Eğitim Tercihi

Yeni yetişen kuşakların geleceğe hazırlanmasında önemi büyük olan okullar, Milli Eğitimin temel kurumlarıdır. Öğrencilerin bilgiye ulaşıp her yerde kullanması, paylaşması, yeteneklerini keşfedip geliştirmesi, okuma, anlama, dinleme, öğrenme ve heyecanlarının en ileri düzeye ulaşıp doğa ile iç içe mutlu bireyler olarak geleceğe hazırlanmasında eğitim kurumları farklı görevler üstlenmektedir.

Toplum tarafından ilgi duyulan ve her geçen gün sayıları ve öğrencileri artan özel eğitim kurumlarına yönelik anlayışın daha özgür, şeffaf nitelikli ve objektif değerlendirmeler ile farklılıklarını zenginleştirmek ciddi bir eğitim politikası ile mümkündür.

Siyaset, sanat, bilim, edebiyat, ekonomi alanında hızlı, tarihsel ve güncel dönüşümlerin yaşandığı bir ortamda, toplumun geleceğini inşa etmede eğitilmiş insan gücünün arttırılmasında tüm eğitim kurumları ile birlikte özel okulların bilgiye boğulmadan ama bilgiye erişimi öğreten, yenidünya düzeninde bireyin gelişimini sürdüren, yeteneklerini keşfederek farklılık ve farkındalık yaratarak bilim, akıl ve etik değerler konusunda ürettikleri hizmet değerli ve önemlidir. Bir taraftan kimseyi ötekileştirmeden gelişen teknoloji ile bireyin refahına katkılar sağlayarak duyarlı ve ilkeli yurttaş, diğer taraftan dünya vatandaşı olma yolculuğunda atılan teorik ve pratik adımlar özel okulların ortak özellikleri olmalıdır.

EĞİTİMDE YÖNETİM- YÖNETİMDE KALİTE

Özel okullardaki yönetimi, başarı merdivenlerinin tırmanılmasındaki verimlilik olarak tanımlayabiliriz. Bu okullardaki yöneticiler, konulara hakim, geleceği planlayan, kurum politikalarını belirleyen, organizasyonları geliştiren, ulusal ve evrensel değişimden haberdar olan, pozitif iyileştirmede öncü görev üslenen,  yol gösterici, takım ruhunu oluşturan, kurum kültürünü zenginleştiren retorik bir dile sahip kimselerdir.

Eğitim sitesinin görevlileri olan özel öğretim kurumları kurucuları ve yöneticileri sorumluluk duygusu ile karanlıkları aydınlatan, yapay ışıkları etkisiz hale getiren güneş gibi olmak zorundadır. Işıkları içinde bulundukları kurumları ve öğrencileri belirlenen hedeflere götürmede önemlidir. Her özel eğitim kurumu beklentilerin üstünde sonuçlara ulaşmayı hedef edinir bu hedeflere ulaşmada yöneticiler motivatör kimlikleri ile kuruma renk verir. Evet ama, yapıcik (yapacağız), çok yoğunuz ve  keşkeciler ile kurumlar yönetilmez. İş üreten iyi ki yaptık diyen, sesini değil sözünü yücelten yöneticilere ihtiyaç vardır. Eğitimin kalitesi, yönetimin kalitesine bağlıdır. “Hiç büyümeyen kurumların başında hiç büyümeyen yöneticiler vardır…”

Her geçen gün güzelleştirilen ve iyileştirilen fiziki yapı, farklılıkları arttırma, teknolojiyi iyileştirme projeleriyle birlikte özel okullarda akademik çalışmaları güçlendirecek koordinasyonu ve işbirliğini sürdürecek, hedefleri yenileyecek, bakışları tazeleyecek, ilham veren, heyecan oluşturan ve alanında vizyoner amaçlı  değerli donanımlarla kuşanmış iç dinamikleri harekete geçiren eğitim yöneticilerine ihtiyaç duyulmaktadır.

Tek bir öğrenme modelinin yerine çoklu öğrenme modelleri ile çoklu dünyaya açılan ve akıllı tahtalar ile bezenmiş donanmış okullara motivatör akıllı yöneticiler ve öğretmenler gerekir. Konusunda donanımlı birimler arası iletişimi aktif sürdüren ve uluslararası öğretim programlarını yakından takip eden ve bu konuda hizmet içi eğitim etkinliklerini sürekli aktif tutarak eğitim kadrosunun düşünce dünyasını bilimsel katkılarla yenileyen, çalışanına yetkinlik programları uygulayarak niteliği doruklaştıran lider yöneticiler ile eğitimdeki kalite her geçen gün artacaktır.

ÖZEL OKULLARDA MÜFREDAT

Tüm eğitim kurumlarında olduğu gibi özel eğitim kurumlarında da Milli Eğitim Bakanlığının öngördüğü müfredat uygulanmakla birlikte buna ek olarak kurumların sahip oldukları bilgi birikim ve fiziksel koşullar doğrultusunda eğitimi yapılandıran katkılar bulunmaktadır. Toplumun değerleri doğrultusunda bilimsel gelişmeleri ve uluslararası programları uygulamada başarı sağlayarak öğrencilerinin kültür düzeyini geliştiren özgüvenini arttıran öğrenmeyi zevkli hale dönüştüren ve uygulayan destekleyici farklı programlar vardır.

Programların uygulanmasında gerekli fiziki alt yapıyı modern donanımlarla zenginleştiren ve geniş kaynaklarla eğitim etkinliklerini aralıksız sürdüren bütün bu gelişmelerin temelinde kendi değerleri ile yabancılaşmadan vizyon ve misyon sahibi eğitim kurumlarının yeni hedeflere ulaşıp stratejiler belirleyen“kökü mazide olan atiyim” düşüncesi egemen olmalı.

Adamın biri krala gelerek, “Ben, elimdeki şu ipliği, kırk takla atıp hızla bir iğnenin deliğinden geçirebilirim” demiş. Kral küçümseyici bir tavırla” Peki, yap da görelim! “demiş. İğneyi getirmişler. Adam kırk takla atarak hızlanmış ve kırkıncı takladan sonra elindeki ipin ucunu iğneye doğru fırlatmış. İplik de aynı hızla tam iğnenin deliğinden geçmiş.

Kral ve etrafındakiler adamı alkışlamışlar. Bu başarı üzerine kral, “Bu adama kırk altın verin ve bir de kırk sopa atın!” buyurmuş. Adam hem memnun hem de şaşkın bir durumda krala, “ Saygıdeğer efendim, kırk altın öğüdü anladım da, kırk sopanın hikmetini anlayamadım” demiş. Kral da o meşhur sözünü söylemiş: “ Kırk altın, zor bir işi başardığın için. Kırk sopaya gelince; o da lüzumsuz işlerle uğraştığın için!...”

Özel Eğitim kurumları içinde bu türlü paradoksları görmek mümkün. Ders kitaplarında, anlatımlarda, uygulamalarda anlamsız tekrarlar, asılsız yorumlar ve gereksiz dijital yaptırımlar terk edilmelidir. Bu okullar öğrencileri için, yaşadığı toplumu ve değerleri tanıyan, zekâsını geliştiren, doğadaki ritmi yakalayan,  hayatı seven mutlu bireyler olarak uluslar arası programlarla destekli yurt içi ve yurt dışı öğrenimi kolaylaştıran çözümler üretmelidir...

Ahmet Çağlayan

Elazığ Doğa Koleji Müdürü