeveler oluşturmak bizim için çok önemlidir.

EĞİTİMDE ODAĞIMIZ ÖĞRENİM YOLCULUĞU İNŞA ETMEK
MBA Okulları ile yaptığınız iş birliğinden bahseder misiniz? Almanca öğretiminin yol haritasını nasıl belirlediniz?
Fatih Yalçınkaya:
Eğitimde en önemli odağımız, yaş gruplarına özel çözümlerle bağlantısal bir öğrenim yolculuğu inşa etmektir. Bu kapsamda eğitim kaynaklarından dijital platformlara, öğretmen eğitimlerinden ölçme-değerlendirme içeriklerine kadar yabancı dil eğitimini bir bütün halinde ele alarak MBA Okulları ile özel bir çalışma çerçevesi oluşturduk.
Farklı yaşlardaki öğrencilerin iletişiminde öncelikli olduğunu tespit ettiğimiz kelime gruplarını belirledik, bu bağlamda sözlü ve yazılı ifade gücü veren kazanımlar tablosunu her yaş grubu için ayrı ayrı hazırladık. Böylece farklı sınıfların kendilerine özel iletişim çerçevelerini belirledik.
İlk hedefimiz öğrencilere Almanca öğrenmenin çağımız koşullarındaki kazanımlarını göstermek ve Almanca öğrenirken ulaşacakları kültürel öğeler hakkında farkındalık yaratmak oldu. Öğrencilerin ders programında Almanca diline ayrılan süre önemli bir noktadır. Bu süre dahilinde olumlu sonuç alma prensibimizden hareketle bir yol haritası çizmek amaçlarımız arasındadır. Lise mezunlarının kazandıkları edebi bilgileri iletişime yansıtmalarına imkân verecek bir Almanca dil yeterliliğine ulaşmalarını sağlamak için çalışıyoruz.

YABANCI DİL EĞİTİMİNDE DE AKADEMİK, GLOBAL VE SÜPER MÜFREDAT
MBA Okulları, “Modern Müfredat” kimliği ile Almanca eğitiminde ne fark yaratıyor?
Duygu Kılıç:
MBA Okulları yenilikçi müfredat tanımlaması yapan bir eğitim grubudur. Modern müfredat kapsamında yabancı dil eğitiminde de “Akademik”, “Global” ve “Süper Müfredat” tanımlamalarımız bulunmaktadır. “Akademik Müfredat” temelinde DAS Akademie ile yaptığımız ortak çalışmanın sonucu olarak, öğrenciler için ilkokul 2. sınıftan, lise son sınıfa kadar Almanca dil becerilerine yönelik kazanımları belirledik. Bu kazanımlar çerçevesindeki en kritik noktalar ise kaynaklar ve metodolojidir. Bu nedenle MBA Okulları’na özel kaynak listesi ve dijital platform içerikleri oluşturuldu. Global müfredat yönünde ise, öğrencilerin yabancı dili kullanarak yapabilirliklerini artırmak için eğitim içeriğine uluslararası unsurlar ekledik; örneğin edebiyat, hikâye anlatıcılığı ve yaratıcı yazarlık önemli global beceri setleri arasındadır. “Süper Müfredat” boyutunda ise her öğrencinin Almanca dili becerisi ile kendi eserlerini ortaya koyacağı, deneyimi ve ifadeyi merkeze alan bireysel görevler seçtik. Böylece “Süper Müfredat” çerçevesinde öğrencilerimizin kimisi sahne konuşmaları yaparken kimisi edebiyat eserlerini inceleyecek, kimisi Alman kültürünü kamplarla içselleştirirken kimisi de uluslararası sınav başarılarıyla Alman üniversitelerine giriş yapabilecek.

