banner

'Mühendislik tamamlama en doğal hakkımız'




Teknik öğretmenlerle mühendisler arasında gerilim büyüyor!

YÖK’ün teknik öğretmenlere mühendislik yolunu açan 'Teknik öğretmenler için mühendislik tamamlama programı’ teknik öğretmenler ile mühendisleri karşı karşıya getirdi. Teknik öğretmenler "mühendislik bizim hakkımız" derken, mühendisler, kendilerine haksızlık yapıldığını düşünüyor. 

Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) teknik öğretmenlere mühendislik yolunu açan 'Teknik öğretmenler için mühendislik tamamlama programı’ teknik öğretmenler ile mühendisleri karşı karşıya getirdi. Teknik öğretmenler mühendislik hakkının 1992’de TBMM’de tüm partilerin oy birliğiyle alınan kararla kendilerine tanındığını 2001 yılına kadar “mühendislik tamamlama” eğitimlerinin kısmen yapılsa da bu tarihten sonra  hiçbir gerekçe gösterilmeden dönemin YÖK’ ü tarafından kanuna rağmen tamamlama eğitiminin uygulanmasına son verildiği belirtti.

Teknik öğretmenlerden gelen bildiri şöyle;

DEĞERLİ BASIN VE YAYIN KURULUŞLARIMIZIN DİKKATİNE.!.!..                      

Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarına “bedava” mühendislik verildiğine dair asılsız, aşağılayıcı, yerici olması yanında, hukuka ve demokratik ilkelere uygun olmayan haksız, amacını aşan bir kampanyanın sosyal ortamda yürütülmekle birlikte, ilgili kurumların hedef seçilerek, Teknik Öğretmenlerinin mağduriyetinin devamına yönelik çalışmaların olduğuna tanık olmaktayız. Bu haksız ve hukuksuz kampanyanın devamı olarak bugün ilgili örgütün Yüksek Öğretim Kurumu önünde eylem yapacağı duyumu alınmıştır.

Teknik Öğretmenlerin Mühendislik tamamlama eğitimine ilişkin 3795 sayılı yasa, ilgili kurumlarca hazırlanan bir çok bilimsel rapor sonucu, 1992 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'nca tüm partilerin oy birliği ile çıkarılmıştır. Ne var ki söz konusu Kanunun, siyasi, ideolojik, ekonomik, sayısal üstünlük vb. kaygılar nedeniyle bazı egemen güçler tarafından uygulanmamasına yönelik bir çok girişimde bulunulmuştur. Bu çerçevede başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere, bir çok yargı makamlarına iptali yönünde başvuru yapılmıştır. Ancak tüm bu girişimler hukuksuz ve bilimdışı görülerek ret edilmiştir. Bununla yetinmeyenler, bu defa kanunun uygulanmasını engellemek adına bürokratik engeller çıkarmasına rağmen 2001 yılına “mühendislik tamamlama” eğitimleri kısmen yapılmıştır. Ancak, 2001 yılında hiçbir gerekçe gösterilmeden dönemin YÖK’ ü tarafından kanuna rağmen tamamlama eğitiminin uygulanmasına son verildi. Diğer taraftan 28 şubat sürecinde mesleki ve teknik okulların önüne getirilen katsayı nedeniyle, bu okul mezunları yüksek sayısal puanlarına rağmen mühendislik Fakülteleri yerine benzer 4 yıllık lisans düzeyindeki Teknik Eğitim Fakültelerine gitmek zorunda bırakıldılar. Bu her iki anlayış antidemokratik, bilimsel ve hukuk dışı olduğu ortadır. Bunun bedelini on yıllardır sanayicinin ve ülkemizin ne ölücüde ödediği basın yayın kuruluşlardan ve ilgili kurumlarca hazırlanan bilimsel raporlardan görmekteyiz.

Bu kanunun uygulanmaması nedeniyle, 3-4 yıl teknik lisede 4 yıl Fakültede teknik eğitim almasına karşın mezun Teknik Öğretmenler sanayi sektöründe çalıştığında statü , imza ve yetki sorunu ile karşı karşıya bırakılmış, bu nedenle büyük kısmı işsiz kalmış, hem maddi hem de manevi olarak mağdur edilmiş, edilmektedir. Bu durum artık bir sosyal sorun haline geldiği gerçektir. Teknik Eğitim Fakülteleri 4 yıllık lisans düzeyinde, yüzde 90' ı hem teorik hem de pratik mühendislik eğitimi veren fakültelerdir ve eğitim dersleri dışında mühendislik fakültelerinden kredi olarak daha fazla teknik ders içermekte ve bir çok üniversitede bu derslerin bir çoğu mühendis kökenli akademisyenlerce verilmektedir.

