banner

Köşe yazarlarından kızlı erkekli öğrenci evi yorumları




Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kız ve erkeklerin aynı evlerde kaldığı ihbarlarını bir kenara atamayacaklarını belirterek, "Valiliklerimizle, emniyet teşkilatımızla bu tür ihbarları değerlendirip, üzerine gidiyoruz" açıklamasını köşe yazarları yorumladı.

Başbakan Erdoğan'ın kız ve erkek üniversite öğrencilerinin birlikte kaldıkları evlere denetleme gelebileceğini açıklaması Türkiye’nin bir numaraları gündem maddesi oldu. Gazetelerin köşe yazarları Başbakan’ın kızlı erkekli açıklamalarını köşelerine taşıdı.

Muhafazakâr toplum mühendisliği

Mehmet Yılmaz – Hürriyet

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’daki toplantıda, milletvekilleri ile sohbet ederken şöyle demişti:

“Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Bunun denetimi yok. Muhafazakâr demokrat yapımıza bu ters! Vali Bey’e bunun talimatını verdik. Bunun bir şekilde denetimi yapılacak.”

Yardımcısı ve danışmanı bu son derece tuhaf sözleri düzeltmeye çalıştılar ama Başbakan dün görüşünde ısrar etti.

“Bazı yerlerde yurtlar noktasında ihtiyacına cevap veremediğimiz için evlerde kalma noktasında sıkıntı yaşanıyor. Buralarda güvenlik güçlerimize gelen istihbari bilgiler var. Valiliklerimiz bu durumlara müdahale ediyorlar” dedi.

Demek valiler ve güvenlik güçleri artık bu işlere de karışıyorlar.

Başkalarının ne yaptığı, ne ettiğiyle kafayı bozmuş, mahallenin dedikoducu işsiz güçsüz insanları gibi, gözlerini evlerin içine dikmişler!

Yetişkin insanların nasıl yaşadığından size ne?

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Duaya devam

Taha Akyol – Hürriyet

Muhafazakâr duyarlılığımın gereği olarak böyle konulara “Şüyuu vukuundan beter” diye bakarım. Siyasette doğal olan taraftarlık ve muhalefet duygularını böyle konulara sirayet ettirmenin doğru olmadığına inanırım. Bülent Arınç’ın ve ardından Yalçın Akdoğan’ın açıklamalarını bu bakımdan memnunlukla karşılamıştım.

Fakat Sayın Başbakan, meseleyi bilinen üslubuyla öyle bir ele aldı ki, tartışma yeniden alevlendi. Toplumumuzda mutlaka istisnai, mutlaka marjinal olan bir konu genel, ateşli, siyasi bir tartışmaya dönüştü.

Sadece Denizli’den söz ediliyor; bazı ailelerin, şikâyetleri söz konusu. Bu şikâyetlerin haklı olduğunu sanıyorum. Fakat büyütmeden, mahallinde çözülebilecek sorunlar koca bir siyasi tartışmaya dönüştü.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Gençlere format atmaya çalışıyorlar

Ayşe Arman – Hürriyet

Yine aynı şey.

Hep aynı şey.

“Bu iktidar, en çok neden korkuyor?” derseniz.

Cinsellikten!

Bitmez tükenmez bir “cinsellik korkuları” var.

Aşamadılar.

Geçemediler.

Aman Allah’ım, ya o korkunç “şey” gerçekleşirse?

Maazallah, ya kızlarla erkekler sevişirlerse.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Kızların namusu...

Melih Aşık - Milliyet

Başbakan Erdoğan, “Kız - erkek öğrenci aynı evde kalamaz” sözlerini açıklığa kavuşturdu. Kız ve erkeklerin kaldığı evlerle ilgili ihbarlar geldiğini söylerken:

“Valiliklerimizle, emniyet teşkilatımızla bu tür ihbarları değerlendirip, üzerine gidiyoruz. Buralarda nelerin olduğu belli değil.” dedi.

Ana babaların çocuklarını devlete emanet ettiğini kaydetti. Bir hususu daha hatırlattı:

“Biz kızların, erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmiyoruz...”

Bir twitter mesajı ilişiyor gözümüze:

“Bizim iktidar sayesinde, üç günde bir en popüler konu cinsellik oluyor... Böyle muhafazakarlığı seveyim.”

