banner

Özel okul velisi, öğretmeni ve okul sahipleri: Sesimizi duyan var mı?




 Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı

alpaslan_dartanTürkiye’de temel becerilerden yoksun, performans göstergelerine özellikle de sınava ve sonuçlarına odaklı bir eğitim anlayışı sürdürülürken eğitimde niceliksel tanımlamaların amaç değil araç olarak kullanıldığı, eğitime erişimin sorun olmadığı, okullar arasındaki eğitim kalitesinin ve bölgesel farklılıkların konuşulmadığı eğitim reformu sayılabilecek değişim ve dönüşümün gerçekleştirmesine ihtiyaç olduğu hepimizin malumudur.
Pandemiyle birlikte başlayan ekonomik durgunluk ardından gelen enflasyonist baskılar, tüm dünyayı etkilediği gibi ülkemizde etkisini gördüğümüz derin ekonomik krizin habercisi olmuş ve bugün yaşadığımız sosyo-ekonomik sıkıntıların sebebine dönüşmüştür.
16 Aralık 2019 tarihinde yine bu sayfalarda “Görmeyen, duymayan, konuşmayan kalmadı, MEB hariç” başlıklı bir yazı yazmıştım, özel okulların içerisinde bulunduğu kriz ile ilgili olarak. Alt başlık olarak da “Perşembenin Gelişi Çarşambadan Bellidir; Kriz” tanımlamasında bulunmuştum.
Son 25 yılda okulöncesi eğitimde ve ortaöğretimde öğrenci sayıları giderek artarken eğitime erişimde devlet okulları ile özel eğitim kurumları açısından farklılaşmaları gördük. Pandemi öncesi yıllarda velilerin okul tercihlerine bakıldığında giderek daha fazla ailenin çocuklarının eğitimleri için özel eğitim/öğretim kurumlarına yöneldiğini görüyorduk. Ancak özellikle pandemiyle başlayan süreçte ekonomik krizin de derinleşmesiyle çocuklarını özel okullarda okutmak isteyen ama yaşamsal ekonomik zorluklar nedeniyle çocuğunu özel okuldan alan ve resmi okullara göndermek zorunda kalan büyük bir çoğunlukla karşılaştık.
Özel okul sayısının dershanelerin kapatılması kararıyla ve dershaneden okula dönüşün artması, ücretlerin makul seviyelere inmesi, kaldırılsa bile önceki yıllarda devletin velilere verdiği teşvikler, özel okulların çok dilli bir dünya vatandaşı yetiştirdiği algısı, sosyal etkinliklerin içeriğinin zengin ve çeşitli olması, yurtiçi ve yurt dışı projelerle öğrenci değişim programları yürütmeleri, öğretmenlerin niteliği, sınıflarda öğrenci sayısının azlığı, güvenli okul duygusu ve benzeri pek çok gerekçe özel okul sayısının pandemi öncesinde epey artmasına neden olmuştu.
Sektör, Pandemi öncesinde bir buçuk milyona çıkardıkları öğrenci sayılarını pandemi döneminde yaklaşık dört yüz bine yakınını kaybederken bir sektörün toparlanmaya başlayacağı bir dönemde dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılar ve hayat pahalılığı bu sektörde işleri daha da zorlaştırdı.
Bugün gelinen noktada özel okul sektöründe ne veli ne öğretmen ne de okul sahipleri mutlu ve mesut değiller. Her birinin çokça haklı olduğu sebep var. Veliler hayat pahalılığından ve özek okul ücretlerinin yüksekliğinden, öğretmenler aldıkları ücretlerden ve çalışma koşullarından okul sahipleri de öğrenci başına aldıkları ücretten, öğretmenlere yeterli ücreti verememekten, artan maliyetlerinden ve devletin ilgisizliğinden şikâyet ediyorlar. Eğitimin ayrılmaz parçası bu üç paydaş da eğitimin yaşamsal koşullarından mutsuzlar ve her biri de maalesef haklı.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri yıllarca özel okula devam eden öğrenci oranını 2023 yılına kadar %15’e çıkarılması hedefinden söz etmişlerdi. Bu gün gelinen noktada bunun gerçekleşebilmesi için iyileştirici ve özendirici tedbirler alınması, Bakanlığın devlet ve özel sektör ayrımı gözetmeksizin eğitimin tüm paydaşlarına eşit mesafede durması hatta gerekiyorsa eğitime katkı sunan her türlü girişime artı destek vermesi gerekmektedir.
Eğitimin girdisi de çıktısı da insandır, eğitim aynı zamanda bir hizmet sektörüdür. Yirmi milyon öğrencinin eğitim gördüğü okullarda eğitim ve öğretim niteliğini artırabilmenin en önemli koşulu iyi öğretmen ve lider okul yöneticilerine sahip olmaktır. Alan bilgisi, iletişim becerisi, insani özellikleri, teknolojiye yatkınlık, olumlu kişilik özellikleri, liderlik özellikler ve sorun çözme becerisi gibi pek çok özelliği bünyesinde barındıran öğretmenlerin varlığı bir okul için önemlidir.
Bugün özel okulların 3 milyon öğrenci kontenjanı bulunmasına rağmen okuttukları öğrenci sayısı ancak bunun yarısı kadardır. Şu an Türkiye genelinde sektörde 1 milyon 578 bin öğrenci 195 bin öğretmen ve 50 binin üzerinde hizmet gören personel çalışmaktadır. Yani %50 kapasite ile çalışan bir özel okul sektöründen bahsediyoruz. Yaşanan ekonomik koşullar nedeniyle bu sayının gittikçe de azalacağı konuşuluyor.
Özel okulların ekonomik zorlukları bugünün sorunu değildir. 5-6 yıl öncesine dayanan ekonomik daralma sektörü zorlamaya başlamış, büyük zincir okulların sahip değiştirmeleriyle, başka iş insanlarına devir edilmeleriyle başlamıştır. Bireysel girişimciler de yeterli maddi kaynakları olmadan bu işe girmiş olmalarının bedelini kriz dönemlerinde ödemek durumunda kalmışlardır. Son iki yılda 2500’e yakın okulun ya el değiştirdiği ya da kapandığı son gelişmelerle bu sayının biraz daha artacağı beklentisi bulunuyor.
Zincir okullarla başlayan öğretmenlerin geçinemiyoruz protestoları ve sosyal medya üzerinden örgütlenme girişimleri, yazılı ve görsel basının okul ücretlerine olan ilgisi ve genellikle de tek taraflı yapılan yayınlar. Buna karşılık okul sahiplerinin zorluklarını dile getirdiği platformların yetersizliği, son 3 yılda özel okul ücretlerine yapılan sınırlı zam ile asgari ücrete gelen zam oranları arasındaki büyük farklar (Asgari ücret 2021’de 2.800 TL iken, bugün 17 bin TL. Maaşların 3 yılda 6 kat artması) özel okul ücretleri ile ilgili bugün yaşanan sıkıntıların başlıca sebeplerindendir ve sektörün paydaşları için (veli-öğretmen ve okul) için sürdürülebilir bir durum değildir.