MBA Okulları – DAS Akademie iş birliğinin ölçme-değerlendirme kriterleri nelerdir? Almanca dil gelişimi aşamalarının takibinde neler öncelikli olacak?
Duygu Kılıç:
Almanca dersleri akademik müfredatını CEFR dil izlencesine göre oluşturmaktayız. Dinleme, okuma, yazma ve konuşma becerilerinden her birinin gelişimi için öğrencileri yönlendiren, dili ezberin ötesinde kullanabilecekleri alanlar oluşturuyoruz. “Süper Müfredat” kapsamında öğrencilerimize sınıflarının dışına çıkarak araştırma ve sorgulama becerilerini geliştirip sundukları, merak duygularını ortaya çıkararak bilgilerin beceriye dönüştüğü yansıtıcı öğrenme tekniği ve proje tabanlı öğrenme modelini sunuyoruz. Örneğin; lise kademesinde her ay ünlü bir Alman düşünürü (Franz Kafka, Johann Wolfgang von Goethe vb.) ele alıyoruz. Öğrenciler dünyaca bilinen bu önemli düşünürlerin hayatlarını ve eserlerini araştırıyorlar. Sonrasında karşılaştırma yaparak ve yorum katarak edindikleri bilgileri yansıtma fırsatı buluyorlar. Öğrencilerin çalışmaların sonunda bir ürün sunmaları, önemli bir takip başlığıdır. Öğrencilerin yaratıcılıklarını ve becerilerini özgürce kullandıkları proje ve yarışmalar hazırlıyoruz. Almanca derslerimiz, klasik bir dil gelişimi takip sisteminin ötesine çıkıyor. Dili kullananın yapabilirliklerine odaklı bir deneyimle, bireysel bir gelişim takibi imkânı oluşuyor.

telc sınavının bu süreçteki önemi nedir?
Fatih Yalçınkaya:
telc Sınavları, DAS Akademie tarafından Türkiye Yetkili Sınav Merkezi sıfatıylauygulanan, açılımı “The European Language Certificates” olan uluslararası dil sınavlarıdır. CEFR uyumlu olan bu sınav ile öğrenciler dil yeterlilikleri Almanya’ da bulunan telc merkezi Frankfurt BadHomburg’ da tescil ediliyor ve sonucunda öğrenciler süresiz geçerliliği olan sertifikalarına sahip oluyor.
İngilizce dilinde yeterlilik ölçme ve değerlendirme araçları bildiğiniz gibi çok geniştir. Bu kaliteyi ve etkililiği Almanca dilinde de yakalayabilmek adına telc sınavları önemli bir yere sahiptir.

EĞİTİM OKULDAN BÜYÜK MÜDÜR?
Yeni akademik yılda Almanca eğitiminde MBA Okulları nasıl bir hedef belirledi?
Duygu Kılıç:
MBA Okulları, okulu değil, eğitimi önceliklendiren bir kimliğe sahiptir. Bu iş birliğimizin temelinde iki büyük soru var: Eğitim okuldan büyük müdür ve sınıfların kapısı hayallere açılır mı?
Bu iki büyük sorunun Almanca eğitiminde de bir nitelik karşılığı olması gerekliliğine dair birçok çalıştay düzenledik. Almancanın ders değil, eğitim odağı olacağı, Almanca eğitiminde kitabın kılavuz olmaktan çıktığı bir pekiştirme aracı olarak kullanılacağı, ‘Minticity’ adlı Dijital Eğitim Platformu ile daha çok konuşmanın merkeze alınacağı bir öğrenme ve iletişim deneyimi sunacağız. Proje tabanlı ve öğrencinin bir ürün çıkaracağı, yenilikçi eğitim modellerini kullanarak içerikler ve atölye niteliğinde ders tasarımları planlamaktayız. Öğrencilerimizin araştırmalarını yapıp, tasarlayıp, oluşturacağı dijital dergi de planladığımız yeniliklerden birisidir.
Öğrencilerimizin edindikleri dil becerilerini kullanabilecekleri ve bu becerilerini daha da ilerletebilecekleri yaz kampı ve Almanya eğitim gezileri düzenleyeceğiz. Lise kadememizde “Flipped Learning” ve “Blended Learning” eğitim modellerini uygulayarak öğrencilerimizin etkileşim yeterliliğini güçlendireceğiz, programımızda yenilikçilik, aktif katılım ve özgürce ifade imkânı olacak. Ayrıca, öğrencilerin farklı alanlarda uluslararası projelere katılım sağlaması da öncelikler arasındadır. Öğrencilerin araştırma konuları fizik dahi olsa, bunu global platforma taşırken İngilizce veya Almanca diline ihtiyaç duyuyorlar, bu noktada öğrencimiz tüm çalışmalarını bu hedef dillerde aktarabildiğinde hem disiplinler arası bir çalışmayı hem de yabancı dil kazanımları gerçekleştirmiş oluyor.
Hepimize ilham olan MBA’nın Büyük Zihinler temasından bahsetmek gerekiyor. MBA Liselerinde, Büyük Zihinler adı altında interdisipliner ve disiplinler arası çalışmalar yaptığımız “Süper Müfredat” etkinliği var. Örneğin bu ay, ünlü yazar Lewiss Caroll’ın eseri Alice Harikalar Diyarında, farklı disiplinlerde farklı etkinliklerle konu ediliyor. Öğrenciler bu eseri İngilizce dilinde incelerken, fizik dersinde hikâyeden yansımalar konusu işlenebiliyor, Almanca dersinde de hikâyenin önemli noktaları ile ilgili diyaloglar yazabiliyorlar. Kısacası program, öğrencinin tarih, fizik, İngilizce ve Almanca alanlarındaki kazanımlarını ve ürettiklerini aynı anda değerlendiriyor. Almanca eğitimini böylesine değerli kılan multidisipliner ve ekosistem bazlı perspektif gerçekten dil eğitimini güçlendiren bir bakış açısı sunuyor.

