banner

Kadınlar yükselmek için erkeklerden daha fazla çalışmak zorunda




Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, “Kadınlar yükselmek için erkeklerden daha fazla çalışmak zorunda” dedi.

Kadınların yükselme şanslarına sahip olabilmek için erkeklerden daha fazla çalışmak zorunda olduğunu belirten Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, “Erkeklerin ‘abicim ağları’ diye nitelendirdiğim informel iletişim ağları var, fırsatlar söz konusu olduğunda birbirlerini önerip destekliyorlar. Bu ağlarda yer almadıkları için kadınlar zorluk yaşıyorlar” diyor.

Düzce Üniversitesinin kurucu rektörüsünüz ve akademik hayatınız başarılarla dolu. Kariyer öykünüzü dinleyebilir miyiz?

İstanbul Erkek Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi mezunuyum. Boğaziçi Üniversitesi’nden üniversite birincisi olarak mezun olduğum için Türk Eğitim Vakfı’ndan yurtdışı öğrenim bursu kazandım.  Yüksek lisans derecemi Stanford Üniversitesi’nde, doktora derecemi Boğaziçi Üniversitesi’nde aldım. Doktora sonrasında, yaşadığım Düzce’ye en yakın devlet üniversitesinde çalışma arzum doğrultusunda, Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaptım. Kurullarda idari görevler ve bu üniversiteye bağlı Düzce Meslek Yüksekokulu’nda müdürlük görevini yürüttüm. Düzce Üniversitesi’nin yeni bir üniversite olarak kurulması sonrasında, metropol alanları dışında demokratik, kalkınmayı destekleyen, girişimci ve rekabetçi bir üniversite kurulabileceğine dair hayalim ve inancım sebebiyle rektör adayı seçimlerine katıldım ve kurucu rektör olarak atandım. Şu anda rektör olarak ikinci görev dönemini yürütüyorum.

Eğitim hayatınız nasıl geçti? Nasıl bir öğrenciydiniz?

Dersi mutlaka ve çok iyi izleyen, çok çok iyi not tutan, hatta notları elden ele dolaşan, günü gününe çalışan ve arkadaşlardan isteyenlere dersi bir kez daha anlatmaktan büyük keyif alan bir öğrenciydim. Daha alt sınıflara öğrenci asistanlığı da yaptım. Düzenli çalışmak bana birçok sosyal ve kültürel faaliyette bulunmak için zaman da kazandırıyordu. O kadar ki birlikte geziler düzenlediğimiz arkadaşlardan mezuniyet töreninde ‘Sen ne zaman çalıştın da üniversite birincisi oldun?’ diye espriler yapan da oldu.

Tercihlerinizi etkileyen faktörler ya da kişiler oldu mu? Okumak için farklı alanlar düşünmüş müydünüz?

Ailemin önerileri ortaöğretimde belirleyici oldu ve İstanbul Erkek Lisesi’ni tercih listemin en üst sırasında yerleştirdim. O dönemde üniversite sınavına girmeden önce tercih listesi yapılıyordu. Anne-babamın dürüst, hastayı öncelikleyen, fedakar hekimler olmalarından etkilenerek İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi ilk tercihimdi; son gece onu ikinci sıraya alıp ilk sıraya Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünü yazdım. Yeni ve disiplinler arası bir mühendislik alanıydı, dolayısıyla riskli bir tercihti. Hayatta hiçbir şey tesadüfen olmuyor. Yöneticilik yaşamımda bu bölümde okumuş olmamın büyük avantajlarını yaşadım.

Ülkemizde kadın idareci olmanın birçok zorluğu var. Özellikle kadın yöneticiler eğitim alanında ne gibi zorluklar yaşıyor? Siz vardığınız noktaya gelene kadar ne gibi zorluklar yaşadınız?

Süreçlerin içinde yaşarken kadın olmaktan kaynaklanan zorluklarla ilgili bir algım olmadı ama zamanla farkına vardım ki kadınlar benzer yükselme şanslarına sahip olabilmek için erkeklerden daha fazla çalışmak zorunda. Erkeklerin ‘abicim ağları’ diye nitelendirdiğim informel iletişim ağları var, fırsatlar söz konusu olduğunda birbirlerini önerip destekliyorlar. Kararların bir bölümü bu ağlardaki (yemekler, tavla/satranç/golf turnuvaları, kahve/hane sohbetleri, kulüp buluşmaları, vb) iletişim ve etkileşim sırasında şekilleniyor. Bu ağlarda yer almadıkları için kadınlar zorluk yaşıyorlar.

Bunun yanında çoğu kadın, aile ve iş yaşamının dengeli yürütülebileceğini düşünmediği, bunun mümkün olduğunu gösteren rol modeller az olduğu, olanlar da medyada fazla yer almadığı için karar alma süreçlerinde yer almak için cesaret bulup aday olmuyorlar.

Yöneticilik pozisyonlarına atama süreçleri şeffaf ve liyakat bazlı olmadığında bundan en önce ve en çok kadınlar zarar görüyor.

