banner

Öğretmenlik yaparken dünyaca ünlü markayı yarattı




Öğretmenlik yaparken başladığı mağazacılığı büyüterek bugünkü Koton markasını yaratan Gülden Yılmaz, genç kadınların girişimci projeleri başarıya ulaştırabilmeleri için çabalıyor.

Öğretmenlik yaparken başladığı mağazacılığı büyüterek bugünkü Koton markasını yaratan Gülden Yılmaz, başarılı olduğunu düşünerek kenara çekilenlerden biri değil. Başarısının sırlarını kitlelere aktarmayı misyon edinen Yılmaz, özellikle genç kadınların girişimci projeleri başarıya ulaştırabilmeleri için çabalıyor. Bu amaçla üniversitelerde de çalışmalar yürüten Yılmaz ile TOBB bünyesindeki faaliyetlerini ve melek yatırımcılığı teşvik edecek “Bireysel Katılım Sermayesi Kanunu”nu konuştuk.

Koton’un kurucusu Gülden Yılmaz

GENÇ KADIN GİRİŞİMCİLERİN BÜYÜK DESTEKÇİSİ

Türkiye’de girişimcilik denince, akla ilk gelenlerden birisiniz. Özellikle üniversite öğrencilerini girişimcilik faaliyetlerine yönlendirmek adına, bu aralar kişisel olarak hangi çalışmalarda bulunuyorsunuz?

Son 3 yılda TOBB Genç Girişimciler ve Kadın Girişimciler Kurulları olarak, Türkiye’deki Girişimcilik eko-sisteminin gelişmesi ve sağlıklı işlemesi adına pek çok çalışma yaptık. 3 yıldır Global Girişimcilik Haftası’nın aktif bir partneri olarak, 81 ildeki genç ve kadın girişimci kurullarıyla beraber yaptığımız çok çeşitli etkinlikler ile girişimciliği odak noktası haline getirdik. Bu sene 2’ncisini gerçekleştirdiğimiz “g3 Geleceğin Gücü Girişimciler Forumumuz” da fikirden finansmana, eğitimden, argeye ve inovasyona, mevzuat alt yapısından kültüre girişimcilik performansımızı arttıracak her türlü konuyu masaya yatırdık. Son 2 yıldır, yine bu hafta kapsamında “Üniversite Girişimcilik Kulüpleri” buluşması düzenliyoruz. Gençlerimizle birlikte paylaşım toplantıları yapıp, onları başarılı rol modelleri ile yanyana getiriyoruz. Ayrıca tüm yıl boyunca ve son üç yılda yüzlerce il ve üniversiteye tüm Genç Girişimciler Kurulu üyesi arkadaşlarım ile ziyaretler gerçekleştirdik, rol model olarak girişimcilik kültürünün gelişmesi için çalıştık. Geçtiğimiz sene, Türkiye’nin girişimcilik politikasının oluşmasına etken olacak bazı yeni oluşumlar ve etkinliklerin içinde yer aldık. İlki, TOBB’un içinde “Girişimcilik Sermayesi Meclisi” kurulması. İkincisi olarak da girişimcilik adına çalışan 32 kuruluşun bir araya geldiği, Bilim-Teknoloji ve Sanayi Bakanlığımızca yönetilen, sekretaryasını KOSGEB’in yaptığı “Girişimcilik Konseyi” kuruldu. Biz bu konseyin, gelecekteki girişimcilik politikalarının oluşmasında aktif rol almasını ümit ediyoruz. Üçüncü olarak; Bireysel Katılım Sermayesi Kanunu’nun çıkması konusunda çalışmalarımız oldu ve bunun da “Melek Yatırımcılığının” önünü açacağını düşünüyoruz. Tüm bunların yanı sıra birçok girişimcilik yarışmasında jüri üyelikleri  yaptım, her zaman girişimci adaylarıyla yan yana gelerek tecrübelerimizi onlarla paylaşmaya çalıştım.

Sizin de az önce bahsettiğiniz “Melek Yatırımcılık” ne anlama geliyor? Türkiye’de bu alanda ne gibi çalışmalar yapılıyor?

Melek yatırımcılık, henüz başlangıç aşamasındaki olan bir iş fırsatına yatırım yapmaktır. Melek yatırımcı ise yeni oluşan ve potansiyel vaat eden projelere maddi desteğin yanında bilgi, tecrübe ve hatta networkünü kullandıran kişiler anlamına geliyor. Bu sene içinde çok önemli bir gelişme oldu ve “Bireysel Katılım Sermayesi Kanunu” çıktı. Biz de bu kanunun hazırlanma aşamalarında bulunduk ve inanıyoruz ki bu kanun, Türkiye’deki melek yatırımcıların önünü açacak. Ayrıca dünyanın en büyük melek yatırımcılık ağı olan Keiretsu Forum’u bu sene Türkiye’ye geldi ve ben de bu ağa katıldım.

Ülkemizdeki genç girişimciler, daha fazla hangi iş kollarında projeler üretiyor?

Benim tespit edebildiğim kadarıyla genç girişimci adayları, en çok bilişim teknolojisi ve dolasıyla İnternet alanında iş fikirleri geliştiriyorlar. Türkiye’de ve dünyada son dönemde hızlı büyüyen ve değer kazanan şirketlerin de bu alanlarda olması nedeniyle sanırım bunu çok yadırgamamak lazım.

