banner

Oyunun çocuklar için önemi




Çocuklarımız bizimle oyun oynamak isterler ve bunu da genellikle dile getirirler. Bazı anne babalar oyun oynamayı sevmez, bu isteği reddeder ya da geçiştirir. Oysa ki çocuk, sana ihtiyacım var, seninle ilişki kurmak istiyorum, bu yolla ilişkimizi geliştirebiliriz demek istiyordur.

“İş adamı tıraş olurken, bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir. Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar;

“Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi...”

Berber çocuğa seslenir: “Ali, buraya gel!” Bunun üzerine çocuk sakince dükkâna girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber işadamının kulağına sessizce, “bak şimdi” diye fısıldar ve bir elinde beş yüz bin, diğer elinde beş milyonluk bir banknot olduğu halde çocuğa sorar:

“Hangisini istiyorsan alabilirsin?”

Çocuk dalgın dalgın bir beş yüz bine bir de beş milyona bakar ve sonunda beş yüz binlik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır. Berber işadamına döner ve gülerek: “Gördün mü? Sana söylemiştim” der.

Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali’yi görür. Yanına giderek, neden beş milyonluk değil de, beş yüz binlik banknotu aldığını sorar. Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir:

“Eğer beş milyonluğu alırsam oyun biter!”

Literatürde, oyun, çocukların en ciddi uğraşısı, işi olarak tanımlanmaktadır. Bir çocuğu oyun oynarken izlediğimizde, hele ki çok keyif aldığı bir oyunsa, ne kadar konsantre olabildiğini gözleriz.

Çocuklarımız bizimle oyun oynamak isterler ve bunu da genellikle dile getirirler. Bazı anne babalar oyun oynamayı sevmez, bu isteği reddeder ya da geçiştirir. Oysa ki çocuk, sana ihtiyacım var, seninle ilişki kurmak istiyorum, bu yolla ilişkimizi geliştirebiliriz demek istiyordur.

Bu nedenle aile oyun saatleri ve ayrıca çocukla birebir zaman saatlerinde, ebeveynin çocuğu ile oyun oynamaya da yer vermesini istiyoruz ve biz de çalışmalarımızda oyunu hem bilgi toplama, hem de psikoterapinin içinde kullanıyoruz.

OYUNUN DEĞERİ

Oyunun Bedensel Değeri: Oyun, çocuğun kas sistemini geliştirirken, biriken enerjisinin boşalımını ve günlük yaşamdaki gerilimden kurtulmasını sağlar.

Oyunun İyi Edicilik Niteliği: Oyun, çocuğun  en güçlü ve doğal dürtülerinden saldırganlığın boşalımını sağlar. Çocuk, korkularından ve bu durumun  yarattığı gerginlikten kurtulabilir. Yaşamındaki bazı problemleri oyun sırasında çözebilir, duygu ve ihtiyaçlarını dile getirir. Oyun çocuğun sorunlarının aynasıdır. İyi bir gözlemci çocuğun oyununu izlerken çocuğun sorunlarını, hayal kırıklıklarını ve bunların kaynağını görebilir.

Oyunun Eğitici Değeri: Biçim, boyut ve renkleri farklı olan  oyuncaklarla oynayan çocuk, bunların anlamını kavrar.

Oyunun Toplumsal Ahlaki Değeri: Oyun, çocuğun sosyal gelişiminin sağlıklı olmasını, uyum ve işbirliğini öğrenmesini, paylaşmayı öğrenmesini sağlar. Oyun çocuğun aile tutumları hakkında bilgi verir, oyunlarda kültürün etkisi büyüktür.

Gelişim kuramcılarından Piaget, oyunları 3 grupta topluyor:

Araştırma Oyunları (0-2 yaş): Bebek, çevresinden aldığı uyaranları sınıflar.

Simgesel Oyunlar  (2-7/8 yaş): Sanki varmış gibi oynanan oyunlardır. Evcilik oyunu, bir çubuk ile oluşturulan at oyunu gibi...

Kurallı Oyunlar (7/8 yaşından itibaren): Çocuğu sosyalleştirmeyi sağlar.

Oyunların oluşumunda cinsiyet, iklim ve kültür önem taşımaktadır. Yapılan araştırmalara göre kız çocuklarının ip atlamak, evcilik, saklambaç, seksek, ebecilik oyunlarını; erkek çocukların futbol, koşmaca, misket oyunlarını tercih ettikleri görülmektedir.

Yine oyunların çocukların yaşlarına  ve gelişim dönemlerine göre farklılıklar gösterdiği bilinmektedir.

