banner

Üniversitelerin sayısını ve kapasitesini artırmak için çalışıyoruz




Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Türkiye'de yüksek öğretime olan taleplerin her geçen gün arttığını bu talebi karşılayabilmek için bir yandan yüksek öğretim kurumlarının sayısını artırırken bir yandan da kapasite artışını teşvik ettiklerini belirtti.

Çetinsaya, Hitit Üniversitesince düzenlenen "Türkiye'de Mesleki ve Teknik Eğitimin Kalitesinin Geliştirilmesi, Meslek Yüksekokullarında Kalite: Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm Önerileri" konferansının açılışında yaptığı konuşmada, son yıllarda yüksek öğretim alanında tüm dünyada çok önemli ve hızlı değişimler yaşandığını söyledi.

Türkiye'de de yüksek öğretime olan talebin her geçen gün arttığına dikkati çeken Çetinsaya, "Hem dünya dinamikleri hem de Türkiye'nin kendi iç dinamikleri sonucunda ülkemizde yüksek öğretime olan talep her geçen gün artmaktadır. Ülkemizin nüfus yapısı itibarıyla bu talebin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini söyleyebiliriz. Bizler bu talebi karşılayabilmek için bir yandan yüksek öğretim kurumlarının sayısını artırırken bir yandan da kapasite artışını teşvik etmekteyiz" ifadelerini kullandı.

Mesleki eğitimin, ülkelerin rekabet gücüne katkı yaptığını belirten Çetinsaya, "Yeni ekonominin dinamikleri içerisinde rekabet gücünün artırılmasında genel olarak eğitimin, özel olarak da mesleki teknik eğitimin ayrı bir önemi bulunmakta. Bu nedenle mesleki teknik eğitimin ve meslek yüksekokullarının kalitesinin artırılması, eğitim istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi öncelikli gündem maddeleri arasında yer almakta" diye konuştu.

MYO'ların Türkiye'deki durumu

Türkiye'de halen 800 meslek yüksekokulu (MYO) bulunduğunu, bunun da yüzde 88-90'ının devlet üniversiteleri bünyesinde yer aldığını ifade eden Çetinsaya, şunları kaydetti:

"Bu MYO'larımızda 215 farklı program türü olmak üzere 7 bin 454 programda eğitim verilmektedir. Açıköğretim ön lisans programları da dahil edildiğinde yaklaşık 1,5 milyon öğrencimiz bulunmaktadır. Ön lisans eğitiminde ya da meslek yüksekokullarımızda okuyan öğrencilerimiz, yüksek öğretimde okuyan öğrencilerimizin yüzde 30'una karşılık gelmektedir. Takdir edersiniz ki oldukça önemli bir oran. Bütün sistemimizin yüzde 30'unu mesleki ve teknik eğitim oluşturmaktadır." 

"MYO'larla ilgili dolayısıyla bu büyüklüğe erişmiş yapının bundan sonra nasıl büyümesi gerektiği ve kalite süreçleri konusunu masaya yatırmamızın da zamanı gelmiştir" ifadelerini kullanan Çetinsaya, şöyle devam etti:

"Staj konusundan uygulama ve iş yeri eğitimine, mezunların istihdamına ve meslek yüksekokullarının algı ve imaj sorunlarına kadar birçok farklı sorunu tartışmamızın ve çözüm yolu arayışına girmemizin zamanı geçmektedir. Amacımız bütün bu sorunları masaya yatırarak, bütün paydaşlarla sorunları tespit etmek ve çözüm yolunda politikalar geliştirerek bunları hızla uygulamaya koymak olacaktır."

Mesleki ve teknik eğitimle ilgili çalışmalar

Son yıllarda YÖK bünyesinde Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içerisinde çalışmalar yürüttüklerini anlatan Çetinsaya, "Bu kapsamda mesleki ve teknik yüksek öğretimle ilgili bazı çalışmalarımızı bu projeler çerçevesinde gerçekleştirmeye çalıştık. AB tarafından finanse edilen İnsan Kaynaklarının Mesleki Eğitim Yoluyla Geliştirilmesi Projesi kapsamında Avrupa yeterlilik çerçevesi ve Türkiye yüksek öğretim yeterlilik çerçevesine uygun şekilde yapılan çalışmalar sonucunda tamamı 5'inci seviyede olmak üzere 20 meslek için ön lisans programları ve eğitim standardı dokümanı düzeyinde 52 öğretim programı, 64 meslek, 19 sertifika programının tamamlandığı ve YÖK tarafından kabul edilip üniversitelere tavsiye edilerek uygulamaya konmuştur" ifadelerini kullandı.