Girişimcilik çok gözde bir alan. Fakat dünyada da yükselen bir değer. Ülkemizi dünyadaki girişimcilik oranlarıyla kıyasladığımızda nasıl bir sonuç elde ediyoruz?

Bildiğiniz gibi ülkemiz çok genç bir nüfus yapısına sahip. Nüfusumuzun yarısı 29 yaşın altında. Yani oldukça potansiyeli olan bir ülkeyiz fakat girişimcilik performansını ölçen pek çok uluslararası parametrelere baktığımızda, durumun hiç de iyi olmadığını görüyoruz. Eğer bu duruma kadın girişimciliği açısından bakarsak, durumumuz daha da vahim. Dünya Ekonomik Formu’nun “Küresel Cinsiyet Eşitsizliği” endeksine göre, Türkiye 134 ülke arasında 124’üncü sırada. “Ekonomik Katılım ve Fırsatlar” alt endeksinde ise 134 ülke içinde 131’inci sırada.

Girişimcilikle ilgili birçok kurul üyeliği, yarışmalarda jüri üyeliği gibi çok farklı mecralarda genç girişimcilerle deneyimleriniz var. Edindiğiniz bu deneyimlerle ülkemizdeki genç girişimcilerin en sık yaptıkları hataları ne olarak görüyorsunuz?

Ben girişimcilerin en sık düştükleri 2 temel hata olduğunu düşünüyorum. 1’incisi, yeni şirketleler rekabetin en yoğun olduğu sektörlerde kuruluyor. Rekabetin yüksek olduğu sektörler, kârların da düşük olduğu sektörler oluyor genellikle. İkincisi ise yeni iş kuracaklar  “en karlı” olabilecek sektörleri seçmiyorlar. Bu iki temel yanlışın dışında, girişimciler yeterince pazarlama planlarına odaklanmıyorlar, “müşteri kim?” sorusu nedense en son sorulardan biri oluyor, halbuki en temel soru olmalı.

Bu yanlışa düşmeyen gençler için sizce ne gibi fırsatlar var Türkiye’de?

Temelde girişimciler için tabii ki her zaman fırsat var. Öncelikle Türkiye’de girişimcilik iklimi hızla gelişiyor. Bilgiye ulaşma konusunda artık daha çok seçenek var. Eğitimden finansmana girişimciler pek çok konuda artık yalnız değiller. Pek çok devlet kurumu, STK’lar ve özel sektör kuruluşları, girişimcilik performansını artırmak için çeşitli destekler sağlıyor ve girişimcilerin yanında yer alıyorlar. Öncelikle biraz önce söylediğim gibi sektör seçimi çok önemli, yüksek gelişme potansiyeli olan yenilikçi iş fikirlere açık alanların seçimi, her zaman büyük fırsatları yaratacaktır. Ülkemizin jeo-politik yeri, gelişen pazarların tam ortasında yer almasa da çok önemli bir fırsat bence. Global anlamda pazarlanabilecek iş fikirleri için büyük fırsatlar yaratabilir.

Bir de girişimcilerin gerçekleştirdiği projelerin ömürlerinin uzun olamaması durumu var. Genç şirketlerin sayısı artıyor ama pek çok girişimin ömrü bir yıl bile sürmüyor. Başarılı bir girişimci olmanın sırrı varsa eğer, bunu çözen nadir insanlardan olmalısınız?

Sanırım “Başarılı Girişimci” olmanın tek bir formülü yok. Fakat ben en önemli şeyin, yapılan işe olan tutku olduğunu düşünüyorum. Başarı için ise tutkuyla bağlı ve kendinizi o işin başarısına adamış olmalısınız. Bunun dışında talebin geliştiği sektörlerde iş kurmak, diğer firmaların görmediği müşteri segmentlerini hedeflemek, düzgün bir iş planını oluşturmak, iyi bir pazarlama planına sahip olmak, işin gereklerine uygun ekip oluşturmak, başlangıç sermayesini mümkünse maximize edebilmek, finansal kontrolü elden bırakmamak, başarılı girişimcilerin temel özellikleri bence.

KOTON’U DÜNYANIN HER YERİNDE GÖRMEYİ HAYAL EDİYOR

Koton, 1988 yılında Kuzguncuk’ta, 25 metrekare büyüklüğündeki bir mağaza ile başladı. O dönemde Gülden Yılmaz öğretmen, eşi Yılmaz Yılmaz ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda subaydı. Evin ekonomisine katkı sağlamak için giriştikleri mağazacılığı sevince ve doğru adımları atınca hızlı bir büyüme gerçekleştirdiler. 1988 yılında, sıfırları atılmamış 5 milyon lira sermaye ile başladıkları işlerini bugün en büyüklerden biri haline getirdiler. Gülden Yılmaz, gençlerin ve özellikle de kadınların önemli bir rol modeli.

 “İşlerin zamanla daha da kolaylaştığını unutmamak gerekir. Yeni şirketinizi ilk yıllarda ayakta tutma başarısını gösterebilirseniz, ondan sonraki yıllarda yaşama ve başarılı olma şansı artar.”

Eğitimtercihi

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.