2009 yılında kapatılan fakültelerin yerine mühendis yetiştiren Teknoloji Fakülteleri kurulmuştur. Bu fakültelerin Teknik Eğitim Fakülteleri ile aynı fiziki ortama, laboratuvara ve Öğretim Görevlisine sahip olmasına, ayrıca ders içeriklerinin benzer olmasına rağmen, Teknik Öğretmenlere aynı unvanın(mühendis unvanının) verilmemesi ayrı bir haksızlıktır. Hâlihazırda Milli Eğitim Bakanlığı'nda görev yapan teknik öğretmenlerin ciddi bir kısmı MÜHENDİS kökenlidir ve halen Mühendisler Teknik Öğretmenlik yapmaya devam etmektedir. Türkiye'nin dahil olduğu ve eğitim birliğine yönelik imzalamış olduğu anlaşmaya dahil olan bir çok ülkede mühendislik fakültesi mezunları eğitim formasyonu aldıktan sonra ancak Teknik öğretmen olabilirken, ülkemizde Teknik Öğretmenlerin mühendis olabilmeleri için fark dersleri ve sınav konulması zaten ayrı bir çelişki olarak ortada durmaktadır.

Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının sektördeki imajı ile yaptıkları uygulamalar, yetkinlikleri ve yeterlilikleri bakımından birer mühendis misyonuna sahip, ancak imza yetkileri bakımından yetkisizdirler. Bu çalışma mühendislerin çalışma alanını daraltması asla söz konusu değildir. Tam aksine üretimde verimliliği ve etkinliği  artıracaktır. Unvanla iş yapan değil gerçekte bilgisine ve tecrübesine güvenen ön plana çıkacak ve üretim içerisinde yer alacaktır. Çalışma hayatında benzer mesleklerin yer alması ile AB kriterlerine uygun bir üretim hamlesi yaratacaktır. Bu ülkemiz için büyük kazanım olacaktır.

Son yıllarda bir çok alanda değişen, gelişen ülkemizde, sümen altı edilen sorunların gün yüzüne çıkarılarak, çözüme kavuşturulmaya çalışmakta iken, belli gurupların bilimsel ve hukuk dışı bir yaklaşımla  benzer bir meslek  gurubuna hukuk dışı bir anlayışla yaşam hakkı tanımama, yok sayma, post modern darbe dönemlerinden kalma haksızlığın ve hukuksuzluğun devamı yönünde baskı kurmaya yönelik girişimler kabul edilemez bir durumdur. Gerek ulusal gerek uluslararası düzeydeki mevzuatlarda verilen ve kazanılan bir hakkın yıllardır engellenmesini, yok sayılmasını ve bundan dolayı mağdur olan on binlerce yetişmiş insan gücünün görmezden gelinmesini bir haksızlık olarak görmeyip, bu haksızlığı gidermeye çalışan kurumların hedef alınmasını, siz değerli BASIN MENSUPLARIMIZIN VE KAMOYUNUN vicdanına havale ediyoruz.

Özetle, Var olan bir kanun ve  hazırlanan bilimsel raporlar çerçevesinde Teknik Eğitim fakültesi mezunlarının imza ve yetki sorunu çözmek için, bu fakülte mezunların  bir kısmına Ales türü bir sınav sonucu başarılı olanların, belli kontenjanlar dahilinde 2 yarıyıl tahminen ilgili bölümlerin en az 10-15 mühendislik temel dersinin tekrar verilmesi suretiyle, benzer ve 4 yıllık statüsündeki mühendis statü ve yetkisi kazanacaktır. Teknik öğretmenlerin tümüne kolay, bedava, sınavsız, eğitimsiz mühendislik unvanın verildiği asılsızdır. Yukarıdaki gerçekler ışığında  tekrar mühendislik disiplini ve eğitimi verildikten sonra gerekli başarıyı sağlayanlara söz konusu unvan ve yetki verilmesi öngörülürken, bu tür hukuk ve bilim dışı operasyonlara ve yaklaşımlara Değerli Basınımızın itibar etmemesini önemle rica ediyoruz.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.