banner

Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Fatih Projesi çerçevesinde öğrencilere verilecek olan tablet bilgisayarların içeriği ’zenginleştirilmiş kitap’ yani z-kitap ile geliştirdi.

Tablet bilgisayarlar z-ktap ile zenginleştirilecekz-kitap ile öğretmenler gerekli durumlarda öğrenciler ile anında iletişime geçebilecek.
Talim ve Terbiye Kurulunca onaylanarak okutulan ders kitapları, öğretim programları esas alınarak hazırlanan z,kitap, animasyon, video, ses, fotoğraf, harita, grafik, tablo, simülasyon gibi öğelerle de destekleniyor. Öğrencinin z-kitap ile dijital ortamda tüm ders içeriklerine ulaşabilmeleri sağlanacak.

İçerik ilgi çekici olacak
Bakanlık, z-kitap ve e-içerik uygulamasını hazırlayan üretici firmaların kriterlerini de belirledi. Bakanlığın kriterlerine göre z-kitapta Türkçe, doğru ve etkili kullanılacak. Yazı karakterleri ve boyutu, yoğunluk, renk, boşluk, hizalama özellikleri açısından sınıf düzeyine uygun, kolay okunabilir ve anlaşılır, konuların görseli iseilgi çekici olacak. Z-kitapta yer alan videoların süresi 30 saniye ile 6 dakika arasında olacak; canlandırmalar animasyon ilkelerine uygun şekilde hazırlanacak. Örneğin, yürüme animasyonunda ayak hareketleri uyumsuz olmayacak.
Kaynak: Yeni Şafak

> Tabletleri z-kitap zenginleştirecek!

Fatih Projesi çerçevesinde öğrencilere verilecek olan tablet bilgisayarların içeriği ’zenginleştirilmiş kitap’ yani z-kitap ile geliştirdi.

Tablet bilgisayarlar z-ktap ile zenginleştirilecekz-kitap ile öğretmenler gerekli durumlarda öğrenciler ile anında iletişime geçebilecek.
Talim ve Terbiye Kurulunca onaylanarak okutulan ders kitapları, öğretim programları esas alınarak hazırlanan z,kitap, animasyon, video, ses, fotoğraf, harita, grafik, tablo, simülasyon gibi öğelerle de destekleniyor. Öğrencinin z-kitap ile dijital ortamda tüm ders içeriklerine ulaşabilmeleri sağlanacak.

İçerik ilgi çekici olacak
Bakanlık, z-kitap ve e-içerik uygulamasını hazırlayan üretici firmaların kriterlerini de belirledi. Bakanlığın kriterlerine göre z-kitapta Türkçe, doğru ve etkili kullanılacak. Yazı karakterleri ve boyutu, yoğunluk, renk, boşluk, hizalama özellikleri açısından sınıf düzeyine uygun, kolay okunabilir ve anlaşılır, konuların görseli iseilgi çekici olacak. Z-kitapta yer alan videoların süresi 30 saniye ile 6 dakika arasında olacak; canlandırmalar animasyon ilkelerine uygun şekilde hazırlanacak. Örneğin, yürüme animasyonunda ayak hareketleri uyumsuz olmayacak.
Kaynak: Yeni Şafak

Son Güncelleme: Cuma, 20 Ocak 2012 19:23

Gösterim: 5779

Bilim ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün: “Yabancı ortaklıklar da dahil olabilir yerli ortaklıklar da olabilir ama tablet bilgisayarların üretimi mutlaka Türkiye’nin içinde olacak. Net olarak bunu söyleyebiliriz” dedi.