İlk dönemlerde, bebeğin öğrenmesi, ilk anne ile kurduğu göz ve beden temasıyla başlar. Sesli-ışıklı- hareketli uyaranlara tepki vermeye başlar. Bu tepkiler, onun dış dünyayı algıladığını, tepki verdiğini, öğrenmeye başladığını gösterir bize.

İlk aylarda çıngırak, ses çıkaran hayvanlar, müzik dinlemesi, çocukla sürekli göz teması kurarak konuşmak,  onunla oyun oynamak bebekle kurulacak en iyi iletişimdir.

Oyun, çocuğun gelişimi açısından o kadar değerlidir ki, çocuk ruh sağlığı; sevgi ve oyun olarak tanımlanmaktadır. Çoğu kez, anne-babaların birtakım mesajları çocuklarına oyun yoluyla vermeleri daha etkili olmaktadır.

Son yıllarda hem çocuk, hem de ebeveynler tarafından, bilgisayar oyunlarına çok zaman ayrılıyor. Anne ve babalar birlikte bilgisayar oyunu oynamayı da birlikte kaliteli zaman geçirme olarak algılayabiliyorlar. Bu durumun pek çok sakıncası var. Zamanının büyük kısmını bilgisayar başında geçiren çocuk, sosyalleşemez, aile ve çevre ile yeterli ve sağlıklı bir iletişim kuramaz, dolayısıyla dil gelişimi, sosyal gelişimi, motor gelişimi, kısacası tüm alanlarda gelişimi yavaşlar ya da gerileme gösterir. Zihinsel fonksiyonları da yavaşlayabilir. Öğrenmesi yavaşlar, yaşam kalitesi düşer, birtakım psikiyatrik, psikolojik sorunlar da tabloya eklenebilir.

Modellik de önemli bir konu burada. Eğer anne, baba, aile bireylerinin bilgisayara ve telefona ilgisi fazla ise, çocukların kişilik gelişimlerinde anne-babayı taklit ederek, modelleyerek öğrendiklerini göz önüne aldığımızda, çocuğun bilgisayar bağımlısı olmasının nedeni kolaylıkla açıklanabilir. Ailede disiplin zayıf ise, böyle bir modellik varsa, çocuğun duygusal ihmali varsa, evde çocuk bilgisayar başında zaman geçirirken, aile rahat nefes alıyorsa, bu çocuklar, daha fazla risk altındadır.

Öğrenme, bireyin olgunlaşma düzeyine göre yaşantıları aracılığıyla ya da çevresiyle etkileşimi sonucunda yeni davranışlar kazanması ya da eski davranışlarını değiştirmesi sürecidir. Bunlar için yeterli zaman ve iletişime ihtiyaç vardır.

ÖNERİLER:

-              Oyun gibi, oyuncaklar da çocuğun psikolojik yönden değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.

-              Sürekli oyun ve oyuncak değiştiren çocuk, dikkat eksikliği yönünden değerlendirebileceği gibi, sürekli karşı cinse ait  oyuncaklarla oynayan çocukta bunun cinsel tercihle ilgili olabileceği düşünülebilir.

-              Oyun ve oyuncak seçimi çocuğun yaşına, gelişim seviyesine uygun olmalıdır.

-              Çocuğa oyuncak seçerken, oyuncak hakkında onun da fikrini almak en iyisi olacaktır.

-              Ebeveynler çocuklarıyla oyun oynamalılar. Bu aralarındaki iletişimi güçlendirecektir, çocuklarını tanımalarını sağlayacaktır. Çocukları oyun oynarken, iyi bir gözlemci olmalıdırlar. Çocuğun kurduğu ilişkiler, kendi ruhsal dünyası ,hayal kırıklıklarını oyunda görmek mümkündür.

-              Aile ve eğitimcilerin yaptıkları hatalardan birisi de,  okul çağı başlayan çocuğun oyunla bağının bittiği düşüncesidir. Oyun, çocuğun gelişimi açısından o kadar değerlidir ki, çocuk ruh sağlığı sevgi ve oyun olarak tanımlanmaktadır.Okul döneminde belki oyun süreleri azalacaktır, fakat kesinlikle oyun çocuk için bitmeyecektir.

-              Ayrıca, bu dönemde sanat çalışmaları, kes-yap, origami, oyun hamuru, maket yapımı, boyama, resim vb. çalışmaları için çocuğa materyal sağlama ve yönlendirme yapılması destekleyici olacaktır.

-              Ebeveynlerin çocuklarına vermek istedikleri mesajları oyun aracılığıyla birlikte oynadıkları oyunda vermeleri daha kolaydır.

Aynur Sayım

Uzman Klinik Psikolog

Üsküdar Üniversitesi Etiler Polikliniği

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.