banner

Önce Eğitim 4.0!




Prof. Dr. Sinan Alçın, İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi

sinan_alcinSon birkaç yıldır yeni bir üretim paradigmasıyla karşı karşıyayız: Sanayi 4.0! Bu süreç, geleceğin ekonomilerinin ve üretim ilişkilerinin de çerçevesini çiziyor. Sanayi 4.0 sadece teknik, metrik ve robotik bir süreç değil. Sanayi 4.0’ın odağında insan var. Sanayi 4.0 sürecinde adaptasyonun ilk adımı zihinsel dönüşüm. Bu dönüşüm ise Sanayi 4.0 süreciyle uyumlu bir eğitim sistemiyle mümkün. Geleceğin ekonomisine yön verecek kuşakları yetiştirmek için Eğitim 4.0 dönüşümü şart!
Sanayi 4.0 sürecinin kırılma noktası bilgi derinliğinde saklı. Bilgiye hâkimiyet farkları hem firmalar hem de ülkeler arasındaki farkı da belirliyor. Sanayi 4.0’ın tarif ettiği çoklu bağlantılı üretim ve ilişkisellik, doğal olarak bu düzeni olanaklı kılacak tasarım ve mühendislik bilgisini de gerekli kılıyor. Gelecekteki mesleklerin mevcutlarla neredeyse bütünüyle farklılaşacağını da hesaba kattığımızda bizim için, geleceğin belirsizliklerle dolu bir muamma mı, yoksa tasarımına bugünden başladığımız ve içinde rollerimizi belirlediğimiz bir süreç mi olacağı tam olarak bugün attığımız adımlara bağlı.
İlk adımlar…sonrasında takip eden adımlar…hepsi önemli! Yanlış ilk adımları yalpalayan yeni adımlar ve kaçınılmaz çöküşler izler. Doğru ilk adım temel eğitimden başlayarak giderek yaşam boyu öğrenmeye kadar genişleyen bir yelpazede kendine alan buluyor. Eğitim piyasası diye düşündüğümüzde, bu piyasanın global değeri yıllık 6.3 trilyon dolara erişmiş durumda. Bunun yaklaşık 300 milyar doları sadece uzaktan öğrenme (e-learning) yatırımlarına ait. Pasta büyük! Pasta büyük ama sonuçlar aynı büyüklükte veya etkileyicilikte değil maalesef.

PISA testi sonuçlarındaki durumumuz ortadayken, Eğitim 4.0 mümkün mü?
Zorlu bir yol. Bir taraftan temel bilim alanlarında giderek gerileyen bilgi düzeyi, hallaç pamuğuna dönüşmüş bir temel eğitim sistemi, ilişkisel bütünlük ve muhakeme yerine geçirilen teste dayalı öğretim yöntemlerinin tümü işimizi zorlaştırıyor. Ama kolay yol hiçbir zaman yok.
Sanayi 4.0’ın ana hattını çizdiği geleceğin ekonomilerinde kendisine etkili yer bulabilecek insan gücünün sahip olması gereken temel nitelik çoklu problemlere interdisipliner çözüm üretme gücü. Bunu Himalayaların bilmem kaç metre yükseklikte olduğunu A, B, C, D, E seçeneklerinden birini seçtirerek malumat edindirmeye dayalı mevcut sistemden derinlemesine bilgi sistemine geçiş zor ama şart!

MALUMATTAN BİLGİYE GEÇİŞ
Malumat (enformasyon) ile bilgi (knowledge) arasındaki derin farkı kavramak atılacak ilk adım belki de. Bilgiyi malumattan ayıran temel fark derinlikli deneyimleme sürecidir. Örneğin bir yerlerde balıkçıların balık tuttuğunu ezberlemek malumat edinmek oluyor. Himalayaların yüksekliğini ezberlemek gibi yani… Sürekli bu tip enformasyonla doldurulan beyinlerin yenilikçi kapasitelerini büsbütün kaybetme olasılıkları çok yüksek. Balık tutulduğunu duyduk ve ezberledik. Bize faydası yok! Balık tutmayı öğrenelim… Öğrenelim ama nasıl? Burada da bilgi kendi içerisinde ikiye ayrılır: Gömülü Bilgi (Tacit Knowledge) ve Kodlanmış Bilgi (Codified Knowledge). Kodlanmış bilgiye erişmek görece kolaydır. Alırsınız bir “10 saatte Balıkçılığı Öğrenme Kitabı” okursunuz. Okursunuz da sonuç genelde kitaptaki gibi olmaz. Birbirine dolaşmış olta ile balıkçının yolunu tutarsınız eve dönerken! Hiç işe yaramaz mı bu tip kitaplar. Eh işte, yarar gibi görünür. Yani dünyanın geri kalanını olmasa da kendinizi inandırabilirsiniz balık tutmayı bildiğinize. Bu da bir şey!
İşin esası gömülü bilgide. Balık tutmanın gömülü bilgisi, ancak birkaç geceyi usta balıkçılarla birlikte olta sallayıp, her türlü hatayı yapıp bunlardan ders çıkartarak, derinlemesine bir gözlem ve kendine has farklılıklar katarak elde edilebilir.
Bilginin bu deneyimlemeye dayalı gömülü kısmı bugünün dünyasında da yarının dünyasında da ülkeleri ve firmaları birbirinden ayıran en önemli fark! Bedava yazılımlarla birçok işinizi kolaylaştırabilirsiniz. Verimliliği de artırabilirsiniz ama o yazılımları yeniden-üretmeyi öğrenemediyseniz hep öndekilerin arkasında onlardan dökülenleri toplarken bulursunuz kendiniz.

FEN VE MATEMATİK TASARIMLA KAYNAŞIYOR!
Geleceğin ekonomilerinin ihtiyaç duyduğu çoklu yeteneğe sahip bireyler yetiştirmek için genel kabul gören eğitim yaklaşımına STEM adı veriliyor. STEM, Science, Technology, Engeneering ve Math’ın kısaltılmış hali. Bir de STEAM var. STEM’den farkı A (Art). Yani, bilim, teknoloji mühendislik, tasarım gücü ve matematik olmazsa olmaz! Maker hareketleri, kodlama programları, robotik teknolojiler özellikle temel öğrenim çağına dönük olarak hızlıca yaygınlaşıyor. Okullarda inovasyon merkezleri, STEM programları, kodlama ve algoritma dersleri yaygınlaşıyor. Hafta sonları futbol atölyesi yerine maker kurslarına devam edenlerin sayısı giderek artıyor. Bunların hepsi çok kıymetli. Eğitim sektörünün bu konuyu temel gündem haline getirmesi de önemli. Ancak, burada da işi reklam ve pazarlama aracına dönüştürüp, niteliksel olan gömülü bilgi sürecini ıskalayan yaklaşımlarla işi gerçekten bir deneyimleme süreci olarak okuyup, meseleyi günlük karlılığın ötesine taşıyan ve en önemlisi bu ülkenin kaynaklarına odaklanan yaklaşımlar da var. Sayıları henüz az, bölgesel olarak da eşitsiz, ama var! Bu örnekleri paylaşıp yaygınlaşmasına vesile olmak da hepimizin geleceğe karşı ortak sorumluluğu!

TAKİP EDEN DEĞİL, YENİDEN ÜRETEN NESİLLER
Sanayi 4.0 süreci sadece ileri otomasyona sahip makinalardan ibaret değil, sadece kodlamadan da ibaret değil ya da robotik teknolojileri öğrenmek de tek başına Sanayi 4.0’a adaptasyon için yeterli değil. Bunların tümünde, bütünlüklü bir temel okur-yazarlık gerekiyor. Okur-yazarlık önemli ama bu sadece ortaya çıkan yeni teknolojileri “takip eden” konuma getirebilir bizi. Eğer ülke olarak, geleceğin öne çıkan ekonomilerinden biri olmayı ve insan gücü açısından da “iyi takipçiler” değil de dümene geçenler safında yer almak istiyorsak Eğitim 4.0 dönüşümü kaçınılmaz!

ÖĞRETEN OKULLARDAN, ÖĞRENEN OKULLARA!
Geleceğin ekonomilerinde, kalıplaşmış, birbirini tekrar eden, indirgemeci yaklaşımlara yer yok. İlköğretimden başlayarak, ortaöğrenim ve yükseköğrenimde tüm öğretim sisteminin öğrencilere veri transfer etme özelliğinden sıyrılıp, araştırma niteliğini öne çıkartan ve öğrencisiyle birlikte geleceği öğrenen yeteneğe kavuşması gerekiyor.
Yani, dönüşüm eğitimden, o da eğitim kurumlarından başlayacak!

EĞİTİM 4.0 DÖNÜŞÜMÜ İÇİN 4WARE YAKLAŞIMI
Sanayi 4.0 sürecinin işaret ettiği dört yetkinlik alanı bulunuyor: Makina teçhizat teknolojisi, yazılım teknolojisi, ilişkisellik ve beyin gücü. Geliştirdiğimiz 4ware yaklaşımı bu dört alana odaklanıyor: Hardware, Software, Netware ve Wetware. Hardware, Sanayi 4.0 sürecinde ihtiyaç duyulan ileri teknolojiye sahip üretim araçlarını anlatıyor. Software, yeni makinaların koordinasyonunu sağlayacak ERP yazılımlarını, Netware küresel ölçekte ilişki ağını ve Wetware ise beyin gücünü anlatıyor. Bu dört alanda uyumlu bir gelişme sağlanmadan, sadece makinada ya da yazılımda iyileşme çok önemli bir ayırt edici özellik kazandırmıyor.

NEREDEN BAŞLAMALI?
Dönüşüme başlamak için öncelikle bu dört alandaki düzeyin ölçülmesi gerekiyor. Yani, kurumun röntgeninin çekilmesi gerekiyor. Röntgen sonucuna göre ise yol haritası (Eğitim 4.0 dönüşüm haritası) çıkartılması lazım! 4ware yaklaşımına dayalı olarak geliştirdiğimiz edu4ware testi ve ülkemizdeki Eğitim 4.0 dönüşüm serüvenine ilişkin bilgileri egitim4.com isimli bloğumuzda paylaşıyoruz.
Gelecek sayılarda uygulama örneklerini de buradan siz değerli Artı Eğitim okuyucularıyla paylaşıyor olacağız. Birlikte öğrenmek üzere!

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.