Nihat ErgünBilim ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün, Fatih Projesi kapsamında dağıtılacak akıllı tahta ve tablet bilgisayarların temininde izlenecek yolla ilgili olarak da “Yabancı ortaklıklar da dahil olabilir yerli ortaklıklar da olabilir ama bunun üretimi mutlaka Türkiye’nin içinde olacak. Net olarak bunu söyleyebiliriz” dedi.
Temel yaklaşımlarının yurt içindeki tüketim gücünü ve kamunun tüketim gücünü bazı teknolojilerin, bazı sanayi kollarının gelişmesine dayanak yapmak olduğuna işaret eden Ergün, şunları kaydetti: “Bilişim teknolojileri sınıfını en çok yaygınlaştıran bizim hükümetlerimiz dönemi oldu. Her okulda bilgisayar sınıfları oluştu, milyonlarca bilgisayar dağıttık okullara ama o gün bu projeyi bilgisayar teknolojilerinin gelişmesi ve bazı bilgisayar parçalarının üretilmesiyle alakalı bir proje olarak değerlendirmedik. Sadece okullarımızda bir altyapı oluşsun dedik. Fakat şimdi başka bir aşamaya geldik. Bütün sınıfların tahtalarını ve 6-9’uncu sınıflardan başlayarak çocukların tablet bilgisayarlarla elektronik kitaba ulaşmalarını sağlamak istiyoruz. Bu 5 milyar dolarlık bir pazarı karşımıza çıkartıyor. Ayrıca, her yıl 700-800 bin tabletin daha üretilmesi gerekecek. Bu durumu, burada bir üretim mekanizmasının oluşması için bir fırsat olarak görmemiz lazım.

Tablet bilgisayarlar için komisyon oluşturuldu!
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan başkanlığında bir toplantı yaptıklarını ve bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Bilim ve Sanayi Bakanlığı’ndaki görevlilerden bir değerlendirme komisyonu oluşturduklarını belirten Ergün, “O komisyon şimdi bu konu üzerinde çalışıyor. Bu tabii yabancı ortaklık şeklinde de olabilir, ülke içinde var olan şirketlerin birleşerek yapması şeklinde de olabilir. En rasyonel şeklin ne olacağına da o komitenin yapmış olduğu çalışma nihai şeklini vermiş olacak ama bundan sonra Türkiye’nin yaklaşımı; kamunun projeleri ve satın alma gücünü buna dönüştürmek olacak. Yabancı ortaklıklar da dahil olabilir yerli ortaklıklar da olabilir ama bunun üretimi mutlaka Türkiye’nin içinde olacak net olarak bunu söyleyebiliriz.” Dedi.

> Bakan Ergün: Tablet bilgisayarlar Türkiye’de üretilecek!

Bilim ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün: “Yabancı ortaklıklar da dahil olabilir yerli ortaklıklar da olabilir ama tablet bilgisayarların üretimi mutlaka Türkiye’nin içinde olacak. Net olarak bunu söyleyebiliriz” dedi.

Nihat ErgünBilim ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün, Fatih Projesi kapsamında dağıtılacak akıllı tahta ve tablet bilgisayarların temininde izlenecek yolla ilgili olarak da “Yabancı ortaklıklar da dahil olabilir yerli ortaklıklar da olabilir ama bunun üretimi mutlaka Türkiye’nin içinde olacak. Net olarak bunu söyleyebiliriz” dedi.
Temel yaklaşımlarının yurt içindeki tüketim gücünü ve kamunun tüketim gücünü bazı teknolojilerin, bazı sanayi kollarının gelişmesine dayanak yapmak olduğuna işaret eden Ergün, şunları kaydetti: “Bilişim teknolojileri sınıfını en çok yaygınlaştıran bizim hükümetlerimiz dönemi oldu. Her okulda bilgisayar sınıfları oluştu, milyonlarca bilgisayar dağıttık okullara ama o gün bu projeyi bilgisayar teknolojilerinin gelişmesi ve bazı bilgisayar parçalarının üretilmesiyle alakalı bir proje olarak değerlendirmedik. Sadece okullarımızda bir altyapı oluşsun dedik. Fakat şimdi başka bir aşamaya geldik. Bütün sınıfların tahtalarını ve 6-9’uncu sınıflardan başlayarak çocukların tablet bilgisayarlarla elektronik kitaba ulaşmalarını sağlamak istiyoruz. Bu 5 milyar dolarlık bir pazarı karşımıza çıkartıyor. Ayrıca, her yıl 700-800 bin tabletin daha üretilmesi gerekecek. Bu durumu, burada bir üretim mekanizmasının oluşması için bir fırsat olarak görmemiz lazım.

Tablet bilgisayarlar için komisyon oluşturuldu!
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan başkanlığında bir toplantı yaptıklarını ve bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Bilim ve Sanayi Bakanlığı’ndaki görevlilerden bir değerlendirme komisyonu oluşturduklarını belirten Ergün, “O komisyon şimdi bu konu üzerinde çalışıyor. Bu tabii yabancı ortaklık şeklinde de olabilir, ülke içinde var olan şirketlerin birleşerek yapması şeklinde de olabilir. En rasyonel şeklin ne olacağına da o komitenin yapmış olduğu çalışma nihai şeklini vermiş olacak ama bundan sonra Türkiye’nin yaklaşımı; kamunun projeleri ve satın alma gücünü buna dönüştürmek olacak. Yabancı ortaklıklar da dahil olabilir yerli ortaklıklar da olabilir ama bunun üretimi mutlaka Türkiye’nin içinde olacak net olarak bunu söyleyebiliriz.” Dedi.