YÖNETİCİLİK POZİSYONLARINDA KADINLAR YER ALMIYORLAR

Kadınların eğitim dünyasındaki yerini genel anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de yükseköğretim alanında ilginç bir sorun var: Öğrencilerin yüzde 45’i, akademisyenlerin yüzde 40’ından fazlası, profesörlerin yüzde 30’a yakını kadın. Bu oranlar ve cam tavan endeksi Avrupa’da en iyi oranlar. Diğer bir deyişle; ülkemizde kadın akademisyenlerin kariyer basamaklarını tırmanışında herhangi bir engel yok. Profesör oranı da oldukça iyi. Ama yöneticilik pozisyonlarında kadınlar yer almıyorlar. YÖK Genel Kurulu’nda sadece bir kadın üye var. Üniversitelerde kadın rektörlerin oranı yüzde 6 bile değil, dekan oranı ise yüzde 9. Bu çelişkili durum yükseköğrenimin yönetiminde yenilikçiliğin önündeki en büyük engellerden biri.

Kadının toplumdaki ve iş dünyasındaki konumunun değişmesi sizce neye bağlı? Bu değişimde eğitimin rolü ne derece önemli?

Yapılan araştırmalara göre kadınların erkeklerle sayı eşitliği sağlamasından ziyade, etkili pozisyonlarda güç sahibi olmalarının daha önemli olduğu ortaya konmuş. Liderlik pozisyonlarına yükselebilmek için de eğitim ve kendini geliştirme çok önemli. Aile-özel hayat-iş dengesini sağlayabilen, fark ve fayda yaratan kadın liderlerin daha fazla görünür olması ve diğer kadınlara rol model teşkil etmesi de çok önemli. TULIP programlarında en çok, mentorluk oturumlarında kadın rektör ve rektör yardımcılarıyla deneyim paylaşımı ilgi çekiyor. Bunların yanında, yöneticilik pozisyonlarındaki kadınların da erkek egemen dili terk edip kendilerine ve kurumlarına özgü bir yönetim anlayışı kurgulamaları gerekli.

Devletin ve özel sektörün kadınlarla ilgili çalışmalarını yeterli buluyor musunuz? Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Kadınlarla ilgili birçok sorun var ve yaşamsal olanlar için önlemler alınmaya çalışıyor. Yapılan çalışmalar yeterli olsaydı daha az sorun ve daha fazla kadın yönetici görüyor olurduk. Her kurum ve karar alma süreçlerindeki her kişi elinden geleni yapmalı. Biz Düzce Üniversitesi’nde TULIP (Türkiye Üniversite Liderlik İyileştirme Programı) çerçevesinde kadın akademisyenlerin liderlik yetenek ve arzularını destekleyecek kadın liderliğini geliştirme ve güçlendirme eğitim ve mentorluk programlarını yürütüyoruz. Bu Türkiye’de bir ilk ve ilgi çok fazla. Daha fazla kadın akademisyene ulaşabilmek için işbirliği yapacağımız sponsor kurumlara ihtiyacımız var.

Kurumunuzu yönetirken nelere dikkat ediyorsunuz? Nasıl bir yönetim modeli benimsiyorsunuz?

Katılımcı, demokratik, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışını kurumsallaştırmaya çalışıyoruz. Ulusal Kalite Hareketine katılmamız, Son 6 Ay Sunumları diye adlandırdığımız periyodik hesap verme toplantılarımız, karar alma süreçlerini kurul ve komisyonlarda istişare ile yürütüyor olmamız, tüm mensuplarımızla geribildirim toplantıları düzenlememiz, paydaşlarla işbirliği, güç birliği ve gönül birliği kurma uygulamalarımız, ‘değer üreten bir üniversite’ olma felsefemiz bizi hızla farklılaştırdı ve çeşitli endekslerde ön sıralara taşıdı.

Yeni mezun olan kadın öğretmenlere ve eğitim sektöründeki genç kadın girişimcilere tavsiyeleriniz neler olur?

Biz kadınlar; kendimizi iyi tanıyıp sürekli geliştirmeli, hedeflerimizi belirlemeli, adım atmaktan ve aday olmaktan çekinmemeli, işimizle ilgili hukuki mevzuatı öğrenip kesinlikle uymalı, erkek egemen dili yeniden üreten uygulamalardan kaçınmalı ve başka kadınların gelişimini desteklemeliyiz diye düşünüyorum.

Biz Düzce Üniversitesi’nde TULIP (Türkiye Üniversite Liderlik İyileştirme Programı) çerçevesinde kadın akademisyenlerin liderlik yetenek ve arzularını destekleyecek kadın liderliğini geliştirme ve güçlendirme eğitim ve mentorluk programlarını yürütüyoruz. Bu Türkiye’de bir ilk ve ilgi çok fazla. Daha fazla kadın akademisyene ulaşabilmek için işbirliği yapacağımız sponsor kurumlara ihtiyacımız var.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.