banner

Beyni doğru kullanmanın ipuçları




Prof. Dr. Nevzat Tarhan’dan beyni doğru kullanmanın ipuçları

Üstün zekâlı kişilerin genetik olarak var olan temel zekâlarını belli bir alana yoğunlaşarak geliştirebileceklerine vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gezmek, konuşmak gibi faaliyetlerle sosyal ve duygusal zekânın da geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Davranış Bilimleri ve Sağlık alanında çalışmalar yürüten Üsküdar Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beyni doğru kullanmanın yolu amaçlı davranım olduğunu belirterek, “İlgi gösterilen alanlarda beyin network oluşturuyor ve sonucunda kişi o alanda zekice davranıyor. Herkesin beyninde dehâ adacığı oluşturma potansiyeli vardır. Kişi bir konuya önem verip üzerinde çalışırsa, o konuda üstün zekâlı olabilir” diyor.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, zekâ hakkında tüm bilinmeyenleri ve üniversite olarak zekâ alanında yapacakları önemli projelerin detaylarını bizlerle paylaştı.

Zekâ ve yetenek nedir?

Zekânın tek bir tanımı yoktur. Ancak ‘beynin öğrenme gücü’ diye açıklanabilir.

Yetenek ise kişinin genetik mirasını becerilerle geliştirmesi sonucu olarak çıkar. Yetenek genetik olarak kişide olsa bile, daha da gelişmesi için beceri eklemesi gerekiyor. Bu sebeple yeteneğe gizli potansiyel diyebiliriz.

Zekâ’da da genetik bir çerçeve vardır. Ancak genetik eğilim daha çok ‘mantıksal zekâ’ dediğimiz sayısal zekâ yani ölçülebilen zekâda olur. Kısacası zekâ ve yetenekte genetik miras önemlidir.

Akıl ve zekâ arasındaki fark nedir? Kaç tür zekâ bulunuyor?

Zekâ+ Tecrübe = Akıl’dır. Bir kişi tecrübeyle birlikte zekâsını geliştirirse akıllı davranış gösterebilir.

Mantıksal zekâ, duygusal zekâ ve sosyal zekâ olmak üzere 3 tür zekâ var. Ayrıca sporcularda fiziksel zekâ dediğimiz zekâ da vardır.

ÜSTÜNLERİN SOSYAL ZEKÂLARI DÜŞÜKTÜR

Üstün zekâ ve üstün yetenekli kişiler zamanla kapasitelerini daha da artırabilirler mi?

Üstün zekâlı kişilerde temel bir zekâ var. Bu var olan temel zekâyı geliştirerek kapasitelerini artırabilirler. Örnek verirsek; beyinde ekilmiş tohumlar var, hangi alanı beslersen o alanda ürün veriyor. Yetenek ve zekâ birleşirse iyi sonuç verir. Dolayısıyla emek ve çaba göstererek ikisi de geliştirilebilir.

Ayrıca üstün zekâlılar, her alanda üstün zekâlı değildirler. Belli bir alanda üstün zekâlıdırlar. Üstün zekâlılar da bir konu da derinleşiyorlar. O konu da kimse onlarla yarışamıyor. Beyni doğru kullanmanın yolu amaçlı davranımdır. İlgi gösterilen alanlarda beyin network oluşturuyor ve sonucunda kişi o alanda zekice davranıyor. Herkesin beyninde dehâ adacığı oluşturma potansiyeli vardır. Kişi bir konuya önem verip üzerinde çalışırsa, o konuda üstün zekâlı olabilir. Ancak üstün zekâlı kişilerin beyninde daha fazla deha adacığı oluşturma potansiyeli var ve bu kişilerin genelde matematiksel zekâları sosyal zekâlarına göre daha yüksektir. Bunlar bir buluş gerçekleştirebilir, ancak evliliği yürütemezler.