Son Güncelleme: Cuma, 20 Ocak 2012 19:17

Gösterim: 4645

İlköğretim okulu öğrencileri arasında yapılan bir araştırmada, öğrencilerin akıllı tahtaları kullanmaktan, akıllı tahtalarla öğrenmekten keyif aldığı ve derse daha iyi odaklandıkları belirlendi

Akıllı tahtayı öğrenciler sevdiİlköğretim okulu öğrencileri arasında yapılan bir araştırmada, öğrencilerin akıllı tahtaları kullanmaktan ve akıllı tahtalarla öğrenmekten keyif aldığı, teknolojiyi öğrenmenin yeni bilgiler edinmede ve iyi bir iş sahibi olmada yardımcı olacağını düşündükleri ortaya çıktı.
Elazığ Fırat Üniversitesi (FÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İ. Bakır Arabacı ile Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü doktora öğrencileri Önder Şanlı ve Meltem Sünkür, Malatya ilindeki ilköğretim okullarında akıllı tahta uygulamalarından yararlanan 2. kademede (6,7,8. sınıf) eğitim gören 277 öğrenci arasında, ’’Akıllı tahta uygulamaları konusunda ilköğretim 2. kademe öğrencilerinin görüşleri’’ konulu araştırma yaptı.

Akıllı tahtayı öğrenmekten keyif aldılar
Fırat Üniversitesi’nde eylül ayında düzenlenen “5. Uluslararası Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Sempozyumu”nda da bildiri olarak sunulan araştırmaya katılan öğrencilerin yüzde 20.9’u 6. sınıf, yüzde 43.3 7. sınıf, yüzde 35.7’si ise 8. sınıf öğrencilerinden oluştu.
Öğrencilerin yüzde 72.6’sının her zaman, yüzde 15.9’unun ise çoğu zaman akıllı tahtayla öğrenmekten keyif aldığının belirlendiği araştırmada, yüzde 54.5’inin her zaman, yüzde 26.4’ünün ise çoğu zaman teknolojiyi iyi kullanmanın iyi bir iş sahibi olmada etkili olduğu düşüncesini taşıdığı ortaya çıktı.
Araştırmaya katılanların yüzde 44.4’ünün her zaman, yüzde 31’inin çoğu zaman eğitim verilirken akıllı tahta kullanıldığında sınıfta daha iyi odaklandığını belirttiği araştırmada, öğrencilerin yüzde 75.1’nin öğretimde teknolojiyi kullanmayı öğrenmenin birçok yeni şey öğrenmek için fırsat sağladığını düşündüğünü saptandı.
Öğrencilerin yüzde 62.5’inin her zaman, yüzde 22’sinin de çoğu zaman öğretmeni akıllı tahta kullandığında birçok şey öğrenebildiği düşüncesini taşıdığının ortaya çıktığı araştırmada, yüzde 64.6’sı her zaman, yüzde 20.2’si ise çoğu zaman akıllı tahta üzerinden işlenen derslerden keyif aldığını söylediği belirlendi.

Akıllı tahta kullanırken kendilerini rahat hissediyorlar
Yüzde 47.3’ünün her zaman, yüzde 26.4’ünün ise çoğu zaman ’’İnanıyorum ki öğretmenler ne kadar sık akıllı tahta kullanırsa, ben de o kadar çok okuldan keyif alırım’’ düşüncesine katıldığının ortaya çıktığı araştırmada, yüzde 49.5’nin her zaman, yüzde 19.9’unun ise çoğu zaman akıllı tahtanın nasıl kullanılacağını öğrenmenin kendisi için önemli olduğu düşüncesini taşıdığı saptandı.
Öğrencilerin 44’ünün her zaman, yüzde 27.1’inin çoğu zaman akıllı tahta kullanırken kendisini rahat hissettiğinin ortaya çıktığı araştırmada, yüzde 59.9’unu her zaman akıllı tahta kullanmaktan keyif aldığını söyledi.
Araştırmaya katılan öğrencilerin yüzde 67.1’nin her zaman, yüzde 13’ünün çoğu zaman akıllı tahta kullanmanın kendisini artık korkutmadığını ifade ettiği araştırmada, öğrencilerin akıllı tahta kullanırken kendilerini rahat hissettikleri, akıllı tahta kullanmanın sinir bozucu olmadığını, onlara sıkıntı vermediğini, zor olmadığını ve paniğe kapılmalarına sebep olmadığını düşündükleri tespit edildi.

