banner

Bilfen müzeyi okul koridorlarına taşıdı




Tüm koridorları birer uygulamalı proje alanı olarak tasarlanan Bilfen İlköğretim Kurumları’nda, öğrencilerin öğrenme süreci sınıf duvarlarının dışında da devam ediyor. Öğrencilerin görsel, işitsel, dokunsal ve kinestetik tercihlerini dikkate alarak ders içeriklerini şekillendiren Bilfen Okulları, eğitime entegre ettiği ‘Okul Müzeciliği’ ile de adından söz ettiriyor.
bilfen_okul_muzeTürkiye’de “Okul Müzeciliği”nin öncülerinden biri olan Bilfen İlköğretim Kurumları’nın lobileri adete tarihe ev sahipliği yapıyor.
Bilfen Okulları’nın kurucusu A. Osman Öztürk bundan 10 yıl önce gönül verdiği koleksiyonerlik fikriyle bu eserleri çocukların eğitim ortamına taşıma fikrini birleştirmiş ve ortaya çıkan “Okul Müzeciliği” anlayışı sayesinde öğrencilerini tarihle yakınlaştırarak onların tarihe olan ilgilerini pekiştirmeyi başarmış. Koleksiyonerlik zor ve bilgi birikimi gerektiren bir iş olduğunu söyleyen Öztürk, “Özellikle eski eser koleksiyonerliği geçmiş dönemlere ait materyallerin çok fazla olması ve insanlık kültür tarihinin çok uzun bir süreyi kapsaması nedeniyle oldukça zaman, emek ve bilgi birikimi gerektiren bir süreç” diyor.
Bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi ile İstanbul Hisarlar Müzesi’ne kayıtlı yaklaşık 2000 parça esere ev sahipliği yapan okulların lobilerinde yer alan bu arkeolojik eserler öğrenci, öğretmen, veli ve okula gelen misafirleri karşılıyor. Okul lobilerinde özel olarak hazırlanmış, korunaklı nişler içinde sergilenen bu arkeolojik eserler önünde ders işleyen öğrenciler, bir yandan tarihe tanıklık ederken bir yandan da eski çağlardan günümüze uzanan toplumsal yaşamlar hakkında da bilgi sahibi oluyor.
osman_ozturkDERSLERİN BİR KISMI SINIF YERİNE TARİHİ ESERLERİN ÖNÜNDE İŞLENİYOR
Bilfen İlköğretim Kurumları’nda uygulanan “Duvarsız Eğitim” sistemiyle de örtüşen okul müzeciliği yaklaşımı sayesinde müze öğrencilerin ayağına gelmiş oluyor. Öğrenciler için adeta müzeye dönüştürülen okul koridorları eğitiminde önemli bir parçası haline geliyor. Derslerin bir kısmını sınıf yerine tarihi eserlerin önünde işleyen öğrenciler bu sayede derslerde teorik olarak işledikleri konular hakkındaki eserleri okul koridorlarında görüyorlar. Koridora çıktıklarında bu eserleri yakından inceleme ve bu eserler hakkında araştırma yapma şansına da sahip oluyorlar. Öğrencilerin geçmiş uygarlıkların hayatlarına tanıklık etmelerine yardımcı olan, geçmişten günümüze kadar korunaklı olarak gelen bu eşsiz eserler sayesinde uygarlıkların ve günümüz dünyasının gelişimine de bir adım ötelerinde tanıklık etmiş oluyor. Böylece derslerde öğrenilen konular görsel olarak da pekiştirildiği için öğrenme daha kalıcı hale geliyor.
BİREYLERİN GEÇMİŞİ DAHA İYİ TANIMALARI SAĞLANIYOR
Tarihin eski dönemlerinde yaşamış toplumları bilim ve sanat açısından inceleyen, hem günümüzü hem de geleceğimizi aydınlatan, bireylerin geçmişi daha iyi tanımalarını sağlayan bu eserler sadece öğrencilere değil okula ziyarete gelen velilere ve misafirlere de adeta görsel ve birikimsel bir zenginlik sunuyor.
Ağırlıklı olarak Bizans, Roma ve Arkaik Yunan dönemlerini kapsayan takı, pişmiş toprak eserler (kandiller, figürinler, çömlekler, testiler, vazolar ), bronz ve kurşun eserler (ağırlıklar, süs eşyaları, ok uçları, tıbbi aletler, koku kapları, tiyatro biletleri, heykelcikler), cam eserler (boncuklar, yüzük taşları, koku şişeleri, bardaklar, testiler, kaseler, vazolar), ayrıca yine değişik dönemlere ait çok sayıda bronz, gümüş ve altın sikke yer alıyor.
ANTİK ESERLERİN “EN KIYMETLİLERİ” ÖĞRENCİLERLE BULUŞUYOR
Koleksiyonun en önemli eserlerinden olan ve koleksiyonun kurulmasında en etken olan çivi yazılı tablet ile Roma cam eserleri ve Selçuklu metal eserleri okul müzesinin öne çıkan önemli parçalarından. Ayrıca Arkaik döneme tarihlenen bir tiyatro bileti (jeton) önem sıralamasında en başlarda geliyor
‘Okul Müzeciliğine’ verdiği önemin bir diğer kanıtı olarak nitelikli eser sayılarını arttırabilmek adına arkeolojik eser alımlarına devam eden Öztürk, daha fazla öğrencisini daha fazla eser ile buluşturma fikri ile her geçen sene kayıt altına aldırdığı eser sayısını arttırmak adına çalışmalarına devam ediyor.
Mevcut arkeolojik eserlerle okul koridorlarının adeta birer müzeyi andırmasının yanı sıra Türkiye’nin en büyük çini koleksiyonlarından da birine sahip olan Öztürk, çinilerden tablolara, tablolardan fosillere kadar antik eserlerin “en kıymetlilerini” öğrencileriyle buluşturuyor.
bilfen_muzeİBRAHİM MÜTEFERRİKA TARAFINDAN BASILMIŞ ESERLERDE BULUNUYOR
Türk resmine yön vermiş usta isimlerin imzasını taşıyan 600’ün üzerinde tablo, 200’e yakın İznik çinisi, 200’e yakın hat, tombak ve Beykoz camları da okul müzesinin bir parçası olarak mevcut koleksiyonu daha da zenginleştiriyor. Ayrıca okul müzesinde Türkiye’nin ilk matbaasının kurucusu İbrahim Müteferrika tarafından basılmış 21 eserin 20 tanesinin yer aldığı bir bölüm de bulunuyor.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.