Genel olarak özel okulda çocuğunu okutan aileler çocuklarının kaliteli bir eğitim almasını isterken, aynı zamanda bu eğitimin maliyetinin de düşük olmasını bekliyorlar. Aynı zamanda veliler özel okulda görev yapan çocuklarının öğretmenlerin de okulda çalışanların da günün koşullarında geçinebilecekleri ve olması gereken kadar bir ücret almaları gerektiğini de söylüyorlar. Bunun sağlanabilmesi için okul-veli-öğretmen üçlüsünün günün ekonomik koşullarında gelir gider hesabına uygun ve arz talep terazisine eşit ve adil bir çözüm üretmelerinden geçmektedir.
Bu nedenle sorun, özel okulların fiyatlarının düşük ya da yüksek olmasıyla ilgili değildir. Çünkü veliler de öğretmenler de kurum sahipleri de sıkıntıda. Çan eğirişinin ucunda yer alan yüksek gelirli aileler için okulların ücretlerini ödemek zor değil ama çan eğrisinin ortasında yer alan ve ortanın üstü geliriyle çocuğuna iyi bir eğitim aldırmak isteyen beyaz yakalı büyükçe bir grup için hiç de kolay değil mevcut okul ücretlerini ödeyebilmek.
Türkiye’de özel okullardaki öğretmen maaşları ile devlet okullarında görev yapan öğretmen maaşları arasındaki makasın da giderek artması önemli bir sorun. Özel okullarda neredeyse asgari ücret düzeyinde sayılabilecek öğretmen ücretleri var ve arada oluşan belirgin farklar sektörün bir diğer kanayan yarası durumuna gelmiştir.
Bu çıkmazdan kurtulmak ve ayakta kalabilmek adına okul sahiplerinin farklı çözüm arayışları olduğunu duyuyoruz. Öğretmen ücretlerini asgari ücretten yatırmak maaş farklarını da elden vermek gibi ya da okul ücretlerini makul tutmaya çalışmak ve velinin ödeme gücüne göre ödeme sürelerini 8-10 ay gibi vadelerden daha da uzun vadelere yaymak gibi. Ücretsiz yapılan etüt, kurs ve benzeri uygulamalarına ücret almak, uluslararası program uyguluyorsa ücret almak ya da aldıkları ücreti yüksek tutmak gibi. Bu tür çabalar ancak kurumun kısa vadeli çözümleri olabilir.
Evet devlet bu işe gerekli kolaylığı sağlamaz ise büyük kentler de dâhil ama pek çok Anadolu kentinde ilçesinde pek çok kurumun kapanması içten bile değildir. Tek çare; Sektörün kendi içerisindeki rekabetin getirdiği tüm sıkıntılara rağmen ortak paydada Devletten ve MEB’den bekledikleri kolaylıkların sağlanmasıdır.
* Veli teşviklerinin yeniden gündeme gelmesi,
* KDV oranının yüzde 10'dan yüzde 1'e düşürülmesi,
* Maliye Bakanlığı'ndan krizdeki birçok sektöre verdiği desteği özel okullara da vermesi,
* Özel okul açmanın kolaylıkları ve zorlukları eğitim bilim ilkelerine göre ayarlanması,
* Okulların denetimlerinin önceliklendirmesi,
* Özel okullarda vergi, SGK ve denetim yükünün ağır olması,
* Özel okullardan her yıl alınan ruhsat harcının kaldırılması,
* Elektrik, su, doğal gaz maliyetinin tarifelerinde ayrıcalık yapılması, 