Flipped Learning ve Blended Learning eğitim modellerini açıklayabilir misiniz?
Duygu Kılıç:
Flipped Learning eğitim modeli, öğrencilerin dersten önce sınıf dışında (evde) eğitmenler tarafından hazırlanan slayt, makale, video gibi ürünleri takip ederek kişisel öğrenmesi ve sonrasında ise sınıf ortamında bilgilerin uygulanacağı farklı ve yaratıcı fikirler ile bilgilerin pekiştirilerek grupla öğrenmenin gerçekleşmesidir. Bu model ile öğrenci bilgiyi özümsüyor.
Blended Learning modelinde ise günümüz eğitim sistemi ve internet teknolojileri harmanlanır, öğrenme bu şekilde gerçekleşir. Önümüzdeki yıl öğrencilerimize DAS Akademi eğitmenleri ve öğretmenlerimizin hazırlayacağı eğitim materyalleri ile merak uyandıran ve verimli bir eğitim programı sunacağız.

Almanca öğretmenlerini yeni dönemde bekleyen hazırlıklar nelerdir?
Duygu Kılıç:
Beraber çalıştığımız ekip arkadaşlarımızın yenilikçi, yaratıcı, kendisini geliştirmeye hevesli bireyler olmalarına önem veriyoruz. Öğretmenlerin mesleki gelişimi için DAS Akademie ile yaptıkları ortak çalışmalar doğrultusunda kullanılacak olan basılı ve dijital kaynak eğitimlerinin dışında, öğretmenlerin teknoloji alanındaki ve Almanca akademik gelişmeleri takip etmeleri için eğitimler planlamaktayız. Ayrıca ebeveynler için de Almanca dil eğitiminin önemini anlatan seminerler düzenleyeceğiz.

Fatih Yalçınkaya: “Eğitimde en önemli odağımız, yaş gruplarına özel çözümlerle bağlantısal bir öğrenim yolculuğu inşa etmektir. Bu kapsamda eğitim kaynaklarından dijital platformlara, öğretmen eğitimlerinden ölçme-değerlendirme içeriklerine kadar yabancı dil eğitimini bir bütün halinde ele alarak MBA Okulları ile özel bir çalışma çerçevesi oluşturduk.”

Duygu Kılıç: “Almancanın ders değil, eğitim odağı olacağı, Almanca eğitiminde kitabın kılavuz olmaktan çıktığı bir pekiştirme aracı olarak kullanılacağı, ‘Minticity’ adlı Dijital Eğitim Platformu ile daha çok konuşmanın merkeze alınacağı bir öğrenme ve iletişim deneyimi sunacağız. Proje tabanlı ve öğrencinin bir ürün çıkaracağı, yenilikçi eğitim modellerini kullanarak içerikler ve atölye niteliğinde ders tasarımları planlamaktayız. Öğrencilerimizin araştırmalarını yapıp, tasarlayıp, oluşturacağı dijital dergi de planladığımız yeniliklerden birisidir.”

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.