> Öğrenciler akıllı tahtayı sevdi!

İlköğretim okulu öğrencileri arasında yapılan bir araştırmada, öğrencilerin akıllı tahtaları kullanmaktan, akıllı tahtalarla öğrenmekten keyif aldığı ve derse daha iyi odaklandıkları belirlendi

Akıllı tahtayı öğrenciler sevdiİlköğretim okulu öğrencileri arasında yapılan bir araştırmada, öğrencilerin akıllı tahtaları kullanmaktan ve akıllı tahtalarla öğrenmekten keyif aldığı, teknolojiyi öğrenmenin yeni bilgiler edinmede ve iyi bir iş sahibi olmada yardımcı olacağını düşündükleri ortaya çıktı.
Elazığ Fırat Üniversitesi (FÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İ. Bakır Arabacı ile Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü doktora öğrencileri Önder Şanlı ve Meltem Sünkür, Malatya ilindeki ilköğretim okullarında akıllı tahta uygulamalarından yararlanan 2. kademede (6,7,8. sınıf) eğitim gören 277 öğrenci arasında, ’’Akıllı tahta uygulamaları konusunda ilköğretim 2. kademe öğrencilerinin görüşleri’’ konulu araştırma yaptı.

Akıllı tahtayı öğrenmekten keyif aldılar
Fırat Üniversitesi’nde eylül ayında düzenlenen “5. Uluslararası Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Sempozyumu”nda da bildiri olarak sunulan araştırmaya katılan öğrencilerin yüzde 20.9’u 6. sınıf, yüzde 43.3 7. sınıf, yüzde 35.7’si ise 8. sınıf öğrencilerinden oluştu.
Öğrencilerin yüzde 72.6’sının her zaman, yüzde 15.9’unun ise çoğu zaman akıllı tahtayla öğrenmekten keyif aldığının belirlendiği araştırmada, yüzde 54.5’inin her zaman, yüzde 26.4’ünün ise çoğu zaman teknolojiyi iyi kullanmanın iyi bir iş sahibi olmada etkili olduğu düşüncesini taşıdığı ortaya çıktı.
Araştırmaya katılanların yüzde 44.4’ünün her zaman, yüzde 31’inin çoğu zaman eğitim verilirken akıllı tahta kullanıldığında sınıfta daha iyi odaklandığını belirttiği araştırmada, öğrencilerin yüzde 75.1’nin öğretimde teknolojiyi kullanmayı öğrenmenin birçok yeni şey öğrenmek için fırsat sağladığını düşündüğünü saptandı.
Öğrencilerin yüzde 62.5’inin her zaman, yüzde 22’sinin de çoğu zaman öğretmeni akıllı tahta kullandığında birçok şey öğrenebildiği düşüncesini taşıdığının ortaya çıktığı araştırmada, yüzde 64.6’sı her zaman, yüzde 20.2’si ise çoğu zaman akıllı tahta üzerinden işlenen derslerden keyif aldığını söylediği belirlendi.

Akıllı tahta kullanırken kendilerini rahat hissediyorlar
Yüzde 47.3’ünün her zaman, yüzde 26.4’ünün ise çoğu zaman ’’İnanıyorum ki öğretmenler ne kadar sık akıllı tahta kullanırsa, ben de o kadar çok okuldan keyif alırım’’ düşüncesine katıldığının ortaya çıktığı araştırmada, yüzde 49.5’nin her zaman, yüzde 19.9’unun ise çoğu zaman akıllı tahtanın nasıl kullanılacağını öğrenmenin kendisi için önemli olduğu düşüncesini taşıdığı saptandı.
Öğrencilerin 44’ünün her zaman, yüzde 27.1’inin çoğu zaman akıllı tahta kullanırken kendisini rahat hissettiğinin ortaya çıktığı araştırmada, yüzde 59.9’unu her zaman akıllı tahta kullanmaktan keyif aldığını söyledi.
Araştırmaya katılan öğrencilerin yüzde 67.1’nin her zaman, yüzde 13’ünün çoğu zaman akıllı tahta kullanmanın kendisini artık korkutmadığını ifade ettiği araştırmada, öğrencilerin akıllı tahta kullanırken kendilerini rahat hissettikleri, akıllı tahta kullanmanın sinir bozucu olmadığını, onlara sıkıntı vermediğini, zor olmadığını ve paniğe kapılmalarına sebep olmadığını düşündükleri tespit edildi.