Yıl

Enflasyon (%/yıl)

Dolar Kuru ($/TL)

2015

8,81

2,33

2016

8,53

2,92

2017

11,92

3,52

2018

20,3

3,77

2019

11,84

5,28

2020

14,6

5,95

2021

36,08

7,42

2022

64,27

18,7

2023

65

29,7

2024

40

39

  

TÜFE (yılsonu)

 

2021
(2022-2023)

2022
(2023-2024)

2023

TÜFE

36%

64%

65%

 

 

 

 

Yıllık Enflasyon (12 aylık ortalama**)

 

2021
(2022-2023)

2022
(2023-2024)

2023

TÜFE

20%

72%

54%

ÜFE

44%

128%

50%

TÜFE+ÜFE/2 +%5

37%

105%

57%

 

 

 

 

MEB Ücret Artırımı

36%

65%

57%

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.


Alparslan Dartan İstanbul PDR Şube Başkanı

27.Şub.2024

Özel okul velisi, öğretmeni ve okul sahipleri: Sesimizi duyan var mı?

 Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Türkiye’de temel becerilerden yoksun, performans göstergelerine özellikle de sınava ve sonuçlarına odaklı bir eğitim anlayışı sürdürülürken eğitimde niceliksel...

06.Şub.2024

MEB’in ortak sınavlarının sonuçları hakkında neyi, ne kadar biliyoruz?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Millî Eğitim Bakanlığı, geçen yıl Eylül ayında öğrencilerin gelişimini takip etmek, müfredatın işlenmesinde okullar arasında bütünlük sağlamak ve...

06.Kas.2023

Cumhuriyetin 100. Yılında Eğitim: Toplumcu mu, Bireyci mi?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR UzmanıMerak, kendi kendine öğrenme, deneysellik, keşif ve sorgulama, modern eğitimin ayar damgası olmalıdır. Bu tür bir eğitim yaratıcılığı...

24.Eyl.2023

Yeni dönem başlarken; Öğrenciler, Ebeveynler ve Öğretmenler

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Okullar açılırken öğrenciler, öğretmenler ve anne babalar için heyecanlı, endişeli bir süreç de başlamış oldu. Türkiye’de farklı yaş...

01.Eyl.2023

Hayat hep seçimlerden / tercihlerden ibaret midir?

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı  İnsanoğlu normal koşullarda doğar, büyür, gelişir, gençleşir, olgunlaşır, yaşlanır ve nihayetinde ölür, doğanın yasası böyle, elbette buna diyecek...

21.Tem.2023

LGS ve YKS: Ulusal Sınavlar ve Sonuçları Üzerine

Alpaslan Dartan – PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi Haziran ayında gerçekleştirilen ve ulusal sınavlarımız dediğimiz LGS ve YKS’nin bu yıl deprem gibi yaşanan acı deneyime ve...

