Eğitim Tercihi

Türkiye Özel Okullar Birliği IT Komisyonu tarafından bu yıl “Eğitim Teknolojileri Platformu, Eğitimde Teknoloji Kullanımı Konferansı”nın ilki düzenlendi. Konferansta, teknolojinin eğitime katkısı, eğitim alanında kullanılmasından doğan avantaj ve dezavantajları, öğretmenlerin teknolojiyi ne derece kullanması, öğrencilerin teknolojik araçları kullanması için nasıl yönlendirilmesi konuları tartışıldı.

Günümüz eğitim sisteminde, öğrencileri 21. yüzyıl becerilerine sahip bireyler olarak yetiştirmek en temel gerekliliktir. Teknolojinin eğitimde kullanılması konusunda iyi örneklerin paylaşılması amacıyla 22 Mart tarihinde İstanbul Ticaret Üniversitesi Sütlüce Kampüsü’nde “Eğitim Teknolojileri Platformu, Eğitimde Teknoloji Kullanımı Konferansı” gerçekleşti. Konferansa, açılış konuşmalarıyla Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkan Yardımcısı Nurullah Dal, İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız; sunumlarıyla Intel Eğitim Teknolojileri Uzmanı Dr. Sabine Huber, ERG Direktörü Batuhan Aydagül, köşe yazarı-akademisyen Dr. Özgür Bolat, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü İnovasyon Merkezi Direktörü Gökhan Yücel, sosyal medya ve dijital iletişim danışmanı Ercüment Büyükşener ve Anadolu Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan Çalışkan katıldı.

Özel okulların kendi çaplarında teknolojiyi takip ettiklerini, bazılarının ciddi bazılarının da düşük bütçelerle yaptığını söyleyen Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkan Yardımcısı Nurullah Dal, “4 sene önce hükümetimizin açıkladığı ve başlattığı Fatih Projesi ile bu çalışmalar ve yatırımlar büyük ivme göstermiştir. Birçok üye okulumuz da derneğimize başvurarak tavsiyeler istemeye başladılar. Biz de bunun üzerine 8 kişilik bir IT Komisyonu kurduk” dedi. “Eğitimde teknolojiyi kullanmaktaki temel amaç, network şartlarını iyileştirmek ve öğrenimden alınacak verimi artırmaktır” diyen Nurullah Dal, konuşmasına şöyle devam ediyor: “Bilgisayar, internet, uzaktan eğitim araçları, öğrenci ve öğretmenlerin hayatını kolaylaştıran pek çok yazılım eğitim sistemimizin birer parçası haline gelmiştir. Eğitimde kullanılan teknolojilerin eğitimde kaliteyi artırsa da hiçbir zaman içerikten ve eğitmenlerden daha önemli olmayacağını özellikle vurgulamak istiyorum. Yani her şeyden önce teknolojinin eğitimde var olan sorunları ortadan kaldıracak sihirli bir değnek olmadığı, yalnızca eğitim deneyimini zenginleştiren bir yardımcı bir araç olduğunu anlamak gerek.”

Teknolojinin hayatımızı kolaylaştıran, işimizi ve faaliyetimizin etkililiğini, bilinirliğini artıran ve bu süreçte de alternatif maliyetleri azaltan iyileşmeleri kaydettiğini dile getiren İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, “Eğitim ve öğretimin temel amacı ise bireysel yetkinliği ve kaliteyi artırmaktır. Konferansın teması bu iki konsepti kesişim alanında yer alan, faaliyette bulunan paydaşları bir araya getirmek, bilgi birikimini ve tecrübe paylaşımına imkan sağlayacak. Ürün ve hizmet üretenlerle bunların kullanıcılarının bir arada olması eğitimin içeriğinin ve sunum şekillerinin yenilenmesinde önemli bir açılım sağladı. Bu kişi odaklı ya da grup odaklı eğitim süreçlerinin de yeniden planlanması anlamına da gelmektedir” ifadelerini kullandı.

TEKNOLOJİ BİR FIRSAT AMA TEHDİT TARAFI DA VAR

İstanbul’da kamu ve özel ayrımı yapmaksızın bir hizmet ortaya koymaya çalıştıklarını ifade eden İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, “Türkiye’nin gelecek vizyonunu ifade eden gençlerimizin bir umut olarak ülkemizde başlatılmış bulunan eğitimde son 12 yıldır bir reform niteliğindeki müfredatla başlayan ve Fatih Projesi gibi bir dev projeyle devam eden, müfredatımız ve teknolojimiz ne olursa olsun, eğitim ortamlarımız, binalarımız, yatırımlarımız ne olursa olsun, insan odaklı olan ve temelde bu işin aktörü olan, insan kaynağını oluşturan öğretmenlerimize gereken değeri, önemi vermiyorsanız eğitim çıktılarının çok fazla işe yaramayacağını bilmemiz gerekiyor” dedi. Muammer Yıldız, teknolojinin bir fırsat ve imkan olduğunu ama bir de tehdit tarafının olduğunu, öğretmenlerin üstün çabalarıyla, kendi buluşlarıyla, etkinliklerle zenginleştirilebileceğini, yoksa sadece bir şekil ve kalıptan öteye geçemeyeceğini sözlerine ekledi.