Son Güncelleme: Cuma, 20 Ocak 2012 18:56

Gösterim: 5393

İnternet Teknolojileri Derneği (INETD) Başkanı Mustafa Akgül, FATİH projesini koordine etme görevinin TÜBİTAK’a verildiğini bildirdi.

Fatih Projesi Logoİnternet Teknolojileri Derneği Başkanı Akgül FATİH projesinin koordine etme görevinin TÜBİTAK’a verildiğini belirterek “Bu ülkemiz için çok önemli bir projedir. Başarılı olduğu takdirde ülkemize ciddi katkıları olacaktır” dedi. Akgül, Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi’ne (FATİH) ilişkin yaptığı açıklamada, projenin Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullardaki bilgi teknolojisi kullanımını ileri bir düzeye götürme projesi olduğunu ifade etti.
Projenin 3 yıllık bir süreçte tüm okullardaki internet altyapısını yenilemek, tüm sınıfları etkileşimli tahta ile donatmak ve her sınıfa/öğretmene bir dizüstü bilgisayar vermeyi hedeflediğini, bunun daha sonra her öğrenciye e-kitabı destekleyen bir tablet bilgisayar vermeye dönüştüğünü anlatan Akgül, şöyle devam etti:

’’Projeyi koordine etme görevi TÜBİTAK’a verilmiştir. Bu ülkemiz için çok önemli bir projedir. Başarılı olduğu takdirde ülkemize ciddi katkıları olacaktır, bilişimi etkin kullanan kuşaklar, daha eğitimli kuşaklar, bilişim insan kaynağı zenginliği ve ülkemizde bilişim sektörünün gelişmesine önemli katkıda bulunacak, ülkemizin bilgi toplumuna yönelmesine önemli bir ivme verecektir.
Bu projeyi başarılı bir şekilde hayata geçirmek hepimizin, başta MEB ve TÜBİTAK olarak kamu, üniversiteler, bilişim ve eğitim sektörleri, ilgili STK’lar ve yurttaşların ortak sorumluğu ve görevidir.’’

Maliyeti yüksek proje
FATİH projesinin, maliyeti yüksek bir proje olduğuna işaret eden Akgül, bu tür projelerin yüksek risk içerdiğini, başarısız olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi. “Proje büyüklüğü nedeniyle çok risklidir, katılımcı bir şekilde hayata geçirilmelidir” diyen Akgül, projelerin aşamalı olarak, kapsamlı araştırmalar, pilot uygulamalar sonrasında hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Akgül, donanım ve yazılımların sürekli geliştiğini, bu nedenle pilot aşamada farklı seçenekler ve platformların planlı şekilde denenmesi gerektiğini dile getirdi. Büyük bir projenin başarısı için proje maliyetinin önemli bir kısmının araştırma ve geliştirmeye ayrılması gerektiğini dile getiren Akgül, donanım boyutunun göreceli en kolay boyutu olduğunu söyledi.
Akgül, işin en kritik boyutunun ise öğretmenlerin eğitimi ve kazanılması, müfredatın yeni teknolojilere uyarlanması, içeriğin hazırlanması, öğretim tasarımının dikkatlice yapılması olduğunu söyledi.

"e-kitap yeniden tasarlanmalıdır”
Doç. Dr. Mustafa Akgül, internet farklılığının, çeşitliliği ve çok kültürlülüğü temsil ettiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Müfredatın bir çerçeve ile yetinmesi, öğretmene ve öğrenciye farklı olabilme esnekliğini ve özgürlüğünü tanımalıdır. Mevcut kitapların elektronik ortama aktarılması, yani z-kitap, arzulanan e-kitap olmayacaktır. Teknolojiyi ve eğitimi anlayan, işin felsefesini iyi bilen uzmanlar e-kitapları yeniden tasarlamalıdır. Öğretmenler, internette buldukları öğrenme nesnelerini, açık öğrenme malzemelerini rahatça kullanma ve onları geliştirme ve paylaşma özgürlüğüne ve ortamına sahip olmalıdır. İnternet ortamında bu ilkelerle tasarlanmamış ve uygulamaya geçmemiş her düzeydeki öğrenme ortamının ve programının, eski paradigmayı destekleyen yani hala merkezi bir kaynaktan bilgi yüklemesi yapmaya çabalayan uygulamaları ezip geçtiğini ve onları birer birer yok ettiğini görmekteyiz.”

“Öğretmenler programa dahil edilmeli”
Programın sürdürülebilirliği için de öğretmenlerin de programa dahil edilmesi gerekiğini dile getiren Akgül, “Öğretmenlerin çalışmanın bütün adımlarının her birinde yer almaması baştan projemizi kendi kendimize sabote etmemiz anlamına gelir. Bütün dünyadaki örnekleriyle araştırmalar yukardan aşağıya gelen en anlamlı ve etkileyici görünen eğitim reformlarının bile öğretmenleri bu biçimde işin içine dahil etmezsek onlar tarafından haklı gerekçelerle sabote edildiğini gösteriyor” dedi.
Tüm süreci yönetecek Bilimsel Kurullar’ın oluşturulmasını, sonuçların açık ortamlarda tartışılmasını ve kamuoyuyla paylaşılmasını isteyen Akgül, INETD’in de 16. İnternet Konferansı’nda FATİH Projesine geniş yer vereceklerini sözlerine ekledi.

> Fatih Projesi’ni TÜBİTAK yönetecek!

İnternet Teknolojileri Derneği (INETD) Başkanı Mustafa Akgül, FATİH projesini koordine etme görevinin TÜBİTAK’a verildiğini bildirdi.

Fatih Projesi Logoİnternet Teknolojileri Derneği Başkanı Akgül FATİH projesinin koordine etme görevinin TÜBİTAK’a verildiğini belirterek “Bu ülkemiz için çok önemli bir projedir. Başarılı olduğu takdirde ülkemize ciddi katkıları olacaktır” dedi. Akgül, Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi’ne (FATİH) ilişkin yaptığı açıklamada, projenin Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullardaki bilgi teknolojisi kullanımını ileri bir düzeye götürme projesi olduğunu ifade etti.
Projenin 3 yıllık bir süreçte tüm okullardaki internet altyapısını yenilemek, tüm sınıfları etkileşimli tahta ile donatmak ve her sınıfa/öğretmene bir dizüstü bilgisayar vermeyi hedeflediğini, bunun daha sonra her öğrenciye e-kitabı destekleyen bir tablet bilgisayar vermeye dönüştüğünü anlatan Akgül, şöyle devam etti:

’’Projeyi koordine etme görevi TÜBİTAK’a verilmiştir. Bu ülkemiz için çok önemli bir projedir. Başarılı olduğu takdirde ülkemize ciddi katkıları olacaktır, bilişimi etkin kullanan kuşaklar, daha eğitimli kuşaklar, bilişim insan kaynağı zenginliği ve ülkemizde bilişim sektörünün gelişmesine önemli katkıda bulunacak, ülkemizin bilgi toplumuna yönelmesine önemli bir ivme verecektir.
Bu projeyi başarılı bir şekilde hayata geçirmek hepimizin, başta MEB ve TÜBİTAK olarak kamu, üniversiteler, bilişim ve eğitim sektörleri, ilgili STK’lar ve yurttaşların ortak sorumluğu ve görevidir.’’

Maliyeti yüksek proje
FATİH projesinin, maliyeti yüksek bir proje olduğuna işaret eden Akgül, bu tür projelerin yüksek risk içerdiğini, başarısız olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi. “Proje büyüklüğü nedeniyle çok risklidir, katılımcı bir şekilde hayata geçirilmelidir” diyen Akgül, projelerin aşamalı olarak, kapsamlı araştırmalar, pilot uygulamalar sonrasında hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Akgül, donanım ve yazılımların sürekli geliştiğini, bu nedenle pilot aşamada farklı seçenekler ve platformların planlı şekilde denenmesi gerektiğini dile getirdi. Büyük bir projenin başarısı için proje maliyetinin önemli bir kısmının araştırma ve geliştirmeye ayrılması gerektiğini dile getiren Akgül, donanım boyutunun göreceli en kolay boyutu olduğunu söyledi.
Akgül, işin en kritik boyutunun ise öğretmenlerin eğitimi ve kazanılması, müfredatın yeni teknolojilere uyarlanması, içeriğin hazırlanması, öğretim tasarımının dikkatlice yapılması olduğunu söyledi.

"e-kitap yeniden tasarlanmalıdır”
Doç. Dr. Mustafa Akgül, internet farklılığının, çeşitliliği ve çok kültürlülüğü temsil ettiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Müfredatın bir çerçeve ile yetinmesi, öğretmene ve öğrenciye farklı olabilme esnekliğini ve özgürlüğünü tanımalıdır. Mevcut kitapların elektronik ortama aktarılması, yani z-kitap, arzulanan e-kitap olmayacaktır. Teknolojiyi ve eğitimi anlayan, işin felsefesini iyi bilen uzmanlar e-kitapları yeniden tasarlamalıdır. Öğretmenler, internette buldukları öğrenme nesnelerini, açık öğrenme malzemelerini rahatça kullanma ve onları geliştirme ve paylaşma özgürlüğüne ve ortamına sahip olmalıdır. İnternet ortamında bu ilkelerle tasarlanmamış ve uygulamaya geçmemiş her düzeydeki öğrenme ortamının ve programının, eski paradigmayı destekleyen yani hala merkezi bir kaynaktan bilgi yüklemesi yapmaya çabalayan uygulamaları ezip geçtiğini ve onları birer birer yok ettiğini görmekteyiz.”

“Öğretmenler programa dahil edilmeli”
Programın sürdürülebilirliği için de öğretmenlerin de programa dahil edilmesi gerekiğini dile getiren Akgül, “Öğretmenlerin çalışmanın bütün adımlarının her birinde yer almaması baştan projemizi kendi kendimize sabote etmemiz anlamına gelir. Bütün dünyadaki örnekleriyle araştırmalar yukardan aşağıya gelen en anlamlı ve etkileyici görünen eğitim reformlarının bile öğretmenleri bu biçimde işin içine dahil etmezsek onlar tarafından haklı gerekçelerle sabote edildiğini gösteriyor” dedi.
Tüm süreci yönetecek Bilimsel Kurullar’ın oluşturulmasını, sonuçların açık ortamlarda tartışılmasını ve kamuoyuyla paylaşılmasını isteyen Akgül, INETD’in de 16. İnternet Konferansı’nda FATİH Projesine geniş yer vereceklerini sözlerine ekledi.

Son Güncelleme: Cuma, 20 Ocak 2012 19:07

Gösterim: 5798

Kocaeli’nde öğrencilerden bazılarının dağıtılan bilgisayarları satması MEB’e ders oldu. Öğrencilere verilecek tablet bilgisayarları korumak için güvenlik sistemi geliştirildi. Tablet, okuldaki akıllı tahtadan sinyal alamazsa kilitlenecek.

Tablet bilgisayarFatih Projesi çerçevesinde, yeni öğretim yılında 5 - 9 sınıflarda başlayarak dağıtımı yapılacak olan tablet bilgisayarların çalınma ve satılmasının önlenmesi için alınacak önlemleri değerlendiren Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), tabletlere ’kırılamayacak’ bir yazılım yüklemeyi planlıyor. Yazılım sayesinde tablet bilgisayar ’tampon süre’ olarak tanımlanan zaman aralığında sınıflardaki akıllı tahtalardan sinyal almazsa kilitlenecek. Tampon süre okul ve tatil dönemleri için ayrı ayrı ayarlanabilecek ve kilitlenen bilgisayar anacak yetkililerin vereceği parolayla açılabilecek. Böylece, çalınma veya satılma durumunda okuldaki akıllı tahtadan sinyal alamayan bilgisayar kilitleneceğinden alıcıların işine yaramayacak.

Kırılamayacak yazılım

Bu yazılımın kırılması ihtimalini de düşünen Bakanlık yetkilileri, yazılımın işletim sistemi üzerine değil, bilgisayar içinde bulunan en pahalı donanımlar üzerine gömülü olmasını planlıyor. Bakanlık yetkililerine göre hem parça sökülüp yenisi takılmadan yazılımın kırılması mümkün olmayacağından hem de parça değişimi durumunda masraf çok fazla olacağından bilgisayarın çalınmasının ya da satılmasının bir anlamı kalmayacak.

Sigorta masrafı düşecek

Tabletlerin güvenliği konusunda alınacak bu tedbirin riski de azaltması nedeniyle sigorta masraflarını düşüreceği belirtiliyor. Diğer taraftan tabletlerle internete girecek öğrencilerin zararlı sitelere girmesinin engellenmesi için MEB tarafından yönetilecek bir filtreleme sistemi uygulanması düşünülüyor.

Uyarılar etkili oldu

Kocaeli’de gerçekleştirilen ’Her Öğrenciye Bir Bilgisayar’ kampanyası kapsamında 52 bin öğrenciye bilgisayar dağıtılmış, öğrencilere dağıtılan bilgisayarların nasıl kullanıldığına dair ankette ankete katılan öğrencilerin yüzde 8’i bilgisayarının olmadığını söylemişti. Raporda, İl Milli Eğitim müfettişlerinin raporu dayanak gösterilerek hibe bilgisayarların öğrenciler tarafından satıldığı ifade edilmiş ve Fatih Projesi’nde dağıtılacak tabletlerin de başına aynı şeyin gelmemesi için önlem alınması gerektiği ifade edilmişti. Kaynak: Akşam

> MEB Tablet bilgisayarların satılmasını nasıl engelleyecek!

Kocaeli’nde öğrencilerden bazılarının dağıtılan bilgisayarları satması MEB’e ders oldu. Öğrencilere verilecek tablet bilgisayarları korumak için güvenlik sistemi geliştirildi. Tablet, okuldaki akıllı tahtadan sinyal alamazsa kilitlenecek.

Tablet bilgisayarFatih Projesi çerçevesinde, yeni öğretim yılında 5 - 9 sınıflarda başlayarak dağıtımı yapılacak olan tablet bilgisayarların çalınma ve satılmasının önlenmesi için alınacak önlemleri değerlendiren Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), tabletlere ’kırılamayacak’ bir yazılım yüklemeyi planlıyor. Yazılım sayesinde tablet bilgisayar ’tampon süre’ olarak tanımlanan zaman aralığında sınıflardaki akıllı tahtalardan sinyal almazsa kilitlenecek. Tampon süre okul ve tatil dönemleri için ayrı ayrı ayarlanabilecek ve kilitlenen bilgisayar anacak yetkililerin vereceği parolayla açılabilecek. Böylece, çalınma veya satılma durumunda okuldaki akıllı tahtadan sinyal alamayan bilgisayar kilitleneceğinden alıcıların işine yaramayacak.

Kırılamayacak yazılım

Bu yazılımın kırılması ihtimalini de düşünen Bakanlık yetkilileri, yazılımın işletim sistemi üzerine değil, bilgisayar içinde bulunan en pahalı donanımlar üzerine gömülü olmasını planlıyor. Bakanlık yetkililerine göre hem parça sökülüp yenisi takılmadan yazılımın kırılması mümkün olmayacağından hem de parça değişimi durumunda masraf çok fazla olacağından bilgisayarın çalınmasının ya da satılmasının bir anlamı kalmayacak.

Sigorta masrafı düşecek

Tabletlerin güvenliği konusunda alınacak bu tedbirin riski de azaltması nedeniyle sigorta masraflarını düşüreceği belirtiliyor. Diğer taraftan tabletlerle internete girecek öğrencilerin zararlı sitelere girmesinin engellenmesi için MEB tarafından yönetilecek bir filtreleme sistemi uygulanması düşünülüyor.

Uyarılar etkili oldu

Kocaeli’de gerçekleştirilen ’Her Öğrenciye Bir Bilgisayar’ kampanyası kapsamında 52 bin öğrenciye bilgisayar dağıtılmış, öğrencilere dağıtılan bilgisayarların nasıl kullanıldığına dair ankette ankete katılan öğrencilerin yüzde 8’i bilgisayarının olmadığını söylemişti. Raporda, İl Milli Eğitim müfettişlerinin raporu dayanak gösterilerek hibe bilgisayarların öğrenciler tarafından satıldığı ifade edilmiş ve Fatih Projesi’nde dağıtılacak tabletlerin de başına aynı şeyin gelmemesi için önlem alınması gerektiği ifade edilmişti. Kaynak: Akşam

Son Güncelleme: Cuma, 20 Ocak 2012 18:49

Gösterim: 7114


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.