03.Tem.2023

Yeni Bakan Yeni Umut olacak mı?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Milli Eğitim Bakanlığına atanan Prof. Dr. Yusuf Tekin, aslında Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü alanından bir profesör....

27.May.2023

Liseler Neden 4 Yıl?

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Eğitim sistemimizdeki belirli dönemlerdekisistem değişikliklerinin genel hayat üzerinde olumlu/olumsuz etkilerini ve uzun yıllar silinmeyecek izleri görebiliyoruz. Son yıllarda Liselerde...

27.Nis.2023

YÖK değişir mi ya da üniversiteler nicelikten niteliğe doğru değişir mi?

Alpaslan Dartan / Eğitim Yöneticisi - PDR Uzmanı Uzunca bir süre seçimlerin tarihine endeksli olarak ne zaman yapılacağı belirsiz olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı seçim tarihinin öne...

31.Mar.2023

Eğitim ülkemizde ‘Bir Ülke Meselesi’ olamadı!

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı 1920 yılından bugüne geçen 98 yılda 66. Milli Eğitim Bakanı olarak görevini sürdüren Prof. Dr. Mahmut Özer de...

27.Şub.2023

Deprem / Büyük Felaket Travmaların Nedeni

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Türkiye, yüzyılın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem; Kahramanmaraş,...

28.Ara.2022

Yükseköğretim Kurulunda Girdi Esaslı Düzenlemelerin Yansımaları

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Yükseköğretim Kurulu (YÖK), yükseköğretimdeki eğitim kalitesini yükseltmek için “süreç odaklı düzenlemeler ve çıktı esaslı düzenlemeler" olmak üzere üç...

22.Kas.2022

Eğitimde kurumsal hafıza ve sürdürülebilir politikalar özlemi

Alpaslan Dartan - Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Evet, ana başlıkları ile çok değil son üç Milli Eğitim Bakanı’nın öğretmen yetiştirme politikalarından, öğretmenlerin özlük haklarına ve öğretmenlik mesleğinin...

28.Eki.2022

Cumhuriyetin 99. Yılında Tarihi Okullar

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Okullar, bir toplumun sosyalleşmesinde ve değerlerinin bireylere aktarımında en önemli kurumlardan birisidir. Puzzle’ın her bir parçası toplumun tüm...

26.Eyl.2022

EĞİTİMİN PANORAMASI

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı   Millî Eğitim İstatistikleri-Örgün Eğitim 2021-2022 verileri ışığında   EĞİTİMİN PANORAMASI 2022 -2023 eğitim ve öğretim yılı, 12 Eylül 2022 Pazartesi günü...

22.Ağu.2022

Öğretmenler ayrıştırılıyor mu?

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Son zamanlarda öğretmenler arasında Milli Eğitim Bakanlığının açıkladığı “Uzman Öğretmenlik / Başöğretmenlik Eğitim Programı ve Yazılı Sınav Takvimi”ne...

18.Tem.2022

Üniversite Yaşamı ve Çoklu Kariyer Fırsatları

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Çocukken büyüklerimiz hepimize “Büyüdüğünde ne olmak istersin?” sorusunu sorardı. Bizler o zamanlar neredeyse ezberlemiş gibi hep aynı cevapları...

25.May.2022

Eğitimde Demokratik ve Katılımcı Bir Yönetim

Alpaslan Dartan – Eğitim Yöneticisi / PDR Uzmanı Günümüzde teknolojik gelişmelere ve dijitalleşen dünya düzenine rağmen eğitim ve öğretim faaliyetleri ve eğitim liderliği etkileşim ve psikolojiye...

06.May.2022

Dondurulmuş gençliğin YKS Sınavı

Alpaslan Dartan - PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi artı eğitim dergisinin bundan önceki sayısında eğitimin gündemini oluşturan Yükseköğretim Kurulu’nun Yükseköğretim Kurumları Sınavına (YKS) ilişkin aldığı TYT...

14.Mar.2022

Yükseköğretimin Nicelik değil Nitelik sorunu var!

Alpaslan Dartan - PDR Uzmanı / Eğitim Yöneticisi Yükseköğretim Kurulu’nun Yükseköğretim Kurumları Sınavına (YKS) ilişkin aldığı TYT ve AYT baraj puanları uygulamasının kaldırılması son yıllarda yapılan...


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.