2011 yılında kabul edilen 6111 sayılı yasayla mesleki ve teknik eğitim konusunda önemli bir açılım meydana geldiğini ve meslek yüksekokulu eğitiminin yarısının okulda yarısının da iş yerlerinde yapılmasına olanak sağlayacak bir sistem getirildiğini ifade eden Çetinsaya, öğrencilerin sigortalanması ve ücretlendirilmesi konusunun çözüldüğünü ancak bunun uygulamasında yaşanan birtakım sorunları hızla giderecek mekanizmaları da yaratmak zorunda olduklarını vurguladı.

"Aynı şekilde MYO'ların mezunlarının dikey geçiş yolluyla lisans programlarına geçmelerini de her geçen yıl teşvik etmekteyiz" ifadelerini kullanan Çetinsaya, şöyle konuştu:

"MYO'ların lisans programlarına dikey geçiş yoluyla geçmek isteyen öğrenciler, dikey geçiş sınavlarına girmekteler. Bizler yaptığımız titiz çalışmalarla her yıl ne kadar fazla kontenjan yaratabiliriz sorusuna cevap aramaktayız. Nitekim 2012 yılında 29 bin olan kontenjan, 2013 yılında 35 bine çıkmış, bu yıl da çalışmalarımızla bu sayı artacak ve daha çok MYO öğrencimizi lisans programına aktarmayı başarmış olacağız."

Mesleki ve teknik eğitimin imajının yükseltilmesi için de çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizen Çetinsaya, "Son yıllarda MYO'larda da yerleşme oranlarında düşüşler gözlemlenmektedir. Bizler bu konuyu da masaya yatırıyoruz. MYO'lardaki doluluk oranları, geçen yılın rakamlarıyla söylediğimizde yüzde 80'de kalıyor. Bunların da çözümleri içerisindeyiz. Bundan sonra doluluk oranlarına bakıyoruz. Yeni meslek yüksekokulu programı açarken ister program ister kuruluş düzeyinde değerlendirme yapalım Türkiye'de o programın yüzde 80 doluluk oranı varsa açılması izni veriyoruz" diye konuştu.  

Yeni çalışmalar kapsamında "Acaba YÖK bünyesinde bütün mesleki ve teknik eğitimi koordine edecek bir birim olabilir mi' şeklinde tartışmalar içerisinde olduklarını kaydeden Çetinsaya, "Nitekim son dönemde faaliyetlerini hızlandıran MYO çalışma grubunun çalışmaları belirli bir noktaya geldiğinde, bu dönüşümü de rahatlıkla sağlayabileceğimiz düşüncesindeyim" dedi. 

"Öğrenci sayılarında son derece olağanüstü bir büyüme var"

Yasa çalışmalarında MYO'larla ilgili birtakım iyileştirme ve yapılandırma önerilerinin olduğunu anlatan Çetinsaya, "MYO'lara yönelik her üniversitede ve şehirde bir danışma kurulu oluşturulması konusunu, hemen bu toplantı sonrasında hayata geçirebileceğimiz kanaatindeyim" diye konuştu.

OSB'lerle ilgili gelişmelerin de son derece heyecan verici olduğunu vurgulayan Çetinsaya, konuşmasını şöyle tamamladı:

"METEK Projesi'nin de sonuna geldiğimiz bu dönemde, bu toplantıyı vesile kılarak mesleki ve teknik eğitimin sorunlarını bütün paydaşlarla masaya yatırmamızı teklif etmiştim. Bugün buraya geldik. Bu toplantıyı vesile kılarak şöyle bir politika uygulayabiliriz. Bu toplantıyı MYO'ların sorunlarının son bir kez daha masaya yatırıldığı toplantıya dönüştürebiliriz. Sayılara da baktığımızda öğrenci sayılarında son derece olağanüstü bir büyüme var. Bu büyümeyi niteliksel bir büyümeye dönüştürmek, kalite süreçlerini tartışmaya açmak gerekmektedir. Bu kapsamda benim çalışma arkadaşlarımdan ricam, bir kere daha paydaşlarla çıkanları masaya yatırarak, eylem planlarına dönüştürsünler ve bunları, genel kurulda alınacak kararlarla birkaç ay içerisinde bir politikaya dönüştürmek için çalışma yapsınlar. Sınavsız geçiş meselesi önümüzde duruyor. Aynı şekilde öğretim elemanlarının niteliği meselesi. Master, doktora arayacak mıyız? Mesleki ve teknik eğitimi hayat boyu öğrenme ile buluşturabilecek miyiz? Bunları masaya yatırıp çözüm önerileri aramak zorundayız."

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.