Kadının başörtüsü... Kaç çocuk yapacağı... Çocuğu nasıl yapacağı... Nasıl yapmayacağı... Sezaryen ve kürtajı sorunu... Ekrana nasıl çıkacağı... Bunlar hep gündemdedir... Başbakan bu konuda çok hassastır. Şu sözler de onundur:

“Birisiyle kalkarsın aynı bankta yan yana oturursun, sohbetini yaparsın, şudur budur vesaire. Siz de bir yere kadar saygıyla karşılarsınız. Tayyip Erdoğan olarak ben karşılamam.”

“Kadıköy’den gelip vapurdan inenlerin durumunu görüyorum. Bunlar benim değerlerimle uyuşan şeyler değil...”

Türban sorunu çözümlendi. Şimdi türbansız gençliği zapturapta sokma zamanı. Kadın kısmının çekeceği var bu ahlak muhafızı iktidarın elinden...

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Referans din olunca

Mehveş Evin – Milliyet

Başbakan formunda: Neredeyse her gün bir tartışma konusu yaratmayı yine başarıyor.

Bu arada söylemi, gittikçe “muhafazakar demokrat”lıktan “muhafazakar”lığa, hatta “koyu muhafazakarlığa” doğru evriliyor.

Bazıları alenen dalga geçtiğini düşünüyor. Bazılarıysa gayet ciddi olduğunu...

Tartışırken, her şeyin bir liderin iki dudağının arasında olduğunu kabul ediyoruz...

Muhalefetinden basınına, herkes günlük “şok”ları absorbe etmeye çalışıyor. AKP iktidarı bunu gayet güzel başarıyor. Yalnız Gezi protestolarında tersine döndü işler.

Uzak durmaya çalıştım ama “Kızlarla erkekler aynı evde kalamaz” tartışmasına girmeden edemeyeceğim...

Bize göre böyle!

Birincisi, Başbakan’ın bu görüşte olduğu kimse için sır değil. Türkiye’de kadın ve erkeklerin, İslami yaşam kurallarını esas almasını istiyor.

Son birkaç yıldır bu yöndeki görüşlerini daha sık açıklamakta artık beis görmüyor.

“Dindar gençlik yetiştireceğiz”den tutun kürtaj yasası önermesine, “örtünmek dinin emri” demekten kadınla erkeğin eşit olmadığına...

Giderek artan bir dozda, siyasetle din birbirine karışıyor.

Hepsinde referans, din.

Öğrencinin nerede, kiminle, nasıl kalacağı da aynı muhafazakar İslami görüşe göre belirleniyor. “Bize göre böyle, artık gerisi size kalmış” mesajını veriyor bize.

Reşit insanlardan bahsettiğimizi, kiminle nasıl kalacaklarının artık ailelerini bile ilgilendirmemesi gerektiğini düşünen yok.

Aynı yaş grubu, hevesle evlendirilmeye, çocuk yapmaya çalıştırılıyor ama... Nikah kıyıldığı sürece sorun yok!

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Devlet evin içine girmiş

Mehmet Tezkan – Milliyet

Valilikler bu tür evlere gereğini yapıyormuş..

Ne yapıyor acaba?

18 yaşından büyük kişilere anne babası müdahale edemiyor, ederse şunla ol, bunla ol, şöyle yaşa, böyle yaşa diyemiyor.. Derse, zorlarsa devlet müdahale ediyor.. Yargı, emniyet o genci koruyor..

Aynı devlet nasıl müdahale edecek, hangi yasaya dayanarak diyecek?

Valiler ne yapacak?

Evlilik cüzdanı olmayanları polis gücüyle kapının önüne mi koyacak, evini mi boşalttıracak?

Ev sahiplerine kiraya vermeyin baskısı mı yapılacak?

Muhafazakar iktidar evlerin içine nasıl müdahil olacak?

Devletin özel hayatları dizayn etme hakkı var mı?

Bu uygulama özel hayata müdahale değilse, özel hayata müdahale nasıl olur?

*

Asıl soru şu..

Herkes bundan böyle, iktidarın muhafazakarlık anlayışına uymak zorunda mı?

Muhafazakarlık resmi ideoloji mi oldu?

Yazının tamamını okumak için tıklayın 

Kızlarımın namusu ve ben... 

Reha Muhtar – Vatan

O benim çocuğum... 

O benim kızım... 

Onu sokakta bulmadım ben... 

O benim sorumluluğum...

Hırsızlık, uğursuzluk yapmadıkça, namusu da şerefi de onuru da önce benim sonra da kendi sorumluluğunda... 

Kendi kızımın namusunu “devletle paylaşamam...”

Hiç arzu etmem ama, onu “aynı evde erkek arkadaşlarıyla kaldı” diye komşu şikayetlerine maruz bırakıp, sorgulatamam...

18 yaşında kızlarımın namusunu “komşu şikayetlerine meze ettiremem...” 

Emniyette sorgu meselesi yaptırmam... 

Gencecik bir kızı böylesine bir aşağılamaya maruz bırakmam... 

Başbakan bir baba olarak çok iyi bilir ki;

Hiçbir baba, kızının namusunu, şerefini, onurunu; uluorta “komşu şikayetleri ve dedikoduları üzerinden, ayaklar altına aldırmaz... 

Meçhul şikayetlerle kızının namusunu emniyette test ettirmez...”

Baba olmak aynı zamanda böyle bir hassasiyet... 

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Başbakan haklı 

Mehmet Kamış – Zaman

Burada ince bir çizgi var; devletin hayat tarzına müdahale etmesi başka bir şey, muhafazakar bir partinin sosyal politikalarında muhafazakar bir çizgi benimsemesi başka bir şey. Kimse AK Parti’nin aileyi ilgilendiren, gençliği ilgilendiren konularda muhafazakar bir çizgide olmasını eleştiremez. Çünkü parti seçimlere girmeden önce bunu açıklamış, deklare etmiş, kendini böyle tanımlamıştır. Bu nedenle Başbakan’ın, “Biz kızların erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmedik, etmiyoruz. Bazı yerlerde yurtlar noktasında ihtiyaca cevap veremediğimiz için evlerde kalma noktasında sıkıntı yaşanıyor. Buralarda güvenlik güçlerimize gelen istihbarî bilgiler var. Valiliklerimiz bu durumlara müdahale ediyorlar. Bundan niye rahatsız olunuyor.’’ cümlesi partinin dünya görüşüyle bağdaşan, özel hayata müdahale olarak da asla yorumlanamayacak ifadelerdir. Başbakan’ın bu cümleleri kendi politik çizgisiyle, seçmene söyleyip de seçmenin benimsediği siyasi çizgiyle gayet uyumludur. Kimse bunu özel hayata müdahale olarak yorumlayamaz. Devlet erkini elinde bulunduran, seçimle gelmiş hükümetlerin buraları kendi siyasi politikalarına göre yönetmelerinden daha doğal ne olabilir?

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Kızlı-erkekli ev olay yeri inceleme birimi! 

Cüneyt Özdemir -  Radikal

İşte İsviçreli liguistik uzmanlarının bile zorlandığı satırlardan bir buket dahaydı. Hangi adımlar atılacaktı, neye müdahil olunacaktı ve bu müdahale yaşam sınırı hattında nasıl son bulacaktı, eğer bunlar olmazsa hangi sorumluluğun altına girilecekti? Bu soruların cevabı hâlâ ortada gözükmüyordu ama olsundu... “Bu ülkede annelerin-babaların kahir ekseriyetinin bu işlere asla müsaade etmeyeceğini bilen insanım. Damdan düşen bir insanım. Nerede nasıl seslerin yükseldiğini bilen insanım. Bu işte biz kararlı adım atmaya mecburuz.” 

İşte tam bu an artık çaresizlik içinde televizyonu kapattım. 

Son zamanların en gizemli tehdidi ve bu tehdit ile mücadelesiyle karşı karşıyaydık ve aklım hâlâ anlamamakta direniyordu! 

Yine de bu konuşmanın metin yazarını takdir ettim. Hiçbir şey söylemeden çok şey söyleme sanatı üzerine gerçek bir başyapıt ortaya konmuştu. 

Türkiye’de siyaset işte tam da böyle yapılıyordu. 

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Nazlı Ilıcak

Ben utanıyorum

Gazeteci Nazlı Ilıcak, CNN Türk ekranlarında yayınlanan Dört Bir Taraf programında öğrenci evlerinin denetlenmesi konusunda flaş sözler söyledi. Ilıcak, "Bu işlem hukuk dışı olduğunu söylüyorum. Buradan oy gelecekse hiç gelmesin. Ben utanıyorum" dedi.

Videoyu izlemek için Tıklayın

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.