"Üstün zekâlıların eğitimi ile ilgili yapılan yanlış bütün üstün zekâlıları bir alanda toplamak"

Üstün zekâlıların eğitimi ile ilgili yapılan bir yanlış da bütün üstün zekâlıları bir alanda toplamak. Üstünleri bir alanda toplarsak sadece matematiksel zekâları gelişir. Sosyal ve duygusal zekâları gelişmez. Bunun sonucunda ileride evlilik ve iş hayatlarında mutsuz bir birey olurlar. Mesela, bir okulda ayrı bir eğitim vermek yerine onlara özel bir sınıf olabilir.

Kısacası, meslek uyumu, sosyal uyumu ve kişinin kendi iç uyumu olmak üzere 3 alan var. Bu 3 alanda da insanın zekâsını dengeli kullanması lazım.

Bilgiyi hayata geçirmek önemli…  Zekâyı kullanmazsanız köreliyor. Örneğin; hiperaktif çocuklarda zekâ çok yüksek oluyor. Ancak çocuk yaramaz olduğu için zekâsını iyi kullanamıyor.

Belli bir alana yönelik liseler var. Fen lisesi, güzel sanatlar lisesi gibi… Böyle liselerin olması doğru mu?

Bu liselerde çocuğun ilgi alanına göre yönelim var. Kişinin güçlü olduğu alana yönlendirilmesinde o anlamda fayda var. Çünkü daha mutlu ve başarılı oluyorlar. Sonucunda özgüven geliyor ve daha çok başarı oluyorlar. Bu sebeple böyle liselerin olmasını yanlış bulmuyorum.

YALNIZLIK ZEKÂYI GERİLETİR

Belli bir yaştan sonra zekâ gerileyebilir mi?

Beyin ‘nörotrofik faktör’ diye bir faktör üretiyor. Böylece kişi eğer bir konuya açık ise beyin yeni hücre üretebiliyor ve beyinde hücre değişikliği olabiliyor. O hücre beyinde ilgi alanına göre yeni bağlantılar kuruyor. Beyin kullanıldıkça açılır. Beyni geliştirmek için okumak ve sosyal temas şart. Zihinsel uyarıya ihtiyacı var beynin. Gezmek, konuşmak gibi faaliyetlerle daha çok gelişiyor. Mesela; sosyal uyaran olmadığı için yalnızlık zekâyı geriletir.

Bunun dışında kişide genetik olarak programlanmış Alzheimer hastalığı varsa 45 yaşından sonra o kişinin beyin hücresi ölür ve bu sebeple zekâsı geriler.

TEKRAR EDİLEN VE ÖNEM VERİLEN KONUYU BEYİN UNUTMUYOR

Üstün zekâlı ve üstün yetenekli bir kişinin beyni nasıl çalışıyor?

Beynin depolandığı alan biliniyor. Ancak beyin bunu nasıl depoluyor, tam olarak bilinemiyor. Beynin depolandığı alan lifsel haritalar aracılığıyla bulunuyor.

Beynin lifsel haritaları çıkarılıyor ve bu haritalarda beynin yol haritasına bakılıyor. Genellikle üstün zekâlı çocuklarda yol çoktur. Yol çok olduğu için daha fazla bilgi işlenebilir.

Beyinde 6 tane önemli network ağı var. Bu network ağları, 5N 1 K dediğimiz Ne?, Nerede?, Ne zaman?, Nasıl?, Niçin? ve Kim? sorularından oluşuyor. Kişi bir şeyi 6 network ile beynine kaydedebilirse kesinlikle unutmaz.

Mesela; dil öğrenmek beynin en zor fonksiyonudur. Dolayısıyla beyni en çok zorlayan şeydir. Dil öğrenmek istiyorsak, sık sık tekrar etmemiz lazım. Eğer tekrar edilirse beyin kısa yollar oluşturur. Kısa yollar oluşturduğu için de kolay hatırlar ve o dil öğrenilir.

Kısacası önem verilen ve çok tekrar edilen konular beyinde kısa yollar oluşturuyor. Beyin gündüz kamera gibi kaydeder; gece ise önemsiz bilgileri atar ve önemlileri depolar. Beyne bir şey kaydetmek istiyorsak, önce kaydetmek istediğimiz şeyi önemsememiz ve tekrar etmemiz gerekiyor https://edmedicom.com.

ZEKÂ TESTLERİ SADECE MANTIKSAL ZEKÂYI ÖLÇER

Zekâ testleri ne zaman yapılmalıdır?

3 ve 5 yaş arasında yapılan zekâ testi var. ‘Gelişim Envanteri’ deniyor buna. Bu envanter uygulanarak, çocuk yaşının üstünde mi değil mi öğreniliyor. Ayrıca 5 ve 7 yaş arasında yapılan zekâ testi vardır. Bir de 7 ve 16 yaş arasında yapılan zekâ testi vardır.

Dolayısıyla 6 yaşından sonra normal zekâ testleri başlıyor. Bu testler daha çok performans zekâ dediğimiz sağ beyin zekâsını ölçüyor. Sağ beyin zekâsı, bütüncül düşünme, sanat gibi alanlara yöneliktir. Sol beyin zekâsı ise daha çok sözel zekâdır. Sol beyin zekâsı ile analiz, hesaplama, mantık ve muhakeme yeteneğini ölçülüyor. Zekâ testleri ile mantıksal zekâ ölçülüyor sadece. Duygusal ve sosyal zekâ ölçülemiyor.

Zekâ testleri yapıldıktan sonra tekrar zekâ testi yaptırmak istenirse 6 ay beklemek gerekiyor. Eğer 6 ay geçmeden yeni bir test yapılırsa, test geçersiz olur. Çünkü kişi testi öğrendiği için aynısını yapar ve bunun sonucunda zekâsı yüksek çıkar.

ÇOCUĞA ÜSTÜN ZEKÂLI OLDUĞU SÖYLENMEMELİ

Üstün zekâlı çocuğa sahip aileler nasıl davranmalı?

Üstün zekâlı çocuklara sahip ailelerin en çok yaptığı hata çocuğa üstün zekâlı olduğunu söylemesi... Çünkü üstün zekâlı olduğunu bildiği için çocuk, şımarık davranabiliyor. Kendini diğer çocuklardan üstün görebiliyor. Disiplinsiz davranışlar göstererek, zekâsını daha da artırmak için uğraşamayabiliyor.

Dolayısıyla çocuğu ‘sen üstün zekâlısın’ diyerek şımartmamak lazım. Çocuğa anne babalar rehber olmalıdırlar, çocuğun psikolojik sorunu varsa psikolojik destek de aldırabilirler.

Türkiye’de ne kadar üstün zekâlı çocuk var? Türkiye’de neden Nobel ödüllü bilim adamı çıkmıyor?

Türkiye’de dünyadaki ortalamayla aynı, yüzde 3 civarında üstün zekâlı çocuk var. Zaten doğuştan zeki insan topluluğu yok, üstün zekâlı sayısı her toplumda aynı.

Türkiye’de Nobel ödüllü bilim adamı çıkmıyorsa bu eğitim sistemimizin kusurudur, çocukların değil! Bunun için gerekli altyapı çalışmaları oluşturulmalı ve çocuklar teşvik edilmeli.

ÜSTÜN ZEKÂLILARIN EĞİTİMİ ÜZERİNE BÖLÜM AÇACAĞIZ

Üsküdar Üniversitesi’nden kısaca bahsedebilir misiniz?

Davranış Bilimleri ve Sağlık alanında çalışmalar yürüten tematik bir üniversiteyiz. Bu konuda özelleşmiş, uzmanlaşmış ve araştırma yapan yani AR-GE’ye önem veren üniversiteyiz. Üniversite olarak Türkiye’de ilk defa Proje Kültürü dersi koyduk. Bu derste, Lisans ve Ön lisans öğrencilerimize proje yazmayı öğretiyoruz. Yüksek motivasyon oluşturduğumuz zaman yeteneklilerin önü açılıyor. Aslında bilim aşkına, öğrenme aşkına ihtiyaç var. Bilim ve öğrenme aşkı öğrencilere verirsek, onlardaki yetenekler ortaya çıkar. Üniversite olarak biz de bilim ve öğrenme aşkını öğrencilere verip laboratuvardan zevk alan, laboratuvarı seven öğrenciler yetiştirmek istiyoruz.

Üniversitenizde üstün zekâlılar ile ilgili yaptığınız çalışmalar var mı?

Hastanemizde çocuk, ergen ve ruh sağlığı birimi var. Orada zekâ özürlü ya da üstün zekâlı çocuklara danışmanlık hizmeti veriliyor. Çocuk gelişimi bölümü de var. Orası da bununla ilgileniyor. YÖK onaylarsa 3 bölüm açmak istiyoruz; özel eğitim, üstün zekâlı eğitimi ve psikolojik danışman rehberlik bölümlerini. Bu üç bölüm eğitim fakültesine bağlı olacak. Şu an eğitim fakültemiz yok ama YÖK’e başvurusunu yaptık. O bölümlere eleman yetiştirmek istiyoruz.

YAPAY ZEKÂ LABORATUARI KURACAĞIZ

Yapay zekâ konusunda yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

nevzat tarhanYapay zekâ ile ilgili üniversitemizde Biyomühendislik Bölümü, Bilgisayar Bölümü, Psikoloji Bölümü ve Sinirbilim Bölümü var. Ayrıca yapay zekâyla ilgili üniversitemizde Nöroteknoloji Araştırma Merkezimiz bulunuyor. Burada beyin bilgisayar ara yüzü yazılıyor. Yani beyindeki sinyalleri dijital formata çeviriyor ve ona göre ara yüz geliştiriyor. Mesela bunu tedavide kullanıyoruz. Nörotikte yöntem var; kişinin beyin dalgalarını, cilt ısısını, cilt direncini, ciltteki kalp atım sayısını, solunum sıklığını kaydediyor. Düşünce gücüyle mesela neşeli olduğunda beynin ürettiği dalgaya göre bilgisayarda gülen yüz çıkıyor. Bu robot yani öğrenen makine üretilmesinde de önemli. Kolu felç olan kişilerde sağ elinin parmağını kaldır komutu verildiğinde beyin o bilgiyi kaydediyor. Sonra ara yüz yazıyor ona göre. O bilgiyi düşündüğü an ara yüz bilgiyi dijital formata çeviriyor ve robotun sağ parmağı kalkıyor. Bu yapay zekâ, öğrenen makine… Dolayısıyla kişiye özel makine oluşuyor. Yapay zekâ laboratuarlarında biyomühendis, yazılımcı, psikolog ve sinirbilimcinin birlikte çalışması gerekiyor.

Yapay zekâ laboratuarımız  ise şu kurulma safhasında. Biz satın aldığımız beyin sinyallerini üreten aleti (Biofeedback Cihazı) kendimiz üretmeye çalışıyoruz. Yapımı aslında çok basit, sadece ara yüz yazılacak.

Üstün zekâlıların eğitimi ile ilgili yapılan bir yanlışta bütün üstün zekâlıları bir alanda toplamak. Üstünleri bir alanda toplarsak sadece matematiksel zekâları gelişir. Sosyal ve duygusal zekâları gelişmez. Bunun sonucunda ileride evlilik ve iş hayatlarında mutsuz bir birey olurlar. Mesela, bir okulda ayrı bir eğitim vermek yerine onlara özel bir sınıf olabilir.

YÖK onaylarsa 3 bölüm açmak istiyoruz; özel eğitim, üstün zekâlı eğitimi ve psikolojik danışman rehberlik bölümlerini. Bu üç bölüm eğitim fakültesine bağlı olacak. Şu an eğitim fakültemiz yok ama YÖK’e başvurusunu yaptık. O bölümlere eleman yetiştirmek